Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/359 E. 2021/370 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/359 Esas
KARAR NO:2021/370

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:19/11/2015
KARAR TARİHİ:26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin müşterek murisi …’nun 22/11/2014 tarihinde silahlı saldırı sonucu öldürüldüğünü ve buna ilişkin olarak … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, müvekillerinin … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E-K sayılı mirasçılık belgesi ile mirasçı olduklarını, müteveffanın davalı … şirketince yaptırılan Hayat Poliçesi ile sigortalandığını, sigorta bedeli olan 50.000-TL bedelli teminatlı sigorta poliçesinden müvekkillerinin hissesine düşen 31.250-TL’nin ödenmesi için yapılan şifahi görüşmelerde ödeme yapılmayacağının söylendiğini, risk gerçekleşmiş olmakla poliçe mucibince bu hasarın ödenmesi gerekirken ödenmemesinin hukuki olmadığını beyanla 31.250-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası hakkında beyan ve cevap haklarını saklı tuttuklarını, dava konusu olayın kaza olmadığını, sigorta teminatı dışında kaldığını, sigortalının vefatının cürüm ve cinayet neticesinde doğduğu için teminat kapsamında olmadığını, davacılar ile müteveffanın aynı çatı altında yaşamadıklarını, davacıların bu poliçeye dayalı teminat talep edebilmesi için müteveffa ile aynı çatı altında yaşamaları gerektiğini, poliçenin 4 nolu ayrılmaz ekinde Aile Ferdi Kaza Teminatı başlığı altında bu hususun düzenlendiğini, müteveffanın Edirne’de öldürüldüğü dikkate alındığında hiçbirinin aynı çatı altında yaşamadığının sabit olduğunun, davacı tarafından aksinin ispatı gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu olayın teminat dahilinde olduğu kabul edilse dahi vefat eden şahıs başına toplam limitin 12.500-TL olduğunu, buna göre davacıların veraset ilamındaki payları doğrultusunda talep edebilecekleri tutarın tüm davacılar için toplam 7.812,50-TL olduğunu, bu rakamın dışında başkaca ödenecek tutar olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce … Es. … Kar. Sayılı karar ile davanın reddine karar verişmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 15/04/2021 tarih … Es. … Kar. Sayılı dosyasıyla mahkememizce verilen kararın
“Dava, davacıların murisi ile davalı arasında arasında düzenlenen “… Poliçesine ” dayalı aile bireyleri ferdi kaza teminatı kapsamında murisin vefatından kaynaklanan poliçe teminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, müteveffa sigortalı Erguvan Karaoğlu ile davalı şirket arasında 06/11/2014 başlangıç, 06/11/2015 bitiş tarihli tarihli “… Poliçesi” akdedildiği, murisin vefat etmesi üzerine poliçe teminatın davacılardan talep edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır
Tarafların istinaf sebeplerinin incelenmesinde, taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir
Davacılar, davalı şirket ile bireysel sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır
Somut olayda uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, 19/11/2015 tarihinde açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.) Dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır
Açıklanan nedenlerle mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c, 115/2. maddesi uyarınca davanın, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan, usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiş olup, anılan ilam gereği mahkememizin görevsizliğine İstanbul Tüketici Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Görevli mahkemenin … TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-)Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili … Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4- )Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasak süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır