Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/744 E. 2023/170 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2020/744 Esas
KARAR NO:2023/170

DAVA:Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:31/12/2020
KARAR TARİHİ:07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … Sigorta A.Ş.’ nin sigortalısı …’a ait … plakalı aracın 03.01.2020 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sigorta şirketi araç sürücüsü %100 kusurlu bulunduğunu, bu kaza sonucunda bağımsız eksper tarafından düzenlenen eksper raporuyla hasar bedeli KDV dahil 23.160,01 TL tespit edildiğini, ekspertiz şirketine fatura karşılığı 409,93 TL ödendiğini, söz konusu kaza neticesinde hasar onarım bedelinin tazmini için …’na başvurulduğunu, itiraz yolu açık olmak üzere başvurularının ret edildiğini, kaza sebebiyle oluşan hasar onarım bedeli ve değer kaybı alacağın ödenmesi şeklinde beyanda bulunarak davanın kabulünü talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kaza sebebiyle oluşan hasar onarım bedeli alacaklarının şimdilik 5.900,00 TL ‘ sinin, değer kaybı alacaklarının ise şimdilik 10,00 TL’ sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, dava konusu hasar onarım bedeli tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 409,93 TL ‘ nin yargılama gideri olarak davalı tarafından müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP ARTIRIM:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 20/12/2022 tarihli talep artırım dilekçesinin tetkikinde, dava dilekçelerinin sonuç ve istem kısmında 5.900,00-TL olarak talep ettikleri hasar onarım bedeli alacaklarını 12.528,00-TL, 10,00.-TL olarak talep ettikleri değer kaybı alacaklarını 2.400,00.-TL arttırarak, kaza sebebiyle oluşan hasar onarım bedeline ilişkin 18.428,00.-TL’nin, değer kaybına ilişkin 2.410,00.-TL’nin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, 409,93-TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri kabul edilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle huzurdaki dava haksız olup reddi gerektiğini, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, davaya konu araçla ilgili şirketlerine başvuru evrakından da anlaşılacağı üzere müvekkili şirketten usulüne uygun bir şekilde talepte bulunulmadığını, taraflarına yapılan başvuru usulüne uygun yerine getirilmediğini ve müvekkil şirketin katılımı ile oluşturulmuş herhangi bir eksper çalışması olmaksızın, değer kaybı hesaplaması yapılırken aracın mevcut km’si önünde bulundurulmaksızın yapılan usule aykırı bir başvuru bulunmakta olduğunu, ayrıca araçta oluşan değer kaybının tamamının şirketleri tarafından karşılanması hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, söz konusu kazada yapılacak kusur sorgulamasında müvekkili şirket sigortalısının kısmi kusurlu veya kusursuz olduğu anlaşılacağını ve değer kaybı bedelinin de yalnızca sorumluluklarına düşen kısmı şirketçe karşılanacağını, kabul manasında olmamak üzere kusur oranlarının tespiti bakımından mahkemece dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas kurumuna sevk edilmesinin gerektiğini, davacı yan her ne kadar dava öncesi tespit yapıldığını beyan etmiş ise de müvekkili şirketin yokluğunda tek taraflı olarak yapılan tespitin kabulü mümkün olup ilgili tespit kapsamında alınan hasar tespit belgeleri de taraflarını bağlamamakta olduğunu, bu nedenle ilgili belgelerin davaya dayanak yapılması ve hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davacı yanında kabulünde olduğu üzere davacı tarafından dava açılmadan önce Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılmış olup söz konusu başvurunun reddedildiğini, bu sebeple daha önce aynı konuda verilmiş hakem heyeti kararı mevcut iken huzurdaki davanın dinlenilme olanağının bulunmadığını, davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekmekte olduğunu, … kararı ve bu karara itiraz sonucu verilen kararın celbini talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle hasız ve yasal dayanaktan yoksun iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile hasar bedeli ve değer kaybı istemine ilişkindir.
Somut olayda 03/01/2020 günü dava dışı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası nedeni ile davacı yana ait … plakalı aracın hasarlandığı ve davalının … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı, davacının tazminat isteminden sigortalısının kusuru oranında sorumludur.
Kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarını belirlenmesi ile davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı ile hasar bedelinin belirlenmesi uzmanlık gerektirmesi nedeni ile mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 07/02/2022 tarihli rapor ile, dava konusu kazada davalı yana sigortalı … plakalı otomobilin sürücüsü …’ın %75 oranında, davacıya ait … plakalı aracın sürücüsü …’in %25 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araçta yapılacak onarımın ekonomik olmadığı ve aracın perte ayrılması durumunda 7.000 TL zararın olacağı onarımın çıkma parçalardan yapılması durumunda davacı zararının değer kaybı ile birlikte 8.641,41 TL olacağı rapor edilmiş, taraf vekillerinin rapora itirazları üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınan 08/06/2022 tarihli ek rapor ile kusur dağılımı konusunda bilirkişi görüşünde değişiklik olmadığı orijinal parçalar ile onarım yapılması halinde değer artış indiriminden sonra davacı zararının 16.141,25 TL olacağı ancak bu onarım şeklinin ekonomik olmadığı ve çıkma parçalar ile değişim yapılması halinde davacı zararının 9.641,41 TL olduğu tespit edilmiş, tarafların rapora itirazları üzerine mahkememizce yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, makine mühendisi bilirkişi … tarafından sunulan 05/12/2022 tarihli rapor ile dava konusu kazada davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, davalı yana sigortalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu davacı aracında KDV dahil 18.428,00 TL hasar oluştuğu ve araçta değer kaybının 2.410,00 TL olduğu rapor edilmiştir.
Bilirkişi … tarafından sunulan 05/12/2022 tarihli raporun, kusur belirlemesine ilişkin bölümünün kaza tespit tutanağına ve olayın oluşuna uygun olması nedeni ile mahkememizce hükme esas alınmış ve dava konusu kazada davalı yana sigortalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Raporun değer kaybı ve onarım bedelinini belirlenmesine ilişkin bölümünün ise dosya içerisinde bulunan eksper raporlarına, aracın durumuna ve yüksek yargı içtihatlarına uygun olması nedeni ile hükme esas alınmış, araç onarım bedelinin aracın bilirkişi tarafından belirlenen 37.000 TL rayiç bedelinin %50’sini aşmaması nedeni ile ekonomik olduğu ve davacı aracında KDV dahil 18.428,00 TL değerinde hasar ile 2.410,00 TL değer kaybı oluştuğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı vekili 20/12/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile dava değerini bilirkişi raporunda belirlenen 20.838,00 TL’ye yükseltmiş, davalı vekili artırılan miktara karşı zamanaşımı defi ileri sürmüştür.
Eldeki dava fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik kaydı ile 5.910,00 TL dava değeri üzerinden açılmıştır. Dava dilekçesinde açıkça davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı açıklanmamıştır. Bu durumda dava kısmi alacak davası olarak açılmıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/12/2019 tarih, 2017/4833 E. ve 2019/11369 K.sayılı kararı).
Eldeki davanın kısmi alacak davası olarak açıldığının belirlenmesi üzerine davalının zamanaşımı definin değerlendirilmesi gerekmiştir. 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü, yine aynı kanunun 109/2. maddesinde ise “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Davaya konu trafik kazası 03/01/2020 tarihinde meydana gelmiş olup, olayın maddi hasarlı trafik kazası olması nedeniyle, uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olacaktır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporunun ibrazının ardından 20/12/2022 tarihinde talep artırım dilekçemizin sunulmasıdır açıklaması ile ıslah dilekçesi sunulmuş olup, bu ıslah dilekçesi 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra sunulmuş ve davacının ıslah konusu yaptığı alacak zamanaşımına uğramıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, 05/12/2022 tarihli bilirkişi raporu, davacı vekilinin 20/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ve davalı vekilinin zamanaşımı defi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne fazlaya dair istemin zamanaşımı nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 5.900,00 TL hasar onarım bedeli ve 10,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 5.910,00 TL ‘ nin 26/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 403, 71 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak ödenen toplam 355,86 TL harçtan mahsubu ile bakiye 47,85 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına
3-Davacı tarafından ödenen 355,86 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
4-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 54,40 TL başvuru harcı, 3.610,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti ile 403,93 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 4.068,33 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.153,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 5.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3 maddesi gereği hesap olunan 5.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 374,37 TL’sinin davalıdan 945,63 TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır