Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/475 E. 2022/303 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/475 Esas
KARAR NO:2022/303

DAVA:Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma)
DAVA TARİHİ:06/12/2018
KARAR TARİHİ:24/03/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı gerçek kişinin eşit hisseli olarak davalı… ve Prodük. Hiz. Tic. Ltd. Şti.’yi kurduklarını, müvekkiline ait dava dışı … Hiz. Tic. Ltd. Şti.’nin hisselerinin yarısının davalı gerçek kişiye devredildiğini ve sonrasında davalı şirket tarafından müvekkiline ait dava dışı şirketin devralındığını, devir işleminden sonra müvekkili ile diğer ortak davalı gerçek kişi arasında anlaşmazlıklar başladığını, müvekkilinin, davalı şirketten uzaklaştırılmaya çalışıldığını, uzlaşma ve çözüm bulmak için şirkete gittiğinde ise şirkete alınmadığını, müvekkilinin şirket kayıtlarını inceleyemediğini, ortaklığın devam etme imkanı kalmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirketin feshine, aksi takdirde davalı gerçek kişinin şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sektördeki tüm bilgi ve eğitimini müvekkili ile birlikte çalışırken elde ettiğini, müvekkilinin bilgi birikimi ve ekonomik katkılarıyla müvekkili şirketin kurulduğunu, müvekkili gerçek kişi yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını; müvekkili gerçek kişinin şirket ortaklığından çıkarılmasının istenemeyeceğini ancak, davacının kendisi için şirket ortaklığından çıkarılması için talepte bulunabileceğini; diğer yandan, şirketin feshini gerektirecek bir haklı sebep bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde ileri sürdüğü diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 18/04/2018 tarih ve 2018/1153 E, 2019/317 Karar sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi’nin 24/06/2021 tarih ve 2019/1946 E, 2021/976 sayılı kararıyla; “Dava, TTK’nın 636/3 maddesi gereğince haklı sebeple şirketin feshi, olmadığı takdirde davalı gerçek kişinin davalı şirket ortaklığından ayrılma payı ödenerek çıkarılma istemine ilişkindir.
Mahkemece yukarıdaki gerekçe ile, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı vekilinin tanıkları dinlenmeden eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,
Davacı ve Davalı …’ün davalı şirketin ortakları ve aynı zamanda münferiden davalı şirketin yetkilileri olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nin 636/3. maddesi; “ Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir,” hükmünü haizdir. Anılan düzenleme ile ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshi davası açabilme olanağı tanınmıştır. Ancak “haklı sebeplerin” nelerden ibaret olduğuna değinilmemiştir. Bu nedenle fesih isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını mahkeme değerlendirecektir.
Davacı haklı sebep olarak, hissedarlar arasında ticari anlamda ciddi husumetler oluştuğu ve geri dönüşü olmayan anlaşmazlıklar meydana geldiği, güven ilişkisinin zedelendiği ve ortaklığın sürdürülemez hale geldiği sebebine dayanmış ve davacı haklı sebeplerin ispatı için delil olarak bilirkişi incelemesi ve tanık deliline dayanmış, tanık isimlerinin bilahare bildirileceğini belirtmiştir.
Bu tip davalarda haklı nedenin var olup olmadığı konusunda taraflar tanık dahil her türlü delile ispat vasıtası olarak başvurabilirler.
Davacı ( taraflar) delil listesinde tanık deliline dayanmış olup mahkemece taraflara tanık listesi, tanıkların açık adresleri ile hangi hususlarda dinletecekleri hususunda beyanda bulunmaları için HMK.140 ve 240 maddeleri uyarınca iki haftalık kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken
Mahkemece, 18/04/2019 tarihli ön inceleme duruşmanın ara kararı ile; ” tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile dosya kapsamı uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğü ve tahkikati gerektirecek başka bir husus kalmadığı anlaşıldığından tahkikatın mevcut hali tamamlanmasına,” yönelik karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK.nın 3531-a-6 mad. uyarınca; Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekecektir
Sonuç itibariyle, yukarıda açıklanan nedenler ile davacının istinaf başvurusunun kabulü ile,…” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmıştır.
BAM kararı uyarınca taraflara tanık listesini bildirmek üzere kesin süre verilmiş, davalı taraf tanıklarını bildirmiş, davacı taraf ise tanık bildirmemiştir.
Mahkememizce dinlenen davalı taraf tanıkları anlatımlarında özetle; taraf gerçek kişilerin davalı şirketin ortağı olduklarını, ortaklar arasında herhangi bir kavga veya husumete şahit olmadıklarını beyan etmişlerdir.
Davacı tarafın istemi, TTK’nın 636/3 maddesi gereğince haklı sebeple davalı şirketin feshi, olmadığı takdirde davalı gerçek kişinin davalı şirket ortaklığından ayrılma payı ödenerek çıkarılmasına yönelik olup; iddianın ileri sürülüş biçimine göre eldeki davaya ilişkin iddiaların kanıtlanma yükümlülüğü davacı tarafa aittir.
Somut olayda; iddiaların ispatı bakımından İstanbul BAM 13. HD’nin yukarıda değinilen kararı uyarınca tanıklarını bildirmek üzere davacı tarafa kesin süre verilmiş; verilen kesin süreye karşın davacı tarafça tanık bildirilmemiştir. Dinlenen davalı tanık anlatımlarına göre de, tarafların ortağı oldukları davalı şirketin feshini gerektirebilecek nitelikte ortaklar arasında herhangi bir husumetin bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda haklı nedenlerle şirketin feshi istemine yönelik iddiaların kanıtlanamadığı anlaşılmakla, bu konudaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
TTK’nın 640/3.maddesi gereğince şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması isteminin şirket tarafından yapılması zorunlu olup; davacı ortak, iş bu davada davalı ortağın çıkartılmasını isteyemez. Başka bir anlatımla, şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması ancak ortağı olduğu şirket tarafından istenebilir. Dolayısıyla, davacı ortak tarafından, davalı ortağa karşı açılan ortaklıktan çıkarılmaya yönelik davanın da yasal dayanağı bulunmadığından davacının tüm taleplerinin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 44,80-TL harcın davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzünde, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2022

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.