Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/467 E. 2022/467 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/727 Esas
KARAR NO :2022/487

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ:08/11/2021
KARAR TARİHİ:18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi…’in Türk soylu Yunanistan vatandaşı olduğunu ve sağlığında Yunanistan da ikamet ettiğini, davacıların da halen Yunanistan’da ikamet etmekte olduklarını, davacıların murisinin davalı bankanın … – … Şubesi nezdinde hesap açtırmış ve hesabına para yatırmış olduğunu, müvekkillerinin murisine ait hesabın davalı banka şubesi tarafından kapatıldığını ve murise ait mevduatın …’ye devredildiğini, ancak anılan hesabın davalı banka tarafından 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun şekilde kapatılmadığını, bu nedenle davalı bankanın sorumluluğunun bulunduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden ise olumlu bir sonuç alınamadığını, usulsüz olarak yapılan hesap kapama ve aktarım işlemi nedeniyle müvekkillerinin uğramış olduğu zararın tazmini için işbu davanın açılması gereğinin hasıl olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00-TL.’nin yargılama masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacıların yanıltıcı beyan ve iddialarda bulunmak suretiyle mirasçıları olduklarını iddia ettikleri…’in müvekkili bankanın …/… şubesinde hesap açtığını, bu hesaba para yatırdığını, müvekkili banka tarafından bu hesabın kapatıldığını ve usulüne uyulmadan …’ye devredildiğini iddia ederek uğradıkları sözde zararın tazminini talep ettiklerini, davacıların Türk vatandaşı olmadıklarını, davacıların huzurdaki davayı açabilmek için yabancılık teminatı yatırmaları gerektiğini, bu nedenle mahkemece öncelikle uygun görülecek bir teminatın belirlenmesi gerektiğini, davacıların mahkemece belirlenecek teminatı yatırmamaları halinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, ayrıca davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle de usulden reddi gerektiğini, davacıların dosyaya iddialarını kanıtlayan herhangi bir delil sunmadıklarını, davacılar ile mirasçısı olduklarını iddia ettikleri kişi arasında bağ kuracak bir delil olmadığı gibi, “…” isimli kişinin kimliğine ilişkin de hiçbir delilin dosyaya sunulmadığını, ayrıca davacı tarafın davasını somutlaştırma yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, bu nedenle ispatsız kalan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili banka kayıtlarında yapılan inceleme ve araştırma sonucunda …/… Şubesi nezdinde “…” adına kayıtlı bir mevduat hesabı bulunamadığını, kimlik bilgileri bilinmeyen bir kişisinin hesabının araştırılması mümkün olmadığından, davacıların hesabın usulüne uygun olarak …’ye devredilmediğine yönelik iddialara karşı bir cevap verilmesinin de bu aşamada mümkün olmadığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; müvekkili aleyhine haksız, hukuki ve maddi dayanaklardan yoksun olarak açılmış davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacıların murisi gerçek kişiye ait … / … Şubesi nezdindeki bireysel nitelikteki banka hesabının, davalı banka tarafından usulsüz bir şekilde kapatılmak suretiyle hesapta bulunan mevduatın dava dışı …’ye devredildiği iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen zararların tazminine yönelik olarak davalı banka aleyhine belirsiz alacak davası şeklinde açılmış maddi tazminat davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; veraset ilamı, hesap defteri, arabuluculuk dosyası, banka kayıtları, bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; müvekkil bankanın tüm kayıt ve belgeleri ile tespitleri, bilirkişi incelemesi, emsal kararlar, yemin hariç diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce ön inceleme öncesinde dosya tetkik edilmiş, davacı tarafça dava dilekçesi içeriğinde ve delilleri arasında hesap defterine dayanıldığı, ancak dilekçelerine bahsedilen banka hesap defterinin veya fotokopisinin dosyada bulunmadığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine 23/03/2022 tarihli duruşmada davacılar vekiline, dava dilekçesinde bahsettiği banka hesap defterini sunması için süre verilmiştir. Akabinde davacılar vekili tarafından 30/03/2022 havale tarihli dilekçe ekinde ara kararı gereğince banka hesap defteri ile arabuluculuk son tutanağı dosyaya ibraz edilmiştir. Dava konusu banka hesap defterinin aslı 3045 kasa numarası ile incelenmek üzere mahkememiz kasasına alınmıştır.
Kasaya alınan “Arif Hasan (Arif oğlu Hasan)” adına açılmış … hesap numaralı … … Şubesi’ne ait “Küçük Cari Hesap Defteri’nin incelenmesinde hesap sahibinin gerçek kişi olduğu, hesabın ticari değil bireysel nitelikte bir hesap (küçük cari hesap) olduğu anlaşılmıştır.
28/05/2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Bu düzenleme gereğince bankalarla gerçek kişi müşteriler arasında akdedilen ve bireysel hesap açılmasına yönelik sözleşmeler ile bu bağlamda gerçek kişi müşteri adına açılan bireysel mevduat hesapları ve bu hesaplardan kaynaklanan tüm işlemler birer tüketici işlemidir. Yani tüketici konumundaki davacıların murisinin davalı banka nezdindeki ticari amaçlı olmayan ve o tarihte “küçük cari hesap” olarak adlandırılmış olan mevduat hesabının kapatılmasından kaynaklanan işlemlerin tüketici işlemi olduğu açıktır.
6502 sayılı yasanın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen incelenir.
Somut olayda; davacılar vekilinin dava dilekçesinde izah ettiği olaylar ve gerçekleşen işlemler, dava dilekçesi ekinde ve sonradan sunulan belgeler, davacıların murisi gerçek kişi müşteriye ait “küçük cari hesap cüzdanı” ile davaya konu talebin ileri sürülüş biçimi birlikte değerlendirildiğinde; eldeki davanın 6502 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra açıldığı ve bankacılık işleminden doğan zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, buna göre gerek davacıların murisinin gerekse onun haklarına halef olan davacıların “tüketici”, dava konusu bankacılık işlemlerinin ise “tüketici işlemi” sayılması gerektiği, bu durumda dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Yasa’nın 73/1 maddesi gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığa bakma, delilleri değerlendirme ve uyuşmazlığı çözme görevinin Tüketici Mahkemeleri’ne ait olduğu anlaşılmakla; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda mahkememizin görevsizliğine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 (iki) haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı. 18/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır