Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/545 E. 2023/817 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/545 Esas
KARAR NO :2023/817

DAVA:Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/08/2021
KARAR TARİHİ:02/11/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili yüklenici şirket ile davalı şirket arasında … Mah. … Cad. No:30-38 … adresinde bulunan binanın bodrum, zemin ve asma katının dekore edilmesi konusunda 21/03/2019 tarihli eser sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme kapsamında teminat olarak takibe ve davaya dayanak 1.150.000 TL bedelli bononun davalı şirkete verildiğini, müvekkili …’in işbu bonoyu avalist olarak imzaladığını; müvekkilinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirdiğini ve sözleşmeye konu imalatların tamamlanıp davalıya teslim edildiğini ancak, bononun müvekkiline iade edilmediğini, işbu bonoya dayalı olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından müvekkilleri aleyhine takip başlatıldığını, müvekkillerinin bonodan dolayı borçlu olmadıklarını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, karşı tarafın kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında … Mah. … Cad. No:30-38 … adresinde bulunan müvekkili şirkete ait gayrimenkulün bodrum kat, zemin kat, asma katın dekorasyonuna ilişkin 21/03/2019 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme konusu işin süresinde tam ve eksiksiz olarak tamamlanmadığını, davacı şirketin üzerine düşen edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini, eserde eksik işlerin bulunduğunu, mahkemece yapılan keşif sonrasında aldırılan bilirkişi raporu ile eksik işlerin tespit edildiğini, bononun iadesi için gereken şartların oluşmadığını, müvekkilinin davacı taraftan alacaklı olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş; davacıların tazminata mahkumiyetlerini talep etmiştir.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyanın incelenmesinden, takip alacaklısı davalı tarafından, davacı borçlular hakkında 01/07/2019 vade tarihli, 1.150.000 TL bedelli bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine girişildiği görülmüştür.
Dava; davacı şirket ile davalı şirket arasında yapılmış eser sözleşmesi gereği davalı iş sahibi tarafından davacı şirkete ödenen avans ve iş bedellerine karşılılık davacı tarafça davalıya verilen ve …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takibe dayanak bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı … yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Dava ve takip konusu bononun incelenmesinden davacının, bonoyu keşideci yanında aval veren sıfatıyla imzaladığı anlaşılmakta olup;
Olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 778/3.maddesinin yollamasıyla aynı yasanın 702.maddesi; “(1)Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur.
(2)Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.
(3)Aval veren kişi, poliçe bedelini ödediği takdirde, poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, poliçe gereğince sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını iktisap eder.” hükmünü içermektedir.
Aval şekil bakımından asıl borca tabi, maddi yönden ise tamamen müstakildir. Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur.
6098 sayılı TBK’nda düzenlenen kefalet hükümlerinden farklı olarak aval veren, lehine aval verilenin ileri sürebileceği ve senedin şekline ilişkin olanlardan başka geçersizlik sebeplerini yahut borcun bulunmadığı yönündeki sebepleri def’i veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süremez. Başka bir anlatımla kefil, asıl borçluya ait kişisel def’ilerden yararlanabilir ise de; aval verenin bu haklardan yararlanmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Kefalet fer’i nitelikte olmasına karşın aval, bağımsız ve asli bir nitelik taşır. Bunun yanında kefaletin, mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine gerek olmadığı halde, aval şerhinin mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılması gerekir. Kambiyo senetleri bakımından kendine özgü bir teminat türü olarak aval müessesesi kabul edildiğinden, bono üzerinde “kefil” yazıyor olması, bu taahhüdü kefalet haline dönüştürmez.
Öte yandan ödemede bulunan avalistin, ödediği meblağın tamamını lehine aval verdiği kimseden ve bu kişiye karşı poliçeden dolayı sorumlu olan kişilerden isteyebileceği mümkün ise de; diğer avalistlere rücu hakkı yoktur (Yargıtay 19 H.D. 05/06/2017 tarih ve 2016/11690 E, 2017/4505 K).
Somut olayda takip ve davaya konu bononun incelenmesinden; düzenleyenin davacı şirket, alacaklının davalı şirket olduğu; davacı …’in bonoya keşideci davacı şirket yanında aval veren (avalist) konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Davacı avalist, teminat olarak verilen bonodan kaynaklı borçlu olmadığını ileri sürmüş ise de; yukarıdaki açıklamalara ve anılan yasal düzenlemelere göre, davacı avalistin dava konusu bononun şekline ilişkin herhangi bir itirazının bulunmaması ve ileri sürdüğü dava sebeplerinin ise, 6102 sayılı TTK’nın 702/2.md hükmü karşısında dinlenemeyecek olması; diğer yandan olaya 6098 sayılı TBK’daki kefalet hükümlerinin de uygulanamayacak olması nedenleri ile bu davacı yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı şirket yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Taraflar arasında yapılmış eser sözleşmesi her iki tarafın da kabulünde olup; davacı taraf, eser sözleşmesi gereği işin tamamlanıp davalıya teslim edildiğini, sözleşme gereği teminat olarak davalıya verilen bononun iade edilmediğini ileri sürmüş; davalı taraf ise, sözleşme konusu işin süre içinde tam ve eksiksiz olarak tamamlanıp teslim edilmediğini, eksik işin dava dışı 3.kişilere yaptırıldığını savunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına göre; davacı şirket ile davalı şirket arasında, konusu … Mahallesi, … Cad. No:30-38 … adresinde bulunan binanın Bodrum-Zemin ve Asma Kat tadilatı işine ilişkin 1.150.000 TL + KDV anahtar teslim götürü bedelli 21/03/2019 tarihli eser sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin teminatı olarak sözleşme bedeli olan 1.150.000 TL bedelli takip ve dava konusu bononun davacı yüklenici tarafça iş sahibi davalı şirkete verildiği her iki tarafında kabulündedir.
Taraflar arasındaki çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sözleşme gereği iş sahibi tarafından yükleniciye ne kadar ödeme yapıldığı, yüklenicinin yüklendiği işi süresinde gereği gibi yerine getirip getirmediği, buna bağlı olarak davalının (varsa ödediği bedeller de dikkate alınarak) davacıdan söz konusu bonodan dolayı takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda; yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden, yanlar arasındaki eser sözleşmesi gereği iş sahibi davalı tarafından yüklenici davacıya ne kadar ödeme yapıldığı, yüklenici davacının yüklendiği işi süresinde gereği gibi yerine getirip getirmediği, buna bağlı olarak davalının davacıdan takip ve dava konusu bonodan dolayı takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti için mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş; bu yönden Malatya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Tal. sayılı dosyasına bilirkişilerin ayrı ayrı raporlarını sundukları görülmüş; bu kez denetime elverişli rapor düzenlenmesine karar verilerek aynı mahkemenin … Tal.sayılı dosyasından aldırılan 01/12/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunun dosya arasında olduğu görülmüş; bu kez talimat mahkemesinden aldırılan bilirkişi kurulu raporu ile birlikte değerlendirilmek suretiyle, sözleşme gereği iş sahibi davalı tarafından yüklenici davacıya ne kadar ödeme yapıldığı, yüklenicinin yüklendiği işi süresinde gereği gibi yerine getirip getirmediği, yüklenici davacı tarafından yapılmış ise yapılan imalat bedellerinden iş sahibi davalının yapmış olduğu ödemeler düşüldükten sonra iş sahibi davalının yüklenici davacıdan takip konusu bonodan dolayı takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş; bu yönden bilirkişiler SMMM Prof. Dr. … ve Borçlar Hukukunda nitelikli hesaplamalar konusunda uzman Dr. …’tan alınan 07/08/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Talimat ile aldırılan 01/12/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin süresinde tamamlanıp davalıya teslim edilmediği, işin teslimine ilişkin geçici ve kesin kabul tutanağının düzenlenmediği, davacı şirket tarafından yapılan işlerden dolayı düzenlenen 1.020.700 TL fatura bedelinden dolayı davalı taraftan herhangi bir alacağının bulunmadığı, sözleşme kapsamındaki eksik işlerden dolayı davalı şirketin 57.452,87 TL harcama yaptığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan 07/08/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasında yapılmış eser sözleşmesine konu iş için iş sahibi davalı tarafından yüklenici davacıya toplam 865.000 TL ödeme yapıldığı, işin süresinde gereği gibi ifa edildiğine kanaat oluşması durumunda davacının toplam 440.700 TL alacaklı olduğu, işin süresinde gereği gibi ifa edilmediğine kanaat oluşması halinde davacının toplam 155.700 TL alacaklı olduğu; iş sahibi davalının, yüklenici davacıdan takip konusu bonodan dolayı yapılmayan iş bedeli olan 57.452,87 TL alacaklı olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, sundukları deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Yukarıda özetlenen taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince; 1.150.000 TL + KDV götürü bedelli işin yapımının davacı yüklenici tarafça üstlenildiği, sözleşme konusu iş için iş sahibi davalı tarafından yüklenici davacı şirkete toplam 865.000 TL ödeme yapıldığı, 31/10/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, sözleşme konusu işin süresinde ve eksiksiz olarak tamamlanıp iş sahibi davalıya teslim edilmemesi nedeniyle, sözkonusu eserdeki eksik işlerden dolayı iş sahibi davalının 3.kişilere tamamlattığı eksik iş bedelinin 57.452,87 TL olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Buna göre, davacının yaptığı toplam iş bedelinden, davalının yaptığı ödeme düşüldükten sonra, davacının bakiye 285.000 TL alacağının kaldığı; bu miktardan da, davalı tarafça 3.kişilere tamamlatılması nedeniyle ödenen toplam 57.452,87 TL eksik iş bedelinin düşümü sonrasında davacı yüklenici şirketin, davalı iş sahibi şirketten hala alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşme kapsamında davacı tarafça davalı şirkete teminat amaçlı verilen takip ve dava konusu bononun bedelsiz kaldığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine; davalı tarafın da kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından ve bu nedenle davacı taraf lehine kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine; bononun tedavül kabiliyeti ve eldeki davanın niteliği gereği davacı tarafın bononun iadesi yönündeki talebinin de reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-a)Davacı … tarafından açılan Davanın REDDİNE,
b)Koşulları gerçekleşmediğinden, davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
2-Davacı ….Ltd. Şti tarafından açılan Davanın KABULÜ ile;
a)….İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasındaki takibe konu yapılan 1.150.000,00 TL bedelli bonodan dolayı bu davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b)Koşulları gerçekleşmediğinden davacı tarafın tazminat isteminin reddine,
c)Bononun tedavül kabiliyeti ve eldeki davanın niteliği gereği davacı tarafın bononun iadesi yönündeki talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 92.049,39-TL karar ve ilam harcından 23.012,35-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 69.037,04-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı şirket vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 178.227,68-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine,
5-Davacı … tarafından açılan ve reddedilen dava yönünden davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 178.227,68-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 23.012,35 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 8.000 TL bilirkişi ücreti, 571,90 TL keşif harcı, 200 TL keşif ulaşım gideri ve 296,50 TL tebligat giderlerinin toplamı 32.148,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacı şirkete verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 02/11/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı