Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/358 E. 2023/735 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/358 Esas
KARAR NO:2023/735

DAVA:İtirazın iptali
DAVA TARİHİ:25/05/2021
KARAR TARİHİ:16/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar
arasında 18.09.2010 tarihi itibariyle geçerli olmak üzere, 14.09.2010 tarihli “Protokol”, “İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım Ve Automatic Satış Sözleşmesi”, “Ariyet Sözleşmesi” ve 01.01.2019 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi bulunduğunu, İstanbul ili, … ilçesi, … mah.’de olan ve tapuda 1029 ada ve 10 parselinde bulunan istasyona yönelik olmak üzere, İstasyon Otomasyonu (pompa ve tank otomasyon sistemleri ve haberleşme ekipmanlarının sağlanması) ve AutoMatic (Müşteri/taşıt tanıma sistemi) ile teçhiz edilmesi ve anılan sistemin mezkur satış yerinde (akaryakıt satış ve servis istasyonu) uygulamaya konması hususunda anlaşıldığı, sözleşmenin 4. Maddesine istinaden araçların, istasyon tarafından tanınarak, akaryakıt alımlarının AutoMatic sistemi aracılığı ile gerçekleştirebilmesini ve istasyon otomasyonunu sağlayan ekipmanların davalı Şirket/bayiye ariyeten teslim edildiğini, bu ilişkinin 2019 Temmuz ayında sonlandığını, davalının iade etmesi gereken ariyet malları iade etmediğini, bunların rayiç bedellerinin ödenmesi için yapılan görüşme taleplerinin reddedildiğini, varlık-inşaat bedellerine ilişkin … No’lu Faturanın bunun üzerine …. İcra Müdürlüğü 2021/… E. Sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu, taraflar arasındaki protokolün 6. Maddesi ile sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, ekipmanların sağlam ve çalışır vaziyette müvekkili şirket’e iade edileceğini, buna ilişkin müvekkili şirket tarafından tanzim edilecek olan faturalara itirazda bulunulmayacağını, fatura bedellerinin derhal müvekkili şirket’e ödeneceği peşinen kabul ve taahhüt edildiğini, sözleşmenin Feshin sonuçları “Protokol” (EK-1) Madde 14 ile düzenlenmiş
olup, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sonlanması sebebiyle, iade edilebilen teçhizatların iadesi, iade edilemeyenlerin ise rayiç bedellerinin davacıya ödenmesi gerektiğini, davalının “Protokol”ün eki taahhütname uyarınca, davacı ile arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan her türlü yükümlülüğü üstlendiğini, davacıya karşı doğmuş ve/veya doğacak her türlü borcun 500.000 $’ını (beşyüzbin amerikandoları) müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak, münferiden işlemiş ve işleyecek faizi, tazminat ve sair fer’ileri ile birlikte …’nin talebi halinde, herhangi bir ihtar ve hükme hacet olmaksızın derhal nakden ve defaten ödeneceğini taahhüt ettiğini, davalı lehine yapılan sabit yatırım bedellerinin müvekkili şirket’e iadesinin “İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım Ve Automatic Satış Sözleşmesi” (EK-2) Madde 4, “Protokol” (EK-1) Madde 6 ve Madde 14, “Ariyet Sözleşmesi” (EK-3) Madde 15, 18, 19, 20 ve 21 hükümlerinin bir gereği olduğu, Yargıtay’ın da bu konuda emsal içtihatları bulunduğu, aksi fikirde olunsa dahi söz konusu malvarlığı değerlerinin iadesinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin gerektiğini, davalı hakkında başlatılan icra takibunun haklı olduğu, davalının itirazının haksız olup itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usuli itirazlarının bulunduğunu, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yönünden itirazımızın kabulünü talep ettiklerini, ayrıca dava dilekçesinde bulunması gereken
zorunlu unsurların irdelenmesini, eksiklik ya da hatanın süresinde düzeltilmemesi halinde davanın açılmamasına karar verilmesini dava harç ve giderlerinin süresinde yatırılmamış olması halinde davanın, dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esas hakkında beyanlarında ise, davacının yıllardır inşaat, pazarlama, sanayi gibi alanlarda faaliyet gösteren güvenilir bir şirket olduğunu, taraflar arasında 18.09.2010 tarihiyle geçerlilik kazanmış, ”Protokol”, ”İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım Ve Automatic Satış Sözleşmesi”, ve ”Ariyet Sözleşmesi” bulunduğunu, aralarındaki hukuki ilişkinin son bulmasının ardından davacı şirket tarafından …. İcra Müdürlüğü’nde… E. İcra takibi açıldığı ve itiraz sebebi ile durdurulduğu, bunun üzerine huzurdaki davanın açıldığını, davacı Şirketin ”Ariyet Malzeme Ve
Teçhizat” başlıklı 6. Madde’ye dayanarak; fatura bedelini derhal davacı şirkete ödenmesini talep ettiği, akaryakıt bayilik sözleşmelerinde davalının kullanacağı bir takım menkul mallar, ariyet olarak verilmekte ve sözleşmeye konulan hükümlerle bunların, sözleşmenin bitiminde iadesinin öngörüldüğü, sözleşmenin bitimini müteakip bu malların iadesinde her hangi bir sorun yaşanmadığı, ya mallar bizatihi iade edilmekte ya da iade edilemiyorsa bedeli talep edildiğini, davalı şirket tarafından 16.05.2018 tarihinde ve 09.11.2019 tarihinde olmak üzere ariyet verilen malların bir kısmı sökülerek götürüldüğünü, 16.05.2018 tarihinde düzenlenmiş Günlük Saha İzleme Formunda ve Teslim Formunda müvekkili şirket tarafından Yağ Standının sorunsuz olarak sökülüp araca yüklendiği yalnızca Yağ Takım Sandığı ve iki adet Armatürün müvekkili şirkette kaldığının belirlendiğini, 09.11.2019 tarihinde de Uygulama Tespit Formuyla sabit olmak üzere ariyeten teslim edilen malların bir kısmı daha müvekkili şirketten alınarak tesliminin yapıldığını, sözleşme gereğince tarafına tevdi edilen malların bir kısmını teslim ettiğini, dilekçe ekinde yer alan ve müvekkili şirketin kaşe ve imzasının da bulunduğu tutanaklardan da tespit edilebilir nitelikte olduğunu kalan diğer alet ve teçhizatı ise davacı şirket, rayiç bedelleriyle müvekkili şirketin ödemesi gerektiğini talep ettiğini, talebin rayiç bedelleri üzerinden değil, ticari defter kayıtları incelenerek, ticari defter kayıtlarında bulunan bedeller üzerinden sonuca varılması
gerektiği, 14.09.2010 tarihli ve 18.09.2010 tarihi itibariyle geçerlilik kazanmış Protokol 6. Maddesine göre rayiç değerine ilişkin düzenleme bulunmadığını, sözleşmede ariyeten verilmiş mallan normal kullanımından doğan yıpranmalar dışında, sağlam ve çalışır vaziyette …’ya iade edileceğinin ve yıpranma payına ve faturaya itirazda bulunulmayacağının, fatura bedelini derhal …’ya ödeyeceğini peşinen kabul edildiğini, maddeye binaen alet, edevat ve teçhizatların rayiç bedelle istenmesine dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, teçhizatların güncel değerleri (rayiç bedel) dikkate alınarak tahsil edilmesine karar vermesi halinde, sebepsiz zenginleşmeye yol açılacağını, madde metninde yer alan normal kullanımından doğan yıpranmalar istisna teşkil ettiğinin de belirtildiğini, ticari defterlerin incelenmesi ve alet, edevat ve teçhizatlardan elinde kalanlarına ilişkin değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğunu, davacının feshi iddia ettiğini ancak buna dair delil sunmadığı, teslim edilmeyen mallara ilişkin ise mahallinde keşif yapılarak, ticari defterlerin ve ariyet mallarının yıpranma payı da dikkate alınarak bedel tespiti yapılması gerekmekte olduğunu, davacı şirket tarafından rayiç bedel karşılığıyla talep edilmesi sanki ariyet yeni veriliyormuş gibi hesaplama yapılmasına yol açtığını, olağan kullanımdan dolayı oluşan bedellerin de Denkleştirici Adalet İlkesi gereğince düşürülmesi de göz önünde bulundurulduğunda rayiç bedel karşılığının talep edilmesinin sebepsiz zenginleşme oluşturacağını, sözleşmenin 15. Maddesine göre talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, ariyet alanın gerek kendisi gerekse de bir diğer üçüncü şahsın ihmal veya kusuru sonucunda değer eksilmesi veya zarar görmesi halinde ya da malzeme ve teçhizatların tamamen zayi olması halinde ödenmesine ilişkin olup davacı şirketin işbu hükme dayanarak bulunduğu talep imkanının bulunmadığı, ariyet sözleşmesi 15. maddedeki şartlardan olan kusur veya ihmal sonucunda ariyet sözleşmesinin konusu olan malzemelerde eksiklik, hazar ve zayi gibi durumların gerçekleşmediğini, davacının sabit yatırım bedellerinin istenilmesi talebinin haksız olduğunu, uygulamada sabit yatırım olarak adlandırılan, yakıt tankı, saha betonu, işletme binası, kanopi iskeleti ve kanopilerin iki şekilde yapıldığını görüldüğünü, ilkinde dağıtıcı firma, bayi’ye kredi kullandırdığı, yapılan sabit yatırımlar
bayi’nin mülkiyetinde kalmakta ve sözleşmenin sona ermesini müteakip, dağıtıcı firmanın bu başlık altında bir bedel talep etmesi mümkün olduğu ve dağıtıcı firmanın bu durumda, kullandırmış olduğu kredinin kalan kısmının iadesini talep edebildiğini, ikinci ihtimalde ise, dağıtıcı firmanın, yatırım destek bedeli adı altında, sabit yatırımların finansmanını taahhüt ettiğini, sözleşme normal süresinde sona erdiği takdirde, bu noktada herhangi bir talep ileri sürmediği, kararlaştırılan süreden önce bir sona ermenin söz konusu olması durumunda, “yatırımın daha uzun süre gözetilerek yapıldığı” gerekçesi ile sabit yatırım şeklinde şekillenen yatırım destek bedelinin iadesini talep ettiğini, Yargıtay’ın bu yatırımların yapılmasının zorunlu olduğunu, bu yatırımlar yapılmadan işletmenin hiç bir şekilde faaliyet göstermesinin söz konusu olmadığını, dolayısıyla bakiye süre için sabit yatırım destek bedelinin, asla talep edilemeyeceği şeklinde olduğunu, Yargıtayın, akaryakıt bayilik sözleşmesinin sona ermesini müteakip, dağıtıcı firmaların, ariyet olarak verdikleri menkullerin iadesini alabileceklerini, ancak, bayilik sözleşmesinin geride kalan işletildiği dönem için dahi gerekli olan, ancak sözleşme süresinin sona ermesi ile birlikte taşınmaz üzerinde kalan sabit yatırım bedellerinin “işletme için yapılması zorunlu olan giderler” olduğu gerekçesi ile talep edilemeyeceğini kabul ettiği, davacı yatırımların halen davalı tarafından kullanıldığını iddia etse dahi, davalının yeni anlaştığı şirketin standartlarının birbirine
uymaması, işin mahiyeti gereği kullanılamayacak olduğunun kanıtını oluşturduğunu, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmasının hukuka aykırı olduğunu, rayiç bedelle karşılanması Ariyet Sözleşmesi 15. Maddesinde düzenlenmiş olup ariyet olarak verilen malzeme, mal veya teçhizatın ariyet alanın, personelinin ya da 3. Şahsın ihmali – kusuru sonucunda uğrayabileceği değer eksilmesi, hasarı ya da tamamen zayi olması halini düzenlemiş olup; somut olayla soyut hükmün denkleştirilmesinde işbu hükme dayanılamayacağı alacağın likit olmadığı, icra ve inkar tazminatı talep edilemeyeceği belirtilerek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; protokol, İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım Ve Automatic Satış Sözleşmesi, Ariyet Sözleşmesi, Yargıtay 19. Hukuk DairesiYargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2017/… E., 2018/… K., 14.3.2018 tarihli kararı, … No’lu Fatura, …. İcra Müdürlüğü… E. Sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık ve yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; protokol, l, İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım Ve Automatic Satış Sözleşmesi, Ariyet Sözleşmesi, günlük saha izleme formu, montaj iş emri teslim formu, uygulama tespit formu, banka dekontları, mail yazışmaları, keşif, bilirkişi, tanık, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Bilirkişi raporu:
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, mahkememiz 17/01/2022 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca 28/02/2022 tarihinde keşif yapılmasına karar verilmekle yapılan keşifte mahkememiz dosyası makine mühendisi Prof. Dr. …, inşaat mühendisi …, SMMM … ve nitelikle hesaplamalar uzmanı Prof. Dr. …’ya tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları 18/07/2022 tarihli raporlarında: İtiraza konu …. İcra Müdürlüğünün… sayılı takip dosyasının dayanağını oluşturan 26.11.2020 tarih ve … nolu ve 107.461,42 miktarlı faturanın “Sabit Kıymet Satışı” açıklamalı olduğunu, davacının defterlerinde “envanterden satış” açıklaması ile yer aldığını, bu faturaya yönelik davalı tarafından iade faturası düzenlendiği ve davacı tarafından tekrar faturalandırılarak alacaklandırıldığını, ilk kesilen 8338 nolu faturanın içeriğinde yer alan “kurumsal kimlik”, Pompa, USP, Jetwash, Jeneratör, Market ekipmanları, … Ekipman Bedeli” konusunda davacı tarafından davalıya teslime yönelik bilgi ve belge sunulmadığını, bu haliyle davacının faturadan kaynaklanan alacağının tespit edilemediğine dair rapor sunmuşlardır. Mahkememiz 24/10/202 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişiler sunmuş oldukları ek raporlarında; dava konusu uyuşmazlığın davacı tarafından davalı şirkete düzenlediği ve icra takibine konu … numaralı KDV Dahil 107.461,42 TL ‘lik Sabit Kıymet Satış faturasından kaynaklandığı anlaşılmakta olduğunu avacı şirketin ticari defterleri kök raporda incelenmiş ve sahibi lehine delil niteliğine haiz 2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019-2020-2021 yıllarına ait ticari defterlerine göre davalı şirketten 89.769,76 TL alacaklı olduğunu, davalı şirketin dosya kapsamında fotokopisini ibraz ettiği sahibi lehine delil niteliğine haiz 2012-2015-2016-2017-2018-2019-2020-2021 yıllarına ait ticari defterlerine göre davacı şirkette borcunun bulunmadığını, ek rapor aşamasında tarafların itirazlarının davacı tarafından düzenlenen faturanın içeriği ve tutarına yönelik itirazlar olduğu, ancak teknik bilirkişiler tarafından yapılan incelemede ariyete konu davalıda yer alan ürünlerin değer tespitinin mevcut olmaması sebebi ile davacı şirketten ariyete konu alımlara yönelik faturalar ve amortisman tablosu talep edilmiş, davacı tarafından düzenlenen Sabit Kıymet Satışına yönelik düzenlediği faturanın içeriğinin incelenmesinde sonucunda davalı şirkete fatura edilen ürünlerin birçoğunun davalıya teslim edildiğini, sunulan fatura ve irsaliye suretlerinden tespit edilmiş olduğunu, ancak bazı ürünlerin teslimine ilişkin fatura örnekleri bilirkişi incelemesine sunulamamış olduğunu, davacı tarafından ariyete konu ürünler yönünden ibraz edilen faturalar, bu faturalara konu ürünlerin teknik bilirkişiler tarafından yapılan incelemeleri ve davalının elinde bulunan ürünlerin yıpranma ( amortisman ) paylarının düşümü sonrasında değer tespiti yapılmış olup, davacının davalıdan talep edebileceği ariyete konu alacak talebi 10.165,00-TL + 1.829,70 TL KDV = 11.994,70 TL olduğuna dair ek rapor sunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; bayilik sözleşmesinin sona ermesine bağlı olarak iade edilmesi gereken ariyetlerin iade edilmediği iddiasına dayalı olarak ariyetlerin bedelinin davalıdan tahsili istemi ile başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının iptali istemine ilişkindir.
28/02/2022 tarihinde mahallinde keşif icra edilmiştir. Keşif sonrası makine mühendisi Prof. Dr. …, inşaat mühendisi …, SMMM … ve nitelikli hesaplamalar uzmanı Prof. Dr. …’dan alınan kök ve ek raporda özetle; davacı tarafından düzenlenen Sabit Kıymet Satışına yönelik faturanın içeriğinin incelenmesi sonucunda davalı şirkete fatura edilen ürünlerin birçoğunun davalıya teslim edildiğinin sunulan fatura ve irsaliye suretlerinden tespit edildiği, ancak bazı ürünlerin teslimine ilişkin fatura örneklerinin bilirkişi incelemesine sunulmadığı, davacı tarafından ariyete konu ürünler yönünden ibraz edilen faturalar, bu faturalara konu ürünlerin teknik bilirkişiler tarafından yapılan incelemeleri ve davalının elinde bulunan ürünlerin yıpranma ( amortisman ) paylarının düşümü sonrasında değer tespiti yapılmış olup, davacının davalıdan talep edebileceği ariyete konu alacak talebinin 10.165,00 TL + 1.829,70 TL KDV = 11.994,70 TL olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları ile dosyamızda yer alan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; bayilik sözleşmesinin sona ermesine bağlı olarak iade edilmesi gereken ariyetlerin iade edilmediği iddiasına dayalı olarak ariyetlerin bedelinin davalıdan tahsili istemi davacı tarafından davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe yönelik itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, mahallinde icra edilen keşif sonrasında alınan bilirkişi raporunda, teslim edilmediği anlaşılan ariyetlerin yıpranma payı düşüldükten sonra davacının davalıdan neticeten 11.994,70 TL ariyet bedeli talep edebileceğinin tespit edildiği, bilirkişi raporlarının alanında uzman bilirkişilerce, mahallinde tespit yapılarak, dosyamız kapsamı ile uyumlu ve denetime elverişli bir şekilde hazırlanmış olması nedeniyle raporlara itibar edilerek, bayilik sözleşmesinin sona ermesine bağlı olarak davalının davacıya teslim etmediği tespit edilen ariyetlerin bedelinin 11.994,70 TL olduğu kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının ….İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasına vaki itirazının 11.994,70 TL asıl alacak yönünden iptali ile 11.994,70 TL’lik asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 16,75 oranında faiz uygulanarak takibin işbu alacak kalemi üzerinden talepnamedeki diğer koşullar ile devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, alacak likit olduğundan iptaline karar verilen 11.994,70 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 2.398,94 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davalının ….İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasına vaki itirazının 11.994,70 TL asıl alacak yönünden iptali ile 11.994,70 TL’lik asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 16,75 oranında faiz uygulanarak takibin işbu alacak kalemi üzerinden talepnamedeki diğer koşullar ile devamına,
2-Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Alacak likit olduğundan, iptaline karar verilen 11.994,70 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 2.398,94 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 819,36-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 1.317,85-TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 498,49-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 819,36-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 571,90-TL keşif harcı, 480,00-TL araç ücreti ve 6.226,35-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 7.346,05-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 807,52-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 1.000,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 890,07-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 11.994,70-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin 145,10-TL’sinin davalıdan 1.174,90-TL’sinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
11-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.16/10/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı