Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/24 E. 2023/773 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/24 Esas
KARAR NO:2023/773

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:14/01/2021
KARAR TARİHİ:24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … Bankası A.Ş. tarafından, davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2018/… Esas Sayılı dosyası ile ödenmeyen ticari kredi borcu nedeniyle takip başlatıldığını, akabinde ilgili banka tarafından alacak temlik alınmış olup, temlik belgeleri dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, davalılar … Bankası A.Ş.’den kullanılmış olan kredi bedelini bugüne kadar ödemediği gibi, yasal süresi içinde borcun tamamına ve faize haksız ve mesnetsiz olarak itiraz etmiş, itiraz üzerine icra takibi durduğunu, ayrıca işbu davayı açmadan evvel hukuki uyuşmazlıklarda dava şartı olan arabulucuya başvuru yapılmış olup, anlaşma sağlanamadığını, davalıların icra takibimize yaptığı itiraz haksız, soyut ve mesnetsiz olup, tamamen ödemeyi geciktirmeye yönelik olduğunu, bu nedenle borçluların itirazının iptali, takibin devamı ve haksız itirazlar sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına çarptırılması için mahkemenize müracaat etme zarureti gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine % 20’den az olmamak kaydı ile icra-inkar tazminatına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkiller aleyhinde ….İcra Müdürlüğü’nün 2013/… (yeni no.2018/…) Esas nolu dosyasıyla başlatılan icra takibine müvekkiller adına 02.05.2013 yılında itiraz edilmiş ve takip durdurulduğunu, aynı dosyada başka bir borçlu da bulunduğu için alacaklı banka dosyada işlemler yapmış hatta diğer borçluyla beraber müvekkiller hakkında da yanlışlıkla işlem yapılarak gayrimenkuller üzerine haciz konulmuş ve 89/1 haciz ihtarnameleri gönderilmiş, sonrada itirazları üzerine konulan hacizler icra müdürlüğünce kaldırıldığını, borca ve takibe itiraz dilekçeleri sunulduktan sonra gerek alacaklı bankaca gerekse temlik alan davacı tarafça da sözkonusu icra dosyasında o günden bugüne pek çok kez işlem yapıldığını, davacı taraf itirazdan haberdar olduğu halde yasal süresi içerisinde itirazın iptali davası açmadığını, İcra İflas Kanunu 67.maddesi itiraz üzerine genel hükümler çerçevesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptali davasının bir yıllık süre içerisinde açılması gerektiğinin düzenlendiğini, bu nedenle zamanaşımı ititrazında bulunarak, süresi içerisinde açılmayan itirazın iptali davasının süre yönünden reddini talep ettiklerini, yine sözkonusu alacak, genel zamanaşımı süresi içerisinde de talep edilmemiş ve zamanaşımına uğradığını, dolayısıyla alacağın zamanaşımı nedeniyle de davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, temlik alan davacı yan da aynen temlik eden gibi açtığı davada alacağın dayanağı olarak borcun nereden, hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, bunun hangi tarihte kullanılan kredi olduğu, sözleşmenin borçlusunun ne ödediği müvekkillerin kefil olarak kefaletlerinin bulunduğu sözleşmelerin hangi tarihte başlayıp hangi tarihte sona erdiği vs hususlarda herhangi bir belge kayıt, döküman sunmadığını, davacı yan diğer borçlu … Ltd.Şti.nin imzalamış olduğu ve müvekkillerin kefaleti bulunan sözleşmeden kaynaklı olarak ilk temel sözleşmeden sonra kredi kullandırıp kullandırtmadığı, bu borcun ilk kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan krediden mi kaynaklandığı yoksa sözkonusu kredi sözleşmesi kapsamında ilk kullanılan kredi borcu ödendikten sonra aynı sözleşmeye istinaden kefil olan müvekkillerin rızası alınmadan kullandırdığı bir kredi mi olduğu hususu belli olmadığını, bu yöndeki kayıtları sunma yükümlülüğü davacı yanda olup iş bu kayıtlar sunulduğu ve taraflarına gönderildiğinde cevap ve itiraz haklarını saklı tuttuklarını, açıklanan tüm bu nedenlerle İ.İ.K. 67.maddesi uyarınca bir yıllık süre içerisinde itirazın iptali davasının açılmamış olması nedeniyle davanın süre yönünden reddine, alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın reddine, davacı yanın alacağını ispat edememiş olması nedeniyle davanın reddine, davacı yanın %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalılar tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… (eski 2013/… ) esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Eldeki davada, dava dışı temlik eden … Bankası A.Ş tarafından davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı takip dosyası ile “Kredi Sözleşmesi, ihtarname, hesap özeti ” borcun dayanağı gösterilerek 11.045,00 TL asıl alacak, 1.826,62 TL işlemiş faiz ve 91,24 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 12.962,86 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 24/04/2013 tarihinde davalı borçlulara tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından 01/05/2013 tarihli dilekçi ile süresinde itiraz edildiği, takibin durduğu itirazın alacaklı yana tebliğ edilmediği, icra dosyası yenilenmekle 2018/… esas numarasını aldığı, takip konusu alacağın alacaklı tarafından … A.ş ‘ye temlik edildiği, temlik eden tarafından 14/01/2021 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacılar vekili tarafından her ne kadar eldeki davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı savunulmuş ise de; İİK’nun 67. Maddesinde açıkça borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık sürenin işlemeye başlayacağının düzenlendiği, takibe yapılan itirazın alacaklıya tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde tebligat parçası bulunmadığı ve itirazdan sonra icra dosyasında işlem yapılmış olmasının tebliğ yerine geçmeyeceği anlaşıldığından davalılar vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. ( Emsal Yargıtay 13. HD’nin 31/10/2019 tarihli 2019/4233 Esas ve 2019/10583 Karar)
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı … ve … ile temlik eden … Bankası arasında yapılan ve dosyamız davalılarının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Genel kredi sözleşmesinden dolayı davalıların borçlu olup olmadığının tespit edilmesinin teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi Fahrettin Ülkü tarafından sunulan 02/10/2023 tarihli rapor ile takip konusu alacağın takip tarihinden önce ödendiği ve davacı yanın alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya elverişli olmakla mahkememizce hükme esas alınmış ve davacı yanın alacağının bulunmaması nedeni ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın reddine karar verilen alacak istemi yönünden kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 12.962,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır