Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/820 E. 2022/145 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/820 Esas
KARAR NO : 2022/145

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … Anonim Şirketi’nde 23/11/2016 tarihine kadar şirketin Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığını, bu görevleri sırasında müvekkiline Yönetim Kurulu Başkanı olması nedeniyle aylık 2.500 Amerikan Doları huzur hakkı, Genel Müdürlük görevi nedeniyle de (her ayın 1’inde tahakkuk edecek şekilde) aylık net 30.000,00-TL. maaş ödendiğini, bu durumun banka kayıtlarından anlaşılacağını, banka kayıtlarının incelenmesinde ödenmeyen dönemlerinde belirlenebileceğini, açtıkları davada huzur hakkıyla ilgili olarak huzurdaki davada herhangi bir iddialarının olmadığını, ancak müvekkiline Genel Müdürlük görevi nedeniyle aylık ödenen 30.000,00-TL. işçilik hakkının, Genel Müdürlük görevine son verildiği ayın 22 günü bakımından ödenmediğini, 23/11/2016 tarihinde müvekkili …’e usulüne uygun bir davet gönderilmeden yokluğunda hakim hissedar tarafından atanan iki yönetim kurulu üyesinin katılımı ile davalı şirket Yönetim Kurulu’nun toplanarak müvekkilinin Genel Müdürlük görevinin sona erdirilmesine ve şirketle irtibatının kesilmesine, keza Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine son verilmesine, bu aşamadan sonra Yönetim Kurulu üyesi olarak kalmasına karar verildiğini, sonrasında müvekkilinin şirket merkezine dahi alınmadığını, kendisine tahsis edilen aracın, kredi kartının, bina giriş kartı ve sair kayıtların 28/11/2016 günü şirket merkezinin bulunduğu bina önünde 3. kişilerce teslim alındığını, müvekkilinin Genel Müdürlük görevine son verildiği 23/11/2016 tarihine kadar tahakkuk eden 22 günlük Kasım 2016 maaşının kendisine ödenmediğini, yapılan görüşmelerde talep edilmesine rağmen ödeme yapılmayınca bu bedelin tahsiline yönelik olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından haksız ve mesnetsiz olarak borca itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, somut olayda takibe konu ücret alacağının likit ve önceden belirlenebilir olduğunu, müvekkilinin aldığı maaşın, kaç gün çalıştığının kolaycı tespit edilebileceğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle davanın kabulüne, davalı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borca ve takibe yönelik itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davalı ile müvekkili arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, bu davaya bakmaya İş Mahkemesi’nin görevi olmadığını, dosyada görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinin HMK.’nun 119/f maddesine uygun olarak tanzim edilmediğini, davacı …’in 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında sigortalı çalışan olmadığını, müvekkili şirketçe davacıya maaş ödemesi yapılmadığını, davacı …’e kendisinin de ifade ettiği gibi Yönetim Kurulu Üyesi olması nedeniyle 2.500-USD huzur hakkı ödendiğini, Genel Müdürlük görevi nedeniyle iddia edildiği gibi herhangi bir maaş ödemesi yapılmadığını, davacı tarafın dayanaksız ve hukuka aykırı olarak kendi yetkisinin sınırlarını aştığını, şirketten her ay farklı miktarlarda iş avansı adı altında borç alarak kendi hesabına aktardığını, davacının şirketten aldığı bu paraların hiçbir şekilde hukuki dayanağının bulunmadığını, davacı tarafın bu hareketlerinin şirketi zarara uğrattığını, davacının sürekli şirketten borç aldığını ve yetkilerini kötüye kullandığını, dilekçesinde iddia ettiği gibi davacıya Genel Müdürlük görevi nedeniyle düzenli olarak bir maaş ödemesi yapılmadığını, Genel Kurul Kararı ya da Ana Sözleşme ile böyle bir kararın da alınmadığını, mahkemece davacının dayanaksız ve hukuka aykırı taleplerinin reddi gerektiğini, icra inkar tazminatı hususundaki taleplerinin de reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle davada görevsizlik kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davacının müvekkili şirket nezdinde işçi konumunda olmadığından ve işçilik alacağı bulunmadığından haksız davanın reddine, takibin iptaline, davacı taraf aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı …’in davalı şirketteki Genel Müdürlük görevi nedeniyle kendisine aylık 30.000,00-TL. olarak ödendiğini iddia ettiği ücretin, davalı şirketçe Genel Müdürlük görevine son verildiği tarih olan 23/11/2016 itibariyle ve 2016 yılı Kasım ayı için hak ettiğini ileri sürdüğü 22 günlük ücret alacağı olan 22.000,00-TL.’nin tahsiline yönelik olarak davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı icra takip dosyası, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları, tanık beyanları, banka kayıtları, bilirkişi incelemesi, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; Beyoğlu… Noterliği’nin 30/11/2016 tarihli ve… numaralı ihtarnamesi, icra dosyası, müvekkili şirket … kayıtları, SGK kayıtları, şirket kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, keşif, Yargıtay kararları ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
İstanbul … icra Müdürlüğü’nün… E. sayılı icra takip dosyasının dosyamız içerisinde olduğu görülmüştür. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı vekili tarafından 22/02/2017 tarihinde davalı şirket aleyhine borcun sebebi olarak “2016 yılı Kasım Ayı 23 Günlük Müdürlük/Yöneticilik Ücreti Alacağı” gösterilmek suretiyle 23.000,00-TL. asıl alacak, 740,06-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.740,06-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 03/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı (borçlu) şirket vekili tarafından 08/03/2017 havale tarihli dilekçe ile ve yasal süresi içerisinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında davacı vekili tarafından 04/04/2017 tarihinde, harca esas değer olarak 22.000,00-TL. gösterilmek suretiyle ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Huzurdaki dava, ilk olarak İstanbul … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılmış, anılan mahkeme tarafından bu dosyada verilen 10/01/2019 tarihli, 2019/25 K. sayılı kararla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Anılan mahkeme kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 30. Hukuk Dairesi tarafından verilen 11/11/2021 tarihli, 2019/1164 E. ve 2021/2535 K. sayılı kararda; sonuç olarak; “…davalı şirketin 23/11/2016 tarihli 8 Nolu Yönetim Kurulu Kararı ile davacının Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük görevinden alındığı, Yönetim Kurulu üyeliğinin ise devam ettiği, davacının Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürlük görevinin devam ettiği döneme ilişkin ödenmeyen maaş alacağı talebinde bulunduğu, Yargıtay içtihatları doğrultusunda Yönetim Kurulu Başkanı akabinde Yönetim Kurulu üyesi olan davacı ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı, önce Yönetim Kurulu Başkanı akabinde Yönetim Kurulu üyesi olan davacının şirkete karşı açacağı davaların Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekirken görevsiz mahkemede işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya ve kamu düzenine aykırılık oluşturmuştur…” denilmek suretiyle İstanbul 26. İş Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek, “…davaya bakmaya görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle görevsiz mahkemede açılan davanın görevsizlik nedeniyle USULDEN REDDİNE…” karar verilmiştir.
İstanbul BAM 30. Dairesi’nin verdiği görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Eldeki dava; 2004 sayılı İİK.’nun 67. maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; 1) İlamsız takip yapılmış olması, 2) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi, 3) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması şeklindeki yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir.
Davacı taraf, 23/11/2016 tarihine kadar davalı şirketin Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak davalı şirkette görev yaptığını, kendisine Yönetim Kurulu Başkanı olması nedeniyle aylık 2.500,00 USD (Amerikan Doları) huzur hakkı ile bunun yanında Genel Müdürlük görevi nedeniyle aylık (her ayın 1’inde) tahakkuk edecek şekilde net 30.000,00-TL. maaş ödendiğini, 23/11/2016 tarihinde Yönetim Kurulu’nun toplandığını ve bu toplantıda tarafının Genel Müdürlük görevinin ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinin sona erdirildiğini, ancak Yönetim Kurulu üyesi olarak kalmasına karar verildiğini, 2016 yılı Kasım ayı ücretinin ise kendisine ödenmediğini iddia ederek; davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasında 23 günlük ücretine tekabül eden 23.000,00-TL. ile işlemiş faiz olarak 740,06-TL.’yi talep etmiştir. Ancak davacı taraf, eldeki davayı açarken harca esas değeri 22.000,00-TL. olarak göstermiş ve sadece 22 günlük ücretini talep etmiştir. Davacının takipte istediği 1 (bir) günlük ücreti ile işlemiş faizi ise huzurdaki davaya konu yapmamıştır.
Davalı taraf ise; davacıya sadece Yönetim Kurulu üyesi olması nedeniyle 2.500,00-USD huzur hakkı ödendiğini, Genel Müdürlük görevi nedeniyle davacıya herhangi bir maaş/ücret ödemesi yapılmadığını, şirket ana sözleşmesinde ve Genel Kurul Kararları ile şirkette pay sahibi olan davalıya (Genel Müdür’e) bu görevinden dolayı ücret ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığını, böyle bir karar da alınmadığını, davacının tamamen kendi yetki sınırları aşarak her ay farklı miktarlarda “iş avansı” adı altında şirketten ödemeler aldığını ve böylelikle şirketi zarara uğrattığını savunmuştur.
İstanbul BAM 30. HD.’nin verdiği görevsizlik kararı öncesinde yargılamayı yapan İstanbul … İş Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında Mali Müşavir (SMMM) bilirkişiden alınan 19/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin 23/11/2016 tarihli ve 8 nolu Yönetim Kurulu Kararı’nın incelendiği, defterde davacının Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük görevinden alındığının, Yönetim Kurulu üyeliğinin ise devam ettiğinin anlaşıldığı, davalı şirket yetkililerince davacının, 2016 yılına ait faaliyetleriyle ilgili olarak ibra edilmediği, davalı şirket tarafından davacının şirket masrafları için avans aldığı, sonrasında bu avansları ilgili masraf belgeleri ile kapattığı yönünde iddiada bulunduğu, davalı şirketin defterlerinin incelenmesi neticesinde davacının hesabının 11/03/2016 tarihine kadar 196 personel hesapları adı altında … nolu hesapta takip edildiği, bu hesabın borç bakiyesinin Türk Lirası (TL) olarak 61.303,24 TL., USD olarak 9.933,34-USD, Euro olarak ise 1.568,08-EURO borç bakiyesi verdiği, bu borç bakiyelerinin diğer hesaba virman yapıldığı, 11/03/2016 tarihinden sonra ise davacının hesabının 195 iş avansları hesabında takip edildiğinin tespit edildiği ve … nolu hesapta … adına olan hesapta davacının hesabının Türk Lirası (TL) olarak borç bakiyesinin 353.294,24-TL., USD olarak ise 5.000,00-USD borç bakiyesi verdiğinin tespit edildiği, davalı şirket tarafından bu iki borç bakiyesi için para birimi cinsinden ayrı ayrı davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. ve … E. sayılı dosyaları ile icra takibinde bulunulduğu, davacının takiplere itiraz etmesi sonucu takiplerin durduğu, davalı şirket tarafından bunun üzerine İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde …E. ve … E. sayılı dosyaları ile davacı aleyhine “İtirazın İptali” davaları açıldığı, bu iki dava dosyasının hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle birleştiği ve … E. sayılı dosya üzerinden davanın devam ettiğinin anlaşıldığı, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği ücret ödemelerine ilişkin olarak dosyaya sunulan ve davacıya ait olan … Bankası nezdindeki hesap dökümleri incelendiğinde; davacıya ödenen ödemelerden sadece 21/03/2016 tarihinde yapılan 15.000,00-TL. tutarındaki ödemenin “iş avansı” açıklamalı olarak yapıldığı, bundan sonraki ödemelerin ise “Para transferi …” veya “…” açıklamalı olarak yapıldığı, dosyada mevcut olan ve davalı şirketin Genel Müdür Yardımcısı … ile Mali İşler Müdürü …imzalı olarak “… Finansman Türk A.Ş.’ye hitaben yazılan 15/11/2016 tarihli yazıda ise; “…Sn. ilgili, Şirketimiz ortaklarından …’e Yönetim Kurulu’nda yer alması nedeniyle aylık 2.500-USD huzur hakkı ve şirketimizde yürütmüş olduğu Genel Müdürlük görevine istinaden aylık net 30.000,00-TL. ödeme yapıldığını bilgilerinize sunarız.” Şeklinde bilgi verildiğinin görüldüğü, dosyadaki mail yazışmalarından anlaşıldığı üzere davacı Genel Müdür …’in aylık maaşının 30.000,00-TL. olarak belirlendiğine ilişkin olarak davalı şirketin Mali İşler Müdürü ve imzaya yetkilisi …tarafından yapılan çeşitli yazışmalar bulunduğu, yerinde yapılan incelemeler sırasında davalı şirket karar defterinin incelendiği, ancak davacıya ücret ödemesi adı altında alınan bir Genel Kurul Kararı’nın olmadığının tespit edildiği, hukuki değerlendirmesi münhasıran mahkemeye ait olmak üzere davacıya ücret olarak her ay net 30.000,00-TL. ödendiğine yönelik kanaat oluşur ise; 1. seçenek olarak davacının davalı şirketten 2016/Kasım ayından kalan 23 günlük ücret alacağının 23.000,00-TL., 2. seçenek olarak ise davacının davalı şirketten 2016/Kasım ayından kalan 22 günlük ücret alacağının 22.000,00-TL. olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada görevsizlik kararı öncesinde SMMM bilirkişiden alınan 19/11/2018 tarihli raporun davalı şirketin ticari defterlerinin ve banka hesap hareketlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenmiş olduğu, raporun içerik olarak yeterli, yargısal denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmış, ayrıca usul ekonomisi ilkesi gözetilerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına veya ek rapor alınmasına gerek duyulmamıştır.
Her ne kadar davalı şirket vekili tarafından İstanbul … ATM’nin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de; gerek eldeki dava dosyasının gerekse İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının (UYAP örneği) ile ekindeki belgeler ve dosyada alınmış bilirkişi raporları incelenmiş, sonuç itibariyle mahkememizce dosyada mevcut haliyle tüm delillerin toplandığı, bilirkişi raporunun alındığı, tanıkların dinlendiği, başkaca incelenmesi ve beklenilmesi gereken bir hususun kalmadığı kanaatine varılarak, 16/02/2022 tarihli duruşmada davalı vekilinin İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (mahkememizin) … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Öte yandan, 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
İddia, savunma, dosyada toplanan deliller, dosyadaki bilgi ve belgeler, dosyadaki mail yazışmaları, diğer yazışmalar, davalı şirket kayıtları, banka hesap hareketleri, dosyada dinlenen tanıkların beyanları, 19/11/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; davacı …’in davalı şirkette Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür olarak çalıştığı, bizzat davalı şirketin yetkilileri/temsilcileri tarafından imzalanan dosya kapsamında mevcut belgeler, yazışmalar, talimatlar, banka hesap hareketleri ile dinlenen tanık beyanlarından, davalı şirket tarafından davacı …’e şirkette Genel Müdürlük yapması nedeniyle 2016 yılı Kasım ayı öncesinde aylık 30.000,00-TL. ödendiği, düzenli olarak ödenen bu miktar her ne kadar şirket yönetimince alınmış bir karara dayanmasa da şirkette yetkisi bulunan kişilerin tasarrufu ile yapıldığından ve taraflar arasında uygulanagelen bir teamül haline geldiğinden davacının davalı şirketten Genel Müdür olarak her ay düzenli olarak ücret aldığı, son ücretinin de aylık 30.000,00-TL. olduğu, davacının 2016 yılı Kasım ayı ücretinin ödendiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacının şirketteki Genel Müdürlük görevinin ise davalı şirket karar organı tarafından 23/11/2016 tarihi itibariyle sonlandırıldığı, davacının huzurdaki davadaki talebinin 2016 yılı Kasım ayı için 22 günlük çalışması karşılığında 22.000,00-TL. olduğu dikkate alındığından davalı şirketin bu tutarı davacıya ödemesi gerektiği, bu nedenle taleple bağlılık ilkesi gereği davalı şirketin davacıya ödenmeyen Genel Müdürlük ücreti tutarı ile ilgili olarak 22.000,00-TL. borcu olduğu, sonuç olarak davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında talep ettiği ve davaya konu ettiği 22.000,00-TL. kadar davalıdan alacaklı olduğu, davalı şirketin bu miktara yönelik itirazının iptalinin gerektiği, ayrıca takip (dava) konusu yapılan ücret alacağı likit ve önceden belirlenebilir nitelikte para alacağı olduğundan ve davalı şirketin düzenli olarak ödediği tutarı ve ödemesi gerektiğini bilmesi (en azından bilebilecek durumda olması) gerektiğinden, davacı lehine icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında 22.000,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan 4.400,00 TL icra inkar tazminatının davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.502,82-TL karar ve ilam harcından 375,71-TL peşin harcın mahsubu ile 1.127,11-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.200,71-TL ( 31,40-TL başvuru harcı, 375,71-TL peşin harç, 4,60-TL vekalet harcı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 189,00-TL tebligat- posta ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.