Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/718 E. 2022/417 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/718 Esas
KARAR NO :2022/417

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:04/11/2021
KARAR TARİHİ:21/04/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı gerçek kişi arasında ortaklık sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda müvekkili tarafından davalılara banka havalesi ve elden olmak üzere toplam 105.000 USD ödeme yapıldığını ancak, ticaret sicilde şirket ortağı yapılmadığının anlaşıldığını, aradan geçen süreye rağmen şirket ortağı olarak yer almadığını, yapılan ödemelerin de iade edilmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına da itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, davalıların icra inkar tazminatına mahkumiyetlerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir olmadığını, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki de bulunmadığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu; takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, davada yetkili İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri ve Mahkemeleri olduğunu; davacının borcun kaynağının sözleşmeden kaynaklandığını ileri sürdüğünü ancak, bu hususta dilekçe ekinde sözleşme sunulmadığını, sözleşmeden kaynaklı alacak iddia ederek sebepsiz zenginleşmeye de dayandığını, savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş; davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Dava; varlığı iddia olunan sözleşmeye dayalı olarak davacı tarafından davalılara bankadan havaleyle ve elden verildiği ileri sürülen bedelin fer’ileriyle birlikte tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Eldeki davada davacı taraf, taraflar arasında yapıldığı ileri sürülen ortaklık sözleşmesine dayalı edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle davalılara banka havalesi ve elden yapılan ödemelerin tahsilini istemiş; davaya dayanak takipte alacak sebebi “BORÇ” olarak nitelendirilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin ve HMK 114/1.madde gereğince dava şartı olduğundan mahkemelerce her aşamada re’sen incelenir. Diğer yandan Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
6908 sayılı Borçlar Kanunun 555 ve 560.maddeleri arasında havaleye ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın havale hakkındaki 555 ile 560.maddelerindeki davaların ticari dava olduğu düzenlenmiş olup, f bendinde “…Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havaleden…doğan davalar bundan istisnadır” denilmiştir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflardan davacının tacir olmadığı, bu konuda herhangi bir iddia ileri sürülmediği; davacı tarafça davaya dayanak yapılan icra takibinde alacağın kaynağı olarak “BORÇ (ÖDÜNÇ)” hukuksal nedeninin gösterildiği; dolayısı ile daha sonra açılan itirazın iptali davasında borcun doğum sebebinin değiştirilmesine yasal olanak bulunmadığı, buna bağlı olarak da taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK’nın 379.vd maddelerinde düzenlenen ödünç sözleşmesinden kaynakladığı ve davanın mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle uyuşmazlığın görüm ve çözüm yeri Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememiz davaya bakmakta görevsizdir. HMK’nın 114.maddesi gereğince görev dava şartı olup, aynı yasanın 115.maddesi gereğince dava şartlarının varlığı ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekeceğinden HMK’nın 114/1-c ve 115/2.maddeleri gereği görev dava şartı yokluğu nedeniyle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeni ile Usulden Reddine,
2-Görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK’nın 20.maddesi gereğince 2 haftalık yasal sürede taraflardan biri tarafından başvuru halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.21/04/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı