Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/444 E. 2022/462 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/444 Esas
KARAR NO :2022/462

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/06/2021
KARAR TARİHİ:11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin … ve …’nun işletme hakkının sahibi, davalının ise işletme hakkı müvekkili şirkete ait otoyolları muhtelif tarihlerde kullanmış olan tüzel kişi (şirket) olduğunu, davalı şirkete ait … plakalı araçların 09/12/2016 ve 03/10/2017 tarihleri arasında geçiş ücreti ödemeksizin işletme hakkı müvekkili şirkette bulunan köprü ve otoyollardan ihlalli geçişler yaptığını, geçiş ücretleri ile bu ücretlere ait yasal ceza tutarlarının ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız olarak borca, fer’ilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri davalı şirkete 02/09/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına karşın, davalı şirket tarafından yasal cevap süresi içerisinde davaya cevap verilmemiştir. Bu nedenle davalı taraf mahkememizce münkir kabul edilmiştir.
(Davalı şirket vekili 16/11/2021 tarihli dilekçesinde özetle; davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında borca itirazın vekil olarak tarafınca yapıldığını, icra dosyasında vekaletnamesi bulunmasına karşın dava dilekçesi ve tensip zaptının vekil yerine asile tebliğ edilmiş olmasının usulsüz olduğunu, dosyada henüz taraf teşkilinin sağlanmadığı iddiasıyla dava dilekçesi ve eklerinin kendisine tebliğ edilmesini talep etmiştir. Vekilin umumi vekaletname ile yetkilendirilmiş olması asilin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve zorunluluğunu vekile yüklemeyeceğinden, ayrıca hakkında icra takibi yapılan borçlu tarafından vekili aracılığıyla takibe itiraz edilmiş olsa dahi alacaklı tarafça açılan itirazın iptali davası yönünden borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin açılan bu dava yönünden yetkili bulunup bulunmadığı hususu davanın açılması sırasında belirli olmadığından, mahkememizce dava dilekçesinin doğrudan icra dosyasındaki vekili yerine davalı asile tebliğinde herhangi bir usulsüzlük görülmemiştir. Zira itirazın iptali davası icra takibine itiraz üzerine takibin devamını sağlamaya yönelik bir dava olsa da, yeni bir dava olması sebebiyle dava dilekçesinin asile tebliği gerekir. Borca itiraz eden vekile tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanamaz. Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02/11/2004 tarihli, 2004/2041 E. ve 2004/5550 K. sayılı kararı da bu yöndedir. Sonuç olarak; dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı şirkete 02/09/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı şirketin davadan haberdar olduğu, böylece dosyada taraf teşkilinin sağlandığı, ancak davalı tarafça yasal süresi içerisinde davaya cevap verilmediği görülmüştür.)
Davalı vekili 21/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkili şirket bünyesinde bulunan araçlarda HGS ve OGS hesaplarının tanımlı olduğunu, müvekkili tarafından devamlı surette sistemde yeterli bakiyenin bulundurulduğunu, buna karşın müvekkili şirkete ait araçların davacının işlettiği köprü ve otoyollardan kaçak geçiş yaptığına yönelik iddianın haksız olduğunu, mevcut durumun tamamen davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyollarda kullanılan tahsilat sistemlerindeki eksiklikten ve aksaklıklardan kaynaklandığını, müvekkili şirketin aleyhine tahakkuk ettirilen cezalar yönünden hiçbir kusurunun bulunmadığını, davacı şirketin işbu dava vasıtasıyla kendi kusurundan doğan zararların yükünü müvekkili şirkete yükleme gayreti içerisinde olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, davacı şirket aleyhine takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket tarafından işletilen köprü ve oto yollardan davalı şirkete ait ticari nitelikteki araçların muhtelif tarihlerde ihlalli geçişler yaptığı iddiasıyla ödenmeyen geçiş ücreti ile yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine girişilen ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK.’nun 67. maddesine göre iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, ihlalli geçiş listesi ve kamera kaydı görüntüleri, provizyon sorgularını içeren tablo, davacı şirketin 23/10/2017 tarihli yazısı, KGM.’nin 08/06/2016 tarihli 41416530-150/E.137944 sayılı yazısı, bilirkişi incelemesi, gerekirse tarafların defterleri, ticaret sicili kayıtları, mali kayıtları, faturalar, banka hesap hareketleri, gerekirse ihlalli geçiş gerçekleştiren araçların sicil kayıtları, gerçekleşen ihlalli geçişlere ilişkin tüm bilgi ve belgeler, tanık beyanları, taraflar arasındaki tüm yazışmalar ve sair yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise beyan dilekçesinde delil olarak; davaya konu araçların OGS – HGS hesapları, bilirkişi incelemesi ve ilgili her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının bir sureti dosyaya kazandırılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından 17/11/2017 tarihinde davalı şirket aleyhine 6.400,90-TL. asıl alacak (geçiş ücreti ve para cezası), 31,29-TL. işlemiş faiz ve 173,81-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 6.606,00-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek 7 no’lu ödeme emrinin davalı şirkete 07/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından vekili aracılığıyla 14/02/2019 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket vekili tarafından 28/06/2021 tarihinde harca esas değer olarak 3.002,73-TL. gösterilmek suretiyle [2.909,50-TL. asıl alacak (geçiş ücreti ve gecikme cezası) + 79,00-TL. işlemiş faiz + 14,22-TL. işlemiş faizin KDV’si = 3.002,73-TL.] huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İİK. 67/1 maddesi; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 (bir) sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın 1 (bir) yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Maddedeki bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süre olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir. Somut olayda; davaya konu takip dosyasının tetkikinde; davalı/borçlu şirket vekilinin 14/02/2019 tarihli borca itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı şirkete veya vekiline tebliğe çıkarılmadığı, borca itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir belgenin de bulunmadığı görülmüş, İİK.’nun 67/1 maddesinde öngörülen sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunlu olduğundan, mahkememizce re’sen yapılan incelemede huzurdaki davanın 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
Davalı/borçlu şirket vekili tarafından icra takip dosyasında borca itirazla birlikte takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine açıkça itiraz edilmiş olduğundan ve … İcra Müdürlükleri’nin yetkili olduğu ileri sürüldüğünden, öncelikle mahkememizce davaya konu takibin yapıldığı …. İcra Müdürlüğü’nün takipte yetkili olup olmadığı hususu değerlendirilmiştir.
2004 sayılı İİK.’nun 50. maddesinde yetki düzenlenmiştir. Buna göre; para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye ilişkin hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.
Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiştir. Genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK.’nun 10. maddesinde ise sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin (akdin) ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca; para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu, alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden, alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında davacı şirketin işlettiği köprü ve otoyolların geçiş bedeli karşılığında kullanılması hususunda hizmet sözleşmesi bulunması, İİK.’nun 50. maddesinin yollamasıyla kıyasen uygulanması gereken HMK.’nun 10. maddesine göre akdin ifa edileceği yer icra müdürlüğünün de takipte yetkili olması, taraflar arasındaki sözleşmeye göre akdin ifa yerinin yani hizmetin yapıldığı yerin de İstanbul (Merkez) icra müdürlüklerinin yetki alanında bulunması nedenleriyle takibin yapıldığı …. İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu, dolayısıyla davalı borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılarak mahkememizce işin esasına girilmiştir.
Mahkememizce … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu … plakalı araçların ilk tescil tarihlerinden itibaren tüm maliklerini gösterir kayıtların gönderilmesi istenmiştir. Yine İstanbul PTT Bölge Müdürlüğü’ne ve Karayolları’na ayrı ayrı müzekkereler yazılarak dava konusu araçların HGS ve/veya OGS hesabının bulunup bulunmadığı, varsa geçiş tarihleri itibariyle hesap hareket dökümlerinin gönderilmesi talep edilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, icra takip dosyası aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmış, 22/12/2021 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve tüm dosya kapsamına göre bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenerek 03/01/2022 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; dava konusu araçların genel itibariyle ürün bakiyesi yetersiz, OGS’de tanımlı olmayan plaka, SA etiketsiz geçiş, ürün kara listede, iptal ürün gerekçeleriyle provizyon alınamamasından kaynaklanan nedenlerle ihlalli geçişlere sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı, dava dosyasına ibraz edilen CD içeriğinde meydana gelen ihlalli geçişlere ilişkin görüntülerin mevcut olduğu, geçiş saatleri ile araçların plakalarının birbiriyle örtüştüğü, davalı yanın maliki olduğu … plakalı araçların ihlalli geçişlerin gerçekleştiği esnada HGS hesabında bakiye mevcut olmadığının tespit edildiği, davalı şirketin maliki olduğu … plakalı araca tanımlı HGS ürününün mevcut olduğu, icra takibine konu olan 14/06/2017 tarihinde davalının hesabındaki bakiyenin geçiş ücreti olan 7,10-TL.’yi karşıladığı bu nedenle icra takip tarihinde 7.10-TL. tutarındaki geçiş ücretinin tenzil edilerek hesaplama yapıldığı, davalı şirket vekili tarafından davaya konu … ve … plakalı araçların icra takibi öncesi satıldığına dair beyanda bulunulduğu, … plakalı araca ait ihlalli geçişin icra takibindeki geçiş ücreti hesaplamasına dahil edilmediği, ancak … plakalı araç ile ilgili ödeme yapıldığına dair dava dosyası içerisinde herhangi bir ödeme belgesi bulunmadığından yapılan ihlalli geçişin icra takip tarihi öncesi olmasından dolayı işbu aracın geçiş ve ceza tutarının icra takip tarihindeki miktarın içerisinde yer almakta olduğu, davalı şirketin maliki olduğu … plakalı araçlar ile 09.12.2016-03.10.2017 tarihleri arasındaki ihlalli geçişlerden kaynaklı ödenmeyen geçiş tutarlarının 574,80-TL. olduğu, para cezasının ise 2.299.20-TL. (geçiş ücretinin 4 katı) olduğu, … plakalı araca ait 7,10-TL. tutarındaki ihlalli geçişin icra takibindeki geçiş ve ceza ücreti hesaplamasına dahil edilmediği, davalı şirketin maliki olduğu … plakalı araçlar ile ihlalli geçişler yapmasından kaynaklı olarak davacı şirkete toplam 2.874,00-TL. (574,80-TL. + 2.299,20-TL.) borcu bulunduğu, sonuç olarak; davacı şirketin 17/11/2017 tarihi itibariyle davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’den 574,80-TL. geçiş ücreti, 2.299,20-TL. 4 katı ceza, 77,68-TL. takip öncesi işlemiş faiz ve 13,98-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 2.965,66-TL. alacağının bulunduğu, takibin bu miktar (2.965,66-TL.) üzerinden devam edebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 19/01/2022 tarihli dilekçe ile, davalı vekili tarafından ise 26/01/2022 tarihli dilekçe ile rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunularak ek rapor alınması talep edilmiştir. Mahkememizce 11/05/2022 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle taraf vekillerinin ek rapor alınması yönündeki taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 30/5 maddesine göre; geçiş ücretleri ve cezalardan araç malikleri sorumludurlar. 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 25.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren 16.05.2018 tarihli ve 7144 Sayılı Kanun’un 18. maddesi ile değiştirilen ve söz konusu değişikliğin uygulama usulü belirleyen 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanun’a eklenen Geçici Madde 3 ile getirilen düzenleme çerçevesinde; 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 5. fıkrası ile 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin 4 (dört) katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. 7144 sayılı yasal ile ve bu yasanın yürürlük tarihi olan 25.05.2018 tarihi itibari ile ve sadece tahsil edilmemiş ceza tutarları hakkında uygulanmak üzere, geçiş ücretinin geçiş tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmemesi halinde tahakkuk eden geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki ceza; 4 katı olarak değiştirilmiş ve hazine payı uygulaması ortadan kaldırılmıştır. Sonuç olarak; Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesine göre, 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun dosyada toplanan delillere, dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere uygun olduğu, davacı tarafça sunulan davalıya ait araçların ihlalli geçişlerine ilişkin CD’yi de incelemek suretiyle detaylı olarak hazırlandığı, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait … plakalı araçların davacı şirketin işlettiği köprü ve otoyollardan muhtelif tarihlerde ihlalli geçişler yaptığı, bu geçişler nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin davalı tarafça yasal süresi içerisinde ve henüz cezaya uğramadan ödenmediği, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, mahkememizde görülen huzurdaki davanın İİK.’nun 67. maddesi gereğince 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dosyada alınan bilirkişi raporunda davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan 574,80-TL. geçiş ücreti ile 2.299,20-TL. geçiş ücretinin 4 katı tutarında para cezası olmak üzere toplam 2.874,00-TL. asıl alacak, 77,68-TL. takip öncesi işlemiş faiz ve 13,98-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere genel toplamda 2.965,66-TL. tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği, 25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan; 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18. maddesi ile; “25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 1. ve 5. fıkrasında yer alan “on” ibaresinin “dört” şeklinde değiştirilmiş olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın yasadaki bu değişikliğe uygun olduğu, dosyada alınan raporun uygulamaya ve mevzuata uygun, aynı zamanda hüküm kurmaya elverişli olduğu, sonuç itibariyle takip tarihi itibariyle davalının davacı şirkete toplamda 2.965,66-TL. borcunun bulunduğu, davalı borçlunun bu miktara yönelik itirazının haklı ve yerinde olmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda hesaplanıp tespit edilen miktara göre davanın kısmen kabulüne, davacının fazlaya ilişkin istemin ise reddine, ayrıca takip ve dava konusu geçiş ücretlerine ilişkin alacaklar likit ve davalı borçlu tarafından önceden belirlenebilir nitelikte para alacağı olduğundan, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 2.874,00-TL. asıl alacak (574,80-TL.’si geçiş ücreti, 2.299,20-TL.’si geçiş ücretinin 4 katı tutarında ceza olmak üzere), 77,68-TL. işlemiş faiz ve 13,98-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 2.965,66-TL.’ye yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa (2.874,00-TL.’ye) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 593,13-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 202,58-TL karar ve ilam harcından 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 143,28-TL harcın davalıdan tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin1.303,70-TL’sinin davalıdan, 16,30-TL’sinin ise davacıdan alınarak Maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.965,66-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 64,95-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.132,75-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1.118,76-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 37,07-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.