Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/80 E. 2022/51 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/80 Esas
KARAR NO:2022/51

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:02/02/2021
KARAR TARİHİ:24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı müvekkilinen alacağına istinaden … … Şubesinin … iban nolu 03.03.2020 vade tarihli çek keşide edimiş ve müvekkiline teslim edilmiş olduğunu, müvekkilinin çekin vadesi geldiğinde alacağını tahsil etmek amacıyla bankaya ibraz ettiğini, fakat söz konusu çekin bankada karşılığının olmadığının öğrenilmiş olduğunu, müvekkilinin davalıyla görüşmeden çeki yazdırmak istemediğinden, davalı şirket ortaklarından …’i aramış ve kendisine ulaşamayınca da mesaj atıldığını, akabinde davalı şirketin diğer Ortağı …’in oğlu …’i ulaşarak bankada kendisine verilen çekin karşılığının olmadığını ve ödeme yapıp yapmayacaklarını sorduklarını, bunun üzerine davalı tarafından kısmi ödeme yapılacağı söylenilmiş, “Çeki yazdırmayın kalanını da ödeyeceğiz” denilmiş olduğunu, müvekkilinin hesaplarında sorun olduğundan akrabası olan …’a ait … Bankası … Şubesi’ne ödeme yapılmasınının söylemiş olduğunu, davalı şirket ortağı … tarafından … müşteri nolu hesaba muhtelif tarihlerde 3 ayrı ödeme gerçekleştirilmiştir. Söz konusu hesaba; – 04.03.2020 tarihinde … referans nolu 1.000,00 -TL, – 04.03.2020 tarihinde … referans nolu 9.000,00-TL – 06.03.2020 tarihinde 8010014 referans nolu 25.000,00-TL ödeme yapıldığını, bu hesaba yapılan tüm ödemelerde “…’e verilmek üzere son 7 hanesi … nolu çeke istinaden” şeklinde açıklama yapılmış olup, açıklamada bahsi geçen çekin, takibe dayanak çek olduğunu, ödemelerin yapılmasıyla, bakiye alacağının da ödeneceğini düşünen müvekkilinin davalıya güvenmiş ve çeki yazdırmamış, ancak davalınün, kötü niyetli bir şekilde davranarak müvekkilinin çeki ibraz etmesine neden olmuş, müvekkilinin iyi niyeti ile ihmale düştüğünü, müvekkilinin ibraz süresini kaçırması sağlandıktan sonra ise davalı tarafından başkaca her hangi bir ödeme yapılmamış, müvekkilinin davalı şirket ortaklarını ve şirketin mali müşavirini defalarca aramasına rağmen her hangi bir ödeme yapılmamış, telefonlarının da açılmamış olduğunu, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas nolu takibi ile bakiye alacak olan 465.000,00-TL için davalı aleyhinde ilamsız takip başlatıklarını, davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu icra takibine davacı tarafa borçlarının olmaması nedeniyle itiraz edildiğini, müvekkilinin davacı …’e, aleyhinde açılmış dava konusu olan takiple ilgili veyahut başka bir sebepten ötürü borcu söz konusu olmadığını, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki, alacak-verecek ilişkisi bulunmadığını, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde de bu hususun ortaya çıkacağını, davacı şahsın iddia ettiği üzere müvekkili şirketten alacağı olduğu iddiaları gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin sebepsiz zenginleşmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davacının müvekkili şirket aleyhinde açmış olduğu davanın reddini, haksız ve mesnetsiz olarak başlatılan takipten dolayı %20’den aşağı olmamak kaydıyla davalı tarafa kötüniyet tazminatı yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 02/11/2021 havale tarihli davaya ilişkin sair beyan ve cevap dilekçelerinin ıslahına ilişkin sunmuş olduğu dilekçesi ile davaya konu çek karşılığında hizmet, mal veya alacak ilişkisi bulunmamakta olup, söz konusu çekin bedelsiz olduğunu, süresinde ibraz edilmemiş olan davaya konu çek kambiyo vasfını yitirmiş olup, olsa olsa delil başlangıca niteliğinde olduğunu, davaya konu çekin müvekkili şirket yetkilisi tarafından doldurulmamış olup, şirket yetkilisinin boş çeki kötü niyetli kullanılmış olduğunu belirterek, cevap dilekçelerini ıslah ettiklerini beyanla ıslah taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; ticari sicil kayıtları, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, çeke ilişkin ödeme dekontları, fotoğraf ve video kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık, keşif, yemin, isticvap ve tüm yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, ticari defterler, ses, görüntü, SMS kayıtları, bilirkişi incelemesi, imza incelemesi, keşif, yemin tanık ve diğer her türlü yasal delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Takibin başlatıldığı, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak süresinde icraz edilmemiş çekten kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun yetkiye, borca, faiz oranlarına, işlemiş faize, masraf ve tüm fer’ilerine vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava, süresinde ibraz edilmemiş çeke dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra takibine ve davaya dayanak çekte davacı lehtar, davalı ise keşidecidir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/12374 esas, 2017/6660 karar sayılı içtihadında; ”Davaya konu çekte davacı lehtar, davalı ise keşideci konumundadır. Davacı bu durumda ancak temel ilişkiye dayanarak alacak isteminde bulunabilir. Somut olayda TTK’nın (644) 732. maddesinde öngörülen sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılamaz. Davacı dava dilekçesinde de, açıkca sebepsiz zenginleşmeye dayanıp, temel ilişkiye dayanmadığından mahkemece davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.” şeklindeki tespitlere yer verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/2429 esas, 2016/9707 karar sayılı içtihadında; ”Dava, süresinde ibraz edilmemiş çeke dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Süresinde ibraz edilmemiş çek yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Davacı dava dilekçesinde sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak dava açtığını bildirmiş ise de, dava konusu çekte davacı lehdar konumunda olup davalı ise keşidecidir, dolayısıyla davacı ancak temel ilişkiye dayalı olarak alacak talebinde bulunabilir. Hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı, temel ilişkiye dayalı alacağını her türlü delille ispatlayabilir. Mahkemece, davacının yasal sürede bildirmiş olduğu delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindeki tespitlere yer verilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, takip dosyası ile yukarıda bahsedilen içtihatlar dosyamız kapsamında bir bütün olarak değerlendirildiğinde; süresinde ibraz edilmemiş çeke dayalı olarak çekin lehtarı olan davacı tarafından, çekin keşidecisi olan davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe vaki itirazın iptali istemiyle işbu davanın ikame edildiği, yukarıda ayrıntılarına yer verilen içtihatlardan da anlaşıldığı üzere süresinde ibraz edilmemiş çekten kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla lehtar olan davacının, keşideci olan davalıya karşı yalnızca temel ilişkiye dayanarak alacak isteminde bulunabileceği, TTK’nin 732.maddesine dayanarak alacak isteminde bulunamayacağı, dava dilekçesinde davacının yalnızca sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığı, temel ilişki sebebine dayanmadığı, mahkememizce 18/10/2021 tarihli 2.celsede ispat yükünün sehven davalı tarafta olduğunun tespitine dair ara karar oluşturulmuş ise de, davacının dava dilekçesinde yalnızca sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmış olması nedeniyle mahkememiz işbu ara kararından rücu edilmesinin bir faydasının olmayacağı kanaatine varılmakla, davacının ancak temel ilişki nedeniyle alacak isteminde bulunabileceğinden bahisle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Şartları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 5.616,04-TL den mahsubu ile kalan 5.535,34- TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 40.300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.24/01/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı