Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/440 E. 2023/104 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/440 Esas
KARAR NO :2023/104

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:25/06/2021
KARAR TARİHİ:14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 4046 sayılı Kanun kapsamında özelleştirilmesi üzerine davacı şirket ile davalı şirket arasında İş Kanunun 6.maddesi kapsamında “işyeri devri” gerçekleştiğinden davalı şirketin işçilerinin çalıştırıldığını, davacı şirket tarafından iş akitleri kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona eren dava dışı 8 personele (…) hak kazandıkları kıdem tazminatı ödemelerinin kanuna uygun olarak davalı şirkette çalışmaları dahil edilen tüm çalışma dönemine ait olmak üzere hesaplanarak ödendiğini, davalı şirketin sorumlu olduğu döneme ait ödenen kıdem tazminatına ilişkin rücu talebinin davalı şirkete bildirilmesine rağmen davalı şirket tarafından cevap verilmediğini, davalı şirketin devirden önceki dönem yönünden çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatından sorumlu olduğunu, davacı şirketin tüm çalışma dönemi yönünden ödediği kıdem tazminatının davalı şirkette geçen çalışma dönemi ile sınırlı olmak üzere rücu isteminde bulunabileceğini beyanla; önceki dönem asıl işvereni olan davalı şirket dönemindeki çalışmalar yönünden dava dışı personele ödenen 50.170,21 TL kıdem tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından … aleyhine ikame edilen işbu davada, somut olayda iş yeri devri bulunmadığına dair aşağıdaki açıklamalarımıza halel gelmemek ve hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla, zamanaşımı definde bulunduklarını, zira, işyeri devri durumunda devreden şirketin devralan şirket ile birlikte sorumluluğu 2 yıl ile sınırlı olup davacının devrin gerçekleştiği tarih iddiasından da görüleceği üzere işbu 2 yıllık sorumluluk süresi müvekkili şirket bakımından sona ediğini, dava anılı sürede açılmadığından reddi gerekmekte olduğunu, …’ nun sorumluluğu 30.09.2010 yılını takiben 2 yıllık süre sonunda sona erdiğini, zamanaşımı defilerinin kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin de itirazlarının bulunduğunu, davacı şehir hatlarının işyeri devri bulunduğu iddiasının hukuki dayanağı bulunmamakta olduğunu, dava dilekçesine konu edilen ve davacı tarafça, kıdem tazminatı ödemesi yapılan personeller hiçbir dönemde … çalışanı olmadığını, somut olayda herhangi bir iş yeri devri bulunmadığı gibi, davacı tarafça kıdem tazminatı ödemesi yapılan personeller … çalışanı olmadığından müvekkili şirkete herhangi bir sorumluluk atfedilmesi mevzu bahis olmadığını, bu bağlamda, dava dilekçesinde ödeme yapıldığı iddia edilen personellerin 30.09.2010 tarihi öncesinde SGKlı olarak çalıştıkları şirketlere ihbar edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından her ne kadar işbu rücu davası ikame edilmişse de, ilgili personellere hangi gerekçe ile ödeme yapıldığı bilinmemekte olduğunu, zira dava dilekçesinde de ödeme yapılmasının gerekçesi olarak herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararına atıf bulunmamakta olduğunu, şüphesiz ki davacının, kendi iç kararı ile diğer bir deyişle inisiyatifiyle yaptığı ödemeyi müvekkili şirkete rücu etme hakkı bulunmamakta olduğunu, davacı şirketin bir kısım personellere kıdem tazminatı ödemesi yapma kararı almasında …’ nun iradesi /söz hakkı/ sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, hal böyle iken davaya konu edilen alacak kalemlerinden …’ nun sorumlu tutulması mevzu bahis olmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, şehir hatları tarafından personellerin kıdem tazminatları şirket insiyatifi ile ödenmiş olduğu görülmekte olup yasal şartları oluşmaksızın yapılan kıdem tazminatı ödemesi bakımından davacının rücu hakkı her halükarda doğmamakta olduğunu, şartları oluşmayan ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan işbu davanın öncelikle zamanaşımı defimiz kapsamında reddine ve yasal dayanaktan yoksun davanın her halükarda esastan reddine, dava dilekçesinde ödeme yapıldığı iddia edilen dava dışı personellerin 30.09.2010 tarihi öncesinde SGKlı olarak çalıştıkları şirketlere ihbar edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı işçilere ödenen kıdem tazminatının rücu’en tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından davacı tarafından dava dışı işçiler …’a kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, davalı ile davacı arasında Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 19/03/2013 tarihli 2013/1584 esas ve 2013/5740 karar sayılı ilamı ve benzer nitelikte ki ilamlarında işaret edildiği üzere işyeri devri sözleşmesi yapıldığı anlaşılmıştır.
4857 sayılı Kanun’un 120 nci maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Kanunu’nun “Kıdem Tazminatı” başlıklı 14/2. fıkrasında “:….12/7/1975 tarihinden, itibaren (1) işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır…” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda anılan düzenleme ile devreden işverenin işçinin kıdem tazminatından sorumluluğunun belirlendiği ve bu sorumluluk için süre öngörülmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğuna ilişkin def’ine itibar edilmemiştir.
Uyuşmazlığın çözümü teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi Nihal Akyazıcı tarafından sunulan 20/11/2022 UYAP tarihli rapor ile dava dışı işçilerin ölüm ve emeklilik nedeni ile iş akitlerinin kıdem tazminatına hat edecek şekilde sona erdiği, davalı şirketin devir tarihinde ki ücretten hesaplanmak kaydı ile kendi dönemi ile sınırlı olmak üzere 49.690,42 TL net kıdem tazminatından sorumlu olduğu yönünde tespit ve hesaplama yapılmış olup, yapılan hesaplama dava dışı işçilerin çalıştığı süreye, o dönem almış oldukları ücrete ve tüm dosya kapsamına uygun olarak yapılmış olmakla bilirkişi raporu mahkememizce hükme esas alınmış ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 49.690,42 TL ‘ nin 5.879,05 TL ‘ sine 19/03/2018 tarihinden, 9.468,97 TL’ sine 22/09/2019 tarihinden, 5.723,73 TL’ sine 13/05/2019 tarihinden, 11.186,93 TL’ sine 07/02/2019 tarihinden, 5.916,56 TL’ sine 10/04/2018 tarihinden, 5.978,23 TL’ sine 16/08/2018 tarihinden ve 5.536,95 TL’ sine 03/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.394,35-TL karar ve ilam harcından 855,08-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile bakiye 2.539,27-TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına
3-Davacı tarafça yatırılan 855,08 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 59,30-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 2.142,50-TL olmak üzere toplam 2.201,80-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.185,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 379,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 1.309,99 TL’sinin davalıdan, 10,01 TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır