Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/75 E. 2020/702 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/75 Esas
KARAR NO:2020/702

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:22/04/2010
KARAR TARİHİ:09/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki sonucu hizmet sözleşmesi yapıldığını, verilen hizmete ilişkin faturaların ödenmemesi üzerine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, müvekkili şirketin alacağının tahsili için yapmış olduğu icra takibine davalı borçlu şirketin kötü niyetli olarak itiraz ettiği ve takibi durduğunu, müvekkil şirketin cari hesap alacağı için davalı borçluya borcunu ödeme hususunda yapılan müteaddit ihtarlarının sonuç vermemesi üzerine iş bu davayı açtıklarını, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptaline takibin devamına, %40 tan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında hastane projesi kapsamında verilen gereken danışmanlık hizmetlerine ilişkin bir danışmanlık sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 3. maddesine göre toplam 4 adet raporun müvekkil firmaya sunularak onayının alınacağını, sözleşmenin 8.2.maddesinde belirtilen 15.000 Euro’nun davacı hesaplarına yatırıldığını, davacı tarafından verilmesi gereken hizmetlerin verilmemesi ve raporların tam ve zamanında sunulmaması nedeniyle tıbbi cihazların mahal listesinin hazırlanmasının geciktiğini, bu durumun hastanenin açılmasını 2-3 ay geciktirdiğini, raporların sunulmamasının davacı ile Dr. … arasındaki sıkıntılardan kaynaklandığının belirtiğini, müvekkil firmanın davacı firmadan alacaklı olduğuna ve alacaklarının ödenmesine dair alacaklı olduğun iddia eden firmaya ihtarda bulunulduğunu, haksız ve mesnetsiz ve hukuka aykırı davanın reddine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, haksız takip nedeniyle takip miktarının %40’ı oranında haksız takip tazminatının davacıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesin talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; tacirler arası hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan hizmet sözleşmesi uyarınca düzenlenen faturaların ödenmemesi sonucu davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından verilmesi gereken hizmetlerin verilmemesi ve raporların tam ve zamanında sunulmaması nedeniyle tıbbi cihazların mahal listesinin hazırlanmasının geciktiğini savunarak davanın reddini ve %40 oranında kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkememiz ( …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/12/2011 tarih ve …-108 E.K. Sayılı kararı ) tarafından davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19/11/2012 tarih ve 2012/4057 – 17097 E.K. Sayılı kararı ile “Taraflar arasında akdedilen 12.12.2006 tarihli sözleşmenin 8.3.md. “Ek-1 Proje kapsamı dökümanında belirttiği Rapor 1, Rapor 2 ve Rapor 3’ün tamamlanarak teslimine müteakip, müşteri, 3 iş günü içerisinde 20.000 Euro tutarındaki ödemeyi Danışman’ın madde 8.10’da belirtilen banka hesaplarından birine yapacaktır” hükmünü, 8.4. md. De “Rapor 4’ün teslimine müteakip, müşteri, 3.iş günü içerisinde 15.000 Euro ve toplam proje KDV’sini Danışman’ın madde 8.7’de belirtilen banka hesaplarından birine yapacaktır”hükmünü içermektedir.
Yine sözleşmenin Ek-1 Proje kapsamı başlığı altındaki a,b,c ve d bentlerinde açıklanan raporların müşteriye sunarak onayını alacağını belirtmiştir.
Anılan sözleşme hükümleri gözetildiğinde davacı yan 1., 2., 3. ve 4. raporları davalıya teslim edecek ve bu raporlar davalı yanca onaylandıktan sonra davacı yan ücret hak edecektir.
Bu durumda mahkemece, söz konusu raporların davalıya teslim edilip onayına sunulduğunun ispat külfetinin davacıya ait olduğu gözetilerek, bu yönde davacı delilleri sorulup varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bilgisayar çıktısı olan kargo belgesine itibar edilerek, keza hastanenin açılmış olmasının da bu raporların ibraz edildiğine karine teşkil edeceği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Öte yandan mahkemece, şayet hastanenin faaliyete geçmesinin davacının vereceği raporlara bağlı olduğu sonucuna varılır ise, bu takdirde Sağlık Bakanlığından hastaneyle ilgili ruhsat belge ve ekleri celbedilip, uyuşmazlığa konu raporların bu evrak içerisinde bulunup bulunmadığının tespiti ve ayrıca davalı yanın Rapor 4’ün tanzim tarihinin dahi dava tarihinden sonra olduğu savunması da dikkate alınarak davacının ücreti hak edip hak etmediği değerlendirilip varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce bu bozma ilamına uyularak devam edilen yargılama neticesinde verilen 2014/379 esas – 2014/456 karar sayılı karar, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/8483 Esas ve 2019/5285 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş olup, bozma ilamına uyularak devam edilen yargılamada;
Taraflar arasındaki sözleşmede, davalı yönünden işin gereğine göre rahat davranabilmesi için raporu belli bir tarihte ya da tarih aralığında sunulması gerektiğine dair herhangi bir hüküm bulunmamasına rağmen, davacının sunduğu belgelere göre sadece 13/02/2007 tarihli raporu davalıya sunduğu, her iki tarafça altı imzalanıp kaşelenerek onaylanmış olduğu, ancak diğer raporların sunulmadığı, davacı tarafça sunulduğu iddia edilen raporların davalıya sunulduğunun ispatlanamadığı gibi davalının onayını gösteren herhangi bir şerhini de sunamadığı, oysa sözleşmede raporun davalının onayından geçirilmesine yönelik hüküm bulunduğu, yine 20/08/2010 tarihli raporun dahi takip ve davadan sonra olduğu, bu hali ile dahi davacıya sunulmadığı, buna ilişkin davacı vekilince tarihin sehven yazıldığı belirtilmiş ise de, gününde yazılmış olması halinde geleceğe dair bir tarih atılamayacağı, bu nedenle de sehven yazıldığı savunmalarına da itibar edilemeyeceği, bu nedenle de ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bununla beraber davacının, davaya konu icra takibini kötüniyetli olarak başlattığına dair bir delil bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin de reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının takibi kötüniyetli başlattığına dair delil bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 837,00-TL den mahsubu kalan 782,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
(… Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/02/2012 tarihli, … esas … karar 2012/27 harç nolu harç tahsil müzekkeresi ile davalıdan tahsili istenilen 4.334,80-TL tahsil edilmiş ise, işbu karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, tahsil edilmemiş ise ilgili harç tahsil müzekkerenin işlemsiz iadesinin istenilmesine),
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT göre hesap olunan 12.120,64-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2020

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.