Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/323 E. 2022/461 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/323 Esas
KARAR NO :2022/461

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ:04/05/2021
KARAR TARİHİ:11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı banka vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından davalılara … numaralı ticari kredi, çek hesabı ve çek yaprağı kullandırıldığını, davalıların toplam 134.784,33-TL.’lik borcunu ödemediğini, bu nedenle davalılara 12/06/2019 tarihli ihtarnameyi keşide ettiklerini, ihtarlara rağmen davalıların yasal süresi içinde ihtarnamelere itiraz etmediği gibi borcun tamamını da ödemediğini, ayrıca 04/07/2019 tarihinde açılan takipten sonra 09/07/2019 tarihinde 1.904,89-TL., 12/07/2019 tarihinde 354,00-TL., 17/07/2019 tarihinde 750,48-TL. ve 19/08/2019 tarihinde 1.224,00-TL. tutarında ödeme yaptıklarını, davalıların haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; 04/07/2019 tarihi itibariyle ticari kredi yönünden; 118.891,83-TL. asıl alacak, 3.220,28-TL. işlemiş faiz, 161,01-TL. faizin gider vergisi (BSMV), çek hesabı yönünden; 4.452,75-TL. asıl alacak, 46,15-TL. işlemiş faiz, 2,31-TL. faizin gider vergisi (BSMV) ve 8.010,00-TL. çek taahhüt tutarı olmak üzere toplam 134.784,33-TL. alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, tensip zaptı ile duruşma günü ve saati davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davalılarca davaya karşı cevap verilmediği gibi, davalılar duruşmalara da katılmamışlardır.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmeleri ve çek hesabına ilişkin olarak davalılarca davacı bankaya olan borçların ödemediği iddiasıyla açılmış alacak davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk son tutanağı, Genel Kredi Sözleşmesi, Çek Hesabı Açılış Sözleşmesi, temerrüt ihbarları, hesap ekstreleri, hesap özetleri, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalılar ise herhangi bir delil sunmamışlardır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce 02/02/2022 tarihli duruşmada; iddia, icra takip dosyası, dosyaya celp edilen Genel Kredi Sözleşmesi (GKS), çek hesabı sözleşmesi, temerrüt ihbarları, ihtarname ve kredilere ilişkin hesap hareketleri, davalı borçluların icra takip dosyasındaki borca itiraz dilekçeleri ile davacı bankanın kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenerek 17/03/2022 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; taraflar arasında akdedilen 21/09/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin “X- Diğer Hükümler” kısmının “Delil” başlıklı 2. Maddesinde; müşteri ve kefiller ile banka arasında çıkacak her türlü anlaşmazlıkta tarafların defter ve kayıtları ve mikro filmlerden, mikrofişlerden alınan kopyalar, elektronik ya da manyetik ortamlardan çıkarılan bilgileri içeren belgeler ile CD Rom, kamera kayıtları, telefon ses kayıtları, bilgisayar ve benzeri kayıtlar ile ATM kayıtları müstenitli olsun ya da olmasın, HMK.’nun 193. maddesi uyarınca geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacağının düzenlendiği, sözleşmeden doğan ihtilaflarda tarafların defter, kayıt ve belgelerinin kesin delil teşkil edeceğinin hüküm altına alındığı, davacı bankanın yasal defterlerine ilişkin e-defter beratlarının süreleri içerisinde verildiği, diğer fiziki tasdike tabi defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin ise yetkili noterliklerce usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı bankanın ticari ilişki dönemini kapsayan ve incelemeye esas alınan yasal defterlerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükümlerine göre lehine/aleyhine delil vasfını haiz olduğu, davacı banka tarafından davalı asıl borçlu … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin lehine davalı kefil …’in kefalet teminatı karşılığında değişen tarih, tür ve tutarlarda nakdi ve gayrinakdi krediler kullandırıldığı, davalı asıl borçlu şirketin Genel Kredi Sözleşmesi ile vade tarihinde geri ödeme taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmediği ve gecikmeye düştüğü, davacı bankanın tahsilatta yaşanan güçlük sebebiyle kredi hesaplarını kat ettiği, hesap katının sözleşme tahtında bankacılık mevzuatı ve teamülleri çerçevesinde usulüne uygun olarak gerçekleştiği, davalı asıl borçlu … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin lehine kullandırılan ve ödenmeyen ticari nakdi kredi hesaplarından doğan ve bankanın ticari defterlerinde kayıtlı bulunan anaparaya ilaveten işleyen faiz, faizin gider vergisi vb. dahil 12/06/2019 tarihi itibariyle 131.521,13-TL. tutarında nakdi kredi borcu bulunduğunun tespit edildiği, taraflar arasında akdedilen 21/09/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Diğer Uygulama Alanları” başlıklı 2.5. maddesinde; “Müşteri, Banka’da çek hesabı açmak istemesi halinde işbu Sözleşme’ye ek olarak, çek hesabı açılışına ilişkin ilgili Sözleşme, taahhütname ve belgeleri de imzalayacaktır…” hükümlerinin düzenlendiği, davacı bankanın hesap katı ile birlikte davalı asıl borçlu şirket nezdinde bulunan çek yapraklarının iadesini, iade edilmediği takdirde banka sorumluluk bedeli karşılığı nakdin banka nezdinde bir hesapta bloke edilmesini talep etme hakkının bulunduğu, davalı asıl borçlu şirket nezdinde iade edilmemiş/karşılıksız yazılmış 4 adet çek yaprağı bulunduğu, davalı asıl borçlu şirketin iade edilmediği takdirde bedeli depo edilmesi gereken çek kredisi hesabından doğan 12/06/2019 hesap kat tarihi itibariyle 8.120,00-TL. tutarında gayrinakdi kredi borcu bulunduğu, davacı banka tarafından 12/06/2019 tarihinde keşide edilerek davalı asıl borçlu şirketin GKS’nde belirtilen yasal adresine gönderilen hesap kat ihtarnamesinin davalı asıl borçlu şirkete 13/06/2019 tarihinde ulaştığı, adresten taşınmış olması sebebiyle iade olduğu, ihtarnamenin tebligat hükümleri ve sözleşmedeki özel hükümler gereği davalı asıl borçlu şirkete 13/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğinin kabulü, ihtarnamede bildirilen 24 saatlik ödeme ve depo edilme süresinin ilavesi suretiyle davalı asıl borçlu şirketin usulen 15/06/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, ihtarnamenin davalı kefil …’e ise 14/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede bildirilen 24 saatlik ödeme ve depo edilme süresinin ilavesi suretiyle davalı kefilin 16/06/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, işbu tarihten itibaren kendi temerrüdünden ötürü kefalet limitine ilaveten işleyecek faiz, faizin gider vergisi, masraf vs. sorumlu olacağı belirtilerek ve sonuç itibariyle; davacı bankanın davalılardan ticari kredi hesaplarından doğan 05/07/2019 takip tarihi itibariyle 130.992,14-TL. nakit ve bedeli depo edilmesi gereken 8.120,00-TL. gayrinakit olmak üzere toplam 139.112,14-TL. tutarında kredi alacağı olduğu, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin ihtar tarihinden dava tarihine kadar ayakta olması gözetilerek, faize esas nakit alacak bakiyelerine sözleşme ile serbestçe belirlendiği üzere yıllık %40,00 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi uygulanmak, 05/07/2019 takip tarihi ile 04/05/2021 dava tarihi arasındaki dönem içerisinde sağlanan toplam 4.233,37-TL. kısmi tahsilatın BK.’nun 100. maddesi uyarınca öncelikle işlemiş faiz ve fer’ilerinden mahsup edilmesi suretiyle yapılan hesaplama neticesinde davacı bankanın yasal masraflar hariç talep edilebilir nitelikte davalılardan 04/05/2021 dava tarihi itibariyle 229.947,77-TL. nakit ve bedeli depo edilmesi gereken 6.090,00-TL. gayrinakit olmak üzere toplam 236.037,77-TL. tutarında alacağı olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor, taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Kefalet sözleşmesi; kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. Kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet Sözleşmesi asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşmedir.
Bir kefaletin geçerli olabilmesi için; 1-yazılı şekilde yapılması, 2-kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi, 3-kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması ve 4-kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması gerekir.
Kefalet sözleşmesi, kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Kefalet sözleşmesiyle kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi durumda, söz konusu borçtan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir. (Fahrettin ARAL – Borçlar Hukuku – Özel Borç İlişkileri – Ankara 2007, s. 437). Daha yalın bir anlatımla bu sözleşme ile kefil, borçlunun asıl borcu ifa edememesi riskini üzerine alır. (Özen, B.: Kefalet Sözleşmesi, İstanbul 2008, s. 6.)
Dosyada alınan bilirkişi raporu incelenip denetlenmiş, raporun bankacılık uygulamalarına, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, toplanan delillere, dosya kapsamına ve taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’ne uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davada talep ettiği miktarın çok daha üzerinde bir hesaplama yapılmış ve davacının nakdi alacaklar yönünden davada talep ettiği miktarın üzerine çıkılmıştır.
Taleple bağlılık ilkesi; Medenî Usul Hukuku’nda yer alan ve yargılamaya hâkim olan ilkelerden bir tanesi olup; hâkimin tarafların talepleriyle bağlı olduğunu ve talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremeyeceğini, ancak duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceğini ifade eder. 6100 sayılı HMK.’nun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesine göre; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Somut olayda davacı banka nakdi alacaklar yönünden eldeki davada; … no’lu ticari krediden yönünden 118.891,83-TL. asıl alacak, 3.220,28-TL. işlemiş faiz, 161,01-TL. işlemiş faizin gider vergisi (BSMV); 209 7873526 no’lu çek kredisi yönünden 4.452,75-TL. asıl alacak, 46,15-TL. işlemiş faiz, 2,31-TL. işlemiş faizin gider vergisi (BSMV) olmak üzere genel toplamda 126.774,33-TL. talep etmiş, ancak bankacı bilirkişi bunun çok üzerinde bir miktar hesaplamıştır. Yukarıda zikredilen taleple bağlılık ilkesi uyarınca mahkememizce hüküm verilirken davacının talep miktarı dikkate alınmıştır.
Öte yandan davacı tarafça eldeki dava, talep edilen tüm kalemler bakımından alacak davası olarak açılmıştır. En basit tanımı ile alacak davası, alacaklının mevcut alacağını borçludan tahsil edebilmek amacı ile açtığı dava çeşididir. Herhangi bir sebepten doğmuş muaccel bir alacağı olan ve alacağını alamadığını iddia eden gerçek ve tüzel kişiler alacak davası açabilirler.
Somut olayda; davacı taraf dava dilekçesinde nakdi alacak kalemleri yanında 8.010,00-TL. tutarında “gayrinakdi çek taahhüt tutarını” da dava miktarına dahil ederek, fiilen ödemediği (aktifinden çıkmayan) bir parayı sanki nakdi alacağıymış gibi toplam 134.784,33-TL. olarak gösterdiği tutarın içerisine dahil ederek davalılardan talep etmiştir. Davacı dava dilekçesinde talebini ileri sürüş biçimi, davanın niteliği ve dava dilekçesindeki netice-i talebi dikkate alındığında; davacının gayrinakdi çek taahhüt tutarını sanki muaccel bir alacakmış gibi talep etmesi ve bu talebi hakkında mahkemeden “alacak hükmü” tesis edilmesini istemesi mahkememizce yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; talebin ileri sürülüş biçimine göre davacı bankanın gayrinakdi çek taahhüt tutarına yönelik alacak talebi yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında taraflar arasında 21/09/2017 tarihinde 500.000,00-TL. tutarlı geçerli Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) akdedildiği, akdedilen sözleşmeyi davalılardan …’in müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı …’in mevcut kefaletinin geçerli olduğu, kefilin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu sözleşme kapsamında kullandırılan nakdi kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle kefalet limiti içerisinde diğer davalı (asıl borçlu) şirket ile birlikte sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyada alınan ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, davacı banka tarafından davalılardan … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye GKS kapsamında ticari nitelikli krediler kullandırıldığı, davalılardan …’in kredi sözleşmesini müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı şirkete kullandırılan ticari kredilerin geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine davacı banka tarafından ihtarname keşide edilerek hesabın kat edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek; davacı bankanın dava tarihi itibariyle davalılardan … no’lu ticari krediden kaynaklanan 118.891,83-TL asıl alacak, 3.220,28-TL. işlemiş faiz, 161,01-TL. işlemiş faizin gider vergisi, …no’lu çek hesabından kaynaklanan 4.452,75-TL asıl alacak, 46,15-TL. işlemiş faiz, 2,31-TL. işlemiş faizin gider vergisi olmak üzere toplam 126.774,33-TL tutarında alacaklı olduğu, yukarıda izah edildiği üzere alacağın niteliği ve talebin ileri sürülüş biçimine göre davacının gayrinakdi alacağa yönelik istemin ise reddinin gerektiği, kefalet sözleşmesinin yasal unsurları taşıması nedeniyle geçerli olduğu, Genel Kredi Sözleşmesi’ni 500.000,00-TL. kefalet limitiyle müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalı gerçek …’in nakdi kredi borcunun tamamından kefalet limiti ile sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmakla toplam 126.774,33-TL alacağa asıl alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren yıllık %40 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi yürütülmek suretiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin ise reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
a) … no’lu ticari krediden kaynaklanan 118.891,83-TL. asıl alacak, 3.220,28-TL. işlemiş faiz, 161,01-TL. işlemiş faizin gider vergisi (BSMV);
b) 209 7873526 no’lu çek kredisinden kaynaklanan 4.452,75-TL. asıl alacak, 46,15-TL. işlemiş faiz, 2,31-TL. işlemiş faizin gider vergisi (BSMV) olmak üzere 126.774,33-TL.’nin asıl alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren yıllık %40,00 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi yürütülmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı bankaya verilmesine,
c) Davacı bankanın gayrinakdi alacağa yönelik isteminin ise reddine,
2-Nakdi alacak davası yönünden alınması gerekli 8.659,95-TL karar ve ilam harcından 2.301,78-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 6.358,17-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.301,78-TL peşin harcın davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.406,65-TL. (59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 138,85-TL posta gideri) yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.323,05-TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 15.993,56-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin 1.241,56-TL’sinin davalılardan, 78,44-TL’sinin ise davacıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
7-Gayrinakdi alacak davası yönünden alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır