Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/397 Esas
KARAR NO:2021/794
DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/06/2021
KARAR TARİHİ:27/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 04/09/2020 tarihinde Komisyon Sözleşmesi (Çalışma Sözleşmesi) akdedildiğini, anılan sözleşmeye göre müvekkili şirketin davalı şirket tarafından üretimi yapılan medikal maskelerin “… – … – …” adresinde mukim … firmasına pazarlanması işini yürüteceğini, bunun karşılığında müvekkili şirketin sözleşmede belirlenen fiyatın üstünde kalan kısımdan komisyon bedeline hak kazanacağını, sözleşmenin 4.2. maddesine göre … firmasına yapılacak medikal mavi maske ihracatı için … teslimi fiyatından anlaşma yapıldığını, bu fiyat üzerindeki bedelin müvekkili şirkete ait olacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin 4.3. maddesinde … Firması’ndan ihracat bedelleri geldikten sonra müvekkili şirketin hak edişi için davalı … Tekstil’e fatura keseceğini ve ödemeyi … Tekstil’den alacağını, işbu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin aracılık görevini tam olarak ifa ettiğini, … firmasına maske ihracatı yapılmasını sağladığını, davalı … Tekstil tarafından İtalyan … firmasına kesilen 09/09/2020 tarihli, … numaralı 592.164,72-TL. bedelli fatura ile 29/09/2020 tarihli, … numaralı 995.829,36-TL. bedelli faturadan ve bu faturalara istinaden davalı hesabına gelen ödemelerin ihracatın yapıldığını ispatladığını, faturalardan müvekkili şirketin komisyon hakkı kazandığının anlaşıldığını, davalı şirket tarafından …’daki … firmasına yapılan maske ihracatı neticesinde 21/09/2020 ile 26/10/2020 tarihleri arasında davalı şirketin banka hesabına toplamda 164.596,00 Euro (1.517.236,41-TL.-Ödeme Tarihlerindeki Kur’a göre) … firması tarafından ödeme yapıldığını, sözleşmenin 4.2. maddesi uyarınca yapılan hesaplamaya göre bunun 527.887,64-TL.’sinin müvekkili davacı şirketin hakkı olduğunu ve müvekkiline ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin komisyon alacağı için davalı şirkete 01/02/2021 tarihli ve CN 21021-1 No.lu 527.887,64-TL.’lik proforma faturayı kestiğini, faturanın noter kanalıyla davalı şirkete tebliğ edildiğini, yapılan sözlü görüşmelere rağmen müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı şirkete … 40. Noterliği’nden 26/02/2021 tarihli ve … yevmiyeli ihtarname keşide ederek; ihtarnamenin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde ödeme yapmalarının, aksi takdirde yasal haklarını kullanacakları hususunun ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin temerrüde düştüğünü belirterek ve dilekçesinde açıklanan diğer nedenlerle; öncelikle davalı şirketin taşınır, taşınmaz ve 3. şahıslardaki hak ve alacakları üzerine dava değeri olan şimdilik 100.000,00-TL. tutarındaki alacakları kadar ihtiyati haciz konulmasına, yapılacak yargılama sonucunda ise fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak davalarının kabulüne, müvekkili şirketin hak kazandığı komisyon bedelinden şimdilik 100.000,00-TL.’lik alacağın davalı şirketin temerrüde düştüğü 13/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 361,04-TL. ihtarname masrafının yargılama giderlerine dahil edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili ise cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davacı tarafça müvekkili davalı şirket ile sözleşme yapıldığı belirtilmiş ise de, davacının dayandığı sözleşmede yer alan …’nın müvekkili şirket adına sözleşme yapma ve müvekkili şirketi temsil etme yetkisininin bulunmadığını, yetkisiz kişinin yaptığı sözleşmenin müvekkilini bağlamadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin yerleşim yeri adresinin “… Mah., … Bulvarı, No:97 …” olduğunu, dava konusu yapılan proforma fatura alacağına dayalı borç yönünden yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri değil, 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesinde göre genel yetkili mahkeme olan … (yani davalı müvekkilinin yereşim yeri olan …) Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkiye itiraz ettiklerini, mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili … Mahkemeleri’ne gönderilmesini, esasa yönelik olarak ise davacı tarafın 04/09/2020 tarihli sözleşmeye dayanarak müvekkili şirketten komisyon alacağı talebinde bulunduğunu, dava konusu olduğu iddia edilen alacak kaleminin zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacı tarafça talep miktarı tam olarak belirtilmediğinden müvekkili şirketin temerrüte düşmediğini, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili … Mahkemeleri’ne gönderilmesini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında var olduğu iddia edilen sözleşme ilişkisine dayalı olarak davacı tarafça davalı adına keşide edilen proforma faturadan kaynaklı alacağın şimdilik 100.000,00-TL.’lik kısmının davalıdan tahsiline yönelik olarak açılmış alacak davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; 04/09/2021 tarihli Komisyon Sözleşmesi (Çalışma Sözleşmesi), davalı … Tekstil tarafından … firmasına kesilen 09/09/2020 tarihli, … Numaralı ve 592.164,72-TL. bedelli fatura ile 29/09/2020 tarihli, … numaralı ve 995.829,36-TL. bedelli fatura; davacı şirket tarafından davalı şirket adına kesilen 01/02/2021 tarihli ve CN 21021-1 No.lu proforma fatura, … 40. Noterliği’nden gönderilen 26/02/2021 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname, noter makbuzu, ihtarname tebliğ şerhi, bilirkişi incelemesi, tarafların ticari defter ve kayıtları, davalının İtalyan şirketine kestiği faturalar, aldığı ödemeler, banka kayıtları, hesap hareketleri, tarafların BA – BS formları, tanık beyanı, arabuluculuk dosyası, ihracat belgeleri, gümrük beyannameleri, mail yazışmaları, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; ticari defterler, bilirkişi incelemesi, ticaret sicil kayıtları, tanık beyanı, banka dekontları, faturalar, tanık beyanı, keşif ve diğer her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı şirket vekili yasal süresi içerisinde mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; açıkça davacı tarafın dayandığı “Çalışma Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede imzası bulunan …’nın müvekkili şirket adına sözleşme yapma ve müvekkili şirketi temsil etme yetkisininin bulunmadığını, müvekkili şirketin yerleşim yeri adresinin “… Mah., … Bulvarı, No:97 …” olduğunu, dolayısıyla İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirketin yerleşim yeri adresi itibariyle yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemeleri olduğunu belirterek yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/10/2021 tarihli duruşmadaki beyanında; huzurdaki davadaki taleplerinin 04/09/2020 tarihli “Çalışma Sözleşmesi” başlıklı komisyon sözleşmesi gereğince davalı tarafça müvekkili davacının hak ettiği komisyon bedelinin ödenmediği iddiasıyla ve şimdilik kaydıyla komisyon bedelinin 100.000,00-TL.’lik kısmı için açılmış alacak davası olduğunu ifade etmiştir. Eldeki dava; taraflar arasındaki mevcut olduğu iddia edilen sözleşme ilişkisine dayalı olarak davacı tarafça davalı adına keşide edilen proforma faturadan kaynaklı para alacağının şimdilik bir kısmının tahsiline yöneliktir.
Mahkememizce öncelikle, davalı tarafın yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.
T.C. Anayasası’nın 142. maddesine göre mahkemelerin görev ve yetkileri ancak kanunla düzenlenebilir.
6100 sayılı HMK.’nun 116. maddesinde ise ilk itirazlar düzenlenmiştir. HMK.’nun 116/1-a maddesine göre; “kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı” ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gereken hallerdendir. Yine HMK.’nun 117/1. maddesinde ilk itirazların ancak cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği, aksi halde dinlenemeyeceği hükmü yer almaktadır.
HMK.’nun 6/1 maddesine göre; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK.’nun 17. maddesine göre ise; tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler.
Davalı vekili, davacı tarafın davasını dayandırdığı sözleşmede davalı şirket unvanı altında imzası bulunan …’nın müvekkili şirket adına şözleşme yapma yetkisi bulunmadığını beyan etmiştir.
Dosyada mevcut 16/05/2018 tarihli – … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin ilgili sayfasından da anlaşıldığı üzere; davalı …Ltd. Şti.’nin yetkili müdürü …’tır. Ticaret sicil kaydına göre; davalı şirketin işleri ve işlemleri genel kurul tarafından seçilecek bir veya birkaç müdür tarafından yürütülür. Aksi karar alınıncaya kadar … müdür olarak seçilmiştir. … münferiden temsile yetkilidir. Şirketi müdürler temsil ederler. Ayrıca davalı şirketin yerleşim yeri adresinin “… Mah., … Bulvarı, No:97 … olduğu ilgili gazete sayfasında da açıkça yazılıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu “seçilmiş yönetim ilkesi”’ni benimsemiş ve limited şirketin yönetimi ile temsilinin şirket sözleşmesi ile düzenlenmesini şart koşmuştur. Buna göre, şirket sözleşmesinde yapılacak düzenleme ile şirketin yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa ya da tüm ortaklara veyahut ortak olmayan üçüncü kişilere verilebilir. Ancak, en azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması şarttır. Limited şirket müdürleri, şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukukî işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler.
Somut olayda; davalı şirketi temsil yetkisi şirket ana sözleşmesinde şirket müdürü …’a verilmiş olup, dava konusu sözleşmede imzası bulunan …’nın davalı şirketi temsil ve onun adına sözleşme yapma yetkisi yoktur. Dosyada bunun aksini gösteren bir belge de sunulmamıştır. Eğer bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak temsil olunan tarafından onadığı takdirde temsil olunanı bağlar. Ortada davalı şirket tarafından verilen bir olur veya kabul olmadığına göre dava konusu sözleşmedeki yetki şartı davalı şirketi bağlayıcı değildir.
Sonuç olarak; davalı şirket vekilince süresinde sunulan cevap dilekçesinde yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğu belirtilerek dosyanın yetkisizlik kararı verilerek … Mahkemesi’ne gönderilmesini talep edildiği, dosyada davalı şirket yetkilisince imzalanmış yazılı bir sözleşmeye rastlanılmadığı, davalı tarafın sözleşmesel ilişkiyi açıkça reddetmiş olduğu, bu durumda HMK.’nun 10. maddesinin olayda uygulama olanağının bulunmadığı ve yetki yönünden genel yetki hükümlerinin uygulanması gerektiği, davalı şirketin yerleşim yerinin … ili, … ilçesi sınırlarında olduğu, HMK.’nun 6/1 maddesi gereğince davada genel yetkili mahkemenin …’ın bağlı olduğu dolayısıyla davalı şirket vekilinin süresinde yapmış olduğu yetki itirazının yerinde olduğu, böylece yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk (Ticaret mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi olduğu kanaatine varılarak dava dilekçesinin yetkisizlik sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada, davalının yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle reddine,
2-Davaya bakmaya … Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı kanunla değişik geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/10/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır