Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/690 E. 2021/1024 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
TEST 1 NOLU F TİPİ YÜKSEK GÜVENLİKLİ CEZA İNFAZ KURUMU

ESAS NO:2021/690 Esas
KARAR NO:2021/1024

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:10/08/2011
KARAR TARİHİ:14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı … Ltd Şti’nin uluslararası taşıma yapan nakliye firması olduğunu, taşıma sırasında oluşacak olası zararlar için müvekkili ile sigorta poliçesi düzenlediğini, dava dışı sigortalı Sağanak firmasının … plakalı çekiciye bağlı … plakalı dorse ile … ihracat ve tic. A.ş ye ait yükleri …’ya götürmek üzere … ilinde gümrük yaptırmak için hareket halinde iken 13/10/2010 tarihinde davalı … firmasının maliki, davalı …’ın sürücüsü olduğu aracın davalı … Sigorta’ya zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olarak sorumlu olduğu … plakalı çekiciye bağlı … plakalı dorseli araca arkadan çarpması sonucu % 100 kusurlu olarak sigortalı aracında yüklü bulunan … firmasına ait malların hasarlandığını, bu hasara bağlı müvekkilinin poliçe dahilinde gerek sigortalıya gerekse sigortalı aleyhine takip yapan … firmasının vekillerine toplamda 18.508,95 Euro ödediğini, ödemeye bağlı alınan temliknameler uyarınca müvekkilinin TTK hükümlerine göre sigortalının haklarına halef olduğunu bildirerek fazla hak saklı kalmak üzere ödenen 18.508,95 Euro nun ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı kalmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı sigorta vekili süresinde olmayan cevap dilekçesinde; oluşan hasarla ilgili sorumluluklarının poliçe ile araç başına maddi zararlarda azami 17.500,00 TL ile sınırlı olduğunu, gerçek zararın tespitinin gerektiğini, temerrütün sigortacıya ihbardan başlaması gerektiğini, haksız fiile bağlı faizin yasal olması gerektiğini ve dava açılmasına neden olmadıklarını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … vekili de yine sürede olmayan cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesinin ayrıca hasara yönelik olarak araçları kullanan şöförler yönünden kusur tespiti yapılarak bundan sonra gerçek zararın hesaplanması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta ve … … vekillerinin yanıtları esasa yanıt süresi içinde olmadığından inkar çerçevesinde değerlendirilmiş olup bu kapsamda süresinde yapılmayan yetki itirazı da kabule değer görülmemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taşıma esnasında meydana gelen hasar nedeni ile ödenen bedelin rücuen tahsili istemine dair alacak davasıdır.
Mahkememizce 10.10.2013 tarihinde verilen … E-… K sayılı davanın kabulüne dair ilk karar Yargıtay 11. Hukuk Daire’nin 27/05/2015 tarih ve 2015/5201 E-2015/7126 K sayılı karar ile;
“… 2- Dava, taşıma esnasında meydana gelen hasar nedeniyle ödenen hasar tazminatının rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosyada mevcut ekspertiz raporunda hasar tutarı 19.631,51 Euro olarak hesaplanmış, sigortalı tarafından hasarlanan emtia için teklif edilen bedel hesaplanarak 8.056,46 Euro olarak bulunmuş, ancak 07.01.2011 tarihli temlik beyanında sigortalıya 13.810 Euro ödendiği ifade edilerek bu miktar üzerinden alacağın temlik edildiği belirtilmiş, ibraz edilen bilirkişi raporlarında hasarlanan emtia bedeli, sigortalıya ve icra takibi sonrasında gönderene ödenen tazminat tutarının yerinde olup olmadığı hususunda bir açıklamaya yer verilmemiştir. Ayrıca, hasar gören emtia bedeli dışında DİFİF alacağı olarak talep edilen miktar da hüküm altına alınmış olup, bu alacak kaleminin davalıdan istenip istenemeyeceği hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bilirkişi raporları bu yönlerden hüküm kurmaya ve kurulan hükmü izlemeye elverişli değildir. Mahkemece, kabul edilen her bir alacak için davacının zararının ne şekilde gerçekleştiği hususunda içinde ziraat mühendisi bir bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden ayrıntılı rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle mümeyyiz davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Mahkemece, icra takibinden sonra emtia sahibine ödenen icra takibi masrafları ile vekalet ücretinin de tahsiline karar verilmişse de, … İth. İhr. San. Tic. A.Ş.’nin 28.04.2011 tarihli temlik beyanında temlik edilen alacağın içinde icra takip masrafları ile vekalet ücretine yer verilmediği halde bu alacak kalemlerinin de tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de temyiz eden davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde verilen 04.04.2018 tarih ve 2016791E- 2018/309 K sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne dair karar , Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 19.12.2019 tarih ve 2019/4884 Eve 2019/8283 K sayılı kararı ile ;
“…2-Dava, taşıma esnasında meydana gelen hasar nedeniyle ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 27/05/2015 tarih 2015/5201 Esas, 2015/7126 Karar sayılı ilamı ile “… hasar gören emtia bedeli dışında DİFİF alacağı olarak talep edilen miktar da hüküm altına alınmış olup, bu alacak kaleminin davalıdan istenip istenemeyeceği hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bilirkişi raporları bu yönlerden hüküm kurmaya ve kurulan hükmü izlemeye elverişli değildir. Mahkemece, kabul edilen her bir alacak için davacının zararının ne şekilde gerçekleştiği hususunda içinde ziraat mühendisi bir bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden ayrıntılı rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış,…” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, alınan bilirkişi raporunda ürün ihracını gerçekleştiremeyerek zarar görenin DİFİF (Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu) iade/teşvik ödemelerinden yoksun kaldığı belirtilerek anılan meblağın tazminat kapsamında olup olmadığı yönündeki değerlendirmenin mahkemenin taktirinde olduğu bildirilmesine rağmen, kararda bu hususun tartışılmaması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş , mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce davanın kabulüne dair verilen ilk karar zararın ne şekilde meydana geldiğinin tespiti yönünden rapor alınması ve icra takibinden sonra emtia sahibine ödenen icra masraf ve vekalet ücretinin temlik beyanında bulunmaması nedeni ile bu bedele hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek davalı yararına bozulmuş, mahkememizce bozma ilamı gereği alınan bilirkişi raporu ile zarar görene ödenen zarar bedelinin yerinde olduğu, davacının DİDİF ödemelerinden yoksun kaldığı bu bedellerden davalıların sorumluluğunun mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiş mahkememizce bilirkişi raporu ile bozma ilamı birlikte değerlendirilerek davacı lehine sadece ödenen emtia bedeline hükmedilmiş bu karar yukarıda gerekçeleri anılan Yargıtay ilamı ile mahkeme ilamı ile mahkemenin takdirine bırakılan alacak kalemleri yönünden değerlendirme yapılmaması nedeni ile davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Zarar dava dışı davacı yan sigortacısı taşıyanın yine dava dışı taşıtana ait mandalinaların taşınması esnasın meydana gelmiş olup, dava dışı taşıyan 07.01.2011 tarihli belge ile sigorta hükümlerinin yerine getirilmesi nedeni ile davacı yanı ibra ettiğini ayrıca davacı tarafından ödenen 13.810 Euro ile daha sonra davacı tarafından doğrudan zarar görenlere ödenecek tazminat miktarı kadar ki bölümü davacı yana temlik ettiğini beyan etmiş, dava dışı taşıtan 28.04.2011 tarihli ibraname başlıklı belge ile 22.859 USD mal bedelinin tarafında ödendiği bakiye 1.882,50 USD DİFİF alacağı, 2.659,67 TL mahrum kalınan KDV alacağı ile icra vekalet ücreti ile icra masraflarının avukatlarının hesabına ödenmesi halinde borçlu taşıyan ve CMR sigortacısından hiç bir hak ve alacağının kalmadığını, gayri kabil rücü ve ibra ettiğinini bildirmiş yine aynı tarihli ibraname ve temlikname başlıklı belge ile dava dışı taşıtan icra takibine konu 24.741,50 USD taşınan mal bedeli +DİFİF alacağı ile 2.659,67 USD mahrum kalınan KDV alacağının ödenmesi nedeni ile borçlu taşıyan ile davacı sigortacıyı ibra ettiğini bu kalemlere mahsus olmak üzere bedeli davacı yana temlik ettiğini beyan etmiştir.
28.04.2011 tarihli ibraname ve temlikname başlıklı belge ile alacaklı taşıtan emtia zarar bedeli, DİFİF alacağı ve KDV alacağının ödenmesi nedeni ile bu kalemleri davacı yana temlik etmiş olup, dava dışı taşıyan tarafından verilen 07.01.2011 tarihli temlik ile birlikte değerlendirildiğinde davacı yanın bu kalemleri talep hakkı bulunmaktadır, DİFİF ve KDV alacağı zararı meydana gelen kaza nedeni ile oluşmuş olup davalılarında taşıtanın bu zararından sorumlu olacakları açıktır. Davacının talep edebileceği alacak kalemleri 13.810 Euro emtia zarar bedeli, mahrum kalınan 1.882,50 USD DİFİF alacağı ile 2.659,67 TL KDV alacağı olup, mahkememizce bu miktar toplam 16.274,76 Euro olarak hesaplanmış ve bu miktar üzerinde açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 16.274,76 Euro ‘ nun davalılar … …. Ltd. Şti.ve davalı … ‘ dan 28/04/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince yüklenecek faiz ile birlikte alınarak davalı … Sigorta A.Ş ‘ nin bu miktardan poliçe limiti olan 17.500,00 TL ile sorumlu olmak üzere 28/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 2.801,55 TL karar ve ilam harcının peşin ödenen 695,35 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.106,20 TL harcın davalılardan (davalı sigorta bu miktarın 898,71 Tl’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin ödenen 695,35 TL harcın davalılardan alınarak ( davalı sigorta bu bedelin 296,70 TL’sinden sorumlu olmak üzere)davacı yana ödenmesine
3- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 6.131,61 TL vekalet ücretinin davalılardan ( davalı sigorta bu bedelin 5100,00 TL’sinden sorumlu olmak üzere)alınarak davacı yana ödenmesine
4-Davacı tarafçından bu yargılama nedeni ile yapılan 18,40 TL başvuru harcı ile 6070,00 TL posta tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6088,4 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 5.332,74 TL’nin davalılardan alınarak (davalı sigorta bu bedelin 2.275,48 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davacı yana ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
5-Davalı … Gıda…Ltd.şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya ödenmesine
6-Davalı … Gıda…Ltd.şti tarafından yapılan 285,5 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 35,43 TL’nin davacıdan alınarak anılan davalıya ödenmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve hazır olan davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on beş günlük yasal süre içerisinde YARGITAY temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır