Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/203 E. 2022/1175 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/203 Esas
KARAR NO : 2022/1175

DAVA : Alacak (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2015
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …Ltd. Şti.’nin müvekkili şirkete olan borcuna karşılık keşidecisi …-… olan, … Bankası Topçular Rami Şubesine ait, 11/10/2007 ödeme tarihli, 50.000 TL bedelli, 24/10/2007 ödeme tarihli, 50.000 TL bedelli, 26/10/2007 ödeme tarihli, 50.000 TL bedelli, 12/10/2007 ödeme tarihli, 50.000 TL bedelli, 14/11/2007 ödeme tarihli, 105.000 TL bedelli, 23/11/2007 ödeme tarihli, 105.000 TL bedelli, 10/01/2008 ödeme tarihli, 75.000 TL bedelli, 08/02/2008 ödeme tarihli, 39.000 TL bedelli toplam 8 adet çeki cirolayıp verdiğini, ödeme gününde çekler üzerinde ödeme yasağı olduğundan bahisle banka tarafından ödeme yapılmadığını, bu kez çeklerin tahsili amacıyla dava dışı…Ltd. Şti.ve …-… hakkında başlatılan ve kesinleşen takip sonucunda da alacağın tahsil edilemediğini, dava dışı takip borçlusu …-…’ın çekler üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde yaptığı imza itirazının mahkemece kabul edildiğini, karşılıksız çıkan çekler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulması üzerine… ve …Ltd. Şti. yetkilisi … hakkında İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından dolandırıcılık ve sahtecilik suçundan dava açıldığını, bu dosyadan sanık…’ın beraatine, diğer sanık …’ın dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, yapılan yargılama sonrasında, … adına sahte imzalar ile davalı bankaya ait şubede hesaplar açıldığı, sözleşmeler imzalandığı, krediler kullandırıldığı, çek talebinde bulunulduğu, çeklerin kendi adına ya da başkalarına talimat ile sahte imza karşılığı teslim edildiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla davalı banka Rami Şubesi çalışanlarının suç teşkil edecek fiil ve suistimalde bulunduğunu, davalı banka çalışanlarının, sahte hesapların açılması ve çekleri düzenleyip yetkisiz kişilere teslim edilmesinden kaynaklı ve davalı bankanın da adam çalıştırma sorumluluğu hükümleri gereği müvekkili zararlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle haksız fiil sebebi ile 524.500 TL tazminatın davalılar banka ve çalışanlarından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun haksız fiillerden doğan borç ilişkilerinden sorumluluk halinde zamanaşımı düzenleyen 60.maddesi uyarınca, zarar gören davacının tazminat isteminin zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sürenin geçmesiyle zamanaşımına uğradığını, dava dışı çek keşideci …- …’ın kötüniyetli olduğunu ve müvekkili bankaya karşı ileri sürülen haksız fiil ve tazminat sorumluluğunun kabul edilemeyeceğini, müvekkili davalı banka çalışanlarının kusurları bulunmadığını, müvekkili bankanın kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, alacağını tahsil edemeyen davacının kötüniyetli olarak müvekkillerine başvurmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 01/11/2018 tarih ve 2015/1078 E, 2018/1072 K sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş; verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 23/02/2021 tarih ve 2019/391 E, 2021/477 K sayılı kararıyla; “Dava ,haksız fiil ve adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında tazminat talebine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacı tarafça ileri sürülen haksız eylemin, İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05/11/2014 tarih ve… Esas, … Karar sayılı kararı ile hakkında mahkumiyet kararı verilen dava dışı …’ın, davalı banka şubesi nezdinde dava konusu çeklerin keşidecisi adına sahte çek hesabı açmak ve çekleri imzalayarak çek hamili davacıya vermek suretiyle gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, “Uyuşmazlık; dava dışı keşideciye çek karnesi veren banka ve çalışanlarının gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle çekleri ciro yoluyla alan çeklerin hamili davacının uğradığı zararın çek karnesini veren banka ve çalışanlarından tahsil edilip edilemeyeceği noktasındadır” şeklinde niteleme ve tesbit yapılarak, davacının zararlandırıcı eylemin asli faili hakkında öncelikle yasal yollara başvurularak zararın giderilmesinin sağlanması olanağı varken, bu yola başvurulmadan kasti bir eylemlerinden bahsedilemeyecek olan davalı banka ve çalışanlarına yönelik başvurunun yerinde görülmediği gerekçesinin, davanın niteliği bağdaşmadığı değerlendirilmiştir. Zira, dava, adam çalıştıran sıfatına sahip olan davalı bankanın, çalıştırdığı kimselerin hukuka aykırı eylemlerinden sorumlu olduğu, çalışanları olan diğer davalıları seçerken, onlara talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken gerekli özeni göstermediği iddiasına dayalı olmakla, uyuşmazlığın çözümünde adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında TBK 66. maddedeki düzenlemeye göre inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılması gereklidir. Bu sebeplerle, mahkemece bu kapsamda yapılan bir inceleme ve değerlendirme bulunmadığından, verilen karar usul ve hukuka aykırı olup,davacı tarafın istinaf talebi yerinde görüldüğünden, …” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmıştır.
Uyuşmazlığın niteliği itibarı ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden, ileri sürülen hukuksal nedenlere ve sunulan delillere göre, davacının uğramış olduğu zarar miktarı ile zararın meydana gelmesinde davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, oluşan zararda davacının müterafik (ortak) kusurunun bulunup bulunmadığı, varsa davalılardan talep edebilecek tazminat miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, dosya, ekleri ve getirtilen-sunulan belgelerle birlikte konusunda uzman bankacı bilirkişi …, SMMM … ve Doç. Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 27/07/2022 tarihli raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; dava konusu somut olayda, dava dışı …’ın sahte imzalarla babası… adına hesaplar açtığı, daha sonra çeklerin rıza dışı elden çıktığını beyan ederek ödeme yasağı koydurduğu, … adına takibe geçildiği, imzanın adı geçene ait olmadığının belirlenerek imza itirazının kabul edildiği, bu defa davacının davalı banka ve çalışanlarına karşı zararının giderilmesi istemli dava açtığı; dava dışı …’ın sahte imza ile babası adına açtırdığı hesap ve çeklerden dolayı davacının alacağını tahsil edememiş olması nedeniyle çek keşidecisi… aleyhine takibin sonuçsuz kalması nedeniyle zarar koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirildiğinde; davacı yan ticari faaliyet kapsamında … Ltd. Şti. ile ticaretinde bir alacak elde etmiş ve alacağını tahsil amaçlı olarak kendisine keşidecisi… olan müşteri çeki verildiği; çekin ödemeden men edilmesi sonrası başlatılan icra takibi sonuçsuz kaldığı, müşteri çeki olarak davacıya davaya konu çeki veren …İtd. Şti’nin 23.09.2005 tarihinde kurulduğu, …’ın ortağı olduğu, sicil kayıtlarına göre bilahare ortaklıktan ayrıldığı; 18.08.2006 tarihli… adına açılmış olan Genel Kredi Sözleşmesi’nde …’in de kefil olarak yer aldığı; dava dışı …’ın dolandırıcılık fiilini işlerken ticari faaliyeti… üzerinden yürüttüğü, … adına olan çekleri sanki müşteri çekiymiş gibi alacaklılarına verdiği anlaşıldığı;
Bu durumda davacı yanın haksız fiil faili dava dışı …’tan tahsil edemediği alacağı davacının zararı olarak görülebileceği; BAM kararında açıklandığı üzere alacağın tahsil edilemediği ve zararın oluştuğu; zarar verici eylemin gerçekleşmesinde davalı banka çalışanının özensizliğinin de etkili olduğu, çalışanın özen yükümüne aykırı davranışı olmasaydı karşılığı bulunmayan çeklerin davacıya verilmesinin mümkün olmayacağı; bu durumda oluşan zarardan davalı bankanın sorumlu tutulması gerektiği; dosya içeriğinden davacının, icra takipleri ile alacağını dava dışı …ile…’tan tahsil edemediğinin anlaşıldığı; bu durumda davacıya verilen çek bedelleri olan 524.000 TL zarar miktarının davalılardan tahsilinin gerektiği; ödenmeyen her bir çek için keşide tarihinden itibaren avans faizi oranında temerrüt faizi yürütülebileceği;
Davacı taraf, dava dışı …’ın firması …’e yaptığı malzeme tedariği karşılığında davaya konu çekleri aldığı, davacının çeklerin sahte imza ile alındığını bilebilecek durumda olmadığı, bu nedenle kusurundan bahsedilemeyeceği; çeklerdeki imzaların sahteliğinin 2010 yılında öğrenildiği, davanın açıldığı tarih itibariyle kısa zamanaşımı süresinin gerçekleştiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi kurulu raporu, İstanbul BAM 3. HD’nin yukarıda değinilen kararı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının ticari ilişkisi nedeniyle alacağına karşılık dava dışı…Ltd. Şti.’nden aldığı ve keşidecisi yine dava dışı …-… olan 8 adet çekin, davalı Bankanın… Rami Şubesinde keşideci adına açılan bir hesaptan dolayı tedavüle çıkartılarak ciro yoluyla davacının eline geçtiği, çeklerin tahsili amacıyla girişilen takiplerin sonuçsuz kaldığı ve bu süreçte sözkonusu çeklerin, İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …E sayılı dosyasında hakkında dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verilen dava dışı … tarafından sahte belgelerle keşideci adına açılan sahte çek hesabından alınarak tedavüle çıkartıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26/09/2019 tarih ve 2017/11-411 E 2019/962 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere;
Özel mevzuata göre kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan Bankaların, mudilerini ve 3.kişileri sahteciliklere karşı özenle koruyucu önlemler almak zorunda oldukları, 6098 sayılı TBK’nın 66.md gereğince çalıştırdıkları kimselerin 3.kişilere verdikleri zararlardan ayrıca sorumlu oldukları tartışmasız olup; somut olay bakımından, davacının zarara uğramasına sebebiyet veren çeklerin, hakkında ceza mahkemesince mahkumiyet kararı verilen dava dışı … tarafından sahte belgelerle başka bir kişi (keşideci) adına açılan çek hesabından alınarak tedavüle çıkartıldığı; çek hesabı açılırken davalı Banka’nın ilgili şube çalışanı olan diğer davalıların gerekli inceleme ve araştırmayı yapmadan sahte hesabın açılmasına sebebiyet verdikleri; dolayısıyla davalı gerçek kişilerin dikkatsiz ve özensiz eylemleri nedeniyle doğan davacı zararından sorumlu oldukları; davalı Banka’nın da 6098 sayılı TBK’nın 66.md gereğince çalıştırdığı kişilerin davacıya vermiş oldukları zararlardan adı geçenlerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu kanaatine varıldığından, davacı tarafın yukarıda açıklandığı şekliyle haksız fiilden kaynaklı uğramış olduğu bilirkişi raporuyla belirlenen toplam zararın miktarı olan toplam 524.000 TL’nin herbir çek yönünden keşide tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Bilirkişi kurulu raporunda davanın zamanaşımına uğradığı yönünde görüş bildirilmiş ise de; bu husus mahkememizce 01/11/2018 tarih ve 2015/1078 E, 2018/1072 K sayılı karardaki; “…Somut olayda zararın, çeklerin bankaya ibraz edilip karşılıksız çıktıkları 2007 yılında doğduğu; dilekçede ileri sürülen sorumlulara ilişkin dava nedeninin ise, İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin …Esas, … Karar sayılı dosyasında kararın verildiği 05/11/2014 tarihinde öğrenildiği ve eldeki davanın 03/11/2014 tarihinde 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından, davalıların zamanaşımı defileri yerinde görülmemiştir. …” şeklindeki gerekçeyle tartışılıp değerlendirildiğinden ve yine bu gerekçeyle, bu konudaki mahkememiz değerlendirmelerinde herhangi bir değişiklik olmadığından bilirkişilerin zamanaşımı konusundaki değerlendirmelerine itibar edilmemiş ve yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın Kabulü ile,
1-Toplam 524.500,00 TL’nin
50.000,00 TL’sine 11/10/2007 tarihinden,
50.000,00 TL’sine 24/10/2007 tarihinden,
50.000,00 TL’sine 26/10/2007 tarihinden,
50.000,00 TL’sine 12/10/2007 tarihinden,
105.000,00 TL’sine 14/11/2007 tarihinden,
105.000,00 TL’sine 23/11/2007 tarihinden,
75.000,00 TL’sine 10/01/2008 tarihinden ve 39.500,00 TL’sine 08/02/2008 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 35.828,60-TL karar ve ilam harcından 8.957,15-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 26.871,45-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 75.695,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 8.957,15 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 6.000 TL bilirkişi ücreti ve 523,30 TL tebligat giderlerinin toplamı 15.512,25 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2022

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.