Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/829 E. 2022/259 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/829 Esas
KARAR NO :2022/259

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:20/12/2021
KARAR TARİHİ:16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 07/06/2021 günü, saat 22:30 sularında “… … Mah., … Sok., No:3/4 …/…”’daki ikamet adresi önünde kaldırımda beklemekteyken davalılardan …’e ait … plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında ağır yaralandığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı araç sürücüsünün trafik kurallarını adeta hiçe sayarak, trafik ve yaya güvenliğini ihlal ederek kazaya sebebiyet verdiğini, kaza sonucunda müvekkilinin vücudunda çeşitli kırıklar meydana geldiğini, müvekkilinin sağ ayak kaval kemiğinin kırıldığını ve hali hazırda yürümekte zorlandığını, müvekkilinin hayatının geri kalanını bu şekilde devam ettireceğini, kaza neticesinde müvekkilinin mağduriyetinin ve uğramış olduğu zararların çok büyük olduğunu, kaza sonrasında hasar tazmini için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; müvekkilinin uğradığı manevi zararlar için 10.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan …Sigorta şirketi haricindeki davalıdan, müvekkillinin uğradığı maddi zararlar için ise şimdilik 1.000,00-TL.’nin başvuru tarihi olan 24/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza sebebiyle başlatılan soruşturmanın, müvekkilinin herhangi bir cezai sorumluluğunun bulunmadığına yönelik olarak verilen takipsizlik kararı ile neticelendiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle kaza tarihinde saat 22:00 sonrası sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen davacı tarafın bu yasağı ihlal ettiğini ve kazanın meydana geldiği saatte dışarı çıktığını, bu nedenle kazada davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kurye olduğunu ve sokağa çıkma yasakların devrede olduğu zamanda dahi dışarı çıkma izni bulunduğunu, davacının durduğu yerin iddia ettiği gibi kaldırımın üstü değil, kaldırımın yanında ve yol içinde olduğunu, kazaya davacının sebebiyet verdiğini, davacı tarafın dava şartı olan arabuluculuğa başvurmadan eldeki davayı açtığını, bu nedenle öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer sebeplerle; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan sigorta şirketine ise dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen bu davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının uğradığını ileri sürdüğü cismani zararlarının tazminine yönelik olarak davalılar aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce 28/12/2021 tarihli tensip zaptı ile davacı tarafa; 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile getirilen değişiklikle 6325 Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca anlaşmaya varılamadığına ilişkin olarak uyuşmazlık konusunda dava öncesinde zorunlu arabuluculuğa başvurulduğuna ve sonuç alınamadığına dair son tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunmak üzere 1 (bir) haftalık kesin süre verilmesine, davacı tarafça arabuluculuk son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin verilen kesin süre içinde sunulmaması halinde eldeki davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceği hususunun açıkça ihtar edilmesine ve bu hususta davacı vekiline gerekli ihtaratı içeren tebligat çıkarılmasına karşın, davacı vekili yasa gereğince kendisine verilen 1 (bir) haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağını mahkememize sunmamıştır.
Davacı vekili, 16/03/2022 tarihli duruşmada özetle; davalılardan …Sigorta Şirketi ile dava açıldıktan sonra uzlaşma sağladıklarını, buna ilişkin olarak karşılıklı protokol imzaladıklarını, celse arasında protokolün bir örneğini mahkemeye sunacaklarını, böylece davalılardan maddi tazminata ilişkin olarak herhangi bir taleplerinin kalmadığını, ancak davalılardan …’den manevi tazminata ilişkin taleplerinin halen devam ettiğini beyan etmiştir.
Dosyanın mahkememizce incelenmesinde; eldeki davanın 20/12/2021 tarihinde açıldığı, 01/01/2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ticari davalarda zorunlu arabuluculuk düzenlemesi gereği davanın açıldığı tarih itibariyle dosya içerisinde arabuluculuk son tutanağının bulunmadığı, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağı aslının veya onaylı örneğinin de dosyaya sunulmadığı, mahkememizce düzenlenen tensip tutanağının 16. bendinde davacı vekiline arabuluculuk son tutanağı aslını sunması için gerekli ihtaratın yapıldığı, tensip tutanağının davacı vekiline 02/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tebliğe ve yapılan ihtarata rağmen arabuluculuk tutanağının aslının ve onaylı örneğinin sunulmadığı görülmüştür.
19/12/2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 03/01/2011 tarih ve 6102 sayılı T.T.K.’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre:
“3. Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1) Bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
7155 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile, 07/06/2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasına eklenen cümle uyarınca; “Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.”
Yine 7155 sayılı Kanun’un 23. maddesi ile, 6325 sayılı Kanun’a aşağıdaki madde eklenmiştir:
“Dava şartı olarak arabuluculuk:
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi taktirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Açıklanan tüm bu yasal düzenlemeler gereğince, ticari dava türlerinden konusu bir miktar paranın ödenmesi olan davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak öngörülmüştür. Huzurdaki davanın konusu; 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacının davalılardan talep ettiği maddi ve manevi tazminat alacağına ilişkindir.
Somut olayda; uyuşmazlığın TTK.’nun 5/A maddesi gereğince dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, davacı tarafça dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığı gibi mahkememizce verilen 1 (bir) haftalık kesin süreye rağmen de arabuluculuk son tutanağının sunulmadığı, özetle; eldeki alacak (maddi – manevi tazminat) davasının davacı tarafça arabulucuya başvurmadan açıldığı anlaşılmakla, 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi gereği davanın arabuluculut dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin olarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının, dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmemiş olması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 21,40-TL’nin davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı Sigorta Şirketi ile davacı arasında yapılan protokol gereği maddi tazminata ilişkin talepleri bulunmadığı davacı vekilince bildirilmiş olmakla, davalı sigorta şirketi yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalılardan … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.