Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/448 E. 2022/258 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/448 Esas
KARAR NO :2022/258

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/06/2021
KARAR TARİHİ:16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin cari hesap alacağından kaynaklanan 3.500,00-TL. tutarındaki alacağının tahsili için davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak ödeme emrine itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalı tarafın …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borca yönelik itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı, usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafça davaya cevap vermediği gibi, davalı duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafça davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazların İİK.’nun 67. maddesine göre iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, fatura, irsaliyeler, cari hesap, tanık beyanı, yemin, isticvap, banka kayıtları, arabuluculuk tutanağı ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine cari hesaptan kaynaklanan 3.500,00-TL. tutarındaki alacağın tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından 28/12/2020 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket vekili tarafından 29/06/2021 tarihinde ve harca esas değer olarak 3.500,00-TL. gösterilmek suretiyle 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası dosyaya kazandırılmış ve sonrasında 24/11/2021 tarihli ara kararla; iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde SMMM bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
İnceleme günü ve saatine ilişkin “ara karar” dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize ibraz etmeleri, eğer inceleme günü ve saatinde defterlerini hazır edemeyecekler ise en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine karar verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Bu konuda davalı şirkete usulüne uygun olarak ve gerekli ihtaratı içeren tebligat davalı şirkete 29/11/2021 tarihlinde tebliğ edilmesine karşın, davalı şirket ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere mahkememize sunmamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
SMMM bilirkişi tarafından düzenlenerek mahkememize sunulan raporda özetle; davacı şirketin 2019,2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşıdığı, davacı ticari defter ve kayıtlarında davalı tarafa kesmiş olduğu faturaları ticari defterlerine usulüne uygun olarak işlediği, dosyaya mübrez evraklarda davalının faturalara itirazını ihtarname ile yaptığı, davacının ticari defterlerinde davalı şirket ile cari hesabına ait 31/12/2020 tarihi itibariyle 3.500,00-TL. alacaklı olduğu, davacı tarafın davalı tarafı noter ihtarnamesi ile temerrüde düşürmediği, davacı tarafın icra takibinden önce temerrüde düşürülecek işlem yapılmadığından, temerrüdün icra takibi ile oluştuğu, icra takip tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 3.500,00-TL. alacaklı olduğu, asıl alacağa ödeme tarihine kadar yıllık %13,75 ticari faiz işletilebileceği, diğer hususlardaki takdirin münhasıran mahkemeye ait olacağı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan ve celbedilen deliller ile dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, alınan raporun dosyada toplanan delillere, dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere uygun olduğu, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamının, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacının taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı şirket adına dava ve takip konusu faturayı düzenlediği, düzenlenen faturanın davacının resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, böylece taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için ticari defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacının usulüne uygun şekilde tuttuğu ticari defterlerinin sahibi lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 3.500,00-TL. tutarında alacaklı olduğu, davacının davalı … takiple birlikte temerrüde düşürdüğü, sonuç olarak davalı şirketin bu miktara ( 3.500,00-TL.’ye) yönelik olarak yaptığı itirazlarının haklı ve yerinde olmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalı şirket aleyhine 3.500,00-TL. asıl alacak için icra takibi başlatmakta haklı olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre davanın kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve mahkememizce kabul edilen faturaya dayalı alacak likit ve itiraz da haksız olduğundan, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, 3.500,00-TL. asıl alacağa yönelik itirazlarının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda (yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere) avans faizi yürütülmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak likit ve önceden belirlenebilir olduğundan 700,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 239,08-TL karar ve ilam harcından 76,80-TL. Peşin harç + icraya yatan harcın mahsubu ile 162,28-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.039,35-TL. (59,50-TL başvuru harcı, 76,80-TL peşin harç + icraya yatan harç, 8,50-TL vekalet harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti ve 94,75-TL tebligat, posta ücreti olmak üzere toplam:1.039,35-TL) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 uyarınca hesap ve taktir olunan 3.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır