Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/265 E. 2022/451 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/265 Esas
KARAR NO :2022/451

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/04/2021
KARAR TARİHİ:27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/10/2020 tarihinde müvekkili şirket ile anlaşmaya varan davalı şirkete dava ve takip konusu faturada belirtilen malların teslim edildiğini, yapılan bu teslimle birlikte davalı şirkete 06/10/2020 tarihinde faturanın da gönderildiğini, davalı tarafça gerek fatura içeriğine gerekse teslim aldıkları mallara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı şirketin yapılan görüşmelerde müvekkili şirkete olan borcunu kabul ettiğini, ancak ödeme güçlerinin olmadığını ileri sürdüklerini, vadesi gelen fatura borcunun ödenmemesi üzerine taraflarınca davalı şirket aleyhine 13/12/2021 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin hiçbir haklı ve hukuki gerekçe ileri sürmeden icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa davaya konu icra takibine ilişkin olarak herhangi bir borcunun bulunmadığını, dava konusu faturaya karşılık olan emtianın davacı tarafından teslim edilip edilmediğinin ispat edilmemiş olduğunu, bu nedenle davacının başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, ayrıca dava konusu alacağın likit de olmadığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; haksız davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin davacıdan aldığı malların bedelini davacı şirkete ödemediği iddiasıyla ve faturaya dayalı olarak, davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, 06/10/2020 tarihli fatura, arabuluculuk tutanakları, ticari defterler, bilirkişi incelemesi, keşif ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; icra takip dosyası, ticari defter ve kayıtlar, cari hesap, sözleşmeler, bilirkişi incelemesi, yemin, keşif ve tanık deliline dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından 02/12/2020 tarihinde davalı şirket aleyhine 06/10/2020 tarihli faturaya dayalı olarak ve 9.617,00-TL. alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek-7 no’lu ödeme emrinin davalı/borçlu şirkete 28/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket vekili tarafından 30/12/2020 tarihli dilekçe ile takibe, borca, ödeme emrine, fer’ilerine ve faiz oranına itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket vekili tarafından 12/04/2021 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde harca esas değer olarak 9.617,00-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı (alacaklı) tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça deliller toplanmış, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak, davacı ve davalı şirketlere ait BA-BS formları dosyaya kazandırılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce 10/01/2022 tarihli ara karar ile; iddia, savunma, toplanan deliller, icra takip dosyası ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosya SMMM bilirkişiye tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişi …tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 24/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; her iki tarafça ibraz edilen 2020 yılına ait ticari defterlerin, açılış – kapanış onaylarının TTK.’nun ve VUK.’nun ilgili maddeleri uyarınca, yasal süresi içinde ve usule uygun şekilde yaptırıldığının görüldüğü, huzurdaki davanın 9.617,00-TL. meblağlı fatura alacağına dayandığı, davacı şirketin incelenen defter ve kayıtlarında davalı adına düzenlenen 10/10/2020 tarihli, 9.617,00-TL. tutarındaki faturanın 254 no’lu yevmiye maddesiyle 120.00.0013 …Sağ. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin alıcılar hesabına borç kaydedildiğinin tespit edildiği, davacının defter ve kayıtlarında davalı adına dava konu alacağın dışında başkaca işlem ve hareket olmadığının görüldüğü, davacının ticari defter ve kayıtlarında hesapların kesinleştiği 31/12/2020 tarihi itibariyle 120.00.0013 …Sağ. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin alıcılar hesabının 9.617,00-TL. borç bakiyesi verdiğinin tespit edildiği, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında davalı adına düzenlenen 10/10/2020 tarihli, 9.617,00-TL. tutarındaki faturanın 1023 no’lu yevmiye maddesiyle 320.02.135 … Hastanesi Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.’nin satıcılar hesabına alacak kaydedildiğinin tespit edildiği, davalının ticari defter ve kayıtlarında davacı adına davaya konu alacağın dışında başkaca işlem ve hareket olmadığının görüldüğü, davalının ticari defter ve kayıtlarında hesapların kesinleştiği 31/12/2020 tarihi itibariyle 320.02.135 … Hastanesi Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.’nin satıcılar hesabının 9.617,00-TL. alacak bakiyesi verdiğinin tespit edildiği, … Vergi Dairesi’nin … vergi kimlik numaralı mükellefi … Hastanesi Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin 2020/10. dönemine ait BA formunun 1. satırında takip ve dava konusu faturayı 8.150,00-TL. (KDV hariç) olarak beyan ettiğinin görüldüğü, davalının beyan etmiş olduğu tutarın davacının düzenlemiş olduğu takip ve dava konusu faturanın KDV’siz matrahı ile örtüştüğü, sonuç olarak; davacı ve davalı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde, usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davacının düzenlemiş olduğu e-arşiv faturasının içeriğinden irsaliye bilgisinin olmadığı, irsaliye yerine geçer ibaresinin de olmadığı, davacının düzenlemiş olduğu dava konusu 9.617,00-TL. bedelli e-arşiv faturasının her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında beyan edilmiş olduğu, tarafların BA ve BS formalarında da tespit edildiği, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturayı muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2020 yılı defter ve kayıtlarına işlediği, yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm kayıtlardan sonra oluşan 31/12/2020 tarihi itibariyle davalıdan 9.617,00-TL. tutarında alacaklı gözüktüğü, bu alacağın 2021 yılına devrettiği, başkaca ödemenin olmadığı, davalı şirketin davacı firmanın düzenlediği ilgili faturayı muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2020 yılı defter ve kayıtlarına işlediği, yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm kayıtlardan sonra oluşan 31/12/2020 tarihi itibariyle kayıtlarında davacıya 9.617,00-TL. borçlu gözüktüğü, bu borcun 2021 yılına devrettiği, başkaca ödemenin olmadığı, tarafların defter ve kayıtlarında takip ve dava konusu alacağın tespit edildiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 25/03/2022 tarihli dilekçe ile rapora karşı itirazda bulunulmuştur. Davacı vekili tarafından ise 06/04/2022 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur.
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere, vergi dairelerinden gelen BA-BS formlarına, tarafların ticari defter ve kayıtların, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak hükme esas alınmıştır.
TTK.’nda faturanın tanımı yapılmamıştır. Faturanın tanımı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK.’un) 229. Maddesinde ise şu şekilde yapılmıştır. Fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Bir başka tanıma göre ise fatura; ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası, bir ticari belgedir.
6102 sayılı TTK.’nun 21/1 maddesine göre; “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” TTK.’nun 21/2 maddesine göre ise; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.”
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/06/2003 tarihli, 2001/1 Esas ve 2003/1 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır.
TTK.’nun 21/2. maddesi uyarınca tacir olmanın hüküm ve sonuçları gereği, bir faturayı tebliğ alan tacir, bu tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içerisinde fatura içeriği konusunda bir itirazda bulunmamış ise artık fatura içeriğini kabul etmiş sayılacaktır. TTK. 21/2 maddesi ile fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak faturayı düzenleyenin lehine, adına fatura düzenlenenin ise aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. TTK.’nun 21/2. maddesi ile faturanın özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin ise aleyhine bir karine getirildiği söylenebilir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması tamamen birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK.’nun 21/2. maddesine göre, faturaya itiraz edilmemesi durumunda fatura içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispat edilmesi gerekir. Ancak, fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili TTK.’nun 21/2 maddesine değil, ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili 6100 sayılı HMK.’nun 222. maddesine bakmak gerekir. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturaya konu malı veya hizmeti aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle malı veya hizmeti almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Yasanın verdiği bu imkân sebebiyle, karşı tarafça süresinde itiraz olunmayan faturayı tanzim eden tacirin, bunun dışında faturaya konu işin yapıldığını ve teslim edildiğini veya işin görüldüğünü ayrıca ispat etmesi gerekmez.
Ayrıca Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; BA ve BS formları, ticari defter kavramı içerisine girmektedir. Mahkememizce yargılama sırasında … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celbedilen davalı firmaya ait BA formları incelenmiş, gelen BA formlarına göre davalının dava ve takip konusu faturayı kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davacı tarafın ticari defterleri ile dayanağı yardımcı defterlerin birbirini teyit ettiği görülmüş, sonuç olarak mahkememizce davalının davacı şirketten fatura konusu malları eksiksiz olarak aldığı kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamının, tarafların ticari defter ve kayıtlarının, davalı şirkete ait BA formlarının ve mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan SMMM bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun hep birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı adına fatura düzenlediği, düzenlenen faturanın her iki tarafın şirketin resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen davalı firmaya ait BA formlarında da takip konusu faturanın davalı tarafça kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan edildiği, böylece taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, taraflarca sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenen, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturaya dayalı olarak davalıdan takip tarihi itibariyle 9.617,00-TL. tutarında alacaklı olduğu, davacı şirketin davalı şirketi takiple birlikte temerrüde düşürdüğü, sonuç olarak davalı şirketin bu miktara (9.617,00-TL.’ye) yönelik olarak yaptığı itirazlarının haklı ve yerinde olmadığı, bir başka ifade ile tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirket aleyhine 9.617,00-TL. asıl alacak için icra takibi başlatmakta haklı olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacağı da likit ve önceden belirlenebilir olduğundan, ayrıca davalının itirazları da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.923,40-TL. icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kabulü dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında 9.617,00-TL’ye yönelik itirazlarının iptali ile takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir fatura alacağı olduğundan %20 oranında hesaplanan 1.923,40-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 656,94-TL karar ve ilam harcından, 164,24-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamının mahsubu ile kalan 492,70-TL.’nin davalıdan tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 164,24-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamı, 8,50-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 77,75-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.309,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır