Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/668 E. 2022/35 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/668 Esas
KARAR NO:2022/35

DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:14/10/2021
KARAR TARİHİ:17/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/11/2015 tarihinde kurulan… … Şirketinin kurucularından olan müvekkilinin, arada yaşanan anlaşmazlıklar nedeni ile 02.01.2017 tarihinde şirketin diğer ortağı olan …’a hukuka uygun bir biçimde hissesini devrederek ortaklıktan ayrılmış olduğunu, …… ve Limited Şirketi ile davalı … … arasında şirketin işyeri güvenlik hizmetinin sağlanması için sözleşme yapılmış olduğunu, ancak müvekkilinin hisse devrini sağladıktan sonra davalı taraf ile bir daha görüşme sağlamamış olduğunu, müvekkili aleyhine bu sözleşmesel ilişkiden kaynaklı olarak …. İcra Dairesi … esas sayılı dosyası ile takip başlatılmış olup, takip başlatılmadan önce müvekkiline hiçbir şekilde ulaşılmamış, konu ile alakalı olarak kendisi ile görüşme sağlanmamış olduğunu, müvekkilinin işleri gereği şehir dışına çıktığı sürede ödeme emri yakınına usule uygun bir biçimde tebliğ edilmediğini, lakin müvekkilinin, yakınının kendisine geç haber vermesi nedeniyle ödeme emrine itiraz süresini kaçırdıklarını, başlatılan takip öğrenildikten sonra davalı tarafa ulaşıldığını takip ile ilgili kendisinden bilgi alınmaya çalışılmış, şirket borçlarından dolayı müvekkili aleyhine takip başlatılamayacağı kaldı ki müvekkilinin 2017 yılından hissesini devrederek ortaklıktan çıktığı ifade edilmiş, tüm bu bildirimlerin davalıya yapılmasına rağmen davalının takip işlemlerine devam etmiş ve müvekkilinin banka hesaplarına bloke koydurmuş olduğunu belirterek, takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması adına %100 + %15 teminat mukabilinde karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini ve davalının kötü niyetli takip yapmış olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … sahibi olduğu şirket olan … Yapı adına müvekkili şirket ile hiçbir baskı altında olmadan hizmet sözleşmesini akdetmiş olduğunu, sözleşme incelendiğinde, davacının sözleşmenin her sayfasına … Yapı … adına kaşesini atmış ve imzalamış olduğunu, bu sebeple icra takibinin onun adına başlatıldığını, şahıs şirketlerinin ortakları ister 1. Dereceden sorumlu olanlar (adi şirket) isterse 2. Dereden sorumlu olanlar olsun (kolektif ile adi komandit şirket) şirket alacaklılarına karşı sınırsız ve müteselsilen sorumlu olduklarını, burada şirkete getirdikleri veya getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye tutarının hiçbir önemi bulunmamakta olduğunu, bu sebeple davacının iddia ettiği gibi … … Limited Şirketi olmayıp sözleşme yapıldığı zaman anılan şirket şahıs şirketi olup; şirket borçlarından dolayı sınırsız ve müteselsil sorumlulukları devam etmekte olduğunu, şayet tür değişikliği yapılmış ise de; bu işlemin usulüne uygun şekilde yapılıp, Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanıp, tebliğ edilmesi gerektiğini, işbu sebeple usulüne uygun bir şekilde icra takibi başlatılmış ve usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş, karşı taraf İİK’dan kaynaklanan itirazları zamanın da yapmamış olup, İİK’dan kaynaklanan hakları neticesinde icra takip işlemleri devam edilmiş olduğunu, davacının birtakım asılsız iddialar ile mesnet yaratma çabasında olduğunun aşikar olduğunu, bu sebeple davacı’nın soyut ve fiktif iddialarına itibar edilerek davacı lehine takibin ve hacizlerin durdurulması mümkün olmadığını davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Dairesi … esas sayılı dosyası, yemin, tanık ve sair delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; taraflar arasında akdedilmiş hizmet sözleşmesi, …. İcra Dairesi … esas sayılı dosyası, tanık, bilirkişi incelemesi, Yargıtay Kararları, iddialarını ispata yarar her türlü belge, kayıt, delil vs., keşif, yemin, yasal ve takdiri her türlü delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine istemine ilişkindir.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; ‘işyeri güvenlik hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin hizmet sözleşmesinden’ kaynaklanan alacak nedeniyle davalı tarafından davacı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti noktalarında toplandığı görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesini 20 Kasım 2015 tarihli sayısı ile dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
‘işyeri güvenlik hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin hizmet sözleşmesinden’ kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı tarafça davacı hakkında girişilen icra takibinden borçlu olmadığının tespiti talebiyle takip borçlusu olan davacı tarafından işbu menfi tespit davasının açıldığı, sözleşmeye konu hizmetin verilmiş olduğunun tarafların kabulünde olduğu, bu hususta bir ihtilaf bulunmadığı,
davacı iddiasının sözleşmenin dava dışı… İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ile davalı arasında yapıldığı, şirket borçlarından dolayı şirket ortaklarına müracaat edilemeyeceği, davacının da 2017 yılında şirket ortaklığından ayrılmış olması nedenleriyle borçtan sorumlu olmadığı şeklinde olduğu,
sözleşme ve eklerinden görüldüğü üzere sözleşmenin 20/10/2015 tarihinde yapıldığı, sözleşmede ve eklerinde davacının şahsi kaşesinin ve imzasının yer aldığı, kaldı ki ticaret sicil gazetesinden anlaşıldığı üzere davacının iddiasına konu dava dışı… İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin sözleşmenin kurulmasından sonra-20 Kasım 2015 tarihinde tescil ve ilan edilmiş olması nazara alındığında;
hizmet sözleşmesinin şirket kurulmadan önce davamızın tarafları arasında akdedilmiş olması, davacının şahsi olarak imzasının yer alması ve sözleşmeye konu hizmetin verildiğinin de iki tarafın kabulünde olması nedenleriyle davacının takibe konu borçtan sorumlu olduğu kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Mahkememizin 22/10/2021 tarihli ara kararı ile icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de; hükmedilen teminatın yatırılmadığı, bu nedenle alacaklı olan davalı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almadığından, davalı lehine tazminata hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Şartları oluşmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40-TL ‘nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 2.349,79-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.17/01/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı