Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/599 E. 2023/502 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/599 Esas
KARAR NO:2023/502

DAVA:İtirazın İptali (Saklama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/09/2021
KARAR TARİHİ:15/06/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, davalı şirkete verilen antrepo hizmetinden kaynaklı ardiye ücretinin faturalandırılarak davalıya bildirildiğini ve davalı tarafça itiraz edilmediğini, fatura alacaklarının ödenmemesi üzerine antrepoda bulunan eşya üzerinde hapis hakkı kullanıldığını ve akabinde alacağın tahsili amacıyla …İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasından taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe itiraz edildiğini, yetkiye, hapis ve rehin hakkı kullanımına itirazların yerinde olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiş; dava değerini 573.689 TL olarak göstermiş ve bu miktar üzerinden harçlandırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresi itibariyle … İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını; dava konusu uyuşmazlık iddiasının antrepo kira bedeli alacağına ilişkin olduğundan görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu; taraflar arasındaki kira ilişkisini ispatlayan herhangi bir belge ibraz edilmediğini, müvekkilinin davacı tarafa borcu bulunmadığını, davacı tarafça haksız düzenlenen faturalara dayalı alacak iddiasının yerinde olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş; davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Takibin başlatıldığı, … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede, davacı tarafça, davalı takip borçlusu hakkında davaya dayanak yapılan antrepo kira alacağının fer’ileriyle birlikte tahsili amacıyla taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça itirazın hükümden düşürülmesi için dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava; saklama sözleşmesinden kaynaklı ardiye ücretinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın İİK 67.md gereği iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafından mahkememizin görevine itiraz edilmiş ise de; dava, antrepo ücretinin tahsili amacıyla girişilen takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup; saklama sözleşmesi 6098 sayılı TBK’nın 561. vd.maddelerinde düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 4/2-c maddesi gereğince, saklama sözleşmesini düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 561 ila 580.maddelerinden kaynaklanan ihtilaflar, mutlak ticari davadır. Bu nedenle mahkememiz işbu davaya bakmakla görevli olduğundan, davalı tarafın görev itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafından icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de; dava, antrepo ücretinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup; TBK’nun 89.maddesi gereğince para borcunun ifa yeri, alacaklının yerleşim yeridir. HMK’nun 10.maddesi gereğince borcun ifa edileceği yerdeki mahkemelerin de yetkili olduğu düzenlendiğinden ve davacı alacaklının yerleşim yeri de Arnavutköy olduğundan, takibin başlatıldığı icra daireleri ile mahkememiz işbu davaya bakmakta yetkilidir. Bu nedenle davalı tarafın yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda, davacı tarafça bildirilen deliller toplanmıştır.
Davacı alacağını cari hesaba dayandırmakla, uyuşmazlığın niteliği itibarı ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş; davacı tarafça ileri sürülen nedenlere dayalı olarak takipte talep edilen alacağın bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti için davalının ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu adres itibariyle … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Tal.sayılı dosyasına talimat yazılmış; bu yönden bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen 20/12/2022 tarihli rapor ile, bilirkişi raporu tanzim edilemediğine ilişkin düzenlenen ön raporun dosya arasında olduğu görülmüş; davalı tarafından ticari defter ve kayıtları mahkememizce yapılan ihtarlı tebligata rağmen mahkememize ibraz edilmediği gibi yerinde incelemeye esas olarak adres bildirmediği anlaşılmıştır.
Bu kez davacı taraf ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının, varsa miktarının tespiti için mahkememiz dosyasından alınan bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen 16/03/2022 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan 16/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak düzenlendiği, davacı tarafça düzenlenen ve davalıya ulaşan e-temel faturaya süresi içinde itiraz edilmediği, faturanın davalı tarafça vergi dairesine beyan edildiği, BA formunda bildirilmediği, takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlara göre davacının davalıdan 531.249,00 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan 16/03/2023 tarihli bilirkişi raporu, gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, rapora yönelik davalı tarafın itirazı yerinde görülmemiş, bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasındaki saklama sözleşmesinden kaynaklı olarak davacının davalıya saklama hizmeti verdiği; benimsenen bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, usulüne uygun tutulan davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 531.249,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın HMK’nın 222/3.maddesi gereği defter ibrazından kaçındığı, bu durumda davacı defterlerinin sahibi lehine kesin delil olarak kabulü gerektiği ve bu nedenle ticari defterlerdeki asıl alacak talebinin yerinde olduğu; davacı tarafın ise takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğünün davacı tarafça ispatlanamadığı; bu durumda davalının takip tarihi itibariyle temürrüde düşürüldüğünden işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen toplam 531.249,00 TL asıl alacağa yönelik davalının vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği; bu miktarı aşan davacı taraf isteminin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen alacak üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine; reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı borçlunun …İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas Sayılı dosyasında 531.249,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, takibin bu miktar yönünden talepnamedeki koşullar ile devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 106.249,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
3-Reddedilen miktar yönünden koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gerekli 36.289,62-TL karar ve ilam harcından, peşin, tamamlama ve icraya yatan harç toplamı 9.887,89 TL’nin mahsubu ile geriye kalan 26.401,73‬-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320 TL arabulucu ücretinin 1.222,35 TL’sinin davalıdan, 97,65 TL’sinin davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin, tamamlama ve icraya yatan harç toplamı 9.887,89 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 76.437,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 2.500 TL bilirkişi ücreti ve 209,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.777,30 TL’nin kabul ve red oranına göre 2.571,84 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davalılar tarafından yapılan 80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 5,90 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı