Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/500 E. 2023/450 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/500 Esas
KARAR NO :2023/450

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/07/2021
KARAR TARİHİ:06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında 11.01.2010 tarihinde bayilik sözleşmesi akdedidiğini ve taraflar işbu sözleşme kapsamında ticari ilişki içerisine girdiklerini, davalı akdedilen sözleşme ile müvekkil şirkete ait yayınların “…” sınırları içerisinde dağıtımını, pazarlamasını ve satışını üstlenmek suretiyle bayi sıfatını aldığını, taraflar arasındaki ticari ilişki içerisinde ayrıca … tarafından, davalı borçlunun bayilik sözleşmesi kapsamında müvekkil şirkete doğacak olan borçlarının 75.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere kefalet verildiğini, davalı taraf dağıtımını ve satışını gerçekleştirdiği ürünlerin bedellerini taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Ödeme” başlıklı 6.4. Maddesine göre ” …faturada belirtilen günde ve hesap ekstresi bölümünde yer alan borcunu (müvekkil)Şirketin bildirdiği günde, kendisine gösterilen banka şubelerine yatırmak…” ile yükümlü olduğu halde cari hesap ekstresinden kaynaklı 305.440,13 TL’lik borcunu vadesi gelmiş olmasına karşın ödemediğini, şifahen gerçekleştirilen görüşmelerden de sonuç alınamaması üzerine müvekkil şirket tarafından davalı … aleyhine haklı alacağın tahsili zımnında …. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının kefilleri … tebellüğ ettikleri ödeme emirlerine itiraz etmediğini ve … müvekkil şirkete ödemekle yükümlü olduğu miktarı ödemediğini, ancak davalı müvekkil şirkete olan borcunun yalnızca 198.022,40 TL olduğunu ileri sürmek suretiyle 107.417,73 TL’lik tutar yönünden kısmi itirazda bulunduğunu, davalının müvekkil şirketçe başlatılan icra takibine karşı kısmi olarak itiraz etmiş olması sebebiyle takip 107.417,73 TL’lik kısım yönünden durmuş olup, duran takibin devamı ve itirazın iptali istemleri ile huzura müracaat etmeden evvel 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi gereğince 28.04.2021 tarihinde yasal arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, 26.05.2021 tarihinde gerçekleştirilen ilk oturumda ikinci oturumun yapılması kararlaştırıldığını, 11.06.2021 tarihinde gerçekleştirilen ikinci oturum ise anlaşamama ile sonuçlandığını, işbu sebeple müvekkil şirketin huzura müracaat etme zorunluluğu hasıl olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davalarının kabulüne ve …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasına yapılan kısmi itirazın iptaline, müvekkil şirketin alacağına ticari faiz avansı uygulanmasını, davalı aleyhine dava konusu tutarın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, azlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin 2021/… esas sayıla takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı ile dava dışı diğer borçlular aleyhine “CARİ HESAP VE TEMİNAT SENEDİ ALACAĞIDIR.” açıklaması ile 305.440,113 TL asıl alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin alacaklıya tebliğ edilmeksizin 26/01/2021 tarihinde davalı borçlu tarafından 198.022,40 TL’yi aşan miktar yönünden kısmi itirazda bulunulduğu, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 28/07/2021 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı alacağını cari hesaba dayandırmakla alacağın tespiti için taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı tarafından ticari defterleri bilirkişi incelemesi için ibraz edilmiş, ancak davalı tarafından ticari defter ve kayıtları mahkememizce yapılan ihtarlı tebligata rağmen mahkememize ibraz edilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesinin 3. fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı yan tüzel kişi tacir olarak ticari defter tutmakla yükümlü olmasına rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmıştır.
SMMM bilirkişi … tarafından 06/04/2023 tarihli rapor ile davacı ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının süresi içerisinde yapıldığı, cari hesap ekstreleri incelendiğinde davacının cari hesap kayıtlarına göre davalıdan 305.440,13 TL alacaklı olduğu, rapor edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, tüm dosya kapasımı, davalı yanın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması, HMK’nun ticari defterlerin ibrazına dair 222/3 maddesi ile 06/04/2023 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak davacı yanın davalıdan 305.440,13TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olması dikkate alınarak davanın kabulüne , davalı tarafından yapılan itirazın iptaline devamına karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin cari hesaba dayalı olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 21.483,54 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 7.337,71 TL karar ve ilam harcının 307,23-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 7.030,48 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından ödenen 307,23 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 59,30 TL başvuru harcı ile 1.636,75 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.696,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 17.112,66 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır