Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/264 E. 2021/677 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/264 Esas
KARAR NO:2021/677

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/04/2017
KARAR TARİHİ:22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı tarafın 42.000,00-TL. karşılığında 6 (altı) adet manuel kenar kapama makinesini yaparak müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkili tarafından bedelin tamamının davalıya ödendiğini ancak sözleşme konusu makinelerin davalı tarafça müvekkiline teslim edilmediğini, davalı tarafın 14/11/2013 tarihinde kendilerine ödenen 42.000,00-TL.’lik ödemenin 3.000,00-TL.’sini banka havalesiyle müvekkiline iade ettiğini, böylece sözleşmenin davalı tarafından ifa edilemeyeceği müvekkili davacı tarafından anlaşıldığından, davalıya ödenen 24.000,00-TL.’nin iadesine yönelik olarak davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek ve dilekçesinde ileri sürdüğü diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar dava … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış olsa da davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, HMK.’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin açıklandığını, buna göre genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, davanın açıldığı tarih itibariyle müvekkili …’ın yerleşim yerinin … olduğunu, bu nedenle davaya bakmaya yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafça var olduğu iddia edilen alacağın taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklandığını, HMK.’nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğunu, dava konusu makinelerin yapıldığı müvekkili davalıya ait atölyenin … ilinde bulunduğunu, sözleşme konusu makinelerin teslim yerinin de … olduğunu, sonuç olarak davaya bakmaya yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikte işin esasına girilmeksizin yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, öte yandan huzurdaki davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olduğunu, esasa ilişkin olarak ise davacı tarafından yapılan ödemelerde aksaklık yaşandığını, davacının makinelerin belirlenen sürede bitmediğini ve başka yerde yaptıracağını ifade ederek sözleşmeyi sonlandırdığını, sözleşmenin sonlandırılmasının ardından müvekkili tarafından davacı tarafa iade edilen miktarın toplam 23.000,00-TL. olduğunu, bakiye 19.000,00-TL.’nin ise iade edilmediğini, zira bu paranın %70’i tamamlanan sözleşme konusu makinelerin malzeme ve işçilik ücretleri olarak harcandığını belirterek; öncelikle mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesine konu makinelerin yüklenici davalı tarafından davacıya teslim edilmediği iddiasıyla, davalı tarafça sözleşme gereği davalıya ödenen miktarın iade edilmeyen kısmının tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vâki itirazın İİK.’nun 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, banka kayıtları, taraflar arasındaki elektronik posta yazışmaları, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, yemin ve sair her türlü delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; tanık beyanı, banka kayıtları, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları, fatura, makbuz ve irsaliyeler, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen 29/03/2018 tarihli, 2017/349 E. ve 2018/274 K. sayılı kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir. İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi 15/03/2021 tarihli, 2018/1608 E. ve 2021/535 K. sayılı ilamında aynen;
“…İtirazın iptali davalarında icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması sadece icra dairesinin yetkisinin kesinleşmesini sağlayacak, davalı tarafın mahkemenin yetkisine itiraz hakkını ortadan kaldırmayacaktır. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 10/06/2014 tarih, 2013/6765 E., 2014/4007 K. sayılı ve 17/02/2009 tarih, 2008/905 E., 2009/839 K. sayılı emsal kararları).
Somut olaya döndüğümüzde, davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği, ancak yasal sürede sunulan cevap dilekçesi ile gerek HMK 6. m. gerekse HMK 10. m. uyarınca … Mahkemelerinin yetkili olduğu ileri sürülerek yetki itirazında bulunulduğu görülmüş olup, bu durumda mahkemece davalının mahkemenin yetkisine itirazının ilgili yetki kuralları gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.” denilmek suretiyle mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Akabinde dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek tensibi yapılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 116. maddesinde ilk itirazlar düzenlenmiştir. İlk itirazlar süreye tabi olup, davaya cevap süresi olan 2 (iki) hafta içerisinde ileri sürülmeleri gerekir. HMK.’nun 116/1-a maddesine göre mahkemenin yetkisinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. HMK.’nun 117/1. maddesine göre ise ilk itirazların yasal cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yasal süresi içerisinde ileri sürülen yetki itirazı mahkemece kabul edilirse yetkisizlik kararı verilir.
Somut dosyada dava dilekçesi ve ekleri ile tensip tutanağı davalı …’a 17/04/2017 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalı vekili aracılığıyla ve yasal süresi içerisinde dosyaya sunduğu 27/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde ilk itirazlardan olan yetki itirazında bulunmuştur. Bu nedenle mahkememizce davalı tarafın yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.
Huzurdaki dava itirazın iptali davası olup, menfi tespit ve istirdat davaları yönünden geçerli olan icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olduğuna dair kural itirazın iptali davaları yönünden geçerli değildir. Davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması, takibin yapıldığı yer mahkemesini itirazın iptali davası bakımından yetkili hale getirmez. Dolayısıyla davalı borçlu icra takip dosyasında yetki itirazında bulunmasa dahi itirazın iptali davasına cevap süresi içerisinde ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunabilir.
Dosya kapsamına göre taraflar arasında 6 (altı) adet manuel kenar kapama makinesinin yapımı ve teslimi konusunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava, 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi, HMK.’nun 10. maddesi uyarınca akdin ifa edileceği yer mahkemesinde ve ayrıca taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi var ise HMK.’nun 17. maddesi uyarınca sözleşmeyle yetkili kılınan yer mahkemesinde de açılabilir. Burada taraflar arasındaki sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesinin uygulama imkânı yoktur. Zira 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi hükümlerinin sadece karz akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Aksi halde, bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilâflarda yetkili mahkemenin bu maddeye göre tayini gerekir. Bu durum ise para borçlarıyla ilgili tüm ihtilâfların davacının yerleşim yerinde takip ve davaya konu olması sonucunu doğurur ki bu da doğru ve hukuki bir yaklaşım değildir. Somut olayda taraflar arasında sözleşmeyle kararlaştırılmış yetkili bir yer mahkemesi bulunmamaktadır.
Dosya kapsamından davalı …’ın yerleşim yeri adresinin …’da olduğu, sözleşme konusu makinelerin imal edileceği yani akdin ifa edileceği yerin de … olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sonuç olarak somut olayda; İstanbul Mahkemeleri değil davalının yerleşim yeri olan, aynı zamanda akdin ifa yeri de olan … Mahkemeleri yetkilidir.
Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa (ki somut olayda her ikisi de …’dır); davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalıya geçer.
Somut olayda; davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dosyanın yetkisizlik kararı verilerek … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini açıkça talep etmiştir. Mevcut bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin süresinde yapmış olduğu yetki itirazının yerinde bulunduğu ve yetkili mahkemeyi seçme hakkını usulünce kullandığı gözetilerek dava dilekçesinin yetkisizlik sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada, davalının yetki itirazının kabulü ile Mahkememizin yetkisizliğine,
2-Davaya bakmaya … Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır