Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/127 E. 2022/443 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/127 Esas
KARAR NO :2022/443

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:16/10/2012
KARAR TARİHİ:26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davalılardan … idaresinde bulunan ve diğer davalı sigorta şirketinin Karayolları Zorunlu Trafik Sigortası poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın vekil edenlerinin murisi olan …’a çarpması sonucu …’un olay yerinde yaşamını yitirdiğini, kazanın davalılardan …’in arabayı çok hızlı ve kontrolsüz bir şekilde kullanmasından kaynaklandığını, …’nin henüz 4 yaşında ve evin ilk çocuğu olduğunu, ölümünün ailede çok büyük tahribat yarattığını, maddi tazminat yönünden ise davalarının belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirterek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, maddi tazminata ilişkin olarak talep muayyen hale geldikten sonra değerini yükseltmek şartıyla, davacılardan … için 500,00-TL, … için 500,00-TL olmak üzere şimdilik toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine … için 70.000,00-TL, … için 70.000,00-TL ve … için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 150.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’nden alınmasına, hükmedilecek tazminat miktarına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 08/03/2022 tarihli ıslah dilekçesinin tetkikinde, her kalem ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutarak, HMK 107.madde gereğince destekten yoksun kalma tazminatı açısından dava değerinin 124.708,70 TL’ye artırılarak, davacı anne … için 77.203,01 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve davacı baba … için 47.505,69 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının dava tarihi olan 16.10.2012 tarihinden itibaren ( dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olduğundan ) yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; dava dilekçesi ile talep ettikleri anne … için 70.000,00 TL, baba … için 70.000,00 TL ve kardeş … için 10.000,00 TL manevi tazminatların dava tarihi olan 16.10.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; vekil edeni şirketin … plakalı aracı 09/04/2012 tarihinden başlayarak bir yıl süreyle trafik poliçesi ile sigortalamış olduğunu, sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sorumluluklarının bulunduğunu bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacıların müşterek çocuklarının 17/03/2008 doğumlu olduğunu, talep edilen destekten yoksun kalma zarar iddiasının varsayımlı (farazi) destekten yoksun kalma şeklinde olduğunu, yaşanan kaza nedeniyle vekil edeninin de derinden üzüldüğünü, davacılar ile görüşmek istediğini ancak olumlu bir sonuç alamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Davalı taraf tanıkları dinlendiği , bilirkişi kök ve ek raporunun alındığı görülmüştür.
Davalı tanığı … ‘ ın 08/02/2022 tarihli imzalı tanık beyanının tetkikinde, ” davalı … ‘ nu kendisi gibi esnaf olması nedeniyle tanıdığını, kendisinin büfesinin mevcut olduğunu, ancak ne kadar kazandığını bilmediğini, iki oğlu ve bir eşinin olduğunu, bunlara bakmakla yükümlü olduğunu, başkaca bir gelirinin olup olmadığını bilmediğini, kendisinin hastalığı olup olmadığını da bilmediğini, kendisinin kaza sebebiyle arabulucu olarak yer aldığını, kendilerine haber verileceğinin söylendiğini ancak herhangi bir haber verilmediğini, davalı tarafından davacı tarafa ödeme yapılıp yapılmadığını da bilmediğini, tanıklık ücreti talebinin olmadığını ” bildirmiştir.
Davalı tanığı … ‘ nın 08/02/2022 tarihli imzalı tanık beyanının tetkikinde, ” davalı … ‘ nu çocukluktan beridir tanıdığını, davalının büfe işlettiğini, kaza tarihinde de büfe işlettiğini, aylık 10.000,00 -15.000,00 TL’ den fazla kazandığını düşündüğünü, bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocuklarının olduğunu, anne ve babasının da yaşlı olduğunu, bildiği kadarıyla büfe dışında herhangi bir gelirinin olmadığını, tanıklık ücreti talebinin olmadığını ” bildirmiştir.
Diğer davalı tanığı … ‘ in cezaevinde olduğu anlaşılmış olmakla, … 5.nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu aracılığıyla 26/04/2022 tarihinde SEGBİS kanalı ile tanık beyanları alınmış olup tanık beyanının tetkikinde; ” kenisinin davalı …’ nu 10 yıl komşusu olması nedeniyle tanıdığını, davalının … ‘ de bir büfesinin olduğunu, kendisinin üç dört yıldır cezaevinde olduğunu, o nedenle net beyanda bulunamayacağını ancak davalı kendi ailesini rahat şekilde geçindirecek şekilde oradan gelir sağladığını, iki oğlu ve eşinin olduğunu, onları bakmakla yükümlü olduğuhu, bildiği kadarıyla bir hastalığının olmadığını, hasta yaşlı bir annesinin mevcut olduğunu, onunla ilgilendiğini, şuan yaşayıp yaşamadığını bilmediğini, büfesi dışında herhangi bir başka bir gelirinin olmadığını” bildirmiştir.
Bilirkişi raporu ve ek raporunun tetkikinde, 18.06.2012 tarihinde …’ nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile Vatan caddesini takiben … istikametine seyir halinde iken, … isimli market önüne geldiğinde, esnek dikmelerle bölünmüş cadde üzerindeki seyrine göre sağ taraftan aniden yola çıkan 4 yaşındaki yaya …’ a aracın ön kısmı ile çarpması ile yaya çocuğun aracın altına girerek 15 m sürüklenmesi sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan bir kazanın meydana geldiği, davalı … Sigorta A.Ş.’ ye Trafik Sigortası poliçesi ile sigortalı kamyonetin sürücüsü davalı … ‘ nun hatalı sevk ve idaresinin ikinci derecede ve % 25 (yüzde yirmibeş) oranında etkili olduğu, davacıların oğlu ölen çocuk …’ un, hatalı davranışının birinci derecede ve %75 (yüzde yetmişbeş) oranında etkili olduğu, 18.06.2012 tarihinde trafik kazası nedeni ile vefat eden müteveffa …’un anne ve babasının destekten yoksun tazminatı seçenekli olarak hesaplandığı; (Sürücünün % 25 kusur sonrası), 1. Seçenek: Müteveffa …’un 18 yaşından sonra gelirinin asgari ücret kadar olduğu durumda; Annesi …’un Destekten yoksun Tazminatı 77.203,01 TL, Babası …’un Destekten yoksun Tazminatı 67.364,49 TL olmak üzere toplam destekten yoksun tazminatın ise 144.567,50 TL olacağı, müteveffanın gelirinin asgari ücretin 3 katı olması durumunda: …’un Destekten yoksun Tazminatı 231.609,02 TL, Babası …’un Destekten yoksun Tazminatı 202.093,47 TL olmak üzere toplam destekten yoksun tazminatın ise 433.702,49 TL olacağı, yetiştirme giderinin tenzili ile davacıların bakiye destekten yoksun kalma tazminatları;1. Seçenek: Müteveffa …’un 18 yaşından sonra gelirinin asgari ücret kadar olduğu durumda, Annesi …’un Destekten yoksun Tazminatı 77.203,01 TL, Babası …’un Destekten yoksun Tazminatı 47.505,69 TL olmak üzere toplam destekten yoksun tazminatın ise 124.708,70 TL olacağı,2. Seçenek; müteveffanın gelirinin asgari ücretin 3 katı olması durumunda; Annesi …’un Destekten yoksun Tazminatı 231.609,02 TL, Babası …’un Destekten yoksun Tazminatı 182.234,67 TL olmak üzere toplam destekten yoksun tazminatın ise 413.843,69 TL olacağı, … plakalı araç, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesini tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde teminat limitinin 225.000,00 TL olduğu, davacılar 16.10.2012 dava tarihinden önce sigorta şirketine başvuruda bulunmadıkları kanaatiyle raporlar alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen 06/09/2018 tarihli … sayılı kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 29/01/2021 tarihli 2019/1448 esas 2021/114 karar sayılı kararı ile ;
“Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Dosya kapsamından, 17/06/2012 tarihinde davalı sigorta şirketine kaza tarihini kapsar şekilde zmms sigortalı davalı …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yaya olan …’a çarpması ile meydana gelen trafik kazasında …’un vefat ettiği, olay nedeniyle vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır.

İlk Derece Mahkemesince davacılar desteği yayanın kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla desteğe çarpan araç sürücüsünün ve sigortacısının zararın tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Tam kusurlu sürücü veya işleten yakınlarının açtıkları davalarda, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmaları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına ilişkin Yargıtay içtihatlarından anlaşılması gereken, sürücü veya işleten kusursuz olsalar bile sigorta şirketinin tazminat yükümlülüğünün bulunduğu değil, sürücü veya işleten kusurunun destekten yoksun kalan üçüncü kişileri etkilemeyeceğidir. Somut olayda da; davalı sürücü … ile sürücülüğünü yaptığı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı sigorta şirketi, araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olup, aracın çarptığı yayanın kusurlu olması halinde tazminat yükümlülüğü kusur durumuna göre belirlenmesi gerekirken mahkemece aksi yönde karar verilmesi doğru olmamıştır. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/23637 E. ve 2017/5012 K., 2014/8957 E.ve 2016/4281K., 2013/4152 E. ve 2014/4681 K. sayılı kararları).
Davaya konu olay ile ilgili kaza tespit tutanağında davalı sürücünün KTK’nın 84 ve 52/1b maddesi gereğince 1. dereceden, müteveffanın kod 2 kuralını ihlal ettiği ancak yaşı nedeni ile ailesinin sorumlu olduğu belirtilmiş, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda davalı sürücünün 1. dereceden, müteveffanın 2. dereceden kusurlu olduğu, hükme esas alınan 17/04/2014 ve 13/04/2015 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi bilirkişi raporuna göre ise davalı sürücü …’nun tali derecede, müteveffanın asli derecede kusurlu olduğu, davalı sürücünün cezalandırılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, mahkemece aldırılan 13/04/2016, 29/11/2017 ve 11/05/2018 tarihli bilirkişi raporlarına göre kazanın meydan gelmesinde davalı sürücünü %25, müteveffanın ise % 75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece aldırılan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında ceza davasının sonucunun bekletici sorun yapılmasına gerek bulunmadığı değerlendirilmiş ve tarafların kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” .
Tazminatın dayandığı kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 15 yıldır. 17/06/2012 Kaza tarihi ile 23/05/2018 ıslah tarihi dikkate alındığında, ıslah tarihinde 15 yıllık ceza dava zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca ıslahın tahkikatın tamamlanıncaya kadar yapılabileceğinin düzenlendiği, mahkemece bu yönde bir karar oluşturmanın zorunlu olmadığı bu nedenle ıslah yapılma zamanı ve zamanaşımına değinen istinaf talebi yerinde değildir.
Somut uyuşmazlıkta kaza tarihine göre Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları gereğince PMF Yaşam Tablosu dikkate alınarak tazminat hesaplaması yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak Mahkemece yargılama sırasında 13/04/2016, 29/11/2017 ve 11/05/2018 tarihli aktüerya bilirkişi raporu alındığı, üç rapor arasında hesaplama yöntem ve kriterlerinin farklı olduğu görülmektedir. Mahkemece gerekçeli kararında hangi gerekçe ile 11/05/2018 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilmeden ve yine hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazlar hakkında değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yerleşik Yargıtay içtihatları ve süregelen yargısal uygulamalarda trafik kazası sonucu ölen küçük çocuk ölmeseydi 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ve ana ve babaya bakması muhtemel olduğu kabul edilmesine rağmen desteğin 14 yaşına gelmesi ile gelir elde edeceği kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, desteğin yaşasa idi elde edeceği asgari ücret düzeyindeki gelirden davacı anne ve babasına destek olacağı kabul edilerek zarar hesabı yapılmıştır. Ancak mahkemece davacı anne ve babanın sosyal ve ekonomik durumu, yaşadıkları yer, eğitim durumu konularında araştırma yapmadan desteğin yasaşaydı ileride asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceğinin kabulü ile buna göre yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
HMK’nın 331/2.maddesine göre de “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” hükmü gereğince mahkemece karar verilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesi de doğru olmamıştır.
Davalı … vekilinin manevi tazminatın değerlendirilmesi yönünden tanık deliline dayandığı ve süresi içerisinde tanık listesini de sunduğu halde tanıklarının dinlenmemiş olması da eksik incelemeye dayalı olmuştur.
Bu durumda, Mahkemece davalının gösterdiği ve açıkça vazgeçmediği tanıklarının dinlenmesi, davalının dinlemeyen tanıkların dinlenmesinden açıkça vazgeçmesi halinde ise davacı bu tanıkların dinlenmesinden vazgeçilmesine muvafakat etmez ve tanıkların dinlenmesini isterse, gerekli masraf davalı tarafça karşılanmak suretiyle HMK’nın 240 ve devamı maddeleri uyarınca tanıkların dinlenmesi için davalı tarafa imkan tanınması gerekmektedir.
Manevi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurularının tanıkların dinlenilmesinden sonra değerlendirileceği nedenle bu aşamada değerlendirilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce gerekçeleri anılan karar gereği yargılamaya devam olun, davalı tarafından gösterilen tüm tanıklar dinlenmiştir.
Maddi tazminat istemi yönünden; yukarıda gerekçesi anılan kaldırma kararı mahkememizce inceleme yapılmış bilirkişi raporları alınmış,tır. Bilirkişi tarafından ibraz edilen 06.03.2017 UYAP tarihli raporun D bendinin 1 numaralı fıkrasınca yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya elverişli olmakla mahkememizce hükme esas alınmıştır. Davacılardan … için ilk yargılama sırasında sunulan 23.05.2018 tarihli dilekçe ile 62.667,97 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği halde 08/03/2022 tarihli dilekçi ile anılan davacı yönünden talep edilen bedelin 47.505,69 TL talep edildiği beyan edilmiş olup, mahkememizce bakiye kısım yönünden davacının talebinden feragat ettiği kabul edilmiş, anılan bilirkişi raporu ile davacı vekilinin 08/03/2022 tarihli dilekçesi dikkate alınarak maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat istemi yönünden; 6098 sayılı TBK’nun haksız fiil nedeni ile manevi tazminatı düzenleyen 56. Maddesi ;
“(1) Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini föz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
(2)Ağır bedensem zarar veya ölüm halinde, zarar veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir,” hükümleri davacıların manevi tazminat isteminin yasal dayanağıdır.
22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İBK gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu kaza nedeni ile davacılardan … ve …’un oğulları, davacı …’un abisi … hayatını kaybetmiştir. Yukarıda anıldığı üzere davacılar lehine hükmedilecek tazminat somut olaya göre belirlenmeli ve davacılarda manevi huzuru gerçekleştirebilecek nitelikte olmakla birlikte, lehtarının fakirleşmesine neden olmamakla birlikte, yükümlüsününde zenginleşmesine neden olmamalıdır. … olay tarihide yaklaşık 4 yaşında olup kazada %75 oranında kusurludur, bunlarla birlikte manevi tazminat miktarında tarafların sosyal ve ekonomik durumları da önemlidir.
Elde ki davada davacıların ölenin anne, baba ve kardeşi olması, ölenin yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihinde paranın alım gücü , tazminat yükümlüsünün kusur oranı ile manevi tazminatın niteliği dikkate alınarak davacı anne ve baba için 20.000’şer TL, kardeş için 10.000 TL manevi tazminata hükmedilerek aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
A)Maddi Tazminat talebi Yönünden, Davacı anne … için 77.203,01 TL ve baba … için 47.505,69 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 16/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, davacı … için fazlaya ilişkin istemin reddine,
1-)Alınması gereken 8.518,85 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ve ıslah yolu ile ödenen 877,7 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.641,15 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, davacılar tarafından peşin ödenen 877,7 TL harcın davalılardan alınarak davacılara ödenmesine
2-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 10.836,39 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı …’a ödenmesine
3-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 6.975,73 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı …’a ödenmesine
4-)Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılara ödenmesine
B) Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ ndan dava tarihi olan 16/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE,
1-)Manevi tazminat istemi yönünden alınması gereken 3.415,5 TL karar ve ilam harcının davalı …’ ndan alınarak hazineye irat kaydına
2-)Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği, davacı … için 5.100,00 TL, … için 5.100,00 TL ve … için 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ ndan alınarak davacılara ödenmesine
3-)Davalı … vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AÜÜT gereği, 5100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan ve 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı … alınarak davalı …’na ödenmesine
C-)Yargılama Gideri Yönünden;
1-)Davacılar tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 21,15 TL başvuru harcı ile 6.174,53 TL posta tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.195,68 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 3.915,07 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine
2-)Davalı … tarafından yapılan 171,00 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 63,40 TL’nin davacılar … ve …’tan alınarak davalı …’na ödenmesine
3-)Davalı … Sigorta Aş tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 210,00 TL yargılama giderinden reddine karar verilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 2.94 TL yargılama giderinin davacı …’tan alınarak davalı sigorta şirketine ödenmesine
4-)Gider avansının bakiyesinin karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır