Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/851 E. 2022/260 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/851 Esas
KARAR NO :2022/260

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:28/12/2021
KARAR TARİHİ:16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın 26/06/2021 tarihinde geri geri giderken komşusu …’e ait cins köpeğe çarpmak suretiyle yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kazadan sonra yaralı köpeği veterinere götürerek tedavisini yaptırdığını ve 3.000,00-TL. tutarındaki tedavi giderini bizzat ödediğini, kazaya sebebiyet veren müvekkiline ait … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında dava dışı 3. kişiye ait köpeğin tedavi giderlerinden sorumlu olduğunu, davalının yapması gereken ödemeyi müvekkilinin yaptığını, bu nedenle davalı sigorta şirketinin müvekkilince yapılan bu ödemeyi karşılaması gerektiğini, zira poliçe kapsamındaki rizikonun gerçekleştiğini ve davalı sigorta şirketinin hasar bedelini ödemek zorunda olduğunu belirterek; davanın kabulü ile 26/06/2021 tarihinde meydana gelen kaza sonucu müvekkili adına kayıtlı … plakalı aracın 3. kişiye ait köpeğe çarpması neticesinde yaralanan köpeğin faturalı tedavi masrafının temerrüt tarihi olan 03/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ancak poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının huzurdaki dava konusu hasarın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın müvekkili şirket bakımından reddi gerektiğini, kazanın oluşumundaki kusur oranlarının uzman bilirkişilerce tespiti gerektiğini, davacı tarafından talep edilen tedavi giderinin de fahiş olduğunu ve mutlaka uzman bilirkişi incelemesi sonucu tespitinin gerektiğini, müvekkil şirketin dava öncesi temerrüde dahi düşmemiş olduğunu, davacının faiz talebinin de haksız ve yersiz olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı ZMMS sigortalısı …’un, maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı … … marka hususi kullanım amaçlı otomobili ile komşusunun köpeğine çarpmak suretiyle yaralanmasına sebebiyet vermesi sonucu yaralanan köpeğin veteriner ve yapılan tedavisi için sarf ettiği masrafları kendi sigortacısı davalı şirketten tahsiline yönelik olarak açtığı alacak davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; Jandarma müracaat ifade tutanağı, yaralı hayvanın tedavi sonrası resimleri, araç ruhsat fotokopisi, keşif, tanık beyanı, yemin, bilirkişi incelemesi, isticvap ve sair tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; sigorta poliçesi, trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Genel Şartları, hasar dosyası, müvekkili şirkete ait kayıtlar, uzman bilirkişi incelemesi, tanık anlatımları ve ikamesi mümkün her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce tensiple birlikte … plakalı araca ait trafik tescil kayıtlarının ve araç özelliklerini gösterir belgelerin gönderilmesi için Türkiye Noterler Birliği’ne müzekkere yazılmıştır. Türkiye Noterler Birliği Sicil ve Tescil Hizmetleri Müdürlüğü tarafından mahkememizce yazılan müzekkereye verilen cevabi yazı ekinde davaya konu kazaya karışan … plakalı araca ait tescil bilgileri gönderilmiştir. Gelen müzekkere cevabına göre; … plakalı … … marka aracın hususi kullanım amaçlı otomobil olduğu tespit edilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesinde hangi dava ve işlerin ticari dava olduğu belirtilmiştir. Buna göre; bir davanın ticari dava olabilmesi için, uyuşmazlığın ya her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması ya da anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekir. Eğer taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bunun yanında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler” tüketici olarak tanımlanmıştır. Aynı kanunun 3/1-1 maddesinde ise; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler” tüketici işlemi olarak kabul edilmiştir. Yine aynı kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verilmiştir. O halde, 6502 sayılı kanun uyarınca tüketici mahkemelerinin görevli kılındığı hususlarda diğer kanunlarda göreve ilişkin farklı hükümler yer alsa dahi, 6502 sayılı kanun yürürlüğü girdikten sonra açılacak davalarda 6502 sayılı kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır.
Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemelerce re’sen incelenir. 6100 sayılı HMK.’nun 115/1. maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında mahkemece re’sen araştırılır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. HMK.’nun 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Buna göre; baktığı davada görevli olup olmadığı hususunun mahkemelerce her aşamada re’sen gözetilmesi gerekir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat çıkarıp onları dinlemeden dahi dosya üzerinden yapacağı inceleme sonucunda görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile mahkeme ilk önce re’sen görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda; davacı sigortalı tarafından, maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı … … markalı ve hususi kullanım amaçlı otomobili için ZMMS poliçesi satın aldığı davalı sigorta şirketinden, ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı aracın çarptığı dava dışı komşusuna ait köpeğin yaralanması sonucu tedavisi için yaptığı veteriner masrafları talep edilmektedir. Dosya tarafları arasında akdi bir ilişki mevcut olup, davalının sorumluluğunun kaynağı, davacı ile yaptığı ZMMS (trafik) sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Dolayısıyla yukarıda zikredilen TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri ile 6502 sayılı yasanın 3. ve 73. maddeleri dikkate alındığında; uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin yani görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Tüketici Mahkemesi olduğu kanaatine varılarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 (iki) haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır