Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/748 E. 2023/715 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/748 Esas
KARAR NO:2023/715

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/11/2021
KARAR TARİHİ:10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kişisel marka, stil ve imaj uzmanı olup bu alanda donanımlı bir profesyonel olarak eğitmen ve danışman olduğu gibi bir çok kişiye kişisel marka ve stil danışmanlığı hizmeti vermekte olduğunu, davalı firma, müvekkilin alanda yetkinliğini bildiklerini ve takdir ettiklerini belirterek, müvekkilden “Koleksiyon Danışmanlığı” hizmeti almak istediğini, müvekkil, davalı firma yetkilisi … … ile sözlü anlaşmaları sonrası mutabık kalınan danışmanlık ücreti mukabilinde çalışmalara başlamış, çalışmalarını büyük oranda tamamladığı halde davalı firma, müvekkil ile yazılı bir sözleşme yapmadığı gibi mutabık kalınan ücreti de ödemediğini, müvekkilinin sözlü anlaşmalarının yazılı olarak da vücut bulacağına olan inancını sürdürdüğünden çalışmalarına devam etmiş, davalıya ait işyerinde, davalının çalışanı ile birlikte koleksiyon parçalarının çizimini sağlamak adına bir araya gelmiş, danışmanlığı sayesinde çizimler büyük oranda tamamlanmış ve davalıya teslim edildiğini, müvekkil verdiği danışmanlık hizmeti kapsamında oluşturulan koleksiyon sebebiyle verdiği hizmetlerin karşılığını almadığından ve yazılı sözleşme yapmaktan imtina eden davalı tarafça emeğinin sömürülmesini kabul etmediğinden ilk olarak … 2. Noterliği 11.05.2021 tarihli … yevmiye sayılı ihtarını keşide ederek hizmet bedelini talep ettiğini, davalı taraf bu ihtara cevaben müvekkilden hizmet aldıklarını reddederek, verilen hizmetlerin sözleşme öncesi sunum, ön hazırlık mahiyetinde olduğunu iddia ettiğini, yine bu ihtarda müvekkile kendisi ile sözleşme yapılmayacağının belirtildiği iddia edilmiş, ancak gerçekte müvekkile sözleşmenin yazımı için avukata talimat verildiğinin açıkça beyan edildiği yazışmalar davalı tarafça unutulduğunu, müvekkil daha sonra alacağının tahsili için …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibine geçilmişse de davalı taraf 14.06.2021 tarihinde borca itiraz etmiş, söz konusu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali için işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, davanın açılmasından evvel, 19.08.2021 tarihinde İstanbul Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapılmış, arabuluculuk görüşmeleri 29.09.2021’de anlaşmama ile sonuçlandığını, açıklanan tüm bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya ile açılan takibe itirazının şimdilik 20.000,00 TL’lik alacakları yönünden kısmen iptaline, takibin devamına, davalının borçlu olduğunu bildiği halde, kötü niyetle icra takibine itiraz etmesi sebebiyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle huzurdaki dava kısmi dava olarak açılamayacak davalardan olduğunu, davacının kısmi dava açmakta hukuki yarar bulunmadığının kabul edilmesinin gerektiğini, davacının alacağını, küçük parçalara bölüp her biri için ayrı ayrı dava açmasında hukuki yarar değil aksine, dava hakkının kötüye kullanılması söz konusu olduğunu, davacının dayanağı olan icra takibinde de talep ettiği tutar belirli olup, kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine aksi halde ihtarnamede bildirdiği gerçek dava değeri üzerinden harç tamamlaması için süre verilmesine, tamamlanmaması halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiğini, esasa ilişkin itirazlarının da bulunduğunu, müvekkil şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmamakta olup, davacı yan kötüniyetli olarak huzurdaki davayı açtığını, davacı yanın dava dilekçesinde beyan ettiği hususların tamamı gerçek dışı olup davacının haksız, hukuki mesnetten yoksun, kötü niyetli taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı yanın beyanlarının aksine müvekkil davacı yan ile değil davacı yan müvekkil ile işbirliği yapmak istediğini, taraflar arasında sözleşme imzalanabilmesi için öncelikle davacı tarafın tasarım sunmasının gerektiğini ancak davacı taraf herhangi bir tasarım sunmadığını, davacı yan sözleşmenin esaslı unsurunda müvekkili yanıltmış olup davacının taleplerinin reddi gerektiğini, davacı yanın müvekkile kestiği herhangi bir fatura olmadığından soyut iddialarının taraflarınca kabulü mümkün olmayıp sebepsiz zenginleşmeye dayalı fahiş taleplerinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle öncelikle kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine, aksi takdirde ihtarnamede ve icra takibinde belirlediği tutar üzerinden harç tamamlaması için süre verilmesine, tamamlamaması halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına, usuli itirazlarının kabul edilmeyecekse müvekkilin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığı delil ve belgelerle sabit olduğundan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 20.000,00 TL alacak yönünden iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Elde ki davada davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası ile “ihtar tarihinden itibaren faizi ile birlikte anlaşma meblağı 170.000,00 TL ” borcun sebebi gösterilerek 170.000,00 TL asıl alacak 316,45 TL ihtarname noter masrafı ve 510,00 TL asıl alacağın ihtar tarihinden itibaren faiz alacağı olmak üzere toplam 170.826,45 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 09/06/2021 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 14/06/2021 tarihinde sunulan dilekçe ile takibe yasal 7 günlük süre içerisinde itiraz edildiği takibin durduğu, itirazın alacaklı yana 21/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 17/11/2021 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde takip konusu alacağın 20.000,00 TL’sine yapılan itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalı ile aralarında koleksiyon danışmanlığı konusunda 170.000 TL karşılığı bir sözleşme yapıldığını, davacı tarafından hizmetin verilmesine rağmen davalı tarafından sözleşme bedelinin ödenmediği iddia edilmiş, davalı ise davacı ile aralarında bu konuda görüşmeler yapıldığı ancak sözleşme kurulmadığı ve davacıdan bu konuda hizmet alınmadığı savunulmuştur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunda belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Davacı yukarıda anılı düzenlemeler gereği, davalı ile koleksiyon danışmanlığı konusunda aralarında sözleşme bulunduğunu ve sözleşme gereği üzerine düşen edimi yerine getirdiğini ispat yükü altındadır.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 20/05/2022 tarihli kök rapor ile 07/02/2023 tarihli ek rapor da özetle, davacı ile davalı arasında çerçevesi yazılı bir sözleşme bulunmaması nedeni ile belirlenemese de bir hizmet sürecinin gerçekleştiği, görev dağılımlarının yapıldığı ve davacının yapmış olduğu iş karşılığı 20.000 TL çalışma bedelini talep edebileceği rapor edilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi rapor ile davalının davacıdan danışmanlık konusunda hizmet almaya başladığı belirlenmiş ise de, taraflarca imzalanmış şartları ve taraflara düşen edimler belirlenmiş yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, görev dağılımı yapılmasının tek başına sözleşme kurulduğu ve hizmet verildiğini göstermediği, dava dilekçesi ekinde sunulan davacı tarafından davalı yana gönderildiği anlaşılan 06/03/2021 tarihli mail içeriğinin tek başına ispata yeterli olmadığı, davalı yanın savunmalarının aksini kanıtlamaya, taraflar arasında sözleşme kurulduğunu ve hizmet verildiğini ispata yeterli delilin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla bilirkişi raporuna mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davacı yana iddiasını ispat için yemin deliline dayandığı hatırlatılmış, davacı vekili tarafından 29/05/2023 tarihli dilekçe ile davalı yana yemin teklif edilmiş, uyuşmazlık ve davacının ispat yükü çerçevesinde mahkememizce düzenlenen yemin metni gereği davalı şirket yetkilisi davacı ile aralarında sözleşme yapılmadığı ve hizmet alınmadığı konusunda yemin etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında, davacı tarafından davalı ile aralarında koleksiyon danışmalığı konusunda bir sözleşme yapıldığı ve hizmet verildiği ispat edilemediğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının 59,30-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır