Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/74 E. 2021/427 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/74 Esas
KARAR NO:2021/427

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:31/01/2020
KARAR TARİHİ:07/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında “Makine Alım Satım Anlaşması” imzalandığını, bu sözleşme ile 1 adet … … Makine, 1 adet … Yazılım, 1 adet … Yazılım, 130.000 Euro + KDV karşılığında davalı tarafa satıldığını, sözleşmede 30.000 Euro’nun sipariş anında, kalan 100.000 Euro’nun ise kurulum aşamasında ödenmesinin kararlaştırıldığını, sözleşme gereği sipariş ile birlikte 14.05.2018 tarihinde 30.000 Euro (karşılığı olarak 153.900,00 TL) gönderildiğini, makinenin kurulumunun davalı tarafın kurulum çalışanı … denetiminde 17.08.2018 tarihinde tamamlandığını ve buna ek olarak teknik servis formunun tanzim edildiğini, Davalı şirkete 06.08.2018 tarihli … numaralı,130.000 Euro + KDV bedelli fatura kesildiğini, Davalı şirketin kesinlen bu faturaya istinaden 13.08.2018 tarihinde 700.000,00 TL ve 29.08.2018 tarihinde 50.941,26 TL ödeme yaptığını, ancak bu ödemelerin ödeme tarihindeki kurdan hesaplanması gerekirken, fatura tarihlerindeki kurun esas alındığını, sözleşmede açıkça “Euro” bedel öngörülmesi sebebiyle ödemelerin yapıldığı tarihteki kurun esas alınacağının aşikar olduğunu, müvekkili şirket tarafından kur farkı nedeniyle … numaralı ve 03.09.2018 tarihli 13.941,02 Euro bedelli kur farkı faturasının kesilmesine rağmen Davalı şirketin … numaralı 04.09.2018 tarihli fatura ile faturaya karşı iade faturası kesildiğini, Davalı şirketin bu tutumunun hakkaniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, Bu hususta Yargıtay’ın çok sayıda emsal kararından bir kaçının, “…Dava kur farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı yapılmış olması gerekir. Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir. Taraflar arasındaki kur farkı alacağını öngören sözleşme bulunmamakla birlikte dosyada bulunan satış faturalarının incelenmesinde malların döviz karşılığı satıldığı ve TL karşılığında gösterildiği görülmektedir. Bu durumda davalı kur farkı alacağından dolayı sorumlu olacağından, davacının kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurum dikkate alınarak hesaplanması suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…Yargıtay …. H.D. 2017/… E. 2018/… K. 11.09.2018 T.” “…Davacı, davalıya Euro cinsinden mal sattığını ve bu hususun faturada belirtildiğini, ödemelerin faturada gösterilen 90 günden sonra yapıldığını, dolayısıyla kur farkı alacağı olduğunu ileri sürerek icra takibi başlatmış, itiraz üzerine işbu dava açılmıştır. Kur farkı alacağının doğması için satışın yabancı para cinsinden yapılması ya da sözleşmenin bulunması gereklidir. Davalının da kabulünde olan mal satış faturalarında birim fiyatının Euro cinsinden, ödeme vadesinin de 90 gün olduğu belirlenmiştir. Davalının bu tarihten sonraki ödemeleri nedeniyle davacı satıcının kur farkından doğan alacağının gerçekleştiğinin kabulü gerekir… Yargıtay …. H.D. 2015/… E., 2015/… K. 14.10.2015 T.” olduğunu, davalı tarafa … 13. Noterliğinin … yevmiye no.lu ve 10 Ekim 2018 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiğini, ve bu ihtarname ile borcun ödenmesinin talep edildiğini, Davalı şirketin … 21. Noterliğinin 18.10.2018 … yevmiye no.lu ihtarnamesi taraflarının borcu olmadığını iddia eden bir cevabı ihtarname gönderdiğini, izah edilen nedenler ile işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle 13.941,02 Euro tutarındaki kur farkı nedeniyle meydana gelen alacağın temerrüt tarihi olan 22.10.2018 tarihinden itibaren “TBB – Mevduat Euro (Kamu Bankalarınca)” nevinden faiz işletilerek davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında “Makine Alım Satım” sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede Davalının “alıcı”, Davacının “satıcı” olarak anıldığını, işbu sözleşme ile tarafların sözleşmede yazılı makine ve aksesuarlarının satıcı tarafından alıcıya satımı hususundaki koşulların belirlendiğini, sözleşmenin imzalandığı tarihten bu yana Davalı tarafın, sözleşme gereği üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, işbu sözleşme gereği Davalı şirketin, ilgili makine ve aksesuarların karşılığı olarak 130.000 Euro + %18 KDV ödemeyi, Davacı şirketin ise ilgili makineleri Davalı şirkete teslim etmeyi/kurulumunu yapmayı taahhüt ettiğini, ilgili sözleşmeye göre Davalı şirket tarafından 30.000 Euro’nun sipariş esnasında ödeneceğini, kalan bakiye için ise ödemenin makinelerin kurulumu aşamasından sonra gerçekleşeceği şeklinde taraflar arasında anlaşmaya varıldığını, 14.05.2018 tarihinde Davalı şirketin anlaşma gereği 30.000 Euro’nun karşılığı olan 153.950,00 TL’yi davacı tarafa ödediğini, işbu ödemenin yapılması akabinde Davacı şirket tarafından 06.08.2018 tarihinde 130.000 Euro’luk fatura kesildiğini, anlaşma tarihi olan 14.05.2018’de Davalı şirketin, 30.000 Euro’nun karşılığı olan 153.950,00 TL’yi ödediği için kararlaştırılan bedelden geri kalan tutarın 750.941,26 TL olduğunu, kararlaştırılan bedelden geriye kalan tutar olan 750.941,26 TL’nin 700.000,00 TL’si 13.08.2018 tarihinde, geri kalan miktar olan 50.941,26 TL’nin de 29.08.2018 tarihinde Davacı şirkete ödendiğini, böylece Davalı şirketin karşı tarafa herhangi bir borcu kalmadığını, ilgili ödemelerin yapılması ile Davacı şirketin tamamen kötü niyetli olarak 03.09.2018 tarihli 13.941,02 Euro bedelli -kur farkı- faturası kestiğini, Davalı şirketin de ilgili faturayı usulüne uygun olarak 04.09.2018 tarihinde iade ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede kesinlikle ödemenin yapıldığı tarihteki kur üzerinden olacağı ibaresi bulunmadığını, Davacı şirketin gerek … 13. Noterliğinden keşide etmiş olduğu 10.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gerek ilgili dava dilekçesinde -sözleşmede belirtildiği üzere ödeme tarihindeki kurun baz alınacağı- ifadeleri yer almaktaysa da ilgili hususun tamamen mahkemenin algısını etkileme ve haksız kazanç sağlama gayesi ile ileri sürüldüğünü, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmede hangi tarihteki kurun baz alınacağının yer almadığını, Davacı şirketin de söz konusu boşluktan istifade etmeye çalışarak ilgili davayı ikame ettiğini, bu sebeple Davacı şirketin kur farkı talebinin Davalı şirket tarafından kabul edilemez nitelikte olduğunu, davacı şirket tarafından Davalı şirkete keşide edilen ihtarnameye, Davalı şirket tarafından … 21. Noterliğinden … yevmiye numarası ile cevabı ihtarname gönderildiğini, yukarıda izah edilen nedenlerden dolayı kur farkının kabul edilemeyeceğini ancak gününde ödenmeyen faturalar için yine faturada belirtilen %1.5 aylık gecikme faizinin talep edildiği takdirde Davalı şirket tarafından ödenebileceğinin belirtildiğini, Davalı şirketin basiretli bir tacir gibi davrandığını, tamamen iyi niyeti ile talep edilmemiş olan gecikme faizini dahi ödeyebileceğini ancak kendisinden haksız yere talep edilen kur farkının ödenmeyeceğini ifade ettiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun -Aşırı İfa Güçlüğü- başlığı 138. maddesi; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derece borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçsüzleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” hükmüne haiz olduğunu, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü durumdan kast edilen günlük hayatın olağan akışına göre borçlunun hesaba katmakla yükümlü olmadığı olaylar olduğunu, ilgili dönemde yaşanan ekonomik krizin Davalı şirket tarafından öngörülememesinin de son derece doğal olduğunu, 2018 yılı döviz artışlarına bakıldığında Ağustos ayından beklenmedik şekilde büyük bir artışın yaşandığının görüldüğünü, böyle bir durumda davalı şirketten fatura tarihindeki kur yerine ödeme tarihindeki kurun ödenmesinin adalete, dürüstlüğe ve hakkaniyete aykırı düşeceğini, Türk Borçlar Kanununun 138. maddesinin de bu ve benzeri durumların önlenmesi amacıyla düzenlenmiş bulunduğunu, TC Gelir İdare Başkanlığının yayımlamış olduğu … (…) – E. … sayılı 10.12.2018 tarihli dövize endeksli olarak yapılan satışa ilişkin ödemenin TL cinsinden yapılması durumunda dikkate alınacak döviz kuru hakkındaki özelgeye göre; “…Yurt içi firmalara yapılan dövize endeksli satışlara ilişkin faturalarda, bedelin Türk Lirası karşılığından belirlenmesinde, alıcı ile yapılan sözleşmede döviz kurunun taraflarca belirlenmiş olması halinde sözleşmede belirlenen döviz kurunun, alıcı ile yapılan sözleşmede döviz kurunun taraflarca belirlenmemiş olması halinde ise, faturanın düzenlendiği tarihte Resmi Gazete’de yayımlanan T.C. Merkez Bankası döviz alış kurunun dikkate alınması gerekmektedir.” denildiğini, Yine T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı … Vergi Dairesi Başkanlığı mükellef hizmetleri usul grup müdürlüğü tarafından yayımlanan 18.08.2017 tarihli özelgede; “… Yurt içi firmalara yapılan satışlara ilişkin olarak yabancı para birimi kullanarak, düzenlediğiniz faturalarda yer vermek üzere, fatura muhteviyatı döviz cinsinden tutarın Türk Lirası karşılığının belirlenmesinde; Alıcı ile aranızda yapılan sözleşmede döviz kurunun taraflarca belirlenmiş olması halinde, sözleşmede belirlenen döviz kurunun, Alıcı ile aranızda yapılan sözleşmede döviz kurunun taraflarca belirlenmemiş olması halinde ise, faturanın düzenlendiği tarihte Resmi Gazete’de yayımlanan T.C. Merkez Bankası döviz alış kurunun dikkate alınması gerekmektedir.” denildiğini, Davacı tarafından talep edilen kur farkının bu bağlamda haksız kazanç olduğu ve talep edilemeyeceğinin sübuta erdiğini, izah edilen sebeplere istinaden haksız davanın reddini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Davacı taraf delil olarak; makine alım – satım sözleşmesi ve ekleri, banka kayıtları, dekontlar,ticari defter kayıtları, faturalar, mail ve her türlü yazışmalar, servis formları başta olmak üzere müvekkil şirket nezdindeki her türlü form ve tutanak, ihtarnameler, tanık, bilirkişi, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; makine alım- satım sözleşmesi ve ekleri, banka kayıtları, dekontlar, ticari defter kayıtları, faturalar, ihtarname, tanık, bilirkişi incelemesi yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Dava; kur farkından kaynaklı alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; kur farkından kaynaklı olarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, var ise miktarı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya SMMM bilirkişisi … … tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; Davacı tarafından dava dosyasına sunulan taraf arasında düzenlenen Makine Alım-Satım Anlaşmasının 2. Maddesinde, Madde 1’de yazılı Makine ve aksesuarlarının satış fiyatı 130.000 Euro+%18 KDV olduğu, 3. Maddesinde, Alıcı, madde 2’de sözü edilen makine bedelinin 30.000 Euro’sunu sipariş aşamasında kalan bakiyeyi makine kurulumu tamamlandığında ödeyeceği konusunda anlaşılmış olduğunu, tarafların incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafın davalı taraf adına 130.000,00 EURO + 23.400,00 EURO KDV olmak üzere toplam 153.400,00 EURO (karşılığı KDV dahil 904.891,26 TL. ) bedelli fatura düzenlediği ve her iki tarafında ticari defterlerine işlediğinin görülmüş olduğunu, davacı tarafın davalı taraftan banka yolu ile, 14.05.2018 tarihinde 153.950,00 TL. 13.08.2018 tarihinde 700.000,00 TL. 29.08.2018 tarihinde 50.941,26 TL. olmak üzere toplam 904.891,26 TL. tahsilat yapmış olduğunu, davacı tarafın davalı taraftan TL. bakiye olarak, 904.891,26 TL. fatura alacağı- 904.891,26 TL. tahsilat = 0 borç-alacak bakiyesinin kalmamış olduğunu, davacı tarafın davalı taraf adına 03.09.2018 tarihli KDV Dahil 16.450,40 EURO (karşılığı 122.942,06 TL.) bedelli “kur farkı gelirleri” açıklamalı fatura düzenlemiş ve davalı tarafa göndermiş olduğunu, davalı taraf 04.09.2018 tarihli KDV Dahil 122.942,06 TL. bedelli “… nolu ft iadesi” açıklamalı iade faturası düzenlemiş ve davacı tarafa göndermiş, her iki tarafta kur farkı faturası ve iade faturasını ticari defterlerine işlemiş olup;
Davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olan 06.08.2018 tarihli … sıra numaralı fatura üzerinde kur 5,8989 TL. olarak belirlenmiş olup, fatura 153.400,00 EURO (karşılığı 904.891,26 TL.) olarak düzenlemiş olduğunu,
– Davalı tarafın davacı tarafa yapmış olduğu ödemeler aşağıdadır.
TARİH AÇIKLAMA TL. TUTAR
14.05.2018Gl.Hav. : … LTD.ŞTİ. 153.950,00
13.08.2018 Gl.Hav. : … TİC. LTD.ŞTİ. 700.000,00
29.08.2018 Gl.Hav. : U… TİC. LTD.ŞTİ. 50.941,26
Davalı taraf davacı tarafa toplam 904.891,26 TL. ödeme yapmış olduğunu,
Taraflar arasında düzenlenen Makine Alım-Satım Anlaşmasında kur belirlenmemiştir. Bu nedenle ödeme günündeki TCMB Döviz alış kuru esas alınarak, her bir ödeme için Euro cinsine çevrilecektir.
TARİH A ÇIKLAMA TL. TUTAR KUR EURO TUTAR
14.05.2018 Gl.Hav. : U… TİC. LTD.ŞTİ. 153.950,00 5,0757 30.330,79
13.08.2018 Gl.Hav. : … TİC. LTD.ŞTİ 700.000,00 6,8081 102.818,70

29.08.2018 Gl.Hav. : U… TİC. LTD.ŞTİ. 50.941,26 7,2744 7.002,81
TOPLAM 904.891,26 140.152,31
Davacı tarafın davalı taraftan yapmış olduğu 904.891,26 TL. tahsilatın ödeme tarihi itibari ile EURO Döviz Alış kuru üzerinden 140.152,31 EURO tahsilat yaptığının görülmüş olduğunu, davacı taraf davalı tarafa 06.08.2018 tarihli 153.400,00 EURO (karşılığı 904.891,26 TL.) fatura düzenlemiş, davacı tarafın davalı taraftan, 153.400,00 EURO fatura alacağı – 140.152,31 EURO tahsilat= 13.247,69 EURO alacaklı hale gelmiş, davacı tarafın davalı taraftan 31.01.2020 dava tarihi itibari ile 13.247,69 EURO alacaklı olduğuna dair rapor sunmuşmuştur
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; davalının, davacıdan döviz cinsi para üzerinden mal alımı ve teknik servis hizmeti aldığı, davacının bu hizmetlere karşılık düzenlediği faturalara davalı tarafından düzenleme tarihindeki kur esas alınarak ödeme yapıldığı, davacının ödeme günündeki kur üzerinden ödeme yapılması gerektiğinden bahisle kur farkı alacağı talebine dair işbu davayı açtığı, davanın aydınlatılmasının tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesini gerektirmesi nedeniyle aldırılan teknik bilirkişi raporuna göre, tarafların usulüne uygun olarak tutulmuş olan defter ve kayıtlarına göre kur farkından kaynaklı olarak davacının, davalıdan 13.247,69 Euro alacaklı olduğu tespit edilmiş olması nazara alınarak anılan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf dava dilekçesi faiz başlangıç tarihini 22/10/2018 tarihi olarak bildirmiş ve talep etmiş ise de; dava dilekçesi ekinde ya da dosyada ihtarnamenin tebliğ parçasının yer almadığı, davalı tarafından ihtarnameye cevap niteliğinde gönderilen ihtarnamenin üzerinde 18/10/2018 tarihinin yer aldığı, bu nedenle tebliğ tarihinin 18/10/2018 tarihi olarak kabul edildiği, bu bağlamda işbu tarihten itibaren 7 gün sonrası olan 26/10/2018 tarihi faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ İLE,
1-13.247,69 EURO’nun 26/10/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 5.980,09-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.573,27-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4.406,82-TL ‘nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.573,27-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 12,30-TL vekalet pulu ve 803,75-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 878,25-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 834,57-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 12.180,64-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.07/06/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı