Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/740 E. 2022/920 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/740 Esas
KARAR NO:2022/920

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ:14/11/2021
KARAR TARİHİ:01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … … … (…) Şubesinden Genel kredi sözleşmesi kullandığını, … ‘da müteselsil borçlu ve kefil olduğunu, borcunu süresi içerisinde borcunu ödemediğinden bahisle 06.07.2020 tarihinde davalıların bankaya bildirdikleri adresine ihtarname gönderildiğini ve her ikisine de tebliğ edildiğini, davalılar aleyhine kredi borcu nedeniyle 23.9.2021 tarihinde … Alacakları İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 56.935,00 TL toplam alacak için icra takibine başlanıldığını, davalı taraf süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğundan dosya yetkili …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe devam edildiğini ve davalılara gönderilen ödeme emri tebliği sonucu süresi içeresinde her iki davalı da borca, ferilere itirazda bulunduklarını, taraflarınca arabuluculuk başvurusu yapılarak hukuki problemin çözümü yoluna gidilmiş, 08.11.2021 tarih ve … arabuluculuk numarası ile borcun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığını, anlaşamama arabuluculuk son tutanağı düzenlendiğini ve e-imza ile imzalandığını, yapılmış olan itiraz hukuki dayanaktan yoksun, icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, davalılar yapmış oldukları bu itiraz ile alacağın elde edilmesini imkansızlaştırmak, zorlaştırmak gibi iyi niyetli olmayan eğilimleri olduğunu açıkça gösterdiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle haksız yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davacı yan ile davalı müvekkilleri arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi dosyaya ibraz edildiğinde beyanda bulunma hakları saklı kalmak üzere davacı yanın genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşmesinin aleyhe hükümlerinin kabulünün mümkün olmadığını, sözleşmede ön bilgilendirme formunun bulunmamakta olduğunu, davacı tarafça müvekkillerine ön bilgilendirme sözleşmesi de sunulmamış olup, bu yöndeki yükümlülüğün yerine getirildiği ispatlanamadığını, kefalet gerekli şartları taşımadığından geçersiz olduğunu, dosyada bulunan Kefalet Hükmü adlı belge TBK’ da aranan şartları ihtiva etmemekte olduğunu, söz konusu icra dosyasındaki alacak miktarı hatalı olduğunu, ayrıca davacı fahiş miktarda faiz talep etmekte olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın öncelikle usulden, neticeten esastan reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacının kötü niyetli olup müvekkilleri lehine %20 ‘ den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılının UYAP sureti ile … Alacakları İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılının UYAP sureti dosyası celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 01/03/2022 tarihli celse dört nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman Bankacı … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 05/09/2022 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun tetkikinde; davacı bankanın davalılardan asıl borçlu …’a Sözleşme tarihinden bir gün önce 13.04.2017 tarihinde Ön Bilgi Formu verdiği ve bu Formun … tarafından kaşelenip imzalandığı, taraflar arasında 14.04.2017 tarihinde 170.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmede bankanın davalı hesaplarını kat etme yetkisi verilmiş olduğu, durumun genel işlem koşulları bağlamında takdirinin mahkemede olacağı, sözleşmede kefalet ile ilgili hükümlere yer verildiği, davalılardan …’ın 170.000,00 TL ye kadar müteselsil kefil olduğu konusunda el yazısıyla kabulü ve imzasının olduğu, eşi …’ın 170.000,00 TL borç için kefil olmasına rıza gösterdiğine ilişkin imzalı beyanının bulunduğu, bankanın alacağına uyguladığı faiz oranlarının, ilgili tarihlerde bankanın bütün müşterilerine aynı kredi işlemleri için uyguladığı oranlardan farklı/ fazla olduğu konusunda bir bulguya rastlanmadığı, nihayetinde davacı bankanın davalılardan dava tarihi itibariyle toplamda 50.646,89 TL alacağının bulunduğu kanaatiyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalılar tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalılar aleyhine …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile toplam 49.554,23 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı ödeme emrinin 30/10/2021 tarihinde davalı borçlular vekiline tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından aynı tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiği, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 14/11/2021 tarihinde davacı vekili tarafından 01/11/2021 tarihi itibariyle talep değeri açıklaması ile 56.935,00 TL alacağa yönelik alacağa yönelik itirazın iptali için elde ki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası niteliği itibariyle takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, dava değeri icra takibinde talep edilen miktarla sınırlıdır. Davacı tarafından 49.554,23TL alacak için icra takibine başlanmasına rağmen 56.935,00 TL alacak için elde ki itirazın iptali davasının açıldığı, davacının 49.554,23 TL’yi aşan miktar yönünden dava açmakta hukuku yararının bulunmadığı anlaşılmış ve aşan miktar yönünden de fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında ki uyuşmazlığın temelini, davacı ile davalılardan … arasında imzalanan 14/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmesi oluşturmaktadır. Diğer davalı …’ın genel kredi sözleşmesinde 170.000 TL limitle müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, kefalet dair davalının eş rızasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ki uyuşmazlığın çözümlenmesi teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile bankacı bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmış, bilirkişi Dr. … tarafından sunulan rapor ile davacı bankanın hesap kat ve takip tarihi ile 14.11.2021 tarihi itibariyle ayrı ayrı alacak miktarı hesaplanmış, mahkememizce bilirkişi raporunun, takibe bağlılık ilkesi gereği takip tarihi itibariyle davacının alacağını belirleyen kısmına itibar edilmiş ve bu miktar yönünden itirazın iptaline takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin kredi sözleşmesinden kaynaklandığı alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin itirazın iptaline karar verilen alacak miktarı yönünden kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın reddine karar verilen alacak istemi yönünden kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalılar tarafından …. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın; 2.855,67 TL asıl alacak, 329,16 TL işlemiş faiz, 16,46 TL BSMV ve 40.239,39 TL asıl alacak, 540,39 TL işlemiş faiz, 271,51 TL BSMV ve 209,87 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 44.462,45 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 8.892,49 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
4-Alınması gereken 3.037,23-TL karar ve ilam harcından, 972,31-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile bakiye 2.064,92-TL eksik harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına
5-Davacı tarafça yatırılan 972,31- TL harcın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 67,80-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.133,50-TL olmak üzere toplam 1.201,30-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 938,14 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 1.030,83 TL’sinin davalılardan, 289,17 TL’sinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır