Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/290 E. 2021/656 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/290 Esas
KARAR NO:2021/656

DAVA:Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ:19/04/2021
KARAR TARİHİ:15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı (alacaklı) şirket (… … A.Ş.) tarafından dava dışı borçlu … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan takipte müvekkili şirkete İİK.’nun 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri gereğince haciz ihbarnameleri gönderildiğini, 1. (birinci) ve 2. (ikinci) haciz ihbarnamelerinin müvekkili şirkete usulsüz bir şekilde tebliğ edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin gerek 1. (birinci) gerekse 2. (ikinci) haciz ihbarnamelerden haberinin ve bilgisinin olmadığını, 3. (üçüncü) haciz ihbarnamesinin ise müvekkili şirkete 06/04/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, bunun üzerine süresi içerisinde huzurdaki davanın açıldığını, icra takip dosyası borçluları … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile …’in müvekkili şirket nezdinde hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, zira müvekkili şirket ile dava dışı … arasında hiçbir ticari ve/veya hukuki ilişkinin mevcut olmadığını, müvekkili şirketin dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti’ ne de hiçbir borcunun olmadığını belirterek; öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise takdir olunacak uygun miktarda teminat karşılığında icra takibinin müvekkili şirket yönünden tedbinen durdurulmasına, yapılacak yargılama sonucunda davalarının kabulü ile müvekkili şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası borçlularına borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı şirkete 04/05/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı şirket tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 3. (üçüncü) kişi tarafından İİK.’nun 89/3. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası, cari hesap ekstreleri, ticari defter ve kayıtlar, banka kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyanının incelenmesinde; Örnek 21/a nolu Üçüncü Haciz İhbarnamesi’nin davacı şirkete 06/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı şirket vekili tarafından 19/04/2021 tarihinde huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket vekili Av. …, 15/09/2021 tarihli duruşmadaki beyanında; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasında İİK.’nun 89/1 ve 89/2 maddelerine göre gönderilen haciz ihbarnamelerinin müvekkili şirkete usulsüz olarak tebliğ edildiğini, akabinde 3. haciz ihbarnamesinin müvekkili şirkete 06/04/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, huzurdaki davanın müvekkili şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında İİK.’nun 89/3 maddesi gereğince dosya borçlularına herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılmış menfi tespit davası olduğunu belirtmiştir.
2004 sayılı İİK.’nun “Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında:” başlıklı 89. maddesinin 3. fıkrasının 3. cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Anılan hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte, İİK.’nun 235/1. maddesindeki gibi “kayıt kabul” ve 154/3. maddesindeki gibi “iflas” davaları için Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığından, maddede belirtilen mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca 01/10/2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, 6100 sayılı HMK.’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
Bir davanın ticari dava olarak kabul edilerek Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülebilmesi için, uyuşmazlık konusu işin ya her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması gerekir.
İİK.’nun 89. maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarının ticari dava olduğuna ya da Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarihli, 2015/7065 Esas ve 2015/17162 Karar, 26/02/2016 tarihli, 2015/15365 Esas ve 2016/3253 Karar ve yine 12/04/2016 tarihli, 2016/3568 Esas ve 2016/6425 Karar sayılı ilamlarında da açıkça belirtildiği üzere; İİK’nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk mahkemeleridir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun (HMK) 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK.’nun 114/c maddesine göre ise mahkemenin görevli olması dava şartıdır. Yine HMK.’nun 115. maddesine göre; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Dolayısıyla görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile mahkeme re’sen ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olaya gelindiğinde; taraflar arasındaki davanın, 3. (üçüncü) kişi konumunda bulunan davacı şirket tarafından İİK.’nun 89/3 maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan davacı şirketin sorumlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki ve duruşmadaki beyanlarından; dosya tarafları arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davanın mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde de olmadığı, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklandığı, bu nedenle uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin “Asliye Hukuk Mahkemesi” olduğu, dolayısıyla mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla; HMK.’nun 114. maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan ve aynı yasanın 115. maddesi gereğince dava şartlarının varlığı taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiğinden, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 (iki) haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır