Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/455 E. 2021/633 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/455 Esas
KARAR NO:2021/633

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:27/06/2013
KARAR TARİHİ:09/09/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/07/2012 tarihinde … … ilçesinde yağan aşırı yağmurun dere taşması ve sel baskınına neden olduğunu, sel sularının beraberinde gelen çamur ve cüruf nedeniyle … … Merkezindeki pek çok işyerinin zarar gördüğünü ve maddi kayıpların meydana geldiğini, selin zarar verdiği işyerlerinden üç tanesinin davacı şirket nezdinde sigorta olduğunu, sigortalı olan bu şirketlerde meydana gelen zararı saptamak üzere ekspertiz çalışmaları yapıldığını ve bu şirketlere ödemelerde bulunulduğunu, davalı… Ticaret A.Ş’nin … merkezinin işleticisi olduğu ve gerekli önlemleri almadığı için, davalılar … Büyükşehir Belediye Başkanlığı, … Belediye Başkanlığı ve … Genel Müdürlüğü’nün ise hizmet kusurları nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, hasar nedeniyle sigortalı … San. Ltd. Şti’ye 460.223,00 TL, sigortalı … San. ve Tic..Ltd..Şti’ye 134.997,00 TL ve sigortalı …’a 157.571,00 TL olmak üzere toplam 752.791,00 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 752.791,00 TL’nin 04/07/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … AVM’nin kiracısı olduğunu, bu nedenle meydana gelen sel felaketinden kaynaklanan zararlara ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, … AVM yanından geçen … Deresi ile ilgili … Bölge Müdürlüğü’nün ve Büyükşehir Belediyesine bağlı … Genel Müdürlüğü’nün onayı alındığını, … … … Projesinin Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olmasına karşın anılan derenin ıslahının … …. Müş. Ltd. Şti tarafından çizilen projeye uygun yapıldığını, … AVM’ye yasal mevzuata uygun şekilde inşaat ruhsatı verildiğini, kusur ve sorumluluktan bahsedebilmek için yasaların yüklediği görevleri yerine getirmeme veya eksik getirme şartının olduğunu, ancak mevzuatın öngördüğü her türlü mükellefiyeti yerine getirmiş olması nedeniyle bina sahibinin de kusurlu olduğundan söz edilmesinin mümkün olmadığını, hasara sebebiyet veren olay doğal afet olduğundan işletmeci sıfatında olan müvekkili tarafından öngörülebilmesi ve engellenmesi mümkün olmadığından bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 18/04/2017 tarih, …/… E, …/… K sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 45. Hukuk Dairesi’nin 18/05/2021 tarih, 2020/258 E, 2021/529 K sayılı kararıyla; “…Dava, 04/07/2012 tarihinde …’un … ilçesinde yağan aşırı yağmurun neden olduğu sel baskını sonucu … … Merkezi isimli işyerinde meydana gelen hasar nedeniyle, davacı sigorta şirketi tarafından AVM’de kiracı olarak işyerleri bulunan dava dışı sigortalılarına, aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, sorumlu olduğunu iddia ettiği davalılardan 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince 07/04/2015 tarihli celsede, davalılar … … Belediye Başkanlığı, … Belediye Başkanlığı ve … Genel Müdürlüğü hakkındaki açılan davanın tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verilmiş olup, işbu dosyada davaya davalı… Tic. A.Ş. yönünden devam edilmiştir.
Davacı sigorta şirketi ile … San. Ltd. Şti. arasında 07/06/2012-2013 tarihlerini kapsayan, … Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 27/09/2012 tarihinde 460.223,00 TL hasar ödemesi yapıldığı,
Davacı sigorta şirketi ile … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 08/06/2012-2013 tarihlerini kapsayan, … Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 22/08/2012 tarihinde 134.997,00 TL hasar ödemesi yapıldığı,
Davacı sigorta şirketi ile … arasında 20/06/2012-2013 tarihlerini kapsayan, … Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 22/08/2012 tarihinde 157.571,00 TL hasar ödemesi yapıldığı, dosya kapsamında yer alan poliçe ve ödeme kayıtlarının tetkiki ile tespit edilmiştir.
Dava, rücu talebine dayanmakta olup, rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.
6100 sayılı HMK 4.maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş ve 4/1.a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği belirtilmiştir.
Davalı… Tic. A.Ş ile dava dışı …. A.Ş arasında imzalanan 22/03/2012 tarihli kira sözleşmesinde; davalının kiracı, dava dışı … şirketinin ise mal sahibi olarak anıldığı, 14 adet bağımsız bölümün davalıya kiralandığı ve kira bedelinin hasılat kirası olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile dava dışı …, AVM’de bulunan dükkanların kiraya verilmesi ve işletilmesi haklarını da davalı …’a devretmiştir. Sözleşme hükümlerine göre dava dışı …, davalı …’a karşı üst kiralayan, davalı … AVM’deki mağazaları kiralayanlar açısından alt kiralayan ve mağaza kiralayanlar ise alt kiracı konumunda bulunmaktadır. Davacı sigorta şirketinin sigortalıları olan … San. Ltd. Şti., … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve …’da, hasarın meydana geldiği AVM’de işyerleri bulunan, davalı… Tic. A.Ş ile aralarında kira ilişkisi olan kiracılardır.
Aynı olaya ilişkin … A.Ş. tarafından, … Hizm. Tic. A.Ş. ve … İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. hakkında açılan emsal davada, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli … E. 2016/206 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne ve hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin verilen kararın, davalı … Hizm. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/10/2019 tarihli 2016/6854 E. 209/9341 K. sayılı ilamında; “…Somut olayda; davacı sigorta şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalılardan… Tic. A.Ş arasında kira sözleşmesi bulunduğu; davacı sigortalısı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, dava dışı sigortalılar ile davalı arasındaki temel ilişki kira ilişkisi olduğundan görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir ve halefiyet gereğince dava açan sigorta şirketi yönünden de aynı mahkeme görevlidir.
Açıklanan nedenlerle, somut uyuşmazlıkta, dava dışı sigortalılar ile davalı arasındaki temel ilişki kira ilişkisi olduğundan, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir ve halefiyet gereğince dava açan sigorta şirketi yönünden de aynı mahkeme görevlidir. Mahkemenin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1.c ve 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken; yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar vermiş olması istinaf sebebi olarak gösterilmese de görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen değerlendirilmiş ve davacı vekilinin istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin, kararın 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 ve 355. maddeleri uyarınca kaldırılması dair…” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK’nın 353/1-a-3 ve 355. maddesi gereğince kesin olarak kaldırılmış ve yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılan davanın yargılamasına devam olunmuştur.
BAM kararında vurgulandığı üzere, dava dışı sigortalılar ile davalı arasındaki temel ilişkinin kira ilişkisi olduğu ve HMK’nın 4.md gereğince kira ilişkisinden kaynaklı tüm uyuşmazlıklardan doğan davalara bakmaya görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı eldeki dava yönünden de görevli mahkemenin yine aynı mahkeme olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1.c ve 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeni ile Usulden Reddine,
2-Görevli Mahkemenin … Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK’nın 20.maddesi gereğince 2 haftalık yasal sürede taraflardan biri tarafından başvuru halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 09/09/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı