Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/207 E. 2021/988 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/207 Esas
KARAR NO :2021/988

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/03/2021
KARAR TARİHİ:08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin faaliyet alanının cam işleme ve satışı üzerine olduğunu, müvekkilinin sattığı camları başka bir şirketlerden aldığını, bazen aldığı camları işleyerek bazen ise işlemeden sattığını, müvekkilinin ticari ilişkide olduğu …’dan yüklü miktarda alışverişler yaparak aldığı malları müşterilerine sattığını, dava dışı … tarafından 30/11/2015 tarihinde … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine (18/06/2015 tarihinde müvekkilinden aldığı camların kusurlu olduğu iddiasıyla) alacak davası açıldığını, her ne kadar dava dışı … tarafından 5+5 lamine camların kusurlu olduğu bildirilmiş ise de davaya konu kusurlu camların 4+4 lamine füme camlar olduğunu, bu hususun ilgili dosyada alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, kusurlu camların müvekkili tarafından davalı …’dan satın alındığını, bu malların satımı sonucu müvekkilinin zarara uğradığını, dava dışı …’na satılan lamine camların müvekkili şirket tarafından üretilmediğini, dava dışı … ürünlerini satan davalı şirketten satın alındığını, … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davaya konu camların da bu şirketten alınmış mallardan bazıları olduğunu, o döneme ait ticari defterlerin incelenmesinde ağırlıklı olarak davalıdan cam alındığının ve davaya konu camların da davalıdan alındığının tespit edilebileceğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, davalarının kabulü ile … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında verdiği kararda müvekkili aleyhine hükmedilen “tazminat tutarı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin” yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası davacısı …’nun 18/06/2015 tarihinde davacı …’ten 5+5 lamine cam aldığını, bu camların bozulmasından kaynaklı olarak uğradığı zararlarının giderilmesini camları satın aldığı davacı firmadan talep ettiğini, davacı …’in aleyhine açılmış olan bu davayı müvekkili şirkete ihbar ederken dilekçe ekinde sunmuş olduğu 4+4 füme lamine cam faturaları ile dava konusu satılan mallar ile ilgisi olmayan satış faturalarını eklemek suretiyle müvekkili şirketi davaya dahil ettiğini, dava konusu camlar ile dosyaya gönderilen faturalar incelendiğinden bunların farklı faturalar olduğunun anlaşıldığını, üstelik bunların dava konusu camlardan farklı ve ucuz camlar olduğunun görüldüğünü, bu durumun 29/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiğini, … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında verilen 2019/365 Karar numaralı hükmün istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, müvekkili şirketin ayıp ihbarına dair zamanaşımı ve hakdüşürücü süre itirazlarının olduğunu, huzurda açılan davanın menfi tespit talepli bir dava olduğunu, davacı tarafın hakkında … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında verilmiş kesinleşmiş kararın değiştirilmesi ya da yorumlanmasına yönelik olarak borçlu olmadığının tespiti yönünde talepte bulunduğunu, mevcut haliyle huzurda açılan davayı ve talebi anlamanın mümkün olmadığını, dosyanın incelenmesinde dava dışı …’na davacı tarafça yapılmış herhangi bir ödemenin de bulunmadığını, mahkeme tarafından böyle bir durumda nasıl bir hüküm kurulacağının da belirsiz olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ilk açılışta … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/07/2019 tarihli … E. ve 2019/365 K. sayılı ilamı gereğince dava dışı …’na anılan mahkemece ödenmesine karar verilen tazminatın davalı şirketten tahsiline yönelik olarak açılmıştır.
Ancak davacı vekili tarafından yargılama sırasında eldeki davanın “menfi tespit” davası olarak açıldığı hususu beyan edilmiştir.
Davacı taraf delil olarak; … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete kesilen faturalar, bilirkişi incelemesi, keşif, banka dekontları, tanık beyanı, ticari defter ve kayıtlar, arabuluculuk tutanağı, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, satışa konu edilen faturalar, tarafların ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık beyanı, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın dava dilekçesindeki talebinin açık ve net olmadığı anlaşılmış ve 14/07/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekiline dava dilekçesindeki talep sonucunu açık bir şekilde bildirmesi (açıklaması) için süre verilmiştir.
Davacı vekili tarafından 26/07/2021 tarihli dilekçe ile talep sonucu açıklanmıştır. Buna göre davacı taraf, dava dilekçesindeki talep sonucunu; “… malların ayıplı olması sebebi ile … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında hükmedilen 2.271,00-TL. tazminatın ve 854,63-TL. yargılama giderinin ve işbu davada hükmedilecek vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…” talep ettiklerini bildirmiştir.
Davacı şirket vekili 08/12/2021 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında ise özetle; “…müvekkili şirket tarafından … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı konumundaki …’na yapılmış bir ödemenin bulunmadığını, ancak ortada başlatılmış bir icra takibi olduğunu, henüz icra dosyasına yapılmış bir ödemenin de bulunmadığını, eldeki davanın … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/07/2019 tarihli, … E. ve 2019/365 K. sayılı kararda hükmedilen 2.271,00-TL. ile bu kararın fer’ileri yönünden müvekkili şirketin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğunu, sonuç olarak davalarının menfi tespit davası olduğunu…” belirtmiştir.
Davalı vekili ise 08/12/2021 tarihli duruşmada; davacı tarafın kesinleşmiş mahkeme kararı ile hükmedilen miktardan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini belirterek huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin gerek dava ve gerekçe 26/07/2021 tarihli talep açıklama dilekçesindeki ifadelerinden her ne kadar eldeki davanın “alacak” istemli bir dava olduğu anlaşılmakta ise de; davacı vekilinin 08/12/2021 tarihli duruşmadaki beyanından talebin ileri sürülüş biçimine göre davanın “menfi tespit” davası olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir. (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, İstanbul 2013, s. 346)
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Menfi tespit davasında davacı sıfatı, davayı açmakta korunmaya değer bir hukuki yararı olan borçluya aittir. Davalı sıfatı ise henüz açılmış bir icra takibi yok ise alacaklı olduğunu iddia eden kişiye, eğer mevcut bir icra takibi var ise takip alacaklısına aittir.
Bir başka ifade ile menfi tespit davasını borçlu olduğu iddia edilen kimse alacaklı olduğunu iddia eden kimseye karşı açar. Özetle menfi tespit davası borçlu tarafından alacaklıya karşı açılabilen bir davadır. Takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)
Somut olayda; davacı şirketin borçlu olmadığını iddia ettiği … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/07/2019 tarihli, … E. ve 2019/365 K. sayılı ilamını icra takibine koyan ve/veya koyması muhtemel kişi davalı şirket değil, dava dışı …’dur. Yani davalı şirket, anılan mahkeme ilamında ve icra takibinde davalıdan alacaklı konumunda değildir. Dolayısıyla davacı şirketin davacı şirkete menfi tespit davası açması hatalı olmuştur.
Öte yandan her ne kadar davacı vekili 26/07/2021 tarihli dilekçesinde; … 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde verilen karar ile müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı haksız ödemenin davalıya yöneltilmesi gerektiğini ifade etmiş ise de bizzat davacı vekilinin 08/12/2021 tarihli duruşmadaki beyanından anlaşıldığı üzere; davanın açıldığı tarih itibariyle davacı tarafça dava dışı …’na yapılmış bir ödeme de yoktur. Dolayısıyla davacı tarafın dava tarihi itibariyle yaptığı bir ödeme de bulunmadığından davalıdan rücuen talep edebileceği bir miktar da ortada yoktur. Zaten davacının talebi alacak değil menfi tespittir. Bir tespit davasında, hukuki yararın varlığının kabul edilebilmesi için ‘talepte bulunanın güncel bir hukuki hakkının tehlike altında bulunması’ ve ‘dava sonunda verilebilecek bir tespit kararının mevcut tehlikeyi bertaraf edici nitelikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda; yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı şirketin eldeki davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gibi, işbu davayı kendisinden alacaklı olmayan davalı şirkete yöneltmesi de hatalı olmuş, tüm bu nedenlerle mahkememizce davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından 60,09-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile kalan 0,79-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 uyarınca hesap ve taktir olunan 3.518,33-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır