Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/506 E. 2023/127 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/506 Esas
KARAR NO :2023/127

DAVA:Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/07/2021
KARAR TARİHİ:21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı bankanın mudisi olduğunu, yıllarca … … Şubesi ile çalışmakta olduğunu, işyerini Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesi ile güvenceye almak için … … Şubesini ve şubenin aynı zamanda sigorta acente hizmeti yapması nedeniyle o zamanki adıyla … Sigorta A.Ş.’yi tercih ettiğini, … poliçe nolu … Banka Müşteri Nolu başlangıç tarihi 09.09.2016 tarihli poliçe ile taraflar arasında sigorta akdi kurulduğunu ve işyerini poliçede yazılı risklere karşı güvenceye alındığını, müvekkili şirket mudisi olduğu ve kapsamlı ticari hacmi nedeniyle yoğun çalıştığı davalı … A.Ş.’ye, verdiği hizmetler nedeniyle poliçenin otomatik yenilenmesi hususunda mutabık kalarak, kesintisiz işlem yapılması seçeneğine göre hizmet aldığını, nitekim davalı … Bankası A.Ş. de tam da bu doğrultuda hareket ederek üst üste 3 kez poliçeyi yenileyerek sigorta akdini devam ettirdiğini ve müvekkili şirketin işyerini olası risklere karşı teminat altına almış, her seferinde yenileme yaptığını, böylece 09.09.2016 başlangıç tarihli poliçe hizmeti, 09.09.2017 tarihinde … poliçe nosuyla, 09.09.2018 tarihinde de … poliçe nosuyla yenilenerek müvekkili şirket sigortalı olarak güvenceye alınageldiğini, böylece müvekkili, işyerinin her yıl sigortalandığına, poliçenin yenilendiğine güvenerek ticari faaliyetine huzur içinde devam ettiğini, bu arada müvekkili şirkete dava konusu hizmetlerin verilmesinde doğrudan yönetmen sıfatıyla davalılar adına görev alan … Bankası … Şubesi Kobi Müşteri İlişkileri Yetkilisi … isimli çalışanın son yenileme işleminden bir süre sonra … Şubeden başka şubeye transfer edildiğini müvekkili şirket sonradan öğrenebildiğini, bu değişiklik dışında bir gelişme daha yaşandığını, müvekkilinin talebi ve arzusu olmadığı halde davalı … Bankası tek taraflı kararıyla kendi inisiyatifiyle müvekkili şirketin hesaplarını … Şubeden Merter Ticari Şubeye naklettiğini, gerekçe olarak da ticari hareket yoğunluğu ve daha iyi hizmet verebilme olarak ifade ettiklerini, kamu sigorta şirketlerinin birleşmesi hadisesi de yaşanınca … Sigorta …Sigorta bünyesine katılarak … adını almış birleşme sonucunda bir takım aksaklıklar yaşanmış ve bu aksaklık sonucunda müvekkili şirket güven kurumu olan davalı bankadan aldığı hizmetin eksikliğinden dolayı zarara uğradığını, bu gelişmeler davalıların kendi iç ilişkisi içerisinde gerçekleşmiş olup müvekkili ile davalıların sigortacı-sigortalı ve banka-mudi ilişkisi içerisinde bir değişikliği gerektirir durum olmadığını, davalıların kendi iç ilişkilerindeki değişiklik ve düzenlemelerden kaynaklı olduğu anlaşılan kusur sonucu otomatik yenileme işlemi davalılarca ihmal edildiğini ve sonucunda müvekkilinin sigorta poliçesinin yenilenmediğinin anlaşıldığını, 12.02.2021 günü müvekkilinin işyerine komşu işyerlerinde meydana gelen yangının sirayet etmesi işyerinin tümüyle yanmasına ve ciddi miktarda zarar görmesine yol açtığını, yangın zararının poliçe kapsamında tazmini için davalı sigorta şirketine ihbarda bulunulduğunu ve 15 Şubat 2021 tarihli… yevmiye nolu … 44. Noterliğinden ihbarname gönderildiğini, 16 Şubat 2021 tarihinde tebliğ olmasına rağmen davalıdan ihbarnameye karşı herhangi bir cevap verilmediğini, davalı sigorta şirketinin suskun kaldığını, akabinde 24.03.2021 tarihinde İstanbul Arabuluculuk Bürosuna dava şartı ticari arabuluculuk başvurusu yapıldığını, anlaşma sağlanamadığı için 2021/… Başvuru nolu 2021/… Arabuluculuk Dosya nosuyla anlaşmama son tutanağı düzenlendiğini, müvekkil şirket işyeri poliçesinin otomatik olarak yenilendiğine güvenerek ticari faaliyetine devam ederken, yangın riskinin gerçekleşmesinden sonra sigorta poliçesinin davalılarca yenilenmediğini öğrendiklerini, sonuç olarak müvekkil şirketin uğramış olduğu zarardan hem sigorta sözleşmesi kapsamında hem de bankacılık hizmet sözleşmesi kapsamında davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlulukları söz konusu olup, müvekkilin zararının tazminini talep etmekte olduklarını, açıklanan tüm bu nedenlerle haklı davanın kabulü ile 100.000,00 TL tazminatın belirsiz alacak davası kapsamında davalılardan müştereken ve müteselsilen (yangın tarihinden itibaren işleyecek) avans faiziyle birlikte tahsiliyle müvekkil şirkete ödenmesine ve yargılama gideriyle vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı … … Bankası A.Ş vekili cevap dilekçesinde; davaya konu sigorta işlemlerinde müvekkili banka şubesinin müdahalesinin bulunmadığını, müvekkilinin banka sigorta işlemlerine yalnızca aracılık ettiğini, bu yönden husumet itirazlarının ve eksik harcın tamamlatılmasını talep ettiklerini, davacı yan tacir olup işyeri yangın sınai işletme sigorta poliçesinin takibinden tamamen sorumlu olduğunu, davacı yana ilgili poliçelerin yenileneceğine dair herhangi bir taahhüt verilmediğini, poliçelerin bankaları tarafından yenilenmesi otomatik olmayıp, poliçe tekliflerinin otomatik olarak sigorta şirketi tarafından yenilenmesi durumunun mevcut olduğunu, sigorta poliçesinin yenilenmesi ile müşteri şubesinin değişmesinin ya da sigorta şirketlerinin birleşmesinin bir bağlantısının bulunmamakta olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davacının öncelikle husumet itirazları yönünden usulden reddine karar verilmesini, haksız ve kanuni mesnetten yoksun davanın esastan da reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; öncelikle söz konusu dava haksız ve yersiz olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde alacak değerini tam ve kesin olarak belirtmiş olmasına rağmen kanuna aykırı olarak belirsiz alacak davası açtığını, müvekkili sigorta şirketinin sigorta yaptırma yükümlülüğünün bulunmamakta olduğunu, dava konusu sigorta türü ihtiyari sigorta kapsamında bulunduğundan ancak sigortalının talebi ile poliçe yenilenmekte olduğunu, davacı tarafın tüm iddiaları soyut olup ispatlanması gereken hususlar olduğunu, bankanın müşteri hesabını müşterisinin onayı veya talebi olmadan başka bir şubeye aktarmasının mümkün olmadığını, kaldı ki bu durum davacı tarafı hak kaybına uğratacak bir husus olmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davaya itirazlarını sunma zarureti doğduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle öncelikle talep konusunun belirlenebilir olmasına rağmen belirsiz alacak davası olarak açılan davanın usulden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise haksız açılan davanın itirazları doğrultusunda esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigorta poliçesinin yenilenmemesi nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacının kiracısı olduğu … … … Çarşısı 7 ada No: 18/20-22-24 Bağcılar/ İstanbul adresinde bulunan iş yerinin 12/02/2021 tarihinde aynı adreste bulanan 11 numaralı iş yerinde bilinmeyen nedenle çıkan yangının büyümesi sonucu yandığı ve davacının zarara uğradığı anlaşılmıştır.
Davacı yangın nedeni ile oluşan zararını 09/09/2016 -18/09/2019 tarihleri arasında 3 dönem Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesini yapan ve poliçenin otomatik olarak yenilenmesi konusunda anlaştıklarını iddia ettiği davalılardan tahsilini talep etmektedir.
Dosya içerisinde yer alan belgelerden davacının, davalı bankanın … şubesi müşterisi olduğu, davalı bankadan genel kredi sözleşmesi kapsamında krediler kullandığı, 24/06/2020 tarihli dilekçesi ile müşteri numarasının Merter Ticari Şubeye devrini talep ettiği, davalı banka ile davacı arasında davacı ile davalı … arasında 09/09/2017-09/09/2018, 09/09/2016-09/09/2017 ve 18/09/2018-18/09/2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 3 dönem Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesi düzenlendiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümlenmesinin teknik bilgi gerektirmesi ve davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması gerektiğinden mahkememizce bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, sigorta ve bankacılık konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından sunulan 08/04/2022 tarihli rapor ile davalıların sorumluluğunun bulunmadığı ancak eksik evrakların sunulması halinde raporun tamamlanacağının rapor edildiği, 26/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda ise “…Davalı banka ile davacı şirket arasında düzenlenmiş olan 14.01.2015 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi aslı incelenmiş olup; sözleşme içeriğinde dava konusunu oluşturan sigorta prim ödemelerinin yöntem ve uygulamaları hakkında herhangi bir hüküm ihtiva etmediği görülmüştür. Aynı metni ihtiva eden 16.07.2012 tarihli ve 3.000.000,- TL. lık ve 17.03.2015 tarihli ve 2.000.000,- TL. lık Kredi Çerçeve Sözleşmelerinin sigorta ile ilgili 3.4.maddesinin alt maddeleri olan maddelerinde: 3.4.1. Taraflar bankanın gerekli görmesi durumunda teminat olarak aldığı, rehin/ipotek tesis ettiği taşınır ya da taşınmaz tüm mallarını yangına, hırsızlığa, nakliye rizikolarına ve gerekli göreceği diğer her türlü rizikolara karşı banka lehine ve/veya muhabirleri lehine, bankanın dilediği sigorta şirketine, dilediği bedel, şart ve müddetle, prim borçları müşteriye ait olmak üzere banka lehine sigorta ettirmesi…4.2. Müşterinin anılan sigortaları yaptırmaması veya süresinde sigortaları yenilememesi halinde, banka söz konusu sigortayı re’sen yaptırmaya/yenilemeye yetkilidir. Ancak bu husus banka için mecburiyet teşkil etmeyecektir…Bu hükümler irdelendiğinde; özellikle 3.4.1 ve 3.4.2. maddelerindeki hükümlere göre bankanın müşterilerinden ancak ipotek olarak teminat aldığı taşınır ve taşınmazlarla ilgili sigorta yaptırma yetkilerinin mevcut olduğu, halbuki yangın çıkış tarihinde davalı bankanın davacıya kullandırdığı kredi ve dolayısıyla da buna teminat olarak alınmış bir taşınır veya taşınmaz rehni bulunmadığı, bir başka anlatımla; yangında zarar gören taşınmazın davalı bankadan kullanılan kredilerin teminatı olan bir taşınmaz olmadığı görülmüştür. İbraz edilen dekont ve ekstreler incelendiğinde de; kök raporumuzda ayrıntıları verilen …, … ve … nolu poliçelere ait taksit ödemeleri için verilmiş düzenli ödeme talimatı bulunmadığı, aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere; bidayetteki bu ödemelerin önemli bir kısmının zamanında yapılmayıp; gecikmeli ödenmiş olmasına bakıldığında, poliçe ödemelerinin karşılanması konusunda davalı bankaya verilmiş bir yazılı bir düzenli ödeme talimatı bulunmadığı için aksamaların oluştuğu kanaatine varılmıştır…” açıklaması yapılarak davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceğine dair kök raporda yer alan görüşlerinde değişiklik yapılmadığı rapor edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, bilirkişi raporları ile ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davacının davalı bankanın müşterisi olup, davalı bankadan farklı tarihlerde krediler kullandığı, davalı sigorta şirketinin rizikonun meydana geldiği iş yerini 09/09/2017-09/09/2018, 09/09/2016-09/09/2017 ve 18/09/2018-18/09/2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 3 dönem Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesi ile sigortaladığı, taraflar arasında sigortanın her dönem bitiminde yenileceğine ilişkin otomatik yenileme talimatı bulunduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı, bilirkişi ek raporu ile sigorta primlerinin süresinde ödenmediğinin tespit edildiği, yangının düzenlenen son poliçenin bitiminden yaklaşık 1,5 yıl sonra meydana geldiği, bu durumda davacının basiretli tacir olarak poliçenin yenilenmediğini bilmesi gerektiği ve sigorta poliçesini yenilemesi gerektiği, davacı ile davalı banka arasında imzalanan sözleşmelerde davalı bankaya re’sen sigorta poliçesi yaptırmasını gerektirir bir zorunluluk yüklenmediği anlaşılmakla, sigorta poliçesinin yenilenmemesindeki tüm kusurun davacıda olduğu bu sebeple davalılardan tazminat talep edilemeyeceği mahkememizce kabul edilmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının, peşin yatan 1.707,75 TL’ den mahsubu ile bakiye 1.527,85 TL ‘ nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ ye ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır