Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/683 E. 2022/182 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/683 Esas
KARAR NO:2022/182

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/01/2018
KARAR TARİHİ:24/02/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 27/05/2013 tarihli araç kiralama sözleşmesi adı altında karma bir sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği müvekkili şirket tarafından 15 adet aracın davalıya teslim edildiğini ve davalı ile tüketiciler arasında yapılan sözleşmelere bağlı alacaklarının 03/07/2013 tarihli temlik sözleşmesi gereği müvekkili şirkete devredildiğini, sonraki tüm ödemeler için de aynı temlik sözleşmesi imzalandığını ancak, bir süre sonra yapılan ihtara rağmen davalının sözleşmeye aykırı davranarak borcunu ödemediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı 30/12/2017 tarihi itibariyle müvekkilinin davalıdan satılan mallardan ve nakit para havalelerinden kaynaklı olarak 403.632,99 TL alacaklı olduğunu; taraflar arasında yapılmış sözleşme gereği İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 403.632,99 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin…’de ikamet ettiğini, genel yetki kuralı gereği… Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini gerektiğini; esas yönünden ise, davacının, sözleşme ve ticari ilişki kapsamında edimlerini yerine getirmediğini, davacının sözleşmeye aykırı hareketlerinden dolayı müvekkilinin iflasına sebebiyet verdiğini, davacının teslim ettiği araçlardan 8 adedini şirket merkezinde tuttuğunu, geriye kalan 7 aracı ise ihtarname sonrası müvekkili bilgisi olmaksızın yedek anahtarları ile kaçırılmak suretiyle teslim aldığını, müvekkilinin satış yapamaz hale geldiğini, davacının ticari ilişki kurulması ve anlaşma sağlanması sonrasında edimlerine aykırı hareket etmekle birlikte haksız rekabet ve haksız kazanıma yönelik eylemlerinin olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 11/02/2021 tarih, 2018/95 Esas, 2021/101 K sayılı kararla mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiş; verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarih ve 2021/1211 E – 2021/1296 K sayılı kararıyla; “HMK’nın 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü haizdir.
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan 27.05.2013 tarihli araç kullanım sözleşmesinin 9. maddesi ile bu sözleşmeye dayalı olarak düzenlenen temlik sözleşmelerinin 10. maddesinde, uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır.
2705.2013 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde her ay satın alınması zorunlu asgari ürün miktarı tespit edilerek davalının, oluşacak cari hesap için %20 fazla olacak şekilde sözleşme vereceği öngörülmüş, bu hüküm gereğince de taraflar arasında muhtelif tarihli temlik sözleşmeleri imzalanmıştır. Davacı tarafından işbu davada ise davalıya yapılan nakit ödeme yanında söz konusu sözleşmeler gereği oluşan alacak talep edilmiştir. O halde uyuşmazlığın çözümünde söz konusu sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır. Bu durumda ise tüm sözleşmelerde bulunan münhasır yetki şartı nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Mahkemeleri yetkili olup, ilk derece mahkemesince verilen yetkisizlik kararı isabetsizdir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı kesin olarak kaldırılmıştır.
Dava; taraflar arasında yapılmış araç kullanım sözleşmesi ve temlik sözleşmeleri gereğince davalıya satıldığı iddia edilen mallar ile ödendiği ileri sürülen nakitten dolayı bakiye alacağın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davaya dayanak ve konu yapılan yanlar arasındaki sözleşmeler gereği davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının tespiti amacıyla istinaf kararı öncesi talimat ve mahkememizce bilirkişi raporları alınmış;
Bu yönden, davalı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere talimat ile aldırılan 26/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının, 2013 yılı işletme ve 2014-2015 yılları yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin ve 2014-2015 yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal sürelerinde yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin imza tarihi olan 27/05/2013 tarihi ve 2013 yılında yapılmış temlik dönemine ilişkin davalının 2013 yılı işletme defterinde herhangi bir kaydın bulunmadığı, davacıya ilişkin kayıtların 2014/8.aydan itibaren tutulmaya başlandığı, davalı defterlerine göre 2015 yılı sonu itibariyle davalının davacıya 171.952,95 TL borçlu olduğu; tarafların kabulünde olan banka aracılığıyla yapılan bir takım ödemelerin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı yönünde görüş bildirilmiş;
Davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere konusunda uzman bilirkişi SMMM …’den alınan 10/01/2020 tarihli raporda özetle; usulüne uygun tutulan davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan müşterilen hesabında 24.644,58 TL + 369.279,41 TL olmak üzere toplam 393.923,99 TL alacaklı olduğu; temlik sözleşmelerinde her iki tarafın imzalarının bulunduğu, temlik sözleşmelerinin tamamının davacı ticari defterlerinde yer aldığı, taraflar arasındaki ticari ilişkisinin 27/05/2013 tarihinde başladığı, davalı şirketin 2013 yılına ait defter ibrazında bulunmadığı ve 2014/8.aydan sonra kayıt altına alındığı, bu nedenle davacı şirketin davalıdan temlik sözleşmelerinden kaynaklı 393.923,99 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan raporlar uyuşmazlığı çözmeye ve karar vermeye elverişli olmadığından, tarafların raporlara yönelik itirazları ile alınan raporlar birlikte değerlendirilmek suretiyle bu kez bilirkişiler SMMM …, Pazarlama ve Reklamcılık konusunda uzman Prof. Dr. … ve Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 21/10/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 27/05/2013 tarihinde başladığı, davalı taraf ticari defterlerinde kayıtların 2014/8.aydan itibaren işlenmeye başladığı, birçok kaydın davalı defterlerinde yer almadığı, bu nedenle delil niteliği taşımadığı; usulüne uygun tutulan davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 393.923,99 TL alacaklı olduğu; taraflar arasında temlik ve araç kullanım sözleşmesini kapsayan çerçeve bir ticari ilişki olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
En son alınan 12/10/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu; daha önce alınan mahkememizce ve talimatla alınan bilirkişi raporlarına nazaran daha ayrıntılı gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, daha önce alınan raporlara göre daha üstün tutulmak suretiyle mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, en son alınan bilirkişi kurulu raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında yapılmış 27/05/2013 tarihli araç kiralama sözleşmesi ile temlik sözleşmeleri kapsamında, benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, usulüne uygun tutulan davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre davacının yaptığı ödemelerle birlikte aralarındaki sözleşmeden kaynaklı olarak davalıdan toplam 393.923,99 TL alacaklı olduğu; taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığı tarih olan 27/05/2013 tarihi ile Haziran/2014 arasındaki dönemde davalı defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, bu nedenle davalı taraf ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşımadığı; davalı tarafça sözleşme konusu borcun ödendiğinin usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı anlaşıldığından benimsenen bilirkişi kurulu raporu ile tespit edilen 393.923,99 TL’nin davalıdan tahsiline, belirlenen-tespit edilen bu miktarı aşan davacı taraf istemi yerinde olmadığından reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile,
1-393.923,99 TL’ni dava tarihi olan 30/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Alınması gerekli 26.908,95-TL karar ve ilam harcından 6.893,05-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 20.015,90-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 6.893,05 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 36.024,68 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 4.750 TL bilirkişi ücreti ve 467,70 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 5.258,80 TL’nin kabul ve red oranına göre 5.132,30 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2022

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.