Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/333 E. 2021/671 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/333 Esas
KARAR NO:2021/671

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/12/2013
KARAR TARİHİ:21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 05/11/2012 – 08/11/2012 tarihleri arasında …, …’de yapılan yapı malzemeleri ve inşaat fuarına davalının katılımına ilişkin olarak 07/08/2012 tarihli fuar katılım sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme kapsamında fuar stand bakiyesi olarak müvekkili şirkete toplamda KDV dahil 24.663-USD ödemeyi taahhüt ettiğini, buna göre müvekkili şirket tarafından fuar organizasyonu bitince 20/10/2012 tarihinde davalı adına 24.663-USD’nin Türk Lirası karşılığı 44.122,11-TL. tutarlı faturanın düzenlediğini, davalı şirkete noter kanalıyla keşide edilen ihtarnamelerde fatura bedelinin ödenmesi talep edilmesine karşın davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine müvekkili şirketçe davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve mesnetsiz itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dalgıç pompası üretimi yapan bir firma olduğunu, davalı organizasyon şirketinin 07/08/2012 tarihinde müvekkilini arayarak …’na katılımı hakkında bilgilendirme yaptığını, bilgilendirme sonrasında müvekkilinin fuara katılıma olumlu baktığını, ancak davacı şirketin satış personel tarafından sadece 3 adet yer kaldığının bildirilmesi ve ivedilikle ön kayıt formunun doldurulmasının istenmesi üzerine müvekkili şirket yetkilisinin imza yetkisi olmayan asistanı tarafından mail yolu ile ön katılım talebinde bulunulduğunu, davacı firmanın satış sorumlusunun sözleşme imzalanması ve ödeme planı yapılması için geldiğinde fuarda sergilenecek olan ürünlerin en geç 31/08/2012 tarihinde teslim edilmesi gerektiğini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından fuarda sergilenecek ürünlerin 20 gün gibi kısa bir sürede üretilmesinin mümkün olmadığının, ürün sergilemeden fuara katılmanın ise hiçbir fayda sağlamayacağının belirtilerek fuara katılınmayacağının davacı tarafa bildirildiğini, müvekkili şirketin iradesinin davacı şirket çalışanı tarafından hataya düşürülmeye çalışıldığını, üretim yapan bir firmanın tanıtımını yapacağı ürünlerin kendisini sergilemeden ciddi rakamlarda fuar katılım ücreti ödeyerek fuara katılmak istememesinin hayatın olağan akışında olduğunu, taraflar arasındaki borç ilişkisinin henüz kurulması aşamasında müvekkilinin ürünleri yetiştirip fuara katılamayacağı malum ve borçlandırıcı işlem kurulsa bile tasarruf işleminin gerçekleşemeyeceği ortada iken geçerli bir borç ilişkisinin varlığını iddia etmenin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirketin sadece ön talep formu olarak imzalanan bir belgeye dayanarak ve hiçbir hizmet vermeden müvekkilinden hizmet bedeli talep etmesinin tamamen haksız bir talep olduğunu, kaldı ki fuar alanlarının başka firmalara satılması nedeniyle davacının uğramış olduğu bir zararının da bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, davacı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine fuar katılım hizmet bedelinin tahsiline yönelik olarak girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirketin stand bakiye alacağından kaynaklı 20/10/2012 tarihli faturanın bakiyesi 24.663-USD’ye ihtarname masrafı da eklemek suretiyle davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ise davalıdan herhangi bir fuar katılım hizmeti almadığını beyan ederek borca itiraz ettiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, duran takipten sonra davacı şirketçe davalı aleyhine 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde İİK.’nun 67. maddesine göre eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen 29/11/2017 tarihli, 2016/1164 E. ve 2017/893 K. sayılı kararda; davanın kabulü ile; …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra takip dosyasında davacının davalıdan 24.663-USD alacaklı olduğunun tespitine, bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz işletilmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20’si oranında hesaplanan 10.027,97-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkememiz kararının davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya temyizen incelenmek üzere Yargıtay’a gönderilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 09/12/2020 tarihli, 2018/2367 E. ve 2020/4138 K. sayılı ilamı ile mahkememizce verilen kararın bozulmasına karar vermiş, sonrasında davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi bu arada kapatıldığı için dosyayı tashih-i karar aşamasında inceleyen Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 08/04/2021 tarihli, 2021/3470 E. ve 2021/1533 K. sayılı ilamı ile davacı yanın karar düzeltme isteminin reddine karar vermiş, akabinde dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek tensibi yapılmıştır.
Bozma sonrası yapılan 21/09/2021 tarihli duruşma öncesinde davacı şirket vekili Av. … tarafından 03/09/2021 tarihinde UYAP üzerinden mahkememizce gönderilen dilekçede; tarafların sulh olduklarının, bu nedenle huzurdaki davadan feragat ettiklerinin bildirildiği görülmüştür. Davalı şirket vekili Av. … tarafından 08/09/2021 tarihinde UYAP üzerinden mahkememizce sunulan dilekçede ise tarafların kendi aralarında sulh oldukları belirtilerek, dosyada davacı tarafın feragati doğrultusunda karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı vekili dilekçesinde ayrıca, davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin de bulunmadığını açıkça bildirilmiştir. Dosyadaki vekaletnamelerin tetkikinde; davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin, davalı vekilinin vekaletnamesinde ise feragati kabul yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 307. maddesine göre davadan feragat, davacı tarafın talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan vazgeçer.
Feragat davayı sona erdiren tek taraflı bir işlemdir. Davadan feragat, davacının yapacağı tek taraflı açık bir irade beyanıyla olur. Feragatin geçerliliği için davalı veya mahkeme tarafından bunun kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Feragat dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır (HMK.309/1). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK.310/1).
HMK.’nun 307. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde, feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Somut olayda; davacı vekili, davayı açtıktan sonra mahkememize sunduğu 03/09/2021 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiklerini açıkça bildirmiş olup, yapılan feragat bildiriminin usulüne uygun olduğu tespit olunduğundan ve davalı tarafça açıkça davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediği belirtildiğinden, HMK.’nun 307. maddesi gereğince davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmeksizin aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Talep edilmediğinden davalı taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri taktir ve tayinine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının 856,30-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 797,00-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yokluklarında açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır