Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/388 E. 2023/758 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/388 Esas
KARAR NO :2023/758

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/06/2021
KARAR TARİHİ:19/10/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 01/07/2010 tarihli distribütörlük sözleşmesi gereğince, davalı tarafça alınan mallara ilişkin düzenlenen 87.937,15 CHF bedelli fatura borcunun yapılan ihtara rağmen ödenmediğini, davalı tarafça faturaya herhangi bir itirazda bulunulmadığını, alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından başlatılan takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı taraf arasında yapılmış 01/07/2010 tarihli distribütörlük sözleşmesi kapsamında müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, distribütörlüğün sadece müvekkiline verilmediğini, başka firmaların da yetkilendirildiğini, taraflar arasında kararlaştırılan iskontonun uygulanmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafça tek taraflı düzenlenen faturanın davacı tarafın edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ispatlamadığını, icra inkar tazminatı isteminin yerinde olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş; davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Takibin başlatıldığı, …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında faturaya dayalı alacağın fer’ileri ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın hükümden düşürülmesine yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava; taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesi kapsamında faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi gereği iptali istemine ilişkindir.
Fatura, emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (213 sayılı VUK 229. md.). Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” (TTK 21/1). Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Fatura düzenleyen tacirin TTK’nın 21/2. maddede belirtilen karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdî ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır. Bu nedenle faturanın TTK’nın 21. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunludur. Sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olması yanlar arasında akdî ilişkinin kurulmuş ve iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlamaz.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi SMMM …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 20/02/2023 tarihli raporun dosya arasında olduğu; asıl alacağa, ihtarname ile verilen süre bitimi tarihinden takip tarihine kadar dönemde 3095 sayılı Yasanın 4/a md gereğince işlemiş faiz miktarının tespiti için aynı bilirkişiden alınan 19/04/2023 tarihli ek raporun ve 21/08/2023 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 87.937,15 CHF asıl alacak bakiyesinin olduğu; en son alınan ek rapora göre, asıl alacağa 8.48 CHF işlemiş faiz talep edilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kök ve ek rapoları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, rapora yönelik davalı taraf itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi kök ve ek raporları ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında yapılmış 01/07/2010 tarihli distribütörlük sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturanın davalıya teslim edildiği, davalı tarafça fatura içeriğine süresi içinde itiraz edilmediği gibi davalı tarafça bilirkişi incelemesine defter ibrazından da kaçınıldığı, dolayısı ile TTK’nın 21/2.maddesi gereği fatura kapsamındaki malların davalı tarafça alınmış olduğunun kabulü gerektiği; kaldı ki taraflar arasındaki mail yazışmalarına göre de davalının borcu kabul ettiği; benimsenen bilirkişi raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 87.937,15 CHF asıl alacak ve 8.48 CHF işlemiş faiz olmak üzere toplam 87.945,63 CHF alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporu ile tespit edilen toplam 87.945,63 CHF alacak miktarına yönelik davalı borçlunun vaki haksız itirazının İİK’nun 67.maddesi gereğince iptaline, belirlenen-tespit edilen alacak miktarını aşan davacı taraf isteminin (fazla miktardaki işlemiş faiz talebinin) açıklanan nedenlerle yerinde olmadığından reddine; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen miktar üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine; reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalı borçlu ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında 87.937,15 CHF asıl alacak ve 8.48 CHF işlemiş faiz olmak üzere toplam 87.945,63 CHF’ye yönelik itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına ve ödeme emrinin bu şekilde düzeltilmesine,
2-İtirazın iptaline karar verilen toplam 87.945,63 CHF alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 142.932,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin davacı tarafın talebinin reddine,
4-Reddedilen miktar yönünden koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
5-Alınması gerekli 48.818,68-TL karar ve ilam harcından 12.573,11-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 36.245,57-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 1.281,32 TL’sinin davalıdan, 38,68 TL’sinin davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve icraya yatan harç toplamı 12.573,11 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 106.052,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 2.000 TL bilirkişi ücreti ve 231,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.299,30 TL’nin kabul ve red oranına göre 2.231,92 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı