Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/144 E. 2021/950 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/144 Esas
KARAR NO :2021/950

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/02/2021
KARAR TARİHİ:01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı/borçlu şirket arasında branda kaplama konusunda yazılı sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye göre müvekkili şirketin, davalı şirketin yüklenimindeki çelik konstrüksiyon çatı projesi için branda kaplama işlerinin yapımını üstlendiğini, müvekkili şirketçe sözleşme gereğince tüm edimlerin eksiksiz olarak ifa edilmesine karşın, davalının sözleşme konusu işin bedelini müvekkiline eksik olarak ödediğini, bakiye kısmın ödenmesi için davalı nezdindeki tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine ödenmeyen alacağın tahsiline yönelik olarak davalı şirket aleyhine önce … 3. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve yetkiye itiraz etmesi üzerine bu defa davalıya …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlunun haksız olarak borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davalı taraf davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında branda kaplama konusunda akdedilen sözleşme kapsamında, davacı şirketin yaptığı işlere karşılık olarak davalı şirketin yapması gereken ödemeleri eksik ifa ettiği iddiasıyla ödenmeyen bedelin tahsiline yönelik olarak davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla giriştiği ilamsız icra takibine vaki itirazların İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, taraflar arasında akdedilen sözleşme, tarafların ticari defterleri, tarafların cari hesap dökümleri, yapılan iş karşılığında kesilen faturalar, BA-BS formları, gerektiğinde bilirkişi incelemesi, isticvap, tanık beyanı, yemin, Yargıtay kararları ve diğer her türlü yasal ve takdiri delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından vekili vasıtasıyla 14/10/2020 tarihinde önce … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile fatura alacağına dayalı olarak 88.367,64-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirket vekilince 21/10/2020 tarihli dilekçe ile borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine davacı (alacaklı) vekilince 11/01/2021 tarihli dilekçe ile dosyanın yetkili İstanbul İcra Daireleri’ne gönderilmesinin talep edildiği, yapılan tevzi işlemi sonrasında dosyanın …. İcra Müdürlüğü’nün … nolu esasına kaydedildiği, bu dosyadan davalı borçluya gönderilen ödeme emrinin 30/01/2021 tarihinde tebliği üzerine davalı şirket vekili tarafından 30/01/2021 tarihli dilekçe ile borca, fer’ilerine ve tekrar yetkiye itiraz edildiği, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket vekili tarafından 26/02/2021 tarihinde harca esas değer olarak 88.367,64-TL. gösterilmek suretiyle ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı/borçlu vekili tarafından icra takip dosyasına sunulan 30/01/2021 tarihli itiraz dilekçesinde; borca itirazla birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz edilerek … İcra Daireleri’nin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de; tacir olan taraflar arasında akdedilen 07/09/2020 tarihli sözleşmesinin “Uyuşmazlıkların Çözümü” başlıklı 9. maddesinde sözleşmenin uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Ticaret Mahkemeleri yetkili kılındığından, dolayısıyla davaya konu ilamsız icra takibinin yapıldığı …. İcra Müdürlüğü yetkili olduğundan, 6100 sayılı HMK.’nun 17. maddesi gereğince davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Mahkememizce davalının kayıtlı olduğu … Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak; taraflar arasındaki ilişki dönemi olan 01/11/2019 ile 31/12/2020 tarihlerine ilişkin olmak üzere davalı Kaya Konstrüksiyon … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait BA formlarının gönderilmesi istenilmiştir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası dosyaya kazandırılmış ve sonrasında 20/09/2021 tarihli ara karar ile uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı taraf iddiası, davalı tarafın borca itiraz dilekçesindeki savunması, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
İnceleme günü ve saatine ilişkin 20/09/2021 tarihli “ara karar” dosya taraflarına tebliğ edilmiş, taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize ibraz etmeleri, eğer inceleme günü ve saatinde defterlerini hazır edemeyecekler ise en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine karar verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Bu konuda davalı şirkete usulüne uygun olarak ve gerekli ihtaratı içeren tebligat ve ara 20/09/2021 tarihli karar 25/09/2021 tarihlinde tebliğ edilmesine karşın, davalı şirket ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere mahkememize sunmamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
SMMM bilirkişi Habip KULLUKCU tarafından düzenlenen ve 27/10/2021 tarihinde ön bürodan dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2019-2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, bu anlamda davacı şirketin ticari defterlerinin TTK.’nun ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tasdik edildiği ve tutulduğu, davalı yanın 22/10/2021 günü saat 14.10’te mahkeme duruşma salonunda yapılan incelemeye katılmadığı, ayrıca davalı şirketin yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı, bu durumun takdirinin ise mahkemeye ait olduğu, davacı yanın incelenen 2019-2020 yılları ticari defterlerinde davalı yandan 128.368,80-TL. alacaklı göründüğü, ancak davacı yanın davaya konu icra takip dosyasında davalıdan 88.367,64-TL. talep ettiği, dolayısıyla taleple bağlı kalınarak davacı şirketin davalı şirketten 88.367,64-TL. alacak talebinde bulunabileceği, davacı yanın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa %9 yasal faiz talep edebileceği, ancak yanlar arasındaki ilişkinin “ticari iş” olması hasebiyle T.C. Merkez Bankası kısa vadeli avans faizinin takip tarihinden itibaren somut olaya tatbikinin mahkemenin tercih ve takdirinde olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun dosyada toplanan delillere, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüştür. Ayrıca raporun yargısal denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanmış, raporda yer alan teknik değerlendirme ve hesaplamalar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları).
İddia, borca itiraz dilekçesi, icra takip dosyası ile tüm dosya kapsamının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında davalı şirketin yüklenimindeki çelik konstrüksiyon çatı projesi için branda kaplama işlerinin davacı şirketçe üstlenilmesi hususunda 07/09/2020 tarihinde akdedilen sözleşmeye dayalı ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde davacı şirketin davalı/borçlu şirketin edimini yerine getirdiği, buna göre davacı şirketin yüklenimindeki işleri yerine getirdiği, sonuç olarak dosya kapsamına göre sözleşme konusu işlerin davalı tarafça davacıdan eksiksiz bir şekilde alındığının kabulünün gerektiği, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini dosyaya ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, davacı şirketin TTK. Hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde davalı şirket adına düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak davalıdan icra takip tarihi itibariyle 128.368,80-TL. alacağının bulunduğu, davalı şirketin ise davacıya olan borcunu ödediğini kanıtlayamadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre ve ancak taleple bağlılık ilkesi gereği davacı yanın talebi ile bağlı kalınarak, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 88.367,64-TL. tutarında alacaklı olduğu, sonuç olarak davalı şirketin bu miktara (88.367,64-TL.’ye) yönelik itirazlarının haksız olduğu anlaşılmakla itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve mahkememizce kabul edilen faturaya dayalı alacak likit ve itiraz da haksız olduğundan, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 88.367,64-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 17.673,52-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 6.036,39-TL. karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 1.509,10-TL. harcın mahsubu ile kalan 4.527,29-TL.’nin davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 12.287,79-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL. başvuru harcı, 1.509,10-TL. peşin harç, 8,50-TL. vekalet harcı, 1.000,00-TL. bilirkişi ücreti ve 106,75-TL. posta masrafı olmak üzere toplam 1.693,65-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve harcanmayan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra davacı tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.