Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/109 E. 2022/257 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/109 Esas
KARAR NO :2022/257

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/02/2021
KARAR TARİHİ:16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında çeşitli tarihlerde “… Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme gereği davalı tarafa faturalı hatlar tanımlandığını, davalı tarafın bu hatları aktif olarak kullandığını, işbu hatlara ait faturaların ödenmemesi üzerine davalı aleyhine…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı/borçlu şirket tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiğini, takibin durduğunu, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalının…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete dava dilekçesi, delil dilekçesi ile ekleri, tensip zaptı, usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermediği gibi, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında çeşitli tarihlerde akdedilen … Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmeleri gereğince davalı şirket adına tanımlanan faturalı hatlardan kaynaklı fatura bedellerinin ödenmediği iddiasıyla davacı şirketçe davalı aleyhine…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazların İİK.’nun 67. maddesine göre iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; arabuluculuk son tutanağı, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, “… Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi”, faturalar, … Kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından 10/04/2019 tarihinde davalı şirket aleyhine 17.701,30-TL. asıl alacak, 3.210,73-TL. işlemiş faiz, 163,59-TL. işlemiş faizin KDV’si, 63,49-TL. işlemiş faizin ÖİV’si olmak üzere toplam 21.139,11-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu şirket tarafından 17/04/2019 tarihinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket vekili tarafından 15/02/2021 tarihinde ve harca esas değer olarak 21.139,11-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İİK.’nun 67/1 maddesi; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 (bir) sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın bir yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Maddedeki bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süre olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir. Davaya konu icra takip dosyasının tetkikinde; davalı/borçlu şirketin borca itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı şirkete veya vekiline tebliğe çıkarılmadığı, borca itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir belgenin de bulunmadığı görülmüş, İİK.’nun 67/1 maddesinde öngörülen sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunlu olduğundan, mahkememizce re’sen yapılan incelemede huzurdaki davanın 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası dosyaya kazandırılmış ve sonrasında 10/11/2021 tarihli duruşma ara kararı ile iddia, savunma, taraflar arasındaki sözleşmeler, faturalar, toplanan deliller, tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde haberleşme ve telekomünikasyon konularında uzman elektronik mühendisi … ile SMMM bilirkişi … marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Taraflara gönderilen ara karar ve tebligatta; taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeleri, eğer inceleme günü ve saatinde hazır edemeyeceklerse en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine karar verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Gerekli ihtaratı içeren tebligat, davalı şirkete 12/11/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı şirket incelemeye katılmadığı gibi ticari defter ve belgelerini mahkememize ibraz etmemiş, yerinde inceleme talebinde de bulunmamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 06/01/2022 tarihinde mahkememize sunulan raporda özetle; dosya mevcudu, davacı yan ticari defterleri, dava ve icra dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucu incelenen davacı şirkete ait 2018-2019 yılı yevmiye ve kebir defterlerine ait beratların yasal sürelerde alındığı, envanter defterinin yasal süresinde tasdik edildiği, bu anlamda sunulan ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafın incelenen ticari defterlerinde davalı taraftan icra takip tarihi itibariyle 17.701,30-TL. asıl alacak, 3.166,75-TL. işlemiş faiz, 570,01-TL. işlemiş faizin KDV’si ve 237,50-TL. işlemiş faizin ÖİV’si olmak üzere toplam 21.675,56-TL. tutarında alacaklı olduğu, davacı tarafın icra takibinde toplam 21.139,11-TL. talep ettiği, bu nedenle taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının talebi ile bağlı kalınarak davalıdan 21.139,11-TL. talep edebileceği ve bu miktar üzerinden davalının itirazının iptalinin gerekeceği, nihai takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan ve celbedilen deliller ile dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, alınan raporun dosyada toplanan delillere, dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere uygun olduğu, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları).
İddia, borca itiraz dilekçesi, taraflar arasındaki sözleşmeler, icra takip dosyası, takibe konu faturalar, davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi kurulu raporunun birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında muhtelif tarihlerde akdedilen … Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmeleri kapsamında ticari ilişki bulunduğu, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen ve takibe konu yapılan faturaların taraflar arasındaki kurumsal abonelik ilişkisinden ve davacı tarafça davalıya sunulan hizmetten kaynaklandığı, davalı şirketin adına tanımlanan faturalı hatlardan kaynaklı fatura bedellerini davacıya ödemediği, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini dosyaya ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, davacı şirketin sağlayıcı operatör sıfatıyla sözleşme kapsamında taahhüt ettiği hizmetleri yerine getirdiği, davalı şirketin ise takip konusu faturalara konu edilen hizmetleri davacıdan aldığı, bu nedenle davalı şirketin davacıdan aldığı hizmetine karşılık olarak ücret ödeme borcunu yerine getirmesi gerektiği, davacı şirketin TTK. hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde davalı şirket adına düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak davalıdan icra takip tarihi itibariyle 21.675,56-TL. alacaklı olduğu, ancak davacı taraf icra takip dosyasında toplamda sadece 21.139,11-TL. talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkememizce takibin 17.701,30-TL. asıl alacak, 3.210,73-TL. işlemiş faiz, 163,59-TL. işlemiş faizin KDV’si ve 63,49-TL. işlemiş faizin özel iletişim vergisi olmak üzere toplam 21.139,11-TL. yönünden devamına karar verilebileceği, davalı şirketin davacıya olan borcunu ödediğini kanıtlayamadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kurulu raporunda tespit edildiği gibi davalı şirketin 21.139,11-TL.’ye yönelik itirazlarının haksız olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davalı şirketin…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazlarının iptaline, asıl alacağa (17.701,30-TL.’ye) takip tarihinden itibaren aylık %4 (yıllık %48) oranında akdi faiz yürütülmesi gerektiği, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve mahkememizce kabul edilen faturaya dayalı alacak likit ve itiraz da haksız olduğundan, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 17.701,30-TL asıl alacak, 3.210,73-TL işlemiş faiz, 163,59-TL işlemiş faizin KDV’si ve 63,49-TL işlemiş faizin özel iletişim vergisi olmak üzere toplam 21.139,11-TL’ye yönelik itirazlarının iptali ile asıl alacağa (17.701,30-TL’ye) takip tarihinden itibaren aylık %4 (yıllık %48) oranında akdi faiz yürütülmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan 4.227,82-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.444,01-TL karar ve ilam harcından 361,01-TL. peşin harç + icraya yatan harcın mahsubu ile 1.083,00-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.572,66-TL. (59,30-TL başvuru harcı, 361,01-TL peşin harç + icraya yatan harç, 8,50-TL vekalet harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 143,85-TL tebligat, posta ücreti olmak üzere toplam:2.572,66-TL) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.