Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/645 E. 2022/144 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/18 Esas
KARAR NO :2022/172

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/02/2018
KARAR TARİHİ:23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün … Mahallesi, … Caddesi, No:49/A, Zemin, … Kasap …/İSTANBUL adresindeki işyerinde 24/05/2016 tarihinde yapılan kontrollerde müvekkili kuruma kayıtlı … seri numaralı sayaçtan abonesiz olarak elektrik kullandığının tespit edildiğini, o tarihte yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri ile 622 sayılı EPDK Kurul kararı doğrultusunda saha elemanları tarafından … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı’nın düzenlendiğini, buna göre davalı hakkında kaçak elektrik tüketiminden kaynaklı 2.091,40-TL. tutarında tahakkuk gerçekleştirildiğini, sonrasında davalı/borçlu aleyhine…seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı’na istinaden 2.091,40-TL. enerji bedeli, 8,78-TL. gecikmiş gün faizi ve 1.58-TL. KDV olmak üzere toplam 2.101,76-TL.’nin tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı/borçlu tarafından vekili aracılığıyla borca, yetkiye ve fer’ilerine itiraz edildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikamet adresinin … olduğunu, huzurdaki itirazın iptali davasının yetkisiz mahkemede açıldığını, mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili … Mahkemeleri’ne gönderilmesi gerektiğini, davacı vekili tarafından 09/02/2018 tarihinde müvekkili aleyhine …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile açılan davanın 11/10/2018 tarihinde karara çıktığını ve ilgili mahkemece davanın usulden reddine karar verildiğini, davacı vekili tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile tarafları ve dava konusu aynı başka bir dava daha açtığını, bu davada ilgili mahkemece HMK.’nun 114/1-ı ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verildiğini, buna rağmen davacı vekili tarafından huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacı tarafın müvekkili aleyhine daha önceden açtığı tarafları ve konusu aynı birden fazla (mükerrer) dava bulunduğunu, bu davalarda verilen kararlar kesinleşmeden başka davanın açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafından işyerinde kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla, davacı şirket görevlilerince düzenlenen 24/05/2016 tarihli Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı’na dayanarak davalı hakkında tahakkuk ettirilen kaçak kullanım miktarı, işlemiş faizi ve KDV’sinin tahsiline yönelik olarak davalı … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken ihtilafın; davalının işyerinde kaçak/usulsüz elektrik kullanıp kullanmadığı, davacı şirketçe davalı adına kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla tahakkuk ettirilen tutardan davalının sorumlu olup olmadığı ile davalının davacı şirkete borcunun bulunup bulunmadığı, borcu var ise miktarı, ayrıca alacağın likit olup olmadığı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yasal koşullarının somut olayda oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dosyanın … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11/10/2018 tarihli, … Esas ve 2018/472 Karar sayılı “Görevsizlik Kararı” üzerine mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esasa kaydedildiği görülmüştür.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, ödeme emri, kaçak elektrik tespit tutanağı, tahakkuk belgesi, davacı şirket kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasına dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından 15/06/2016 tarihinde UYAP üzerinden (İcra Müdürlüğü’nün havale tarihi: 11/07/2016) davalı … aleyhine, 2.091,40-TL. enerji bedeli, 8,78-TL. gecikmiş gün faizi, 1.58-TL. faizin KDV’si olmak üzere toplam 2.101,76-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı-borçluya 20/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu vekili tarafından yasal süresi içerisinde 26/07/2016 tarihinde yetkiye, borca ve takibe itiraz edildiği, davalı-borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında davacı şirket vekili tarafından 09/02/2018 tarihinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İİK.’nun 67/1 maddesi; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın 1 (bir) yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Maddedeki bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süre olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir.
Davaya konu takip dosyasının tetkikinde; 26/07/2016 tarihli borca itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı şirkete veya vekiline tebliğe çıkarılmadığı, borca itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir belgenin de bulunmadığı görülmüş, İİK.’nun 67/1 maddesinde öngörülen sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunlu olduğundan, mahkememizce re’sen yapılan incelemede huzurdaki davanın 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça her ne kadar derdestlik itirazında bulunulmuş ise de; dosyada mevcut …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2018 tarihli, … E. ve …K. sayılı gerekçeli kararı ile …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11/10/2018 tarihli, … E. ve 2018/472 K. sayılı gerekçeli kararlarının incelenmesinde; …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın 09/02/2018 tarihinde açıldığı, bu mahkemece verilen “görevsizlik kararı üzerine” dosyanın mahkememize gönderildiği, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davanın ise 26/10/2018 tarihinde açıldığı ve anılan mahkemece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının derdest olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür. Derdestlik, dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biri olup; aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Oysa somut olayda; davalı tarafın belirttiği davalar “görülmekte olan” davalar değildir. Sonuç olarak mahkememizce davalı tarafın derdestlik itirazlarının yerinde ve haklı olmadığı kanaatine varılarak, 30/10/2019 tarihli duruşmada reddine karar verilmiştir.
Diğer taraftan davalı tarafça her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de; huzurdaki davanın haksız ve kaçak elektrik kullanımına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, somut olay bakımından kesin yetki durumunun söz konusu olmadığı, 6100 sayılı HMK.’nun yetkiyi düzenleyen hükümlerinin uygulanması gerektiği, HMK.’nun 6. maddesi uyarınca davalının ikametgâh mahkemesi yetkili olduğu gibi, haksız fiilin vuku yeri olan …’nin bağlı bulunduğu Bakırköy Mahkemeleri’nin de yetkili olduğu, ayrıca HMK.’nun 16. Maddesinde yer alan haksız fiillerdeki yetki düzenlemesine göre; “zarar görenin yerleşim yeri” mahkemesi de yetkili kılındığından ve davacı şirketin yerleşim yerinin bağlı olduğu yer (Şişli) itibariyle İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğundan, davacı alacaklının dava konusu icra takibini yetkili İstanbul İcra Müdürlüğü’nde başlattığı gözetildiğinde, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılarak işin esasına girilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargılama sırasında davalı vekili tarafından dava konusu icra takibine dayanak oluşturan borç hakkında taraflarınca …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 30/06/2020 tarihinde verilen kesin kararla; müvekkili …’ün …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilgili olarak …A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, davacı tarafça müvekkil hakkında aynı olayla ilgili olarak üç ayrı mahkemede üç ayrı davanın açıldığını, huzurdaki davanın haksız ve mükerrer bir dava olduğunu beyan etmiş, bunun üzerine mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının gönderilmesi için müzekkereler yazılmış ve anılan dosyalar celbedilerek incelenmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının ve içerisinde bulunan ilgili davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borcun sebebinin dosyamız davalısı … hakkında … elemanları tarafından düzenlenen 28/09/2016 tarihli, F-… seri numaralı bir başka Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı’na dayalı olarak tahakkuk ettirilen 17/10/2016 son ödeme tarihli ve 2.345,60-TL. tutarlı kaçak bedeli olduğu görülmüştür.
Ayrıca … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak; dosyamız davalısı … T.C. Kimlik numaralı …’ün halen vergiye kayıtlı olduğu adres ile başlangıcından vergi kaydının devam ettiği süredeki tüm faaliyet adreslerinin gönderilmesi istenmiştir. … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından mahkememizce yazılan müzekkereye 12/03/2021 tarihinde cevap verilmiştir.
Böylece dosyamız davalısı …’ün tutanak tarihi itibariyle … Mahallesi, … Caddesi, No:49/A, İçkapi No:1 (Zemin …-Kasap) …/İSTANBUL adresinde faaliyette bulunduğunun anlaşılması üzerine ve tüm deliller toplandıktan sonra uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 07/07/2021 tarihli ara kararla; iddia, savunma ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişi …tarafından tanzim edilerek 29/11/2021 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle; davalı … tarafından ticari faaliyet yürütülen iş yerinde davacı şirket çalışanları tarafından tutulan tutanak ile davalının “Kayıtsız sayaç ile SÖZLEŞMESİZ” kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, söz konusu fatura zamanında ödenmeyince davacı şirketçe davalı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edilerek takibin durmasının sağlandığı, dava konusu tutanağın tarihinin 24/05/2016 olduğu, kullanılan mahalin ticarethane/kasap olduğu, tutanak tarihi olan 24/05/2016 itibariyle 08 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerinin geçerli olduğu, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 12/03/2021 tarihli yazısı içeriğinden; … T.C. kimlik numaralı davalı … ün tutanağa konu … Mah., … Cad., No:49/A No:1 adresinde 01/01/2016 tarihinde işe başladığı, 30/11/2017 tarihinde ise işi bıraktığının anlaşıldığı, 24/05/2016 tarihinde davalı adına … Mah. No:49/A Zemin …-Kasap … adresinde idareye kaydı olmayan sayaç ile sözleşmesiz elektrik kullanıldığı gerekçesi ile kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26-b hükmü gereği tutanak tarihi itibariyle davalı tarafça “…yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi…”’nin kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilmekte olduğu, davalı tarafça bu iddianın aksini ispat edecek, yani tutanak tarihi itibariyle kayıtlı sayaç ile sözleşmeli olarak elektrik tüketildiğini belgeleyecek bir delilin dosyaya sunulmadığı, ilgili yönetmeliğin 28. maddesinde; kaçak tahakkuk hesaplamalarında öncelikle tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre hesaplama yapılacağına dair açık hüküm bulunduğu, davaya konu tutanak ve kaçak tahakkuk kayıtlarından; işyerinde kullanılan elektriğin ölçümü için… marka 2765869 seri nolu kayıtsız sayacın tesisata takılı vaziyette bulunduğunun, kayıtsız sayaç üzerinde tespit edilen 3599 kwh.’lik tüketim doğrultusunda kaçak tahakkuku hesap edildiğinin anlaşıldığı, mahalde bilfiil tüketilmiş olan 3599 kwh.’lik tüketim dikkate alınarak kaçak tahakkuk hesaplaması yapıldığı, sayaç üzerindeki tüketimin doğru kayıt edilen tüketim olduğunun davacı kurumca kabul gördüğü, bu nedenle Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 28/2-b maddesi hükmünün uygulanmadığı, tutanağa konu adreste bilfiil tüketilmiş olan elektrik bedelinin, tutanak tarihi itibariyle yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda davalı tarafça ödenmesi gerektiği, dava konusu tutanak tarihi itibariyle kayıtsız sayaç üzerinde tespit edilen 3599 kwh lik tüketime esas 2.091,40-TL. tutarındaki kaçak elektrik tüketim tahakkukunun, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilmiş olduğu kanaatine varıldığı, fatura son ödeme tarihi ile takip tarihi arasındaki 9 günlük sürede 2.091,40-TL. tutarındaki kaçak tahakkuku için 8,87-TL. gecikmiş gün faizi hesap edildiği, takdiri mahkemeye ait olmak üzere; raporda yapılan değerlendirmeler kapsamında kaçak tahakkukunun mevzuata uygun olduğu, davalının tutanağa konu … Mah., … Cad., No:49/A No:1 …/İSTANBUL adresinde 01/01/2016 tarihinde işe başladığı, 30/11/2017 tarihinde ise işi bıraktığı, dava konusu tutanak tarihinin (24/05/2016) davalının mahalde ticari faaliyet yürüttüğü dönem içerisinde olduğu, bu nedenle davalının tutanağa esas 2.091,40-TL. kaçak elektrik tahakkukundan sorumlu tutulabileceği, daha önce karara çıkmış olan …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu tutanağın 28/09/2016 tarihli olup, dava konusu tutanak tarihinden daha sonra düzenlendiği, dolayısıyla davacının mükerrer tahakkuk talebinin bulunmadığı, sonuç olarak; davacı tarafça dava konusu edilen 24/05/2016 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına esas tahakkuk bakımından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibin 2.091,40-TL. asıl alacak, 8,78-TL. gecikmiş gün avans faizi, 1,58-TL. faizin KDV’si olmak üzere toplam 2.101,76-TL. tutar üzerinden davalı … adına devam edebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan ve celbedilen deliller ile dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, alınan raporun dosyada toplanan delillere, dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere uygun olduğu, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Eldeki dava; davalı …’ün işyerinde (kasap dükkanında) kayıtsız şekilde kaçak/usulsüz elektrik kullanıldığı iddiasıyla davacı şirket görevlilerince düzenlenen dayanağı 24/05/2016 tarihli ve F-… seri numaralı tutanağa dayalı olarak tahakkuk ettirilen fatura bedelinin tahsili amacıyla, davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın tetkikinde; davacı şirket görevlileri tarafından davalıya ait … Mahallesi, … Caddesi, No:49/A, İç Kapı No:1 …/İSTANBUL adresindeki işyerine gidilerek tutulan 24/05/2016 tarihli ve F-… seri numaralı Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı’nda; davalı …’ün İdare’ye kayıtsız (zati) sayaçtan enerji kullandığı tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 01/07/2020 tarihli, 2019/6017 E.-2020/3754 K. sayılı ve 16/01/2020 tarihli, 2019/4862 E.-2020/305 K. sayılı ilamları.) Somut olayda davalı taraf, davaya konu alacağın dayanağı 24/05/2016 tarihli ve F-… seri numaralı Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı’nın aksini ispat edememiştir.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davalının abonelik kaydının bulunmadığı, davacı şirket elemanları tarafından 24/05/2016 tarihinde … Mahallesi, … Caddesi, No:49/A, …, …/İSTANBUL adresinde dava konusu Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı’nın tutulduğu, böylece davacı şirketçe anılan adreste kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği, davalı tarafça davaya konu alacağın dayanağı olan 24/05/2016 tarihli ve F-… seri numaralı Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı’nın aksinin ispat edilemediği, dava konusu icra takibinin abonesiz/kaçak tüketim nedeniyle tahakkuk ettirilen 06/06/2016 son ödeme tarihli fatura alacağına ilişkin olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle davalı …’den 2.091,40-TL enerji bedeli, 8,78-TL gecikmiş gün faizi, 1,58-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 2.101,76-TL. tutarında alacağı bulunduğu, davalının takibe ve borca yönelik itirazlarının haklı ve yerinde olmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre davanın kabulüne, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borca yönelik itirazlarının iptali ile takibin devamına, ayrıca takip ve dava konusu fatura alacağı likit ve önceden bilinebilir para alacağı olduğundan, davalı-borçlu aleyhine itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında 2.091,40-TL enerji bedeli, 8,78-TL gecikmiş gün faizi, 1,58-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 2.101,76-TL’ye yönelik itirazının iptali ile asıl alacağa (2.091,40-TL’ye) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %16,80 oranını geçmemek üzere) avans faizi yürütülmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir fatura alacağı olduğundan %20 oranında hesaplanan 420,35-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 143,57-TL karar ve ilam harcından 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile 107,67-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.172,00-TL ( 35,90-TL başvuru harcı, 35,90-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 195,00-TL tebligat- posta ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 uyarınca hesap ve taktir olunan 2.101,76-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır