Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/263 E. 2021/554 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/263 Esas
KARAR NO : 2021/554

DAVA : İtirazın İptali (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2017
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının alt yükleniciliğini üstlendiği … Belediyesi’nin 02/05/2014 tarihli ihalesi kapsamında … İlçesi … Okul ve İdari Cephe, İç Dekorasyon İklimlendirme ve Çevre Düzenleme Yapım İşi’nin, taraflar arasındaki 22/05/2014 tarihli Taşeron Sözleşmesi ile müvekkiline taşere edildiğini, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan edimlerini süresinde ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkili hakediş alacağına yönelik faturalara ilişkin davalı tarafça bir kısım ödemeler yapıldığını, 01/04/2015 tarihli 672.600 TL bedelli faturanın kısmen ödendiğini, bahse konu faturaların davalı şirket çalışanı …’ya teslim edildiğini ve davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edilmediğini, yapılan tüm uyarılara rağmen müvekkili şirketin bakiye 382.416,87 TL alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine … 25. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca yapılan icra takibi ve dava tarihinde müvekkilinin … Belediyesi nezdinde kesin kabulünün yapılmadığını, bu nedenle davacının alacağının muaccel hale gelmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davacı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 24/01/2019 tarih, 2017/284 Esas, 2019/20 K sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmiş; verilen karar davalı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 09/03/2021 tarih, 2021/235 E – 462 K sayılı kararıyla; “Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir.
Taraflar arasında 22/05/2014 tarihli taşeron sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davacı taşeron sıfatıyla davalının yapımını yüklendiği … İlçesi, … Okul ve İdari Binasının cephe, iç dekorasyon, iklimlendirme ve çevre düzenlemesi yapım işine ait ait tüm mekanik tesisat işlerinin malzemeli olarak yapımını üstlenmiştir.
Davacı taşeron tarafından, davalı yüklenici hakkında … 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 10/04/2015 tarih, … sıra numaralı 672.600,00 TL bedelli faturaya konu 382.416,87 TL bakiye borç için ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece aldırılan ve mali müşavir … ile… tarafından düzenlenen 20/04/2018 tarihli bilirkişi kurulu kök raporu ile 08/08/2018 tarihli kurul ek raporunda; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, her iki taraf ticari defterlerinde dava ve takip konusu faturanın kayıtlı olduğu, dava konusu fatura üzerinde teslim alan sıfatı ile davalı şirket çalışanı …’nun imzasının bulunduğu, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 2.488.294,16 TL alacaklı, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya 626.166,87 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, bu bağlamda dava ve takip konusu faturaya istinaden davacının 382.416,87 TL alacak talebinin yerinde olduğu belirtilmiş, mahkemece bu raporlar dayanak alınmak suretiyle hüküm tesis edilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında sözleşmeye, içeriğine, bedele ve sözleşme konusu işin davacı tarafça yapılıp teslim edildiğine yönelik bir ihtilaf bulunmamaktadır.
İhtilaf, davalı yanca dosyaya delil olarak sunulan 31/12/2015 tarihli, 3 adet karşılıklı mutabakat dekontları ile sözleşme hükümleri kapsamında, davalı tarafça davacı adına ödendiği belirtilen damga vergisi, SSK ödemeleri, ortak gider ödemeleri ve gelir stopajı ödemelerinin hangi tarafın sorumluluğunda olduğunun belirlenmesi ile sözleşmenin 11. maddesinde düzenlenen hak ediş iadesinin ve sözleşmenin 2. maddesinin 2. paragrafında yer alan gecikme cezası şartlarının oluşup oluşmadığı ve 31/12/2015 tarihli, 3 adet karşılıklı mutabakat dekontlarının yorumlanması noktalarında toplanmaktadır.
31/12/2015 tarihli 3 adet karşılıklı mutabakat dekontlarından bir tanesi 45.984,07 TL’lik damga vergisi ödemesine ilişkin olup, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre bu ödeme davalı tarafın defterinde kayıtlı olmasına rağmen, davacı şirketin ticari defterlerinde yer almamaktadır. 31/12/2015 tarihli 3 adet karşılıklı mutabakat dekontlarından diğeri, 137.814,36 TL’lik SSK ödemesine ilişkin olup, bilirkişi raporuna göre davalı şirket defterinde kayıtlı olan bu ödeme, davacı defterinde 135.687,07 TL olarak kayıtlıdır. 31/12/2015 tarihli 3 adet karşılıklı mutabakat dekontlarından sonuncusu 32.489,40 TL’lik ortak gider ödemelerine ilişkin olup, bilirkişi raporuna göre bu ödeme davalı tarafın defterinde kayıtlı, ancak davacı şirketin ticari defterlerinde yer almamaktadır. Mahkemece hükme esas alınan ve mali müşavir bilirkişiler tarafından hazırlanan kurul kök ve ek raporlarında, bilirkişilerce uzmanlık alanları doğrultusunda, yalnız ticari defter ve belgeler üzerinde incelemeler yapılmış, mahkemece de sözleşme maddeleri ve mutabakat dekontları yorumlanmadan taraf defter ve kayıtları üzerinden düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.
O halde, mahkemece sözleşme gereğince tamamlanan işin geçici kabul ve kesin hakedişin yapıldığı, davacı taşeron tarafından kesin hakedişten sonra 22/02/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığından, talep edilen alacağın muaccel olduğu gözetilerek, ihtilaf konusu olmayan sözleşme maddeleriyle bir arada 31/12/2015 tarihli, 3 adet karşılıklı mutabakat dekontlarının değerlendirilmesi ve yorumlanması suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, sözleşme maddeleri ve mutabakat dekontları üzerinde durulup yorum ve değerlendirme yapılmaksızın, yalnızca defter incelemesine dayalı olarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsiz olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile …” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olarak kaldırılmış ve yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılan davanın yargılamasına devam olunmuştur.
Davacı taraf takipteki talebini 672.600 TL’lik faturaya dayandırmış olup, davalı tarafça yapılan 290.183,13 TL’lik ödeme düşültükten sonra bakiye miktar olan 382.416,87 TL üzerinden davalı borçlu hakkında takibe girişmiştir.
BAM kararında vurgulandığı üzere, taraflar arasındaki sözleşmeye, içeriğine, bedele ve sözleşmenin konusu işin davacı tarafça yapılıp teslim edildiğine yönelik bir çekişme bulunmamaktadır. Çekişme, 31/12/2015 tarihli 3 adet mutabakat dekontlarındaki davalı tarafça yapılan ödemelerin sözleşme hükümlerine göre hangi tarafın yükümlülüğünde olduğu ve yine sözleşmenin 2.maddesinde yer alan gecikme cezası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarındadır.
Taraflar arasında yapılmış 22/05/2014 tarihli Taşeron Sözleşmesi’nin 5.maddesinde, hizmet akdinden doğan bütün borçlardan ve vergi mükellefiyetinden davacı taşeron şirketin sorumlu olacağı kararlaştırılmıştır. Bu durumda 31/12/2015 tarihli mutabakat dekontlarında davalı tarafça ödendiği yazılı damga vergisi ödemesine ilişkin 45.984,07 TL’nin ve SSK ödemesine ilişkin 137.814,36 TL’nin takip ve dava konusu alacak miktarından düşümünün gerektiği ancak, yine aynı tarihli mutabakat dekontuyla yapılmış 32.489,40 TL bedelli ortak gider ödemelerine ilişkin sözleşmede hüküm bulunmadığından, davalı tarafça yapılan bu ödemeden davacı taşeronun sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmaktadır. Ödemeye ilişkin def’i yargılanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi iddia ve savunmanın genişletilmesi kapsamında değerlendirilemez. Dolayısı ile davalı tarafın bu yöndeki savunmasına değer verilmek suretiyle, sözleşme hükümleri gereği davacının yükümlülüğünde olan ancak, davalı tarafça yapılan ve belgelendirilen 2 adet mutabakat dekontundaki (davacının da kabulünde olan) ödemeler, takipte talep edilen alacaktan düşülmüştür.
Sözleşmenin cezai şarta ilişkin 2/2.maddesinde “…işin zamanında teslim edilmemesi halinde günlük 2.000 TL tutarında gecikme cezası taşeronun hakedişinden kesilecektir. …” hükmü kararlaştırılmış olup; sözleşmedeki bu düzenlemeye göre taraflar arasında kararlaştırılan cezai şartın, ifaya ekli ceza olduğu anlaşılmaktadır. İfaya ekli cezanın istenebilmesi için ifa kabul edilirken ifaya ekli hakların saklı tutulması gerekir.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşme gereğince yüklenilen iş davacı tarafça davalıya teslim edildiğinden ve davalı tarafça da ifa kabul edilirken ifaya ekli hakların saklı tutulduğuna ilişkin (bu konudaki kanıt yükü kendisinde olan davalı tarafça) herhangi bir kanıt sunulmadığından, talep edilen alacaktan gecikme cezası mahsubu yönündeki davalı savunmasına değer verilmemiştir.
Sonuç olarak, davacı tarafça talep edilen takip ve dava konusu 382.416,87 TL alacak miktarından, 45.984,07 TL bedelli damga vergisi ödemesinin ve 137.814,36 TL bedelli SSK ödemesinin düşümü sonucu tespit edilen 198.618,44 TL alacak miktarına yönelik davalının vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği, bakiye istemin ise yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı anlaşılmış; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen alacak üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen Kabulü ile,
1-Davalı borçlunun … 25.İcra Müd.nün … Esas Sayılı dosyasındaki 198.618,44 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, takibin bu miktar yönünden talepnamedeki koşullar ile devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 39.723,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin davacı tarafın talebinin reddine,
4-Reddedilen miktar yönünden koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
5-Alınması gerekli 13.567,62-TL karar ve ilam harcından 6.530,73-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 7.036,89-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve icraya yatan harç 6.530,73 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 22.353,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 21.315,89 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 1.500 TL bilirkişi ücreti ve 273,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.809,50 TL’nin kabul ve red oranına göre 939,81 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davalılar tarafından yapılan 23,63 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 11,35 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2021

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.