Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/175 E. 2021/987 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/175 Esas
KARAR NO :2021/987

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/03/2021
KARAR TARİHİ:08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirketten alınan akaryakıtlara karşılık olarak davalıya 4 (dört) adet çek verildiğini, müvekkilinin tüm çek bedellerini ödemesine rağmen davalı şirketin kötü niyetli olarak çekleri iade etmediğini, sonrasında davalı şirketin sanki hiç tahsilat yapmamış gibi davranarak ve tamamen kötü niyetli olarak dava konusu çekleri …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takibe koyduğunu, böylece davalının müvekkilinden tahsil ettiği çek bedellerini yeniden tahsil etmeye çalıştığını, müvekkili şirketin davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, gerçekte hiçbir alacağı kalmayan davalı şirketin dava konusu çekleri icraya koymasının ve haksız yere karşılıksız çekten şikayetçi olmasının müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan takibin teminatsız olarak durdurulmasına, yapılacak yargılama sonucunda ise dava konusu çekler nedeniyle müvekkili şirketin davalı karşı yana borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiasının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen dava konusu çeklerin müvekkili şirkete ödendiğine yönelik olduğunu, ancak davacı tarafça çeklerin ödendiğine dair herhangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmediğini, davacının ödediğini iddia ettiği çeklerin vadesi geldiğinde bankaya ibraz edilerek karşılıksızdır işlemi yapıldığını, davacının bu durumdan haberdar olmamasının ise mümkün olmadığını, davacının ödeme iddiasını ispat etmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 2004 sayılı İİK.’nun 72/3. maddesine göre icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; banka kayıtları, ticari defterler, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, … 19. Noterliği’nin 10/032020 tarihli – … yevmiye sayılı ihtarnamesi, T.C. … Bankası’na ait 30/05/2019 tarihli, … seri no’lu, …Nak. İnş. Pet. Ür. Kuy. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait 127.000,00-TL. meblağlı çek, Komatsu marka ekskavatöre ait finansal kiralama sözleşmesi, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; devir sözleşmesi, icra dosyaları, ticari defterler, bilirkişi incelemesi ve sair tüm delillere dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davalı …Yağ San. ve Tic. A.Ş. tarafından 10/09/2020 tarihinde davacı … Yapı İnş. … Mad. … İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı … aleyhine dava konusu 4 (dört) adet çeke (kambiyo senedine) dayalı olarak toplam 461.403,08-TL. üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; menfi tespit davasının kısmi olarak açılması usulen mümkün değildir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 28/05/2018 tarihli, 2017/1648 E. ve 2018/2994 K. sayılı, 06/06/2017 tarihli, … E. ve 2017/4600 K. sayılı, 11/04/2019 tarihli, … E. ve 2019/2507 K. sayılı, 11/02/2019 tarihli, 2017/2989 E. ve 2019/798 K. sayılı, 13/12/2017 tarihli, 2016/14070 E. ve 2017/7936 K. sayılı kararları.)
Davacı taraf, takip başlangıç miktarı 461.403,08-TL. olan …. İcra Müdürülüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini talep ettiğinden, ancak dava açarken sadece 59,30-TL. tutarında peşin nispi harç yatırdığından, mahkememizce 14/07/2021 tarihli duruşmada davacı vekiline, dava açarken yatırdığı 59,30-TL. dışında kalan bakiye 7.820,31-TL. eksik harcı yatırması için süre verilmiş, verilen süre içerisinde harcın ikmal edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağı ve müteakip işlemlere devam edilmeyeceği hususları ihtar edilmiştir. Akabinde davacı vekili tarafından 28/07/2021 tarihinde 59399 sıra no’lu makbuzla 7.821,00-TL. tutarındaki eksik harç mahkemeler veznesine yatırılmıştır.
Huzurdaki davada davacı taraf, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyasına konu 4 (dört) adet çek bedelinin davalı karşı yana ödenmesine karşın, davalı tarafça çeklerin kendisine iade edilmediğini ve mükerrer olarak tahsil edilmeye çalışıldığını iddia ederek, dava konusu çeklerden dolayı davalı karşı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir. (KURU, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, İstanbul 2013, s.346)
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Menfi tespit davasında amaç, bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
Diğer yandan usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Buna göre; senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, tanıkla ispat olunamaz. Ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir.
Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı taraftadır. Bir başka ifade ile; menfi tespit davasında kural olarak hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü “kıymetli evrakta hak iddia eden davalıda yani alacaklıdadır. Dolayısıyla davalı – alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Ne var ki, davaya konu alacak kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa 6100 sayılı HMK.’nun 201. maddesi gereğince senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıran veya azaltan hukuki işlemlerin kesin delillerle ispatı gerekir.
Eğer davacı borçlu, bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüş ise bu kez hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu, senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte ve temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/12/2003 tarihli, 2003/19-781 E. ve 2003/768 K. sayılı, 12/10/2011 tarihli, 2011/19-473 E. ve 2011/607 K. sayılı, 04/12/2013 tarihli, 2013/19-89 E. ve 2013/1645 K. sayılı, 14/05/2014 tarihli, 2013/19-1155 E. ve 2014/660 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)
Eldeki dava, dava konusu 4 (dört) adet çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğuna göre, uyuşmazlığın kambiyo senetleri bakımından geçerli ispat kuralları ve yukarıdaki açıklamalar ışığında ele alınması gerekir. Zira davacı taraf, dava konusu çeklerdeki imzasını inkar etmemekte, ancak davalı tarafça takibe konu yapılan çeklerin bedelini davalıya ödediğini, bu nedenle de davalı yana borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmektedir. Davacı taraf, dava konusu çeklerin ödendiğini iddia ettiğine göre ispat yükü davacıdadır. Davacı taraf bu iddiasını ise yazılı delille kanıtlamalıdır.
Davacı vekili 30/07/2021 tarihinde UYAP üzerinden mahkememize sunduğu 28/07/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; isimlerini bildirdikleri tanıkların, müvekkili davacı firmanın davalı firmaya borcu olmadığı hakkında ve borcun müvekkilince ödenmesine rağmen çeklerin davacı firma yetkililerine teslim edilmediğine ilişkin olarak tanıklık yapacaklarını bildirmiştir. Davacı şirket vekili 08/12/2021 tarihli duruşmada isimlerini bildirdikleri tanıkların 28/07/2021 tarihli dilekçelerinde açıkladıkları hususlarda dinlenmelerini talep etmiştir. Davalı vekili ise aynı duruşmada; davacı tarafın tanık dinlenmesi yönündeki taleplerine muvafakatleri bulunmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kambiyo senedine dayalı ticari bir uyuşmazlık olduğunu, basiretli tacirler arasında ticaretin ne şekilde yapılacağının yasada düzenlendiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dava konusu uyuşmazlığın niteliği itibariyle tanıkla ispatı mümkün olmadığından, mahkememizce 08/12/2021 tarihli duruşmada; davacı yanın yerinde görülmeyen tanık dinletme isteminin reddine karar verilmiştir.
Öte taraftan “Yemin” delili, 6100 sayılı HMK.’nun 225. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yemin, kesin delillerden olup; yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanamamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden, mahkeme yemin teklif etme hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Bu durumda kural olarak yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez. Ancak iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için mutlaka yemin deliline dayanılmış olması gerekir. Oysa davacı taraf, gerek dava dilekçesinde gerekse delil dilekçesinde yemin deliline dayanmamış olduğundan, mahkememizce davacı yana bu yönde bir hatırlatma yapılmamıştır.
Somut olayda, davalı tarafın alacağı kıymetli evraka, dolayısıyla bir ödeme aracı olan çeklere dayanmaktadır. Bu durumda davacı taraf, dava konusu çeklerin ödendiğini ve böylece çeklerin bedelsiz kaldığını ispat yükü altındadır. Davacı yanın bu iddiasını ise ancak senetle aynı kuvvette yani kesin delillerle ispat etmesi mümkündür. Oysa davacı taraf, dava konusu çekleri ödediğini iddia etmesine karşın, çeklerin ödendiğine dair dosyaya hiçbir somut bilgi ve belge sunmamıştır. Davacı tarafından bu konuda kesin bir delil de ileri sürülmemiş, yemin deliline başvurulmamış, dolayısıyla davaca taraf davasını ispat edememiştir. Bu sebeple mahkememizce ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca, her ne kadar davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde davacı aleyhine kötü niyet tazminata hükmedilmesi talep edilmiş ise de; mahkememizce yargılama sırasında davalı alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olacak bir ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden ve davalı lehine tazminata hükmedilebilmesi için gerekli şartların da gerçekleşmediği anlaşıldığından, davalı tarafın kötü niyet tazminatına yönelik istemi yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL. karar ve ilam harcının 7.880,30-TL. peşin harçtan mahsubu ile kalan 7.821,00-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 40.120,15-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin e-duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır