Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/417 E. 2023/56 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/417 Esas
KARAR NO :2023/56

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/08/2015
KARAR TARİHİ:31/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin … … Tic. A.Ş ile yaptığı sözleşme gereğince 23/06/2014 tarihinde … 3 telefonunun dünya lansmanının yemeğinin ön kokteyl ve çeşitli sanatçıların katılımı ile yapılacak konserinin … … ve yanındaki arazide yapılması hususunda 11/06/2014 tarihinde davalı ile sözleşme imzaladığını, davalı ile yapılan sözleşmede yalıda kokteyl yan arazide ise akşam yemeği konser sahneleri, standları vs. olacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin anlaşma gereği … … ve yan arazide 21/06/2014 tarihinden itibaren konser sahnesinin kurulması, yemek masalarının kurulması, tanıtım sahnesinin kurulması için yalı yanındaki arazide çalışmalarını başlattığını ve organizasyonun yapılacağı 23/06/2014 tarihine tüm hazırlıklarını tamamladığını, ancak lansman yemeği, kokteyl ve konser içerikli organizasyonun yapılmasına bir kaç saat gibi kısa bir süre kala, yalı yanındaki arazinin maliki olduğunu iddia eden 3. Şahıslarca arazinin boşaltılmasının müvekkilinden talep edildiğini, akabinde konunun çözümü için davalı tarafla görüşülmesine rağmen olumlu netice alınamadığını, bu sebeple tanıtımın ana noktası olan ve sözleşmelerde özellikle belirtilen yan arazinin taraflarına kullandırılmadığını, yapılan konser sahnesi, yemek masaları ve tanıtım sahnesinin söktürüldüğünü ve maalesef organizasyonun yapılmasının imkansız hale geldiğini, bu durum karşısında müvekkilinin mecburen sadece … yalısının küçük ön bahçesinde, amatör sayılacak koşullarda küçük bir konser sahnesi, küçük bir tanıtım sahnesi oluşturduğunu ve adeta üst üste yemek masaları düzeni oluşturulduğunu, yalı yanındaki arazinin davalıdan kaynaklanan nedenlerle kullanılmaması nedeniyle … firması tarafından sözleşme bedelinin % 50’si olan 486.446,72-TL cezai şart bedelinin müvekkilinden kesildiğini ayrıca yaşanan olay nedeniyle … firmasının müvekkiline vereceği işleri askıya aldığını, müvekkiline verilmesi düşünülen işler askıya alındığından müvekkilinin maddi zarara uğradığını, taraflarınca davalının bu kusurlu eylemi nedeniyle uğramış oldukları zararın tazmini için … 13. Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, bu ihtardan sonra yaşanan durum nedeniyle başlangıçtan beri olayın sorumluluğunun kendilerinde olduğu davalıca kabul edilerek müvekkilinin zararlarının giderileceğinin taahhüt edildiğini, bunun için de taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre müvekkili tarafından ödenmesi gereken yemek bedelinin alınmamasının taraflarına teklif edildiğini, ancak müvekkilinin ödenecek yemek bedelinin 2 katından fazla reel anlamda zararı olduğunu, … A.Ş ile bundan böyle çalışamayacak olmasının vermiş olduğu zarar bir yana sadece bu işten ötürü 486.446,72-TL zararı olduğunu, en azından bunun karşılanması talep edilmiş ise de sözde kabul edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkilinin alması gereken rakamın yaklaşık % 50’sini almak ile çok ciddi zarara uğramış iken iş bu zararın tazmini ile müvekkili tarafından yan arazide yapılan ve tüm çalışması bitmiş olan sahne, masa ve diğer ekipmanların sökülmesi, kullanılmaması, ayrıca kırılan ve yok olan bir kısım eşyalar ile söküm ve kullanılmayan eşya, makine ve diğer zarar kalemlerinin tazmini ile her türlü zarar ve ziyanlarının tazmini için iş bu davanın açıldığını beyanla fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulüne, şimdilik 10.000-TL maddi zararın 29/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu edilen tanıtım ve davet programı ile ilgili taraflar arasında imzalanan 11/06/2014 tarihli sözleşmenin 2. Ve 3. Maddesinde davetin detaylarının açıkça yazılı olduğunu, 4-1.maddesinde de ödeme koşullarının yazılı olduğunu, davacının sözleşmede taahhüt ettiği, kapora bedeli olan 44.250-TL EURO’yu dahil ödemediği halde müvekkilinin davacıya hizmetlerini aksatmadan ifa ettiğini, müvekkilinin davacı ile … … arasında imzalanan sözleşmeyle bağlantısının olmadığını, davacının müşterisine verdiği taahhütlerin kendisini bağladığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Ve 17. Maddesinde müvekkilinin hangi şartlarda sorumlu olmadığının açıkça yazılı olduğunu, sözleşmenin 8. Maddesine göre müvekkiline ait yerde dahi belediyeden izin alınmasında sorumluluk yükletilmediğini, sözleşme incelendiğinden müvekkilinin yan arazide organizasyon yapılması ile ilgili davacının talebi üzerine 3. kişiden izin alınmaması halinde sorumlu olmayacağını, davacıya bildirdiğini, davacının da iş bu sözleşmeyle bu arsanın davette kullanılıp kullanılmayacağı konusundaki riski kabul ettiğini, davacının bu arsanın müvekkiline ait olmadığını bildiğini, nitekim 3. Kişi arsa sahibinin davet günü arsasının o gece organizasyona açılmasını kabul etmediğini, bu riskin davacıya bildirilmesine gerek olmadığı halde müvekkili tarafından kendilerine anlatıldığını, bu nedenle müvekkilinin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 17. Maddesinde böyle bir riskin oluşması halinde sorumlu olmayacağını beyan ettiğini, davacının da bunu kabul ettiğini, tarafların müvekkilinin idaresi dışında kalan yerlerin temini hususunu mücbir sebep olarak kabul ettiğini, bu nedenlerle davacının tazminat ve zarar talebinin haksız olduğunu, nitekim sözleşme dahi olmasaydı müvekkilinin yine de sorumlu olmayacağını, zira tedbirli iş adamının mülk sahibi dışındaki kişilerin aynı haklar ile taahhütte bulunamayacağını bile bilecek durumda olması gerektiğini, ekteki gazete yazısından da anlaşılacağı üzere davacının müşterisinin davaya konu edilen etkinliğin iyi geçtiğini beyan ettiğini, kaldı ki organizasyon ile ilgili ekte sundukları fotoğraflı tutanaktan da anlaşılacağı üzere organizasyonun başarılı bir şekilde gerçekleştiğini, nitekim organizasyondan sonra yine davacının müvekkilinin mekanında organizasyon talebinin olduğunu ve talebinin de her zaman ki gibi en iyi şekilde gerçekleştirildiğini, bu davete ilişkin faturanın da ekler listesinde sunulduğunu, kaldı ki yan arazi sahibi üçüncü kişinin sorun çıkarması üzerine … firması Genel Müdürünün 3. Şahıs ile görüştüğünü fakat bu görüşmenin ne şekilde cereyan ettiğinin bilinmediğini, zira sözleşme gereği müvekkilinin müşterisinin aldığı izinler doğrultusunda yemek vs. Lokanta hizmetini verebildiğini, zaten müvekkilinin izin almakla sorumlu olmadığını, davacının amacının müvekkiline olan borcunu ödemekten kaçınmakla birlikte sebepsiz zenginleşme olduğunu, nitekim müvekkilinin faturayı gönderdiğinde böyle bir davayı açtığını, olaydan 14 ay sonra bu davanın açılmasının davacının ödemeden kaçmak için yaptığını gösterdiğini beyanla davaya konu sözleşmeye istinaden müvekkilinin alacağı ve zararları hakkında dava ve icra takibatı yönünden hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davalı tarafından verilen hizmetin taraflar arasında yapılan sözleşmeye uygun olmaması nedeni, dava dışı 3. kişiye ödendiği iddia edilen cezai şart, mahrum kalınan kar ve yapılan masraflar nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce 29/12/2017 tarihli 2015/… esas ve 2017/… karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş, davacı yanın istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. HD’nin 03/06/2021 tarihli 2018/1534 esas ve 2021/692 karar sayılı kararı ile “…Dosya kapsamından; dava dışı …’nin piyasaya yeni süreceği … 3 adlı telefonunun tanıtımı için davacı ile … şirketi arasında anlaşma yapıldığı, anlaşmada … Yalısında ön kokteyl yapılması; yan arazide ise akşam yemeği, konserler, tanıtım standları vs gibi işlerin yapılmasının kararlaştırıldığı, … ile yapılan anlaşmanın 7. maddesinde bu alanların tamamı veya bir kısmının etkinliğe tahsis edilmemesi halinde davacının sözleşme bedelinin % 50’sini cezai şart olarak …’ye ödemesinin kararlaştırıldığı, davacının … ile yaptığı sözleşme gereği … Yalısını işleten davalı şirket ile yalıda ve yan arazide sözkonusu etkinliğin yapılması için 11/06/2014 tarihinde anlaşma yaptığı, yan arazide konser sahaları, yemek masaları ve tanıtımı sahneleri kurulduğu, ancak yan arazinin maliki olduğunu ileri süren şahıslarca arazinin boşaltılmasının istenmesi üzerine, davacının yan arazideki teşrifatı yalının küçük ön bahçesine aldığı ve ön bahçede konser ve tanıtım sahnesi kurup akşam yemeğinin de bu alanda yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirketi, yan arazide etkinliğin yapılmaması nedeniyle … şirketine cezai şart ödendiğini ve şirketin vereceği bir kısım işlerin askıya alınarak kardan mahrum kaldıklarını, ayrıca yan arazideki ekipmanların sökülüp tekrar yalı bahçesine kurulması nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek tazminat talep etmiş; davalı taraf ise yan arazinin kullanılmama riskinin bulunduğunu ve davacının bu riski kabullenerek sözleşme imzaladığını, sözleşmenin 17. maddesi uyarınca yan arazinin kullanılmamasından kaynaklı zararlardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunmuştur.
Taraflar arasında dava dışı … şirketine ait ürünün tanıtımı için yalı ve yan arazide bir kısım etkinliklerin gerçekleştirilmesi hususunda anlaşma yapıldığı, ancak yan arazide yapılması kararlaştırılan etkinliklerin arazinin mülkiyeti nedeniyle yapılamayarak yalı bahçesinde yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, yan arazide etkinlik yapılmaması nedeniyle davacının zararı bulunup bulunmadığı ve bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilirkişi heyeti 22/05/2017 tarihli raporunda; davacının sunduğu masraflar listesinin 154.899,00 TL olduğu, ancak davacının bu miktarın sahne, masa tefrişat vb eklentilerin sökülüp yeniden monte edilmesi karşılığı ödemeler olduğunu ispatlaması gerektiği belirtilmiş, ancak harita bilirkişisi ayrık raporunda bu miktara ilişkin faturaların kurulum tarihinden önce düzenlenmesi nedeniyle yeniden kurulum masrafı olduğuna katılmadığını belirtmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3.1 maddesinde davet yeri olarak ön kokteylin tüm yalıda, akşam yemeğinin yan arazide yapılacağı, 3.2 maddesinde ise yan arazide gerçekleşecek organizasyonlarda sahne alanının deniz, yol veya yalı tarafına göre düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Sözleşmenin mücbir sebep başlıklı 17. maddesinde ise aynen; “… … idaresi tarafından temin edilecek bütün salonlar, bahçe ve diğer mahallerin, mücbir sebep ile hükümet ve resmi makamların muameleleri ile harp, mülk haklarının kullanılmaması hali, grev, lokavt, ayaklanma, salgın hastalık, karantina, ve bunun gibi tesisin iradesi haricinde kalan durumlarda salon ve/veye davete rezerve edilen bu yerlerin temini imkansız olabilir. Söz konusu bu sebeplerden birinin vuku bulması halinde rezerve edilmiş bu yerler için … … idaresi hiçbir sorumluluk kabul etmeyecektir.” hükmünü düzenlemektedir.
Sözleşmenin mücbir sebep başlıklı 17.maddesinde belirtilen hususların (sınırlayıcı olmayacak biçimde) gerçekleşmesi ile yerlerin temininin mümkün olmaması halinde davalı yalı yönetimine sorumluluk yüklenmeyeceği kabul edilmiştir.
Türk-İsviçre Borçlar Hukuku’nda mücbir sebep “kusurdan uzak, sezilemeyen, karşı konulamayan gerçek bir olay” olarak tarif edilmektedir. Bu tanıma göre mücbir sebebin unsurları;
a) Kusursuzluk
b) Sezilememezlik
c) Karşı konulamazlık’tır.
Mücbir sebebin mevcudiyeti için kusursuzluk şarttır. Eğer olayın doğumuna sebep olan bir kusur varsa, mücbir sebebin öteki unsurlarını araştırmaya gerek yoktur. Diğer taraftan, bir olayın mücbir sebep sayılabilmesi için sezilememiş, kestirilememiş, önceden tahmin edilememiş olması da lazımdır. Bu olayın aynı zamanda karşı konulamaz, yenilemez olması da zaruridir (Yargıtay 11. HD’nin 2015/14270 Esas, 2016/89 Karar sayılı kararı).
Somut uyuşmazlıkta, mülkiyeti davalı işletme ile ilgili olmayan yan arazide de akşam yemeği ve sahne kurulumu gibi etkinliklik yapılacağı sözleşmede hüküm altına alınmıştır. Davalının işletmesi ile ilgili olmayan yan arazideki etkinliklerin mülkiyet sorunu nedeniyle yapılamaması, sezilemeyen ve öngörülemeyen bir sebep olarak kabul edilemez. Bu nedenle mahkemenin yan arazideki etkinliğin mülkiyet sorunu nedeniyle yapılamamasını sözleşmenin 17. Maddesi uyarınca mücbir sebep olarak kabulü, taraflar arasındaki sözleşme içeriğine uygun değildir.
Davacı taraf yan arazide etkinliğin yapılmaması nedeniyle … şirketine cezai şart ödendiğini ve şirketin vereceği bir kısım işlerin askıya alınarak kardan mahrum kaldıklarını, ayrıca yan arazideki ekipmanların sökülüp tekrar yalı bahçesine kurulması nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL talep etmiştir. Mahkemece davacının, davalıdan herbir alacak kalemi için ne kadar talepte bulunduğu açıklattırılarak sonucuna göre işlem yapması gerekirken, davacının talepleri somutlaştırılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının yan arazideki ekipmanlarının sökülüp tekrar yalı bahçesine kurulması talebi yönünden görüş bildirilmişse de, yan arazide etkinliğin yapılamaması nedeniyle … şirketine cezai şart ödendiği ve şirketin vereceği bir kısım işlerin askıya alınarak kardan mahrum kaldıkları iddiası yönünden herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece her bir zarar kalemi yönünden uzman bilirkişilerden tarafların ticari defterleri de incelenerek; yan arazide etkinliğin yapılamaması nedeniyle … şirketine cezai şart ödendiği ve şirketin vereceği bir kısım işlerin askıya alınarak kardan mahrum kaldıkları iddiası yönünden, yan arazide etkinliğin yapılamamasında davacının kusurunun bulunup bulunmadığı ve varsa oranı da gözetilerek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenler ile uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek önemli ölçüde delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeni ile davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dava dosyasının yeniden yukarıda yazılı esas numarasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 25/06/2021 tarihli dilekçe ile 10.000 TL dava değerinin 8.000 TL ‘sinin ödenen cezai şarta, 1.000 TL’sinin kar mahrumiyeti ve 1.000 TL’sinin ise ekipman söküm bedeline ilişkin olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce davacının talep ettiği alacak kalemlerinin tespiti için 3. kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 11/05/2022 alındı tarihli rapor da özetle; … firması tarafından sözleşme bedelinden 455.029,44 TL’nin cezai şart olarak mahsup edildiği, davacının 35.683,43 TL kar mahrumiyeti talep edebileceği rapor edilmiştir.
Somut olayda, davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşmede … lansman etkinliğinin … … ve 296 ada 21 parselde bulunan yan arazide yapılmasının kararlaştırıldığı, sözleşmenin 7. maddesinde ise lansman alanının tamamında veya bir kısmının etkinliğe tahsis edilmemesi halinde sözleşme bedelinin %50’sinin cezai şart olarak mahsup edileceğinin kararlaştırıldığı, davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmede de yapılacak etkinlikte … Yalısının ve yan arazinin kullanılacağının yer tahsisinin davalı tarafından yapılacağının ve mücbir sebep hallerinin varlığı durumunda davalının yer temininden sorumlu olmadığının kararlaştırıldığı, etkinliğin yan arazide yapılması planlanan bölümünün arazinin mülkiyet sorunu nedeni ile o alanda yapılamadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda gerekçesi yazılı BAM ilamında değinildiği üzere yan arazi malikleri tarafından etkinliğe izin verilmemiş olması mücbir sebep olarak değerlendirilemez. Davacının yan arazinin davalıya ait olmadığını bilmesi de davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Davacının yan arazinin izinsiz kullanıldığı yahut taraflar arasında bu konuda bir ihtilaf olduğunu bildiğini ve bu durumu bilerek sözleşmeyi imzaladığını gösterir dosya kapsamında delil bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının kendi kusurundan bahsedilemez ve davalı davacının zararlarından sorumludur.
Davacı tarafından ekipman söküm/kurulum bedeli ödendiği ispat edilemediğinden bunu ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. 11/05/2022 alındı tarihli bilirkişi heyet raporu ile davacının alacağından 455.029,44 TL cezai şart mahsup edildiği ve 35.683,43 TL kardan mahrum kaldığı tespit edilmiş, bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya elverişli olmakla mahkememizce hükme esas alınmış ve davacının ödenen cezai şart ve mahrum kalınan kara ilişkin istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 455.029,44 TL cezai şart ve 35.683,43 TL kar mahrumiyeti olmak üzere toplam 490.712,87 TL ‘ nin dava tarihi olan 03/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının ekipman söküm/kurulum bedeline ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 33.520,59 TL harcın davacı tarafından yapılan 170,78 TL peşin harç ile 8.250,00 TL tamamlama harcından mahsup edilerek bakiye 25.099,81 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına
3-Davacı tarafından ödenen 8.420,78 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 27,70 TL başvuru harcı, 221,80 TL keşif harcı ile 5.955,85 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.205,35 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 6.192,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
5-Davalı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 71.699,80 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır