Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/602 E. 2022/131 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/602 Esas
KARAR NO : 2022/131

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin müvekkili şirket bünyesinde … Id numaralı hesabın sahibi olduğunu, ilgili şahsın müvekkili şirket bünyesindeki hesabına kullanıcının 30/01/2021 tarihinde, saat: 10:27:25’te 18,2765 adet DOT (Polkadot Kripto Para birimi) yatırmasının mevcut olduğunu, akabinde 30/01/2021 tarihinde, saat: 22:48:03’te müvekkili şirketin sisteminde yaşanan bir sıkıntıdan dolayı aynı miktarın davalının hesabına mükerrer olarak tekrar geçtiğini, ilgili miktarların davalının hesabına yatırıldığına ilişkin ayrıntılı hesap hareketlerinin ve log kayıtlarının dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğunu, özetle müvekkili şirket tarafından davalı borçlunun hesabına sehven 2 (iki) sefer aynı miktarda kripto para yatırıldığını, davaya konu miktarın davalının hesabına mükerrer olarak geçtiğinin müvekkili şirketin yazılım ekibi tarafından 01/02/2021 tarihinde tespit edildiğini ve ivedi olarak davalı ile irtibata geçildiğini, davalıya telefonla yapılan aramalar sonucu ulaşılamaması üzerine 01/02/2021 tarihinde mükerrer ödemeye ilişkin olarak davalıya e-mail atılarak gerçekleşen işlem hakkında bilgi verildiğini ve ilgili miktarın iadesinin istendiğini, ancak davalı tarafından bu e-postaya cevap verilmediğini, davalının hesabına geçen miktarın varlığını bilmesine rağmen müvekkili şirkete parayı iade etmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketçe davalı aleyhine … 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve icra takibine haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde ayrıntılı olarak açıkladığı diğer nedenlerle; davalının … 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı …’ye 26/10/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirketçe davalı …’nin sistemde kayıtlı … Id numaralı hesabına aynı gün içinde sehven 2. (ikinci) defa gönderildiği iddia edilen kripto paranın davalıdan tahsiline yönelik olarak girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirketçe davalı gerçek kişi …’nin hesabına aynı gün içinde sehven 2 (iki) sefer aynı miktarda (mükerrer olarak) kripto para yatırılıp yatırılmadığı, yatırılmış ise davalının bu nedenle davacı şirkete borcunun bulunup bulunmadığı, varsa borcun miktarı, dolayısıyla davalı şirketçe davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibinin haklı olup olmadığı, takip konusu alacağın likit olup olmadığı ve icra inkar tazminatı şartlarının somut olayda bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; … 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, hesap hareketleri ve log kayıtları, mükerrer ödemeye ilişkin bilgilendirme kayıtları, … 19. Noterliği aracılığıyla davalıya gönderilen … tarihli – … yevmiye numaralı ihtarname, … 25. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası, davalının icra takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi, arabuluculuk belgeleri, bilirkişi incelemesi, ticari defter ve kayıtlar, keşif, tanık beyanı, Yargıtay kararları, doktrin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Davacı şirket vekili 11/02/2022 tarihli duruşmada; davadaki taleplerinin müvekkili şirketçe davalı gerçek kişi …’nin hesabına sehven mükerrer olarak yatırılan kripto paranın iadesine yönelik olduğunu beyan etmiştir.
Davalı asil … ise aynı celsede; kendisinin kripto para işine reklamlardan görüp, mevcut birikimini artırmak için ve para kazanmak amacıyla girdiğini, bu işleri ticari bir amaçla yapmadığını beyan ederek aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
En basit tanımıyla kripto para; genellikle internet üzerinden kullanılmak üzere tasarlanmış ve merkezî olmayan dijital para birimlerinin genel adıdır. İsmini şifreleme birimi olan kriptografiden alan kripto para, sanal nitelikli bir para birimi olup, fiziki olarak mevcut olmayan dijital varlıklardır. Kripto parada sanal cüzdanlar ve şifreler oluşturulur. Her bir bilgiye ulaşmak ve işlem yapmak için ise sanal kodlar oluşturularak güvenlik çemberi bu şekilde sağlanır.
Eldeki davada taraflar arasındaki temel uyuşmazlık; taraflar arasında mevcut kripto para alım-satımına aracılık (borsa) işleminden kaynaklanmaktadır.
Davalı gerçek kişinin duruşmadaki beyanlarından; kripto para işine mevcut birikimini artırmak ve para kazanmak için girdiği, herhangi bir ticari amaçla hareket etmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.”
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemelerce re’sen incelenir.
6100 sayılı HMK.’nun 115/1. maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında mahkemece re’sen araştırılır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
HMK.’nun 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Buna göre; baktığı davada görevli olup olmadığı hususunun mahkemelerce her aşamada re’sen gözetilmesi gerekir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat çıkarıp onları dinlemeden dahi dosya üzerinden yapacağı inceleme sonucunda görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile mahkeme ilk önce re’sen görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Eğer taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Somut olayda tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile talebin ileri sürülüş biçimine göre; davalı gerçek kişi …’nin para kazanmak için davacı şirketin sağladığı kripto para alım-satım işlerine girdiği ve davacının sistemine üye olduğu, yatırım ve kazanç amaçlı olarak kripto paralar satın aldığı, davacı şirketçe davalının sistemde kayıtlı hesabına sehven aynı gün içinde ve mükerrer olarak kripto para gönderildiğinin iddia edildiği, böylece davacı şirketin davalıdan fazladan gönderdiği miktar kadar alacağının bulunduğunu ileri sürdüğü, mevcut haliyle davacı şirketin davalıya sehven gönderdiği kripto paraların bedelinin tahsiline yönelik olarak başlattığı icra takibine konu alacağın davalının ticari işletmesiyle ilgisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı açıktır. Diğer taraftan, para kazanma, mevcut birikimini artırma ve dijital (kripto) paralardan gelir elde etme amaçlı olarak hareket eden davalının tüketici olarak kabul edilmesi de mümkün değildir.
6335 sayılı kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca “ticari davalar” Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Somut olayda; davacı şirketin tacir olduğu sabit ise de davacı …’nin tüketici ve tacir sıfatı bulunmamaktadır. Mevcut haliyle uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, eldeki davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki ilişki 6102 ve 6502 sayılı kanunların kapsamı dışında kalmaktadır.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’nun 2. maddesi, mal varlığı haklarından kaynaklanan davalar yönünden, sulh ve asliye hukuk mahkemeleri arasında dava konusunun değerine bağlı görev ayrımı kaldırarak, bu tür davalarda dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda eldeki uyuşmazlığın genel hükümlere göre 6100 sayılı HMK.’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 16. Hukuk Dairesi’nin 18/02/2021 tarihli, 2021/269 E. – 2021/338 K. sayılı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 44. Hukuk Dairesi’nin 04/11/2021 tarihli, 2021/1354 E. – 2021/1325 K. sayılı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 19. HD.’nin 21/12/2021 tarihli, 2021/3166 E. ve 2021/2411 K. sayılı kararları da bu doğrultudadır.)
Sonuç olarak; huzurdaki davaya konu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi olup; mahkememizin görevsizliği sebebiyle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın usulden reddine ilişkin olarak aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-HMK 114/1-c bendi gereğince mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK 20. md gereğince süresinde talep halinde dosyanın Nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı asilin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.