Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/557 E. 2021/1062 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/557 Esas
KARAR NO : 2021/1062

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 27/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 15/08/2014 tarihinde “Telsiz Cihazları Kiralama Sözleşmesi” imzalandığını, anılan sözleşme gereğince müvekkili şirketin mülkiyeti kendisinde olan telsiz ve diğer cihazların 5 yıl boyunca kullanımını sağlamayı, davalı şirketin ise bunun karşılığında sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen ücreti müvekkiline ödemeyi üstlendiğini, sözleşmeye dayalı olarak taraflar arasında kurulan cari hesap ilişkisinden kaynaklanan toplam 23.224,19-TL.’nin davalı şirket tarafından müvekkiline ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe ve borca haksız ve mesnetsiz olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalı şirketin bir süredir sergilediği geciktirme ve geçiştirmeye yönelik kötü niyetli yaklaşım göz önüne alındığında müvekkili şirketin alacağının tahsilinin sağlanabilmesi bakımından öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilerek, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar, araçlar ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir uygulanmasına, yapılacak yargılama sonunda ise haklı davanın kabulüne, davalı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin “…Mah., … Cad., 616. Sok. No:.. Oran-Çankaya/ANKARA” adresinde, müvekkili şirketin ise “… Mah., … Cad., No:.. Altunizade-Üsküdar/İSTANBUL” adresinde faaliyet gösterdiğini, itirazın iptaline konu takip dosyasının faturaya dayalı olarak açıldığını, müvekkili şirketin ticari faaliyet adresinin İstanbul – Anadolu yakasında olması nedeniyle yetkili mahkemenin de İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, sonuç olarak davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, öte yandan huzurdaki iptali davası 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından usulden reddi gerektiğini, itirazın iptaline konu faturadan dolayı müvekkili şirketin davacı karşı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından fatura düzenlenmesinin faturaya konu hizmetin müvekkiline verildiğini ispatlamadığını, davaya konu icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın icra inkar tazminatı talep etme hakkının da bulunmadığını belirterek; öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, takip konusu yapılan tutarın hesaplama gerektirmesi ve likit olmaması nedenleriyle davacının müvekkili şirket aleyhine talep ettiği icra inkar tazminatı talebinin reddine, ayrıca davacı karşı yan aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin ise davacı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket tarafından davalı (borçlu) aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, taraflar arasında imzalanan 15/08/2014 tarihli “Telsiz Cihazları Kiralama Sözleşmesi”, davalıya ait 2019 yılı cari hesap dökümü, tarafların BA ve BS formları, arabuluculuk anlaşamama tutanağı, tarafların ticari defter ve kayıtları, taraflara ait banka kayıtları, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve sair delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyası, ticari defterler, cari hesap ekstresi, ticaret sicil kayıtları, faturaları teslim alan kişilerin SGK kayıtları, keşif, tanık beyanı, isticvap, uzman görüşü ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davacı vekili tarafından her ne kadar 22/12/2021 tarihli duruşmada; taraflar arasında cari hesaptan kaynaklanan ticari bir ilişki söz konusu olduğunu, dolayısıyla eldeki davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirtmiş ise de eldeki davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında 15/08/2014 tarihinde akdedilen “Telsiz Cihazları Kiralama Sözleşmesi”’nden kaynaklandığı kanaatine varılmıştır.
Söyle ki; dosyanın ve taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tetkikinde; taraflar arasında 15/08/2014 tarihinde Telsiz Cihazları Kiralama Sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşme gereğince davacı şirket tarafından mülkiyeti davacı şirkete ait olan telsiz ve diğer cihazların kullanımının 5 (beş) yıl süre boyunca davalı kiracıya sağlandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca; taraflar arasındaki sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 2 maddesinde; “…kurulan … sisteminde kullanılacak telsiz cihazlarının kiracının bünyesinde kullanılmak üzere kiralanacağı…”, sözleşmenin 8.2 maddesinde; “…telsiz cihazlarının tamamen davacının (…’in) mülkiyetinde olduğu, kiracı tarafından kullanılacağı, cihazların hiçbir zaman 3. kişilerin kullanımına bırakılamayacağı…”, 8.5 maddesinde; “…kiracının kullanıma tahsis edilen cihazların mülkiyetinin davacıya (…’e) ait olduğunu kabul edeceği…, 8.8 maddesinde ise; “…herhangi bir sebeple işbu sözleşmenin feshi durumunda kiracının kendisine kiralanan tüm telsiz cihazlarını ve ekipmanlarını eksiksiz olarak kiracının ofisinde davacıya (…’e) teslim edeceği, kiralanan telsiz cihazlarında ve ekipmanlarında eksik olduğunun tespiti durumunda oluşacak zarar ve ziyanın kiracı tarafından karşılanacağı, kiracının uhdesinde bulunan tüm cihazları yazılı bildirimden itibaren aynı şehir sınırlarında 3 gün, il dışında ise 7 gün içerisinde davacıya (…’e) tutanakla teslim edeceği…” şeklinde hükümler bulunmaktadır. Tüm bu açıklamalara göre taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre; taraflar arasında “tipik bir kira sözleşmesi” ilişkisi bulunduğunu göstermektedir.
6100 sayılı HMK.’nun “Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi” başlıklı 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, “kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar” ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.” Anılan maddede kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar için Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu kabul edilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile mahkeme re’sen ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda; taraflar arasında “Telsiz Cihazları Kiralama Sözleşmesi”’nden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, mülkiyeti davacıya ait telsiz cihazlarının ve ekipmanlarının kullanımının belli bir kira bedeli karşılığında 5 yıl için davalı kiracıya bırakıldığı, böylece taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın “kira sözleşmesinden kaynaklandığı” anlaşılmaktadır. Bu durumda 6100 sayılı HMK.’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonra açılan eldeki davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. (Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2019 tarihli, 2017/8954 E. ve 2019/5334 K. sayılı, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 09/09/2014 tarihli, 2014/5804 E. ve 2014/9463 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 28/10/2020 tarihli, 2017/2862 E. ve 2020/3320 K. sayılı ilamları da bu doğrultudadır.)
Sonuç olarak; eldeki davada taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözme, delilleri değerlendirip sonuçlandırma görevinin mahkememize değil, 6100 sayılı HMK.’nun 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu, dolayısıyla mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 (iki) haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.