Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/410 E. 2021/901 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/410 Esas
KARAR NO:2021/901

DAVA:Menfi Tespit – Tazminat
DAVA TARİHİ:20/10/2011

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : …
KARAR NO:…

BİRLEŞEN DAVA:Tazminat
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ :23/11/2012
KARAR TARİHİ:18/11/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davaların mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … … ve ortakları arasında 08/11/2010 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile … marka ürünlerin bayi olarak satışının kararlaştırıldığını, sözleşme gereği müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunan diğer davalının yurt içi teslimat ve kiralama firması olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen sözleşmenin davalı … … tarafından 11/02/2011 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı, müvekkilinin siparişine karşılık davalılara verilen çek bedelleri yönünden davalıların eksik teslimat yaptığını, ayrıca müvekkili şirket tarafından sözleşme gereği davalı … Giyim şirketine verilen 100.000 Euro bedelli teminat çekinin iade edilmediğini, sözleşmenin feshinden kaynaklı müvekkilinin kar mahrumiyetine uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle sipariş edilip teslim edilmeyen mallar için verilen 31/10/2011 vade tarihli, … numaralı, 100.000 Euro bedelli, 31/10/2011 vade tarihli, … numaralı, 100.000 Euro bedelli ve sözleşmenin 17.maddesi gereği teminat olarak verilen 902987 numaralı, 100.000 Euro bedelli çekler yönünden davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, sipariş edilen ürünlerin teslim edilmemesinden kaynaklı uğranılan 343.236,23 Euro kazanç kaybı ile sözleşmenin haksız feshi nedeniyle şimdilik 200.000 Euro’nun davalılardan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili İstanbul …ile davacı arasında 08/11/2010 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşmeye bağlı müvekkili … firması ile davacı arasında alt kiracılık sözleşmesinin imzalandığını, bayilik sözleşmesinin, davacının sözleşmeye aykırı söylem ve hareketleri nedeniyle feshedildiğini, davacı tarafça verilen çeklerin akreditif açılması için bankaya verilen çekler olduğunu, davacının sipariş bedelinin bu çeklerle ödenmediğini, bu çeklere karşılık olarak verilecek asıl çeklerle ödeneceğini, sözleşmeye aykırı hareket eden davacıya yapılan tüm uyarılara rağmen ödeme ve çek teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, sözleşmenin haklı nedenlere dayanarak feshedildiğini, davacı tarafça verilen 2 adet çek karşılığı teslim edilen ürün bedellerinin 12/12/2011 vadeli, 100.000 Euro bedelli ve 80.711,20 Euro bedelli çekler ile 12/12/2011 tarihinde tahsil edildiğini, sözleşme gereği verilen teminat çekinin, sözleşmenin ihlali nedeniyle cezai şart alacağının ödenmemesi nedeniyle iade edilmediğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine istinaden, müvekkili … Giyim tarafından dava dışı şirketten kiralanan mağazanın alt kiralanmasına ilişkin davalı ile alt kira sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin feshinden kaynaklı davalının kiralananı geç tahliye ve teslim ettiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle kira sözleşmesinin feshi sonucu uğranılan şimdilik 100.000 TL kar kaybının, davalı tarafça siparişi verilen ürünlerin müvekkili tarafından zarara satışı yapılması nedeniyle uğranılan 78.315,76 Euro zararın, sözleşmelerin feshinden kaynaklı uğranılan 250.000 Euro manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin haksız feshi sonucu, davacı tarafça müvekkili tarafından verilen 100.000 Euro bedelli teminat çekinin haksız olarak tahsil edildiğini, davacının dava konusu kira sözleşmesi nedeniyle müvekkili şirketten herhangi bir tazminat talep etme hakkı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 21/02/2019 tarih, 2014/… Esas, 2019/… K sayılı kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi’nin 27/05/2021 tarih, 2019/1404 E, 2021/781 K sayılı kararıyla; “…HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Davacı şirket ile … ve Ortakları arasında imzalanan 08/11/2010 tarihli bayilik sözleşmesi 11/08/2011 tarihinde feshedilmiştir.
Asıl dava; bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle, sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde verilen çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti, kazanç kaybı ve kar kaybının davalı taraftan tahsili, birleşen dosya ile açılan dava ise; taraflar arasında yapılan bayilik sözleşmesi ve alt kiracılık sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan zarar, kar kaybı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece asıl dosya ile açılan davanın kısmen kabulüne, birleşen dosya ile açılan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Taraf ehliyeti, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece re’sen nazara alınması gerekmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 163. maddesi uyarınca ortaklardan biri, bazıları yada tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir.
Birleşen dosyada davacılar … ve Ortakları ile … Giyim San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’dir.
Davacılar vekili tarafından, … ve. Ort. ünvanlı 18/05/2018 tarihli adi ortaklık sözleşmesi, … ünvanlı firma sahibi … tarafından verilen vekaletname ve … tarafından imzalı 08/10/2012 tarihli muvafakatname ibraz edierek dava açılmıştır.
Adi ortaklık sözleşmesinde “… ve. Ort.” ünvanlı adi ortaklığın ortaklarının %50’şer hisse ile … ve … olduğu; … imzalı muvafakatnamede ise, ortaklık adına ortağı …’ın … İç ve Dış Ticaret A.Ş. aleyhine kar kaybı ve tazminat talepli dava ikame etmek, ikame edilecek davayı adi ortaklık adına şahsen ve/veya vekilleri aracılığı ile takip etmek ve sonuçlandırmaya muvafakat edildiğinin beyan edildiği görülmektedir.
Birleşen dosyada davacı adi ortaklığın ortaklarından … tarafından verilen vekaletnameye binaen dava açılarak, davanın takip edildiği, diğer ortak … dava dilekçesinde davacı olarak gösterilmediği gibi dosyada kendisi adına verilmiş bir vekaletnamenin de bulunmadığı, muvafakatnamenin ise dava dışı … İç ve Dış Ticaret A.Ş. aleyhine açılacak davalara ilişkin verildiği nazara alındığında, birleşen dava dosyasında usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, birleşen dosyada bayilik sözleşmesinin adi ortaklık şeklinde imzalandığı ve adi ortaklığı oluşturanlardan …’ın davacı konumunda bulunduğu gözetilerek, davacıya, diğer adi ortak olan …’un davaya katılımını veya muvafakatını sağlamak üzere mehil verilerek taraf teşkilinin sağlanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının kamu düzeninden olan taraf teşkilinin sağlanması için HMK’nın 355. Ve 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek…” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı kesin olarak kaldırılmıştır.
BAM’ın karar ilamında işaret edildiği üzere birleşen davada … davacı yanında davaya dahil edilmiş; anılan birleşen davacı taraf 03/11/2021 tarihli beyanı ile, ortağı … tarafından açılmış ve taraf olduğu işbu davalara muvafakatinin olduğunu bildirilmiş; usuli eksiklik bu şekilde tamamlanmıştır.
Mahkememizce verilen 21/02/2019 tarih, 2014/848 Esas, 2019/144 K sayılı kararla ayrıntılı olarak tartışılıp değerlendirildiği üzere;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, istinaf kararı öncesi alınan ve benimsenen 28/03/2017 ve 16/04/2018 tarihli bilirkişi kurulu kök ve ek raporları, toplanıp birlikte değerlendirilen tüm delillere göre;
Asıl dava yönünden; taraflar arasında imzalanan 08/11/2010 tarihli bayilik sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği, bu nedenle davacının uğramış olduğu olumlu ve olumsuz tüm zararların tazminini karşı taraftan talep edebileceği; sözleşme gereği davacı tarafça sipariş edilen ürünlerin geç tesliminden kaynaklı davacının talep edebileceği kazanç kaybına yönelik zararının 43.711,97 TL, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kar kaybına yönelik zararın 34.916,99 TL olmak üzere toplam 78.628,96 TL davacının alacaklı olduğu; davacı tarafça sipariş edilen ancak teslim edilmeyen ürünler için davalılar birleşen davacılara verilen 31/10/2011 vade tarihli, … numaralı, 100.000 Euro bedelli ve 31/10/2011 vade tarihli, … numaralı, 100.000 Euro bedelli çeklerin davacıya iade edilmesi nedeniyle bu çekler yönünden taleplerin yerinde olmadığı, sözleşmenin teminatı olarak verilen … numaralı çek bedeli olan 100.000 EURO’nun nakde çevrilmesi nedeniyle bu çek bedelinin davalılardan tahsilinin (istirdadının) gerektiği; benimsenen bilirkişi kurulu raporlarında tespit edilen alacak miktarını aşan davacı isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından; asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden; sözleşmenin birleşen davacı tarafça haksız feshi nedeniyle birleşen davacı tarafça herhangi bir zarar ve tazminat talep edilemeyeceği anlaşıldığından birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl Davanın KISMEN KABULÜ ile,
a)Sipariş edilen ürünlerin teslim edilmemesinden kaynaklı uğranılan 43.711,97 TL kazanç kaybı ve sözleşmenin feshi nedeni ile uğranılan 34.916,99 TL kar kaybı olmak üzere toplam 78.628,96 TL’nin dava tarihi olan 20/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
b)Dava konusu yapılan … … … Şubesi’ne ait … numaralı çek bedeli olan 100.000 EURO’nun nakde çevrildiği, 29/12/2011 tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a.maddesi gereğince işletilecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
c)Davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,
d-Alınması gerekli 22.721,88-TL karar ve ilam harcının 31.806,03-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 9.084,15 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
e-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harçtan karar ve ilam harcı için mahsup edilen 22.721,88 TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
f-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 31.734,03-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
g-Davacı tarafça talep edilen kazanç kaybı ve kar kaybı alacağı yönünden reddedilen miktarlar üzerinden; davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 96.121,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
h-Davacı tarafça yatırılan 18,40 TL başvuru harcı, 2,90 TL vekalet harcı, 6.518 TL bilirkişi ücreti ve tebligat giderlerinin toplamı 6.539,30 TL ile istinaf kararı sonrası yapılan 13,50 TL toplamı 6.552,80 TL’nin kabul ve red oranına göre 1.017,66 TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
ı-Davalılar tarafından yatırılan 5,80 TL vekalet harcı, 50 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 55,80 TL’nin kabul ve red oranına göre 47,13 TL’sinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
i-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
2-Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyasında açılan DAVANIN REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 7.890,80 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 7.831,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen davacılara iadesine,
b-Birleşen davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 43.618,18 TL vekalet ücretinin birleşen davacılardan alınıp birleşen davalıya verilmesine,
c-Davalı tarafından yapılan 23,50 TL yargılama giderinin birleşen davacılardan alınıp birleşen davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 18/11/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı