Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/370 E. 2022/826 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/370 Esas
KARAR NO:2022/826

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/05/2021
KARAR TARİHİ:11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket davalı ile aralarındaki ticari ilişki sebebiyle davalıya bir kısım mal (un,yağ,tuz) satarak, eksiksiz bir şekilde teslim ettiğini, müvekkili şirketin tanzim ettiği faturalara karşı davalı yanca süresi içerisinde herhangi bir itiraz söz konusu olmadığını, ticari ilişki gereği üzerine düşen ifa yükümlülüğünü yerine getiren müvekkili şirkete karşılık olarak davalı yan ifa yükümlülüğünü yerine getirmeyerek müvekkiline borcunu ödemediğini, bu sebeple müvekkili tarafından … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş Sayılı dosyası üzerinden alınan ihtiyati haciz kararı … 20. İcra Müdürlüğü’nce esas takibe geçildiğini, yetkisizlikle icra dosyası İstanbul’a gönderildiğini, …. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyasından davalıya gönderilen ödeme emrine süresinde usulüne uygun olarak davalı yanca itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, HUAK Md. 3 gereğince zorunlu olarak dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu fakat müzakerelerde herhangi bir anlaşma sağlanamadığından iş bu davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle …. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı yanın icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflarına yapılan tebligat usulsüz olup öğrenmeden itibaren yasal içerisinde cevaplarını sunduklarını, davacının müvekkili şirketten bir alacağının bulunmadığını, davacının tek taraflı olarak düzenlediği faturalar tek başına alacaklı olduğu anlamı taşımamakta olduğunu, davacının faturaya konu mal teslimini yaptığını ispat külfeti bulunmakta olduğunu, alacaklanın dava konusu ettiği faturalar müvekkilinin muhasebe kayıtları ile örtüşmemekte olduğunu, mahkemece bilirkişi marifetiyle yaptırılacak incelemelerde müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının tespit edileceğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesini, davacının alacağın %20 ‘ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasının UYAP sureti, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … D.İş sayılı dosyasının UYAP sureti celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 08/02/2022 tarihli celse üç nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 29/04/2022 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun tetkikinde, davalı … … vekili mahkemeye sunduğu 18.02.2022 tarihli dilekçesinde davalıya ait tüm ticari defterler ve kayıtlar …. Asliye Huk. Mah. … Esas sayılı dosyada görülen tasfiye davasında mahkeme tarafından istendiği ve mahkemeye teslim edildiği, evrakların ve defterlerin oradan istenmesini veya inceleme yapılması için bilirkişiye yetki verilmesini talep ettiği, 21.03.2022 tarihinde … Asliye Hukuku Mahkemesine gidildiğini, yapılan incelemede davaya konu defter ve belgelerin 18.01.2022 tarihinde … nolu dosya incelemesi nedeni ile bilirkişi …’na teslim edildiğini, bu yüzden inceleme yapılamadığını, daha sonra tekrar …. Asliye Hukuk Mahkemesine defter ve belgeler mahkemeye gelip gelmediğinin sorulduğu, mahkeme kaleminde olmadığının beyan edildiği, bu yüzden davalı … …’ın davaya konu ticari defter belge ve kayıtları incelenemediğini, …. Asliye Hukuk Mahkemesi … davaya konu ticari defter ve belgelerinin inceleme için bilirkişi …’na teslim edildiğine dair belge tarafınca dava dosyasına sunulduğunu, ve yine tarafınca yapılan değerlendirmede davalı vekilinin dava dosyasına sunduğu tahsilat makbuzlarının … Gıda Ltd. Şti tarafından … ve Ort yaptığı ödeme karşılığı düzenlendiği, davacı … Ltd. Şti. ticari defterlerinde Saide … cari hesabında bu işlemlerin yer almadığı, bu ödemelerin Saide … ile bağlantısı tarafınca tespit edilemediği, incelenen davacıya ait, 2018-2019-2020- yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığı yine 2018-2019-2020 yılı ait yevmiye defteri kapanış tasdikinin süresi içerisinde yapıldığı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davaya ve icra takibine konu 6 adet faturanın davacının ticari defterlerinde yer aldığı, tutarın 250.009,76 TLolduğu, 01.01.2018’de 2017 yılından davacının 256,74 TL alacaklı olduğu, 24.04.2018’de davalının 7.500 TL ve 17.10.2018’de 79.323,00 TL olmak üzere toplam 86.823,00 TL ödeme yaptığı bu ödemeler düşüldükten sonra davacı … Ltd. Şti. 27.07.2020 itibari ile (14.09.2020 icra takip tarihi) davalı …’den 163.531,94 TL alacaklı olduğu tespit edildiği kanaatiyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Dosya içerisinde bulunan …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile davalı aleyhine faturaya dayalı toplam 289.999,34 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı ödeme emrinin 04/01/2021 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği borçlu vekili tarafından sunulan 30/12/2020 tarihli dilekçe ile takibe yasal sürede itiraz edildiği, takibin durduğu, davalı borçlu itirazının 21/04/2021 tarihinde davacı alacaklıya tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından 171.031,94 TL’lik alacağa yapılan itirazın iptali için 30/05/2021 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu alacağın varlığının tespiti için taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davacı tarafından ticari defterleri inceleme için ibraz edilmiş olup bilirkişi … tarafından düzenlenen 28/04/2022 UYAP tarihli rapor ile davacının kendi ticari defter ve belgelerinde yer alan kayıtlara göre davalıdan 163.531,94 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı taraf ticari defterlerinin …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … takip sayılı dosyasında olduğunu beyan ederek mahkeme kaleminde inceleme yapılmasını talep etmiş, mahkemeye yazılan müzekkereye 20/05/2022 tarihinde verilen cevap ile dosya kapsamında …’e ait ticari defter bulunmadığının bildirildiği görülmüş, bunun üzerene davalı yana ticari defterlerini mahkememize ibraz için kesin süre içerir ihtarlı tebligat yapılmış ve davalı vekiline 30/05/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 25/05/2022 tarihli dilekçe ile yine …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında bulunduğu yönünde beyanda bulunulmuş ve defterlerinin mahkemeye ibrazı yönünde gerekli özeni göstermemiştir.
6100 sayılı HMK’nun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesinin 3. fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalının yapılan araştırmaya göre gerçek kişi tacir olduğu ancak defter tutmakla yükümlü olmasına rağmen defterlerini ibraz etmediği, yukarıda anılan kanun maddesi ile davacı yan ticari defterleri dikkate alınarak davacı yanın davalıdan 163.531,94 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafından ödemeye dair makbuzlar sunulmuş ise de ödeme belgelerinin dava dışı 3.kişi adına düzenlendiği dava konusu alacak nedeni ile ödeme yapılıp yapılmadığının anlaşılamaması nedeni ile , davacının ispat edilen alacağından mahsup edilmeksizin, davacı tarafından yapılan itirazın 163.531,94 TL yönünden iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.
Her ne kadar davalının bir adi ortaklığın, ortağı olduğu tüm dosya kapsamı ile sabit ise de, dava konusu alacağın davacı ile davalı arasında ki ticari ilişkiden kaynaklandığı, taraflarca bu durumun aksinin iddia edilmemesi nedeni ile bu konuda değerlendirme yapılmamıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin faturaya dayalı olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin itirazın iptaline karar verilin miktar üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın reddine karar verilen alacak istemi yönünden kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 163.531,94 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 32.706,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 11.170,87 -TL karar ve ilam harcından 2.920,80-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 8.250,07-TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 2.920,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 67,80-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.095,25-TL olmak üzere toplam 1.163,05-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.112,05-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 25.529,79TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 7.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 1.262,12 TL’sinin davalıdan, 57,88 TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır