Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/329 E. 2022/880 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/329 Esas
KARAR NO :2022/880

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/05/2021
KARAR TARİHİ:19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı; davalı tarafın müvekkilinin kullanım hakkına sahip olduğu İstanbul ili, … İlçesi, … Köyü’nde kait tapuda 659 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazdaki 19/02/2020 – 24/08/2020 tarihleri arasında sürdürdüğü haksız işgalinden kaynaklı müvekkilinin ecrimisil alacağının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 10.000,00-TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ecrimisil istemine dayalı tazminat davasıdır.
Gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin, taşınmazı kullanması nedeniyle kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; eldeki davanın mutlak veya nisbi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan sözedilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Aksi uygulama, Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuruluş amacına ve niteliğine aykırı düşecektir. Bu nedenle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (aynı yönde Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2019/699 Esas ve 2020/4277 Karar sayılı kararı, İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesinin 2020/72-777 E.K. Sayılı kararı, İstanbul BAM 1. Hukuk Dairesi’nin 2019/107-1597 E. K. Sayılı ilamı ve … BAM 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/1779-1505 E.K. Sayılı ilamı)
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine,
3-HMK 20. maddesi uyarınca; verilen kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddine dair kararın tebliğ edildiği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurulması durumunda dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hususların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır