Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/14 E. 2022/198 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/14 Esas
KARAR NO:2022/198

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/09/2019
KARAR TARİHİ: 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı gazetede 06/09/2019 tarihinde yayınlanan ‘… ile karıştırmayın’ deniyordu, … başlıklı yazıda “… Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında … … AŞ tarafından İstanbul’da toplam sabit yatırım tutarı 600 milyon lira olan insansız hava aracı (…) ve sistemleri üretim tesisi yatırımı gerçekleştirilecek. Bu tesisle bin 112 kişi yeni bir işe kavuşacak. Son yıllarda özellikle savunma sanayisinde öne çıkan …’ların yerli ve milli imkanlarla üretilmesiyle dışa bağımlılık azalacak, ihracat artacak, cari açığın kapanmasına katkı sağlanacak. Bu yatırımla 393 milyon dolarlık ithalatın önüne geçilecek ve ihracata 413 milyon dolarlık katkı verilecek” ifadelerinin kullanıldığını, yazının başlığında “600 milyon götürdü” ifadesinin gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkil şirkete devletin parasının ve kaynaklarının hukuksuz olarak aktarıldığını, bunu yaparken kimseye yapılmayan ayrıcalıkların tanındığını, devletin parasının çalındığı algısı yaratılarak, toplumda müvekkile karşı infial uyandırıldığını, yaptığı projeler ve soncundaki başarıları ile halkın gurur kaynağı olmuş müvekkilin kişilik haklarına saldırıldığını, yazı ile hedeflenen unsur bilgi vermek ya da basın özgürlüğü kapsamında haber yapmak olmadığını, yaptıkları ile devlete, millete ne kadar katkı sağlamış olursa olsun, adını … içi ve … dışında yaptığı başarılı işlerle halkın gözünde ne kadar yüceltmiş olursa olsun dikkate alınmaksızın yalan ifadelerle halkın gözünden düşürmenin amaçlandığını, yazı içeriğindeki iftira ve karalama kastının açıklığının hiçbir şüpheye yer vermeyecek ve herhangi bir özgürlük biçimi ile açıklanamayacak kadar aşikar olduğunu, müvekkili … Makina San. Ve Tic. A.Ş. ‘nin söz konusu Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamındaki proje için nakit hibe almaksızın , tamamen kendi öz sermayesi ile 600 milyon liralık yatırım yapaacağını, yatırım kapsamında şimdiye kadar terörle mücadele başarısının kanıtlandığını, … ‘ın ürettiği yüksek teknoloji ile 2012 ‘de … Mini … ‘yı ihraç ederek bu alanda Türkiye’nin ilk ihracatının gerçekleştirdiğini, … sisteminin başarısı sayesinde ise Cumhuriyet tarihinde ilk kez gelişmiş bir hava aracı olduğunu, 2018’de havacılıkta 100 yıllık bir geçmişe sahip olan ve dünyanın en büyük uçaklarını üreten …’ya ve …’a ihraç edildiğini, destek kapsamında kurulacak … Ar-Ge ve mükemmeliyet merkezi alanında dünyanın en ileri seviye teknolojik ürünlerini geliştirecek bir merkez olacağını, yapılacak yatırımla birlikte halen 680 kişinin çalıştığı … ‘da ilave olarak mühendis ve teknisyenlerden oluşan 1.112 kişiye daha istihdam sağlanacağını, yerli ve milli vizyonuyla büyüyen savunma sanayimizde dışa bağımlılığın daha da azalacağını, ihracatın artması sağlanacak ve bu artış cari açığın kapanmasına katkı sağlayacağını, söz konusu yatırımla 393 milyon dolarlık ithalatın önüne geçilecek ve ihracata 413 milyon dolarlık katkı verileceğini, müvekkilin herkes tarafından bilinen başarıları sağlaması ve … üretiminde Türkiye Cumhuriyeti’nin ulaştığı seviye ve geliştirilen …’la … … ve Sayın Cumhurbaşkanı arasındaki akrabalık ilişkisi ile değil, aerodinamik, ataletsel vb bilimsel prensipler ile havada uçmakta olduğunu, Türkiye’nin milli ve özgün tasarımla üretilen ilk … Sistemi olan ve tümüyle Türk mühendislerinin tasarladığı … … ve … ‘lar sırasıyla …, … ve … harekatlarında önemli görevler yaptığını, Afrin’de gerçekleştirilen … Harekatı’nda 5.300 saat uçarak tüm sortilerin yüzde 90’ını gerçekleştirdiğini, kırmızı listedeki teröristlere yönelik operasyonlarda etkin rol alarak birçok teröristin etkisiz hale getirilmesinde büyük pay sahibi olunduğunu, … ve … Harekatı ile … içi ve … dışında, Ege ve Doğu Akdeniz’de ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrinde Türkiye için kritik önemdeki görevlere devam ettiğini, ayrıca Türk Havacılık tarihinde ‘100 Bin Saat’ uçan ilk hava aracı unvanını alarak rekor kırdığını, … … ve … sistemini geliştirip, üreten ve ihraç eden müvekkil şirket yöneticisinin Cumhurbaşkanı ile akrabalığına dayalı olarak kurulmak istenen bağlantıyı iyi niyetle bağdaştırmanın mümkün olmadığını, müvekkil şirketin milli ve özgün olarak tasarım ile üretimini gerçekleştirdiğini, milli … ve … ‘ların Türk ordusu ve Kolluk Kuvvetlerinde hak ettiği yeri alması öncesinde bu ürünlerin ağırlık olarak İsrail’den büyük maliyetlerle temin edildiği ve yüksek maliyetine rağmen güvenlik güçlerimize gerekli hizmeti sağlayamadığının bilindiğini, bu gerçeğin de göz önüne alınarak bu gazete haberinin, maksadı, niyeti ve gazetecilik anlayışının neye ve kime hizmet ettiğinin açıklanması ve gerçek nedeninin ortaya koyulması gerektiğini, …, ülkemiz için büyük önem taşıyan operasyonların en önemli unsuru olarak dikkat çektiğini, Milletimiz, Devletimiz ve Ordumuz nazarında gurur ve iftihar kaynağı olduğunu, ülkemizin düşmanları tarafından dahi bilinmekte olan Milli ve… (… ) ‘ne yapılmak istenen düşmanlığın nedenleri ortaya konulması gerektiğini, Milletimiz, Devletimiz ve Ordumuzun düşmanlarının ve PKK yandaşlarının uzun yıllardır rahatsızlıklarının nedenlerinin herkes tarafından iyi bilindiğini, yapılan haber ile müvekkilin kişilik haklarının çiğnendiğini, toplumdaki saygınlığına zarar verdiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas :2011/4-687 Karar :2012/26 tarih : 01/02/2012 Kararında (Ek-2.9, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı, Esas:2011/4-687 Karar:2012/26 Tarih:01/02/2012) “Tüzel kişinin çevresinde kazandığı itibarı aşağılayan yazılı, sözlü veya görüntülü beyanlar, şu veya bu vasıflara sahip olmadığına ilişkin yayınlar, kişilik haklarından şeref ve haysiyete yönelik tecavüz olarak kabul edilmelidir. Tüzel kişinin şeref ve haysiyeti yanında onun toplumsal itibarı, ticari itibarı da TMK.nun 24.maddesindeki korumadan yararlanır. İfadesinin yer aldığını, Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu, manevi tazminat isteyecek kişinin mutlaka gerçek kişi olması gerektiği esasından hareketle düzenlemiş olsaydı, gerçek kişi olma şartını öngörerek tüzel kişilerin ayrık tutulduğuna ilişkin bir ibareye veya ayrık bir düzenlemeye yer verildiğini, oysa her iki kanunda gerçek kişi olma şartı açıkça öngörülmüş olmadığını, gerçek kişilerle tüzel kişiler arasında bu konuda yarım yapılmadığı ‘manevi zararın’ tanımından da çıkarılabileceğini, diğer taraftan TMK nun 24 ,25 (Ek-2.10 , Türk Medeni Kanunu, 24. Ve 25.madde, Kanun No:4721 , Tarih :22/11/2001) ve BK.nun 49/1 maddelerinde (Ek-2.11, Borçlar Kanunu, Kanun No:9087 , Tarih :1/01/2011, 49.Madde) açıkça ‘kişi’ sözcüğü kullanılmış olduğunu, bu sözcüğün hem tüzel kişileri hem de gerçek kişileri içerdiğini, gerçek kişi kavramı içinde ise mümeyyiz ve mümeyyiz olmayan insanların yer aldığı, bu nedenle; TMK’nun 25/son maddesinin (Ek-2.10, Türk Medeni Kanunu ,Kanun No:4721 , Tarih :22/11/2001, 24.ve 25.madde) hem kişilik haklarının korunması hem de maddi ve manevi tazminat davalarını kapsadığının kabulü ile tüzel kişilerin kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davalarının davacı şirketin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında oybirliği ile kabul edildiğini, davalı Borçlar Kanunu 58.Maddesine (Ek-2.12, Türk Borçlar Kanunu, Davalı Borçlar Kanunu, Kanun No:6098 , Kabul Tarihi, 11/1/2011,58.Madde) aykırı bir şekilde müvekkilin kişilik haklarına zarar verdiğini, haber yapma ve basın özgürlüğü sınırlarını aşar şekilde gerçeğe aykırı haber ile insansız Hava Araçlarını halkın gözünden düşürme kastı taşıyarak, siyasi saiklerle müvekkilin kişilik haklarını haleldar ettiğini, Yargıtay yerleşmiş içtihatları gereği, basın özgürlüğü, Anayasanın 28 inici maddesiyle (Ek-2.13, Türkiye Cumhuriyeti anayasası, 28.Madde) 5187 sayılı basın yasasının 1.ve 3.Maddelerinde (Ek-2.14, 5187 sayılı Basın Yasası, 1.ve 3.Maddeleri) düzenlendiğini, basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığını, güvencenin amacının; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olmasıyla olanaklı olduğunu, tüm bu nedenlerle 100.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsil edilerek müvekkile ödenmesini, yasal ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava, mahkememize …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 08.10.2020 tarihli… esas … karar sayılı görevsizlik kararı ile gelmiştir.
Davacı tarafından, davalı sıfatında hata yapıldığı belirtilerek 6100 sayılı HMK’nun 124. Maddesi gereği tarafta iradi değişiklik talebinde bulunulmuş olup, dosya içerisinde yer alan Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 03.12.2020 tarihli yazı cevabı ile … Gazetesi’nin internet sitesinden alınan künye bilgileri dikkate alınarak talebin Kanun’un 124/3 maddesi gereği kabulüne karar verilmiştir.
Eldeki dava açılış tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuğa tabi olsa da Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 04.03.2021 tarih 2020/3187 esas 2021/762 karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere görevsiz mahkemede açılan davada mahkememizce işin esasına girilmeden evvel 18.06.2021 tarihinde davacı vekili tarafından anlaşmaya varılamadığına dair son tutanak sunulmuş olup, dava açılış tarihi itibariyle var olan usulü eksiklik giderilmiştir.
Somut olaya gelince ; davalının imtiyaz sahibi olduğu … Gazetesi’nin 06.09.2019 tarihinde yayınlanan sayısında yer alan “… İLE KARIŞTIRMAYIN DENİYORDU …” başlıklı haberin “… … … TESİSİNE TEŞVİK ” alt başlığında ” Proje bazlı teşvik sistemi kapsamında … … AŞ tarafından İstanbul’da toplam sabit yatırım tutarı 600 milyon lira olan insansız hava aracı (…) ve sistemleri üretim tesisi yatırımı gerçekleştirilecek. Bu tesisle bin 112 kişi yeni bir işe kavuşacak. Son yıllarda özellikle savunma sanayisinde öne çıkan …’ların yerli ve milli imkanlarla üretilmesiyle dışa bağımlılık azalacak, ihracat artacak cari açığın kapanmasına katkı sağlanacak. Bu yatırımla 393 milyon dolarlık ithalatın önüne geçilecek ve ihracata 413 milyon dolarlık katkı verilecek. ” açıklamalarına yer verildiği görülmüştür.
Basın yolu ile kişilik haklarına yapılan saldırılara dair Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere; “Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile Basın Kanunu’nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum, halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın; olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. Ancak belirtmek gerekir ki basın özgürlüğü sınırsız değildir. Anayasa’nın 17. maddesi gereğince, bireyin manevi varlığının bir parçası olan şeref ve itibara üçüncü kişilerin saldırılarını önlemek de yargı mercilerinin görevleri arasındadır. Mahkemeler, Anayasa’nın 17. maddesi gereğince kişilik haklarını korurken aynı zamanda Anayasa’nın 26. ve 28. maddeleri gereğince ifade ve basın özgürlüklerinin gerçek ve etkili bir biçimde korunmasını sağlama yükümlülüğü sebebiyle yarışan haklar arasında adil bir denge kurmak zorundadır. Bu denge kurulurken Anayasa’nın 13. maddesi kapsamında hakkın özüne dokunulmamalı, demokratik toplum düzeninin gerekleri ve sınırlama amacı ile aracı arasındaki ölçü gözetilmelidir. Mahkemeler, yarışan haklar arasında dengeleme yaparken; yayında kamu yararı bulunmasına, kamusal yarara dair bir tartışmaya katkı sağlamasına, toplumsal ilginin varlığına ve konunun güncel olmasına, haber veya makalenin konusu ile yayımlanma şartlarına, bunlarda kullanılan ifadelerin türüne, yayının içeriğine, şekli ve sonuçlarına, habere yönelik kısıtlamaların niteliğine ve kapsamına, haberde yer alan ifadelerin kim tarafından dile getirildiğine, hedef alınan kişinin kim olduğuna ve tanınırlık derecesi ile ilgili kişinin önceki davranışlarına dikkat etmelidir.”
Tarafların toplumsal konum ve rolleri, hakların yarışmasında ve dengelemesinde önemli bir etmendir. Haberin basın özgürlüğü içerisinde kaldığının kabul edilebilmesi için haber toplumsal bir tartışmaya katkı sunma potansiyeline sahip olmalıdır ve haberde muhatabı aşağılayıcı, küçük düşürücü ve kaba bir dil kullanılmamalıdır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, davaya konu haberin başlığında yer alan “….” ibaresinin toplumsal bir tartışmaya katkı sağlamadığı gibi düşünceyi açıklama sınırını aştığı, haber başlığı içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde davacı yanı küçük düşürücü nitelikte ağır ve rencide edici, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşılmış ve kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı yararına 6098 sayılı TBK’nın 58. maddesi uyarınca 40.000 TL manevi tazminata hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 40.000,00 TL manevi tazminatın 20/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.732,40-TL karar ve ilam harcından 1.707,75-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 1.024,65 -TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 1.707,75 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 50,80-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 221,20-TL olmak üzere toplam 272,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 108,80-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır