Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/160 E. 2021/175 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/160 Esas
KARAR NO:2021/175

DAVA:itirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:04/03/2021
KARAR TARİHİ:09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı MAPFRE Sigorta A.Ş. vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde “Apartman/Site Ortak Alan Sigorta Poliçesi” ile sigortalı bulunan, …nbul – …’deki “… Sitesi”’nde bulunan asansörün 25/02/2019 tarihinde meydana gelen voltaj dalgalanması nedeniyle hasara uğradığını, alınan ekspertiz raporunda açıkça hasarın meydana gelmesinde davalı elektrik dağıtıcısı şirketin (kurumun) kusurlu olduğunun tespit edildiğini, oluşan hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalısına 1.896,49-TL. tutarında hasar ödemesi yapıldığını, davalı tarafa gönderilen rücu bilgilendirme yazısında durumun ve oluşan hasarın açıkça bildirildiğini, buna karşın davalı taraftan olumlu bir yanıt alınamadığını, sonrasında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsiline yönelik olarak davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı-borçlu şirket tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; “Apartman/Site Ortak Alan Sigorta Poliçesi” kapsamında dava dışı sigortalı “”… Sitesi Yönetimi”’ne ödenen hasar bedelinin tahsiline yönelik olarak davalı şirket aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; Apartman/Site Ortak Alan Sigorta Poliçesi, ödeme dekontu, ekspertiz raporu, arabuluculuk son tutanağı, …. İcra Müdürlüğü’nün 2… Esas sayılı icra takip dosyası, …/… numaralı hasar dosyası, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları, elektrik kesintisi ve dalgalanmasına ilişkin her türlü kayıtlar, servis kayıtları, sigortalıya ait hasar gören araç gereçlere ilişkin kayıtlar ile servis kayıtları, yemin, tanık beyanı, hukuki mütalaa, keşif, bilirkişi incelemesi, içtihatlar ve sair diğer delillere dayanmıştır.
Dava dilekçesinde talebin ileri sürülüş biçimine göre huzurdaki dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısı olan site yönetimine “Apartman/Site Ortak Alan Sigorta Poliçesi” kapsamında 25/02/2019 tarihindeki voltaj dalgalanması nedeniyle hasara uğrayan asansör nedeniyle ödenen hasar bedelinin, zarardan sorumlu olduğu iddiası ile davalı şirketten rücuen tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli, 1939/37 E. ve 1944/9 K. sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere; sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur. Buna göre; sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden kaynaklanan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açacağı dava gibidir.
6102 sayılı TTK.’nun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde ise; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Burada davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecek ise olun haklarına halef olan sigorta şirketinin de “halefiyet ilkesi gereğince” aynen sigortalısı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir.
Davacı sigorta şirketi ile dava dışı … Yönetimi arasında konutların yer aldığı site için Apartman/Site Ortak Alan Sigorta Poliçesi imzalandığı, 25/02/2019 tarihinde meydana gelen elektirik hatlarındaki voltaj dalgalanması nedeniyle sigortalı konut sitesinde bulunan asansörde arıza meydana geldiği, oluşan hasar bedelinin sigortalıya ödendiği, ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen talep edildiği anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut poliçede faaliyet konusu kısmında açıkça “Ortak Alan (Konut)” ibaresine yer verilmiştir. Dava dışı sigortalı … Yönetimi tacir olmadığı gibi, sigortalı taşınmazların bulunduğu sitenin işyeri olmadığı, konutlardan oluştuğu anlaşılmaktadır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar; 6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesi uyarınca TTK.’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile, TTK.’nun 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nun 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun (HMK) 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmeseler dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile mahkeme re’sen ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut dosyada yapılan incelemede; davanın, davacı sigorta şirketinin teminat altına aldığı hasar riskinin gerçekleşmesi nedeni ile dava dışı sigortalısına yaptığı hasar ödemesinin olayın gerçekleşmesinde kusuru bulunduğunu iddia ettiği davalıya rücu edilmesi ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Davacı sigorta şirketinin hasara uğrayan sigortalısı, dosyada mevcut 17/07/2019 tanzim tarihli “Apartman/Site Ortak Alan Sigorta Poliçesi” ile “Ödeme Dekontu” kapsamından da anlaşılacağı üzere “… Yönetimi”’dir. TTK.’nun 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettirenin yerine geçer ve dava tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Sigortalısına ödeme yapan sigorta şirketinin ödeme yaptığı şahsın haklarına halef olacağı ve açacağı davalarda da sigortalı dava açsaydı görevli mahkeme hangi mahkeme olacaksa o mahkemenin görevli mahkeme olacağı kuralına göre, davacının halefi olduğu dava dışı sigortalı site yönetiminin tacir olmadığı, dolayısıyla davalı ile arasındaki ilişkinin 6102 sayılı kanunun kapsamı dışında kaldığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, dava dışı sigortalı site yönetiminin halefi olan davacı sigorta şirketi, davalı şirketin kusuru nedeniyle site asansöründe meydana gelen zararın rücuan tahsilini talep etmekte olup, bu şekilde uyuşmazlığın davalı şirketin haksız fiilinden kaynaklandığı, dava dışı sigortalı site yönetiminin ise tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla; davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle huzurdaki davaya konu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Sonuç olarak dava konusu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla ve mahkememizin görevsizliği sebebiyle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın usulden reddine ilişkin olarak aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-HMK.’nun 114/1-c bendi gereğince mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın HMK.’nun 115/2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20. maddesinde belirtilen süre içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın Nöbetçi … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK.’nun 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde ve talep halinde harç ve yargılama giderleri ile gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 09/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır