Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/98 E. 2022/85 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN

ESAS NO : 2021/98 Esas
KARAR NO : 2022/85

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilen 25/07/2018 tarihli – … numaralı ve 27/07/2018 tarihli – …numaralı Ticari Kredi ve Rehin sözleşmeleri kapsamında davalı şirkete kredi kullandırıldığını, diğer davalı …’in ise davalı şirkete kullandırılan bu kredilere ilişkin olarak sırasıyla 248.151,15-TL. ve 364.927,96-TL. limitler dahilinde sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi ve rehin sözleşmelerinden kaynaklanan borcun sözleşmelerde öngörülen çerçevede müvekkili şirkete geri ödenmediğini, borçların ödenmesi için davalılara Beşiktaş … Noterliği’nden 27/11/2018 tarihinde keşide edilen … ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerin gönderildiğini, ihtarlara rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla davalılardan … Tic. Ltd Şti. aleyhine 25/01/2019 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçildiğini, fakat sonrasında ilgili şirketin konkordato sürecinde olduğunun öğrenildiğini, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2020 tarihli, …Esas ve … Karar sayılı dosyası ile konkordato kesin mühlet kararının kaldırılarak sona erdiğini, bunun üzerine borçlu şirketle rehinli araçların harici olarak satılması konusunda anlaşıldığını, davalı/borçlu şirketin rehinli …, …, …,…ve… plakalı 5 (beş) adet aracını harici olarak sattıklarını, satış bedellerinin müvekkili şirket hesabına yatırıldığını ve araçlar üzerindeki rehinlerin kaldırıldığını, ancak haricen satılan araçların toplam bedelinin dahi müvekkili şirketin davalılardan olan alacaklarını karşılamadığını, araçların satış bedellerinin asıl alacak miktarlarından düşülmesi ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından borca ve yetkiye haksız olarak itiraz edildiğini, davalıların itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalılarca davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen ticari kredi ve rehin sözleşmelerinden doğan ticari ilişki nedeniyle, davacı şirketçe davalı şirkete kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine, bakiye kredi alacağının tahsiline yönelik olarak davacı tarafça davalılar aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazların iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; taraflar arasında akdedilen 25/07/2018 tarihli – … numaralı ve 27/07/2018 tarihli – … numaralı Ticari Kredi ve Rehin Sözleşmeleri, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, hesap özeti, ihtarnameler, takip talebi örnekleri, itiraz dilekçesi, sözleşme örneği, kat öncesi ve kat sonrası cari hesap özetleri, arabuluculuk son tutanağı, İstanbul BAM. 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/1653 Esas – 2019/1384 Karar sayılı ilamı, vekâletname örneği, yetki belgesi ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır.
Davalılar tarafından ise herhangi bir delil sunulmamıştır.
Mahkememizce davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından 11/03/2020 tarihinde davalılar aleyhine “yapılan harici tahsilatlar düşülerek” toplam 273.091,28-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebi olarak kredi ve rehin sözleşmesinin gösterildiği, davalı/borçlular vekili tarafından 16/10/2020 tarihli dilekçe ile borca, yetkiyi, faize ve fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, sonrasında davacı şirket vekili tarafından 11/02/2021 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Genel yetki kuralını düzenleyen 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının ikametgâhı mahkemesidir. Aynı yasanın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, 6098 sayılı TBK’nun 89. (818 sayılı eski BK’nun 73.) maddesine göre tespit edilmelidir. Buna göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yok ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Aynı yasanın 17. maddesinde ise tacirler arasında yetki şartının kararlaştırılmış olması halinde, aksi kararlaştırılmadıkça sadece sözleşmeyle kararlaştırılan yer mahkemesinin yetkili olacağı düzenlenmiştir.
Dava konusu kredi sözleşmelerinde yetki şartının bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda 6100 sayılı HMK.’nun 10. ve TBK.’nun 89. maddeleri uyarınca sözleşmenin düzenlendiği ve ifa edildiği yer olan İstanbul İcra Müdürlükleri ile davalıların ikametgâhlarının bulunduğu yer olan Küçükçekmece İcra Müdürlükleri yetkili olup, davacı şirket seçimlik hakkını İstanbul İcra Müdürlüklerinden yana kullanmıştır.
Sonuç olarak; her ne kadar davalılar/borçlular tarafından borca itirazla birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz edilerek, Küçükçekmece İcra Daireleri’nin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de; HMK.’nun 10. ve TBK.’nun 89. maddeleri uyarınca sözleşmenin düzenlendiği ve ifa edildiği yer olan İstanbul İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan ve davacı şirket tarafından seçimlik hak da bu yönde kullanıldığından, davalıların yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilerek mahkememizce işin esasına girilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır.
Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlüğü davacı (alacaklı) tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, uyuşmazlığın niteliği itibariyle çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 30/09/2021 tarihli ara karar ile iddia, savunma, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişi …tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 07/12/2021 tarihli raporda özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükümlerine göre davacı … şirketinin incelenen 2018-2019-2020-2021 yıllarına ait yasal ticari defterlerinin lehine delil vasfını haiz olduğu, bu husustaki nihai takdiri mahkemeye ait olduğu, davalılardan asıl borçlu…Ltd. Şti. lehine… numaralı sözleşme tahtında kullandırılan ve ödenmeyen taksitli ticari kredi hesabından doğan ve davacı … şirketinin ticari defterlerinde kayıtlı bulunan 26/11/2018 hesap kat tarihi itibariyle toplam 189.565,98-TL. tutarında kredi borcunun bulunduğu, yine davalılardan asıl borçlu … Mobilya Aksesuar San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. lehine …numaralı sözleşme tahtında kullandırılan ve ödenmeyen taksitli ticari kredi hesabından doğan ve davacı … şirketinin ticari defterlerinde kayıtlı bulunan 26/11/2018 hesap kat tarihi itibariyle toplam 278.250,35-TL. tutarında kredi borcunun bulunduğu, dava ve takip konusu uyuşmazlığın kredi sözleşmelerinden kaynaklandığı ve ticari nitelikte olduğu, davalı asıl borçlu şirketin tüzel kişi ve uyuşmazlığın ticari nitelikte olması sebebiyle taraflar arasında akdedilen Ticari Kredi Sözleşmeleri ile oranı açıkça belirtilmek suretiyle serbestçe belirlenen yıllık %32.64 oranında temerrüt faizinin somut olayda uygulanabileceği, bu konudaki nihai takdirin ise mahkemeye ait olduğu, davacı … şirketi tarafından keşide edilen 27/11/2018 tarihli ve …yevmiye numaralı, 27/11/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamelerinin davalı asıl borçlu …Ltd. Şti. ile diğer davalı kefil …’e 29/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamelerde bildirilen 7 günlük ödeme süresinin ilavesi suretiyle davalı asıl borçlu şirketin ve davalı kefilin 06/12/2018 tarihinde temerrüde düştükleri, yapılan hesaplamaya göre davacı … şirketinin 06/12/2018 tarihi itibariyle davalı asıl borçlu … Ltd. Şti. lehine kullandırılan ve tahsil edilemeyen taksitli ticari kredi hesaplarından doğan toplam 472.269,94-TL. tutarında alacağı bulunduğu, davalılardan kefil …’in toplam 613.079,11-TL. tutarlı Ticari Kredi Sözleşmesi kefalet limiti göz önünde bulundurularak 06/12/2018 temerrüt tarihi itibariyle kefalet limiti içinde kalan 472.269,94-TL. tutarındaki kredi borcunun tamamından kefaleten sorumlu bulunduğu, yapılan ödemeler dikkat alınarak yapılan hesaplama sonucunda; davacı … şirketinin davalı asıl borçlu … Mobilya Aksesuar San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. lehine kullandırılan ve tahsil edilemeyen taksitli ticari kredi hesaplarından doğan 12/03/2020 takip tarihi itibariyle toplam 273.091,28-TL. tutarında alacağı olduğu, davalı kefil …’in 12/03/2020 takip tarihi itibariyle 273.091,28-TL. tutarındaki ödenmeyen kredi borcunun tamamından kefaleten sorumlu bulunduğu, sonuç olarak davacı … şirketinin huzurdaki davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası kapsamında 12/03/2020 takip tarihi itibariyle davalılardan toplamda 273.091,28-TL. tutarında alacağı bulunduğu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla mahkemece bu miktar üzerinden davalıların borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceği, 12/03/2020 takip tarihinden itibaren asıl alacak olan 263.678,92-TL.’ye (icra takibindeki talep 261.713,02-TL.’dir) taraflar arasında akdedilen Ticari Kredi Sözleşmeleri tahtında oransal olarak belirtilmek suretiyle serbestçe belirlendiği şekilde yıllık %32,64 oranında temerrüt faizi işletilebileceği, icra inkar tazminatı ve diğer tüm taleplerle ilgili takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Kefalet sözleşmesi; kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. Kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet Sözleşmesi asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşmedir.
Bir kefaletin geçerli olabilmesi için; 1-yazılı şekilde yapılması, 2-kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi, 3-kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması ve 4-kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması gerekir. Kefalet sözleşmesi, kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir.
Kefalet sözleşmesiyle kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi durumda, söz konusu borçtan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir. (Fahrettin ARAL – Borçlar Hukuku-Özel Borç İlişkileri-Ankara 2007, s. 437). Daha yalın bir anlatımla bu sözleşme ile kefil, borçlunun asıl borcu ifa edememesi riskini üzerine alır. (Özen, B.: Kefalet Sözleşmesi, İstanbul 2008, s. 6.)
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun dosyada toplanan delillere, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine, karşılıklı olarak keşide edilen ihtarname ve yazışmalara, tarafların karşılıklı beyanları ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüştür. Ayrıca raporun yargısal denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanmış, raporda yer alan değerlendirme ve hesaplamalar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, ihtarnameler, incelenen icra takip dosyası, dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında imzalanan 25/07/2018 tarihli – … numaralı ve 27/07/2018 tarihli – … numaralı Ticari Kredi ve Rehin sözleşmeleri kapsamında, davacı finans şirketi tarafından davalılardan asıl borçlu …Ltd. Şti.’ne ticari nitelikte krediler kullandırıldığı, davalılardan …’in ise anılan kredi sözleşmelerini müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, asıl borçlu davalı şirkete kullandırılan ticari kredilerin geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine davacı finans şirketi tarafından davalılara ihtarnameler keşide edilerek hesapların kat edildiği, ödenmeyen ticari nitelikteki kredi borçlarının tahsiline yönelik olarak davacı finans şirketi tarafından davalılar aleyhine 11/03/2020 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazları üzerine takibin durduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere; davacı finans şirketinin davalılardan takip tarihi itibariyle 273.091,28-TL. tutarında alacağı bulunduğu, kefalet sözleşmesinin yasal unsurları taşıması nedeniyle geçerli olduğu, dava konusu Ticari Kredi ve Rehin sözleşmelerini 613.079,11-TL. kefalet limitiyle müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalılardan gerçek kişi …’in raporda hesaplanan borcun tamamından kefalet limiti ile sorumlu tutulması gerektiği, özetle; takip tarihi itibariyle davacı finans şirketinin davalılardan 261.713,02-TL. asıl alacak, 11.378,26-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 273.091,28-TL. alacağının bulunduğu ve bu miktara yönelik davalı borçluların itirazlarının haksız olduğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %32,64 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV yürütülmesi gerektiği anlaşılmakla; alacak likit ve belirlenebilir nitelikte bir para alacağı olduğundan, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında 261.713,02-TL. asıl alacak, 11.378,26-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 273.091,28-TL.’ye yönelik itirazlarının ayrı ayrı iptali ile 261.713,02-TL. asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %32,64 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer koşullarla aynen devamına,

2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 54.618,25-TL. icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 18.654,86-TL karar ve ilam harcından 4.663,72-TL. peşin harç + icraya yatan harcın mahsubu ile 13.991,14-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 4.973,02-TL. (59,30-TL başvuru harcı, 4.663,72-TL peşin harç + icraya yatan haç, 8,50-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 231,50-TL tebligat posta ücreti) yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 27.566,39-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan alınarak maliyeye gelir kaydına,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.